15 Ocak 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

15 Ocak 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİYASI İCMAL: Budapeştede verilen kararlar Peşteda toplanan İtalya, Macarl- tan ve Avusturya Hariciya Nazırlarr man mutabık kaldıkları kararlar miş- terek uzun bir beyanname Üs bütün dünyaya ilân edild, Bu kararların başlıcaları şunlardır: | Avusturya ve Macaristan devletleri Roma - Berlin mihveri nams verilen Almanya ile İtalya arasındaki iş bir- Hğine teveccühlerini beyan etmişler ve bunu Avrupanın yeni baştan, kıp rulması ve sulhü için sağlam bir 20 şmân olduğunu tanımışlardır. » Avusturya ile Macaristan Komünist enternasyonaline karşı (o Almanya, İtalya ve Japonya arasında münakid. Jmisakı teveccühle karçılamışlar v8 komünist propagandasına vütün kuv setleri ile mücadele etmeği teahhüd gitmişlerdir. * Macarislan ile Avusturya, İspanya- dakt taraflardan general Frankoyu bütün İspanyanın ve himayesi altın- daki Şimali Fasın ve adaların ve mils- temlekelerin yegöne meşru hükümeti olarak lanımağa karar * Yine bu iki devlet İtalyanın Millet- ler cemiyetinden ayrılmasını muhik bulmuşlar ve bu müessese Jtalya ve müllefiklerinin sıddına olan siyasi 1937 de ” Birkaç gün evvel geçen senenin ga- rip hâdiselerini yazmıştık. Bugün 59- ne birkaç tanesini kaydediyoruz: EN GARİP HIRSIZLIK 1937 senesinin en garip hursızlığı Ronianyada olmuştur. Orada Yassi gehri civarında küçük bir köyün de- miryolu Istasyonu olan Dreptoura du- rağı bir gün ortadan kaybolmuştur. Bir sabah trene binmek üzere ora- ya gelen köylüler durağın yerinde yel- ler estiğini görerek hayrete düşmüş” lerdir, Hâdiseden haberdar edilen de- miryolu zabıtası durak binasile per- su'nun çalmmış olduğunu tesbit et- mekten başka birşey yapmamışlardır. Her ne kadar çalınan «eşya» uzun müğ- det aranmışsa da bulunamamıştır. Bina ile persu bir köylünün ocağında kış odunu vazifesini gördüğü Için kül ha- Bine gelmiş olacak ki. zabıta onları meydana çıkarmağa muvaffak olama- mıştar, EN GARİP VASİYETNAME 1937 senesinin en garip vasiyetun- mesini Pariste vefat eden Amerikalı milyoner Viting yazmıştır. Bu v: name 110 sahifeden ibarettir. vasiyetnamesinde servetini bin kişiye taksim ettiğini bildirmektedir. Fakat isimleri geçen bu bin kişinin ne kara- bet ve ne de dostluk dolayısile milyo- Diş ağrısına karşı Geçenlerde Viyanada toplanan diş- çiler cemiyetindo Viyanali diş dok- toru Şoyer diş ağrılarının kısa dal galarla tedavisi hakkmda enteresan bir konferans vermiştir. Tıbbın diğer #ahalarma hayırlı bir sürette hüfz etmekte olan kısa radyo dalgalarının diş tedavisinde de faydası görüldü- ğünü söylemiştir. Dişçilikte kısa dal- gülar ameliyat ösnasında da <Elek* trik bıçak» Kullanılırken işe yarar maktadir. Çürük dişlerdeki gizli mik- Top yuvalarının meydana çıkarılması da kısa radyo dalgaları sayesinde mümkün olmaktadır. Malüm olduğu #eçhile çütük “dişlere gizlenen mik- Toplar vücudün “başka yerlerinde 17- tıraplara sebeb olmaktadır. Doktor Şoyen verdiği izahatı bilfiil de isbat etmiştir. Kısa dalgaların bir defa tat bik edilmesinden sonra bile hasta diş- lere şifa bah i sabit olmuştur. benizsizlik icin yaş neler oldu? akidelerin tarajtarlarına mahsus bir p şeklini aldığı takdirde bundan çıkmağı derpiş etmeğe karar ver- Bu kararlar orta Avrupanmm göbe- ğinde bulunan ikt devletin Almanya, italya ve Japonya arasında komü” nistliğe ve dolayısile Sovyetlere karşı olan ütifaka ttihak eylediklerini ve İspanya meselesinde Almanya ve İtalya ile beraberce yürüyeceklerini ve Milletler cemiyelinin Dir iki dev- letin siyasi akidesi etrafında bir âlet olmasını meydan vermemek istedik- lerini bu suretle Alman - İtalyan, Japon ittifakı Avuslurya ve Macaris- tanın ülihakı ile genişlemiş oluyor. Peşte konferansında Macaristanın tekrar silâhlanmak hakkı tanınmak- la iktifa edilmemiş ve derhal silâh- lanmasına lüzum. gösterilmiştir. Ma- curistan le Romanya arasındaki mü nasebalın iylzşmesine ve bunların anlaşmalarına : ehemmiyet verilmiş» tir. Bu kararlar vir taraftan orta Avrupanın siyasi vaziyelini büsbü- tün değiştirmekte ve diğer taraftan da üç büyük devletin arasındaki itti- fakın dal budak saldığını şüphe bi- rakmamaktadır. > Feyzullah Kazan nerle hiç alâkası yoktur. Milyoner Vi- ting'in vasiyetnamesinde isimleri ge- çen şahısları Parisin telefon kitabını açarak oradan lânlettayin arayıp bul- duğu zanneğilmektedir. EN GARİP TESADÜF 1937 senesinin en garip tesadüfü | Amerikanın Collingvood civarında vu- kua geldi. Orada iki otomobil biribiri- le çarpıştı. İki şoför kabahat biribiri. ne atfettiği için aralarında kavga çık- | ta, İkisi de mahkemeye müracaat et- mek için birbirlerine isimlerini ve ad- reslerini verdiler. O aman ikisinin de kardeş olduğu meydana çıktı. Birisi Clawde ve diğeri John Harlov olan bu iki kardeş 27 senedenberi biribirlerini görmemişlerdi. Müzademe neticesinde buluştuklarına çok sevinerek birlikte yollarıma devam ettiler. EN GARİP KAZA Senenin en garip kazası İtalyada Bergamo civarında Caleinate'de yukuz geldi. Bir çocuk evde kediyi kovalar- ken balkondan aşağıya bir çiçek sak- sısı düştü. Bu saksı evde çalışan bir kızım başına isabetle onu öldürdü. Kı- zın nişanlısı bu felâket haberini alın- ca kederinden o da öldü. Öldüğü gün kendisine piyangodan 45000 liret isa- bet etti. Yegâne yarisi olan biraderi © paraya sahip oldu, Yerinden oynatılan bina Buenos Ayres'den bildirildiğine gö- re Arjantinin merkezi bugünlerde muazzam bir teknik kabiliyeli gös- termeğe sahne oluyor. Mesele, şehrin en yüksek binalardan birini 60 met- re geriye almaktan ibarettir. Şehir imar edilmekte olduğundan şimal ta- raftmı cenup tarafına bağlıyan bir cadde açılmaktadır. Bu işe Mesai Ne- zareti binası engel olmaktadır. Çün- kü projesi yapilan inşa istikametini 80 metro kadar kesmektedir. Şimdi, 25 kattan ibaret olan ve 38 bin ton sikletinde bulunan bu bina geri çe- kilecektir. Bu ameliyatın nasıl yapı- lacağına dalr mühendisler .tarafın- dan bir proje hazırlanmıştır. Kosko- ca binâ, bu iş için imal edilecek hu- susi tekerlekler üzerine konulacak v6 ondan sonra her gün bir metre geri- ye çekilmek suretile istenilen yere kadar getirilecektir. . Bu itibarla bü- tün nakil muamelesi iki ay devam edecektir. Mesai Nezareti bu mua- mele esnasında binayı tahliye etımi- | yecektir. zafiyet ve KANSIZLIK Chlorose benle cl gl za tai selinin SİROP DESCHLENS, PARIS | Boyanma merakı eski midir? Kadınlar ne zamandanberi yüzlerini boyarlar? rakı Büyük Harb- den sonra âdeta u- mumileşmiştir. So- kakta, evde, iş ba- şında gördüğümüz kadınlardan çoğu boyalıdır. Bir zamanlar boya kullan- mıyan kadınlar bile bugün boyanı- yorlar. Bu vaziyet karşısında insanın aklına şu sual geliyor: Kadınlar ara- sında boyanma €skl bir şey midir? Bu merak ne zaman başlamıştır? Bu suale tereddüd etmeden Kalâ- belâdanberi cevabını verebiliriz. En eski Çin efsanelerine bakacak olursak kadınların boyandıklarına dair bir çok masallara tesadüf ederiz. Bu mâa- sallarda milâddan evvel 2356 tarihle- rinde imparator Yaonun boyanmış kadınlardan hoşlanmadığı bildiril mektedir. (Confucius, Book of history, edition W. G. Old: 20.) Gene milâddan evvel 1818 senesin- de Yulardan imparator Chieh üç bin Çinliyi büyük bir şarab havuzu içinde boğdururken karısı hemi boyanıyor, hem bu «eğlenceli sahne» yi temaşa ediyormuş. (Wil Durant, -Histoire de la civilisation 3 cild 16 sahife.) 'Milâddan evvel 1150 senesinde im- parator Chou Hasinin karısı Ta-Ki boyalı kadın ve erkekleri çok sever, bunlara bahçesinde dans ettirirmiş. Bütün bunlar bize gösteriyor ki milâddan binlerce sene evvel kadınlar boyanıyorlar. gözlerine sürme çe kiyorlarmış. Yani tramvayda, vapur- da, kahvede, lokantada ve hatlâ s0- kakta yürürken suratını boyamak, ikide bir aynaya bakarak, boyanın noksanlarını tamamlamak medeniyetin bir işi değildir. Bizi merük ve tecessüse sevkeden en büyük nokta bu boyanma işinin nereden dünyaya yayıldığıdır. Buna Çini bir menşe olarak göstermek mümkün olabilir mi? Eski masallara bakacak olursak, kadınların boyanma işlerine vatan olarak Çini kabul etmemiz icab ede- cektir. Fakat böyle bir düşünüş ne dereceye kadar doğru olabilir? Biz Çin dediğimiz ülkeye Çin ismi- nin verilişini milâddan evvel 638 ta- rihinde buluruz. İlk defa buna bu i#- mi veren, şimalden ve garpdan yani Türkler diyarından gelip buralarda büyük bir imparatorluk vücüde geti- ren Ti-Sin namındaki bir zattır. Çin- den evvel buraların esatiri hakanla- rına sit bütün efsanevi masallar, bu rından buralara getirterek oturturlar. Biz Çin llsanının başlı başıma bir li- san halini alışını bile bu zamandan sonra görürüz. Bu havalinin ilk imparatoru olmak üzere gösterilen Fu-Hsi (milâddan evvel 2852) şimalden, şimal! garbiden (yani Türkler diyarından), yanında gayet Alime bir karısı olduğu halde buraya gelmiş ve Çinlilere izdivacı, mnusil yazıyı, resmi, ipek böceği Eski Çin masallarına göre boyanmak milâddan binlerce sene evvel de vardı. Bir zamanlar kadınlar bugünkü gibi, kaşlarını tıraş ederler, yüzlerinden başka dişlerini de boyarlardı Hsia hanedanı zamanında, (milâd- dan evvel 2165) bu topraklarda şimali garbiden gelen bir cemi- yet hayatı uyanmağa tar. Nihayet Çin, Çin ismini aldığı gün imparator Ti-Sinin Ku-an-Şung na- mındaki veziri, bu halka, bilhassa ka- dınlara giyinmenin ve süslenmenin yolunu . göstermiştir. & «Konfuçyus» bundan bahsederken şöyle bir darbı meselin bulunduğunu kaydeder: miz sola doğru ilikli bir vaziyette ka- lacaktık.» Hulâsa olarak diyebiliriz ki boyan- ma çok eskidir. Hanım ninem de bo- yanıyordu. Onun hanim ninesi de bo- yanıyordu, Onun büyük annesi de bo- ibaret imiş. Bugün de dünkü gibi kaş- lar tıraş ediliyor. Yalnız temenni ede- lim ki dişleri boyamak tekrar baş gös- termesin. O zaman bilmem ki kadın- R. Çavdarlı İKTİSADİ MESELELER — Şehrimizin piyasa merkezi neresidir? Şehrimizin piyasa merkezi neresi- dir? Ve neresi olmalıdır? İstanbulun imari etrafında tedkikler yapıldığı bir sırada, bu sualleri de sormak za mani gelmiştir. Bugünkü şeraite göre, İstanbulda büyük ticaretin temerküz ettiği iki yer vardır. Biri Galata, diğeri de Bah- çekapı.. Vaktile ticaret merkezi ta- mamile Galataydı. 925 senesinden son- ra Galatanın ticari ve mali piyasa işle- ri, Dördüncü Vakıf hanında toplandı. Miili bankaların İstanbul şubeleri, Bahçekapı, Yenicami civarında bu- lunduğu için, Gajate eski tlcarl mev- kilni kaybetmişti, 926 ;senesinde İstanbul Ticaret odası, bu semtin artık piyasa merkezi olduğunu göz önünde tutarak, bir ti- caret sarayı yâplırmağı düşünmüştü. Hattâ bu iş için yapılan proje tatbik sahasına bile geçiyordu, Saray, Dör- düncü Vakıf hanının karşısında ya- pılacaktı alt katlarında, borsalar, or- ta katlarda, bir ticaret klübü yapıla- caktı, projeyi tatbik için, arsa alındı. Fakat arkasından dünyayı sarsan meşhur buhran baş gösterdi, oda btt- ! çesinde, Ticaret sarayı için tahsisat ayrılmışken, tasarruf yapmak mecbu- tiyeti hasıl oldu. Şimdi Ticaret sarayıyapmak sure- tile, Bahçekapı ve civarındaki piyasa merkezini takviye etmek hatıra bile gelmiyor. Daha doğrusu hatıra bile gelse Bahçekapı, eski mevkiini kay- betmiştir.. Çünkü Ziraat bankası, Gümrük Başmüdürlüğü, Liman inhi- Sarı ve müesseselere bağlı Gümrük ko- misyoncuları, diğer iş evleri birer birer Galataya taşınmışlardır. Ticaret bor- sasındaki zahire tacirlerinin fikrine göre, Ticaret borsası da, Galataya ta- şınmalıdır, çünkü ekser zahire yazı- haneleri Ömer Âbid hanındadır, Ancaba şehrimizin ticaret merkezi neresidir? Bu sunle tam cevap vere- meyiz. Biraz Bahçekapı, biraz da Galata diyebilirz. —H.A, Ikinci baba Çocuğun dul anası çok geçme- den evlendi. Üvey baba bir zaman çocuğa iyi baktı. Fakat sonraları, bilhassa keyrli çocuğu olduğu za- man, zavallı yavrucağı hor gör- meğe olur olmaz şeyler için hır- palamağa başladı. Evvelleri üs- tüne titriyen annesi de biçareyi ihmal eder olmuştu. Ne yiyeceği- ne, içeceğine, ne sütüne başına dikkat ediyorlardı. Evde oturup Kardeşine dadılık etsin diye mek- | tebe dahi gündermemeye başlar | dılar, Bütün komşuların yürekleri parçalanıyordu. En sonra birisi dayanamıyarak gidip işi mahal lin sulh hâkimine anlattı, Sulh hâkimi derhal tahkikat yaptırttı, Ve bir gün anayı mahkemeye ça- ğirtti. Kalpsiz kadın <Çocuğa ne için böyle yapıyorsun?» diyen hâki- me: «Siz me karışıyorsunuz ço- cuk benim değil mi?» cevabını verecek cür'eti kendisinde buldu. Ozaman hâkim öna Türkiye Cümhuriyeti kanunlarına - göre çocuğun her zaman hâkim himar Hava vaziyeti Dün yurdumuzun Şark muntakala- ri kapalı yağmurlu, Orta Anadolu sisli, Karadeniz kıyıları çok bulutlu, diğer mıntakalar kismen bulutlu geç- miştir, rüzgârlar Trakya, Ege, Cenu- bi Anadoluda Şimalden orta kuvvet- te esmiş, Orta ve Şarki . Anadoluda sakin kalmıştır. Dün İstanbulda hava kısmen bu- lutlu geçmiş, rüzgür Şimalden sani- yede 1-2 metre hızla esmiştir, Saat | 14 de hava tazyiki 765 milimetre si- caklık en çok 8,5 vecnaz4,3 santi- grad olarak kaydedilmiştir. 24 saat zarlında yağmurun metre murabbaıma bıraktığı su mikdarı bir kilogramdır. yesi altında bulunduğuna işaret eden kanunu meğdeninin 272 nci maddesini okudu. <Ana ve babâ vazifelerini ifa etmedikleri tak- dirde hâkim çocuğun himayesi için muktezi tedbirleri ittihaz ile mükelleftir.» şeklinde yazılı olan bu kanun maddesi hâkime vazi- fesini emrediyordu. Hâkim hükmünü çok geçme- den verdi, Kanunu medeninin 214 üncü maddesinde yazılı ol duğu gibi fahiş ihmâlde bulundu- ğu için anadan velâyet hakkını nez'oderek yakın akrabalardan bu vazifeye ehil olan birini çocu- ğa vasi tayin etti, Velâyeti nez'edilen ana veya baba varidatsız çocuğun iaşe ve terbiye masraflarını evvelce oldu- İ gu gibi tesviye İle mükelleftir. Bu masrafları ana ve baba tedi- yeden aciz iseler devlet verir. Maamafih nafaka hükümlerine göre meselâ kardeşler varsa onlar da bu masrafları vermeğe mec- bur tutulabilirler. Avukat Emcet Ağış Yüksek İktisad ve Ticaret Yüksek İktisad ve Ticaret mektebi- nin 55 inci yıldönümü münasebetile yarınki Pazar günü saat 14,5 da mek- tepte bir kullama merasimi yapıla- cak ve akşamı da Perepalasta bir çay ziyafeti verilecektir. NOVOTNY ip Yunan Operetinin meşhur tenoru DAPOLLA ve sevimli şantöz YUNEA'NIN İştirakile şarkı müzik

Bu sayıdan diğer sayfalar: