7 Nisan 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

7 Nisan 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

75 milyon nüfuslu Almanya Avusturyanın Almanya ts birleşme # Avrupa devletlerinin nilfusları ara sındaki nisbeli de çok değiştirdi, Al manya yuvarlak hesab 68 milyon nt fuslu bir memleket iken vimdi 74 milyon. 700 bin nufuslu çok büyük bir memleket oldu. Avusturyanın ü- hakı Almanyaya al milyon yedi yü bin nufus kazandırmıştır. Şimdi Almanya Sovyet Rusyasın- dan sonra Avrupa kıtasının en kala- balık devleti bulunuyor. Almanyadan sonra nufus cihetinden en kalabalık memleket İngiltere olup Avrupadaki nujusu kırk yedi milyon yilz bindir. İngiltereden sonra İtalya geliyor. Son Zahrire yöre nilfusu kirk iç milyon altı yilz bindir. Pransa nujus cihetin- den Avrupanın beşinci memleketi 0- Tup son tahrire göre nüfusu kırk bir milyon dokuz yiz bindir Avrupanın nüfusu cihetinden altıncı memleketi Lehistan olup son tahrire göre nüju- su otuz dört milyon üç yüz bindir. Diğer memleketlere gelince Çekos- Dovakyanın nüfusu on beş milyon iki yüz bin, Hollandanınki sekiz milyon yedi yilz bin, Belçikanınki sekiz mik Farelerin de faydası varmış! Dünyanın her tarafında farelerle | hiç bir fare ölüsüne tesadüf edilmez. mücadele edilir, Avrupanın büyük şe- hirterinde senenin muayyen günlerin- de fareleri öldürmek için hususi terti- bat atınır. Pokst Amerikanın Zortmon ! madenlerinde fareler o mıntakanın en | sayıldığı | kiymetli hayvanlarından İçin öldürmek şöyle dursun bilâkis on- ların bakılmasına ihtimam edilir, Bu- Dun sebebi şudur: Zortman maden Ocaklarında sık sık toprak kayma hâ- diseleri olur. Çünkü o mıntakanın toprak tabakaları çok kumludur. Fa- : Kat ne zaman toprak kaysa bu hâdise Yi takiben yapıla hafriyat esnasında * Balıkları taze tutmak Balıkları taze tulmak için en iyi çar Ke buzda muhafaza etmektir. Amma. İngilizler diyorlar ki: >> Buzda duran balık kolay kolay by ame, ancak tadını kaybedi- Ir. z Balıkları hem taze tutmak hem de tadlarını kaybettirmemek için bir ça- Ye bulmuşlar; evvelâ balıkları yüzde otuz oksijenli suya batırıyorlar son- Ta buza koyuyorlar, Balıkların eti bu Şuretle lezzetlerinden hiç birşey kay- belmiyormuş! yi Güzel havalar tanbulda. havalar birkaç gün gü- fel gittikten sonra yağmur başladı. bulluların hepsi havalardan şi- mayeişL Halbuki iyi ve güzel havalar- R ü şikâyet edip, şikâyetlerini ölüm- var eelendirecek hale gelenler de Meselâ Pariste bir aydanberi yağ- : yemi Yağmıyor. Bu yüzden bir adam mtihara teşebb'is etmiş, güneşe ta- bammül edemiyorum, öleceğim de mi « Tahkik etmişler: Şemsiye taciri iŞ adam! yon. üç yüz bin, Danimarkanınki üç milyon sekiz yiz bindir. Çekoslovak- yadaki Alman anasırının nilfusu Da- | nimarka devletinin umumi nufusu- na muadildir. Lünanyanın nüfusu Memel arazisi hariç olarak iki mil yon dört yüz bindir. İsviçrenin nufu- su dört milyon iki yüz bindir. Nufus meselesinde yalnız bugünkü makdarların deği her seneki tezayild yahud tenakus yahud da tevakkufun da büyük ehemmiyeti vardır. Avrupa- da nufusu en siyade arlan memleket Lehistan olup senede bindel2,1 artı- yor. Daha sonra Felemenk gelir ki, Dinde 11,5 artar. Daha sonra Litüan- ya gelir ki binde 10 artar. Bundan son« va İtalya gelir ki binde 9,4 artar. İtal- yadan sonra Almanya gelir ki binde 74 artar. Dantmarkanınki binde 6,9, Çekos- Towakyanınki binde 4,3, İsviçreninki binde 4,2, Belçikanınki binde 2,9 ve İngiltereninki binde 2,7 artmaktadır. Fransanınki ise binde 0,5 nisbetinde azalmaktadır, o Avusluryanın dahi Almanyanın. aksine olarak binde O,l | nisbetinde azalmaktadrır. Gayet hassas olan fareler toprağın kayacağını evvelinden hissettikleri için o tehlikeli mıntakadan kaçıp gi- derler, Onun için, Zortman xmaden- lerindeki fareler ortadan kaybolmağa başlayınca bunu bir arazi kaymasının takip edeceği anlaşılıyor, ona göre ter- tibat alınarak yüzlerce maden ame- lesi ölüm tehlikesinden kurtarılıyor. Bu çareye şimdiye kadar birkaç defa baş vurulmuş ve her defasında fare- lerin insanlardan evvel toprakların kayacağını anladıkları sabit olmuş- tur. Marseyez kimin? Almanlar Fransızları çıldırtacak!.. Fransızların öğündüğü milli marş- ları Marseyez Fransızların öz malı de- gilmiş. Alman doktorlarından bay 'Hamma diyor ki: z — Marseyez'in küftesi, Marseyez- den yirmi sene evvel yazılmış olan Holtzmanın bir ilâhisidir. Fransızlar buna şöyle itiraz ediyor- lar: — Olamaz; Marseyezin küftesi Bu- alomun bir manzumesinden ilham alı- narak yazılmıştır. Normandiyanın serveti Normandiyaya dair bir broşür çik- tı, Bu broşürde okuduğumuz bir sta- tistiğe güre Normandiyada senede 15 milyon hektolitre süt 2,115,000 ken- tal yağ, 10.025.000 kentul yemiş ve sidra r istihsal ediliyormuş, Normandiyada 1671400 sığır, 237.730 beygir, 361,000 koyun, 351,730 domuz, üç milyon tavuk, 3.750,000 tav- şan varmış. ———.. a Kasaplık hayvanlar Dün Çukurovadan 7 vagon kasaplık hayvan geldi Belediye ile kasaplar şirketi ara- Sanda yapılan anlaşma üzerine ka- Sapık hayvan mübayaası için Ans- doluya gönderilen memur teşebbüs- lerinde muvaffak olmuş ve derhal sevkiyata, başlamıştır. Belediye ile Kasaplar şirketi hesabına Adananın Çukurova ve havalisinden mübayaa edilen yedi vagonluk ilk koyun par- tsi dün akşam Haydarpaşaya gelmiş- tir. Bügün de daha sekiz On vagon koyun gelecektir, Bu sevkiyat devam ©decektir. Belediyenin Anadoludan mübayas ettiği bu hayvanların piyasaya sevki We fiatlerde mühim miktarda düşük- lük görülecektir. Salâhiyettar zevatın teminalına göre Anadoludan getirti- Yecek bu hayvanlarla ayaktan hay- van fiatleri yüzde yirmi nisbetinde düşecektir, i Icra mütehassısı Üsküdar ve Beykoz icra- larında tedkikât yaptı İcra işlerinde ıslahat yapmak üze- Te Adliye Vekâletinin davetile mem- leketimize gelen icra mütehassısı B. Leyman dün İstanbulda Üsküdar ve Beykoz icra dairelerinde tedkikat yap- mıştır. B. Leyman bugünden itibaren İs- tanbulun merkez icra dairelerinde tedkikata başlıyacaktır. Kendisi di- ger vilâyetler icra dairelerinde yapar cağı tedkikat esnasında da çalışma merkezi olarak İstanbulu muvafık görmüştür. Bunun için İstanbul icrâ hâkimliği dairesinde kendisi için bir yer tahsis edilmiştir. B, Leyman yapa- cağı tedkikat neticesinde raporunu burada tanzim ederek Vekâlete vere- cektir, Sandığı götürürken düşmüş Beşiktaşta bir depoda çalışan Mi- hal, bir sandığı nakletmekte iken düşürmüş, ayağından yaralandığı cihetle hastaneye kaldırılmıştır. Karısının tahakkümünden kurtulmak istiyen bir kocanın başına gelenler Cenubi İngilterenin küçük bir şeh- rinde pek gülünç bir hâdise olmuş- tur, Mesele ilk nazarda ehemmiyetsiz. gibi görünüyor, çünkü bütün hâdise yaman bir kadının kocasını mükem- mel surette pataklamasından ibaref- tir. Fakat, kavganın hangi sebebden dolayı çıklığı anlaşılınca insan gül- mekten kendini alamıyor, Ayni za- manda, zavallı Mister Jonsonun, bu cılız, korkak, kılıbık erkeğin karısın- dan bir temiz dayak yedikten sonra her tarafı yara ve bere içinde zabıta- ya müracaat ettiğini duyunca ona acımadan da duramıyor, Hâdise şun- dan ibarettir: Bir gün bayan Jonson çarşıda, pa- zarda rasgeldiği dostlarına ve alışve- riş yaptığı mağaza sahiblerine koca- sının büyük bir kahramanlığından bahsediyor, «Düşününüz, diyor, gece | yatakla yatıyorduk. Derin bir uyku- ya dalmıştık. Bu esnada alt kattan gelen bir gürültü ile uyandık, Yemek Odasında birisi dolaşıyor ve büfeyi ka- rıştırıyordu. Kocam hemen yatağın- dan fırladı, Her zaman korkak görü- nen Rişar derhal giyindi, koca altı palları eline aldı ve hemen aşağıya koştu. Biraz sonra onun «eller yuka- rı!» diye bağırdığını ve iki kişinin s0- kak kapısından dışarı çıkarak evden uzaklaştığını işittim. 'Rişar bir saat sohra eve döndüğü zaman büyük bir soğukkanlılıkla di- yordu ki: Herifi yakaladım ve doğru İKTİSADİ MESELELER Mısırla ticaret münasebetleri Harlciye Vekilimiz B. Tevfik Rüştü Aras dost ve kardeş memleket Mısıra hareket etmiştir, Bu ziyaret esnasın- da, iki memleketi alâkadar eden muh- telif meseleler görüşülürken, ticari meselelere de büyük bir yer ayrılaca- gına şüphe yoktur, Nitekim Türkofis ikinci başkanı B, Nihad da, bu işlerin müzakeresinde bulunmak üzere, Ha- riciye Vekilimize refakat etmektedir, Türkiye ile Mısır arasındaki ticari münasebetlerin son manzarasını şöy- le izah edebiliriz: # Türkiye ile Mısır arasında bir kle- ring anlaşması yoktur, Mevcud mü- nasebetler serbest döviz esasları dahi- linde cereyan etmektedir, İstatistikle-” re göre, 938 senesinde, Mısırın bize olan ithalâtı 1 milyon 134 bin liray- dı. Bizim Mısıra ihracatımız ise 1 mil yon 50 bin liradan ibaretti, Diğer yıl- ların istatistiklerine de umumi olarak bir göz gezdirecek olursak, Mısırla ti- caret münasebetlerimizin bir milyon lira ile birer buçuk milyon arasında cereyan ettiğini görürüz. Bütün bu münasebetlerde dalma Türkiye, Mısı- ra karşı satıcı vaziyette kalmaktaydı. Fakat son bir sene içinde vaziyet de- gişmiştir. Her iki memleket arasında- ki ticari tevazün bozulmuştur. 937 istatistiklerine göre, Mısıra ihracatı- mız | milyon 449 bin lirayı bulmuş- tur, İhracatımız az miktarda artmak- la beraber, Mısırın bize olan ithalâtı iki misli artmıştır. Yani 2 milyon 451 bin lirayı bulmuştur. Acaba Mısırın bize olan bu ithalâtı neden artmıştır? İlk bakışta, Mısır mallarının Türkiye- de daha çok satıldığı fikrine kapıl- mak pek hâtalı bir görüş olur. Mese- lenin içyüzü böyle değildir. Yukarıda yazdığımız gibi, Mısırla aramızda kle- ring anlaşması olmadığı için, başka memleketlerin malları da bu kanal- dan Türkiyeye girmektedir. Son za- manlarda piyasada Mısırdan gelen pamuklu dokumalara çok tesadüf edil- mektedir, Görülüyor ki, Mısırla olan ticaret münasebetlerimizin artışında hakiki olarak Mısırın bir alâkası yoktur. Eğer Mısırla aramızda klering esası üzeri- ne, yeni bir anlaşma yapılacak olursa, her iki memleket münasebetleri daha ziyade inkişaf edecek, klering sayesin- de, Mısır malları piyasamızda daha çok müşteri bulacaktır, — H, A, Bayan Jonson, kocasının kendisine hırsız oyunu oynadığını öğrenince kendisini adam akıllı pa- takladı, yüzünü yara bere içinde bıraktı. polis karakoluna götürdüm, Onu hap- 88 tıktılar, Artık rahat rahat uyuya- biliriz. Ne dersiniz kocamın bu kahra» manlığına?» Bayan Jonson bu hikâyeyi kimbi- lir kaç defa tekrar etmişti. Göğsü her defasında iftiharla kabarıyordu. Fa- kat, acar kadın bir taraftan bu suret- le övünürken diğer taraftan kocasının yakaladığı hırsızı görmek merakına düştü. Aradan bir hafta geçtikten son- ra arlık dayanamadı ve doğruca polis karakoluna müracaatle bir hafta ev- vel evlerine girmek istiyen hırsızı gör- mek istediğini komisere anlattı, Fakat hayretl Ne komiser, nede polis memurları böyle bir vakayı ha- tırlamıyorlardı. Mister Jonsonun 10- velverle tehdid ederek karakola getir- diği hırsızı kimse bilmiyordu, Bunun Üzerine bayan Jonsonda müthiş bir şüphe hasıl oldu, Hiddetinden köpü- rerek evin yolunu tuttu, Evde kocası- nı yaylım ateşine benziyen bir sorgu- Sarkıntılık Hem sarkıntılık yapan hem de polise rüşvet teklif eden Salihin muhakemesi Sokakta giderken Muazzez adında bir kıza sarkıntılık yapmak ve kendi- sini yakalıyan polis memuruna Tüş- vet teklif etmek suçlarından mazmun Salih adında birinin muhakemesine dün asliye birinciceza mahkemesinde bakıldı, Tahkikata nazaran, Balıkpazarın- da bir tüccarın yanında çalışan Mu- azzez, bir gün yanında çalıştığı adam- la beraber sokakta giderken öteden beri kendisine sarkıfitılık yapmakta 0- lan Salih gene önüne çıkmış ve kıza sarkıntılık yapmağa kalkışmıştır. Sa- lihin sırnaşıklığı üzerine Munz2ez po- lise müracaat ederek kendisini yaka- lattırmıştar. ğ Karakola giderken yolda Salih ce- binden bir lira çıkararak; — Şu lirayı al da beni bu kızla yal- nız birak, Diye polise rüşvet vermeğe kalkış- mıştır. Salih karakola götürülerek hem sarkıntılık, hem de polise rüşvet teklifi suçlarından dolayı hakkında evrak tanzim olunup mahkemeye ve- rilmiştir. Dün birinciceza mahkemesinde ya- pılan muhakemede Salih suçunu in- kâr etmiş, müddelumumi iddianame- sinl okuyarak maznun Salihin, sar- kıntılık ve polisi, ifasına mecbur ol- duğu vazifeden para teklifile men'e kalkışmak suçlarından dolayı ceza kanununun 220 ve 223 üncü madde- lerile cezalandırılmasını istemiştir. Buçlunun müdafaasını yapması için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Afyon ve heroin satanlar Üsküdarda Şevket adında birinin afyon, Beyazıtta Çadırcılarda Hik- met adında bir kadının da eroin sa- tıcılığı ettikleri zabıtaca haber alın- miş ve her ikisi de afyon ve ervinlerile, yakalanmışlardır. 'Bu kaçakçı erkek ve kadın hakkın- daki tahkikat derinleştirilmektedir. Lisan mütehassısı, Prof. «Albert Anjebk FRANSIZCA Dersanesinden: Bakaloryaya hazır lamak için her gün ders almak imkâ- nı vardır. Köprübaşı Eminönü Hanı ya tâbi tutunca zavallı Rişar elleri ayakları titriyerek hakikati itirafa mecbur oldu. Yakalanan adam bir hırsız değildi. Geceleyin karı kocanın rahatını bozan kimse hakikatte Rişarın en aziz bir arkadaşıydı. Bu arkadaş Rişarla uyuş- tuktan sonra hırsız rolünü oynamağa karar vermişti. Bu anlaşmanın sebe- bi şu idi: Rişar arkadaşına karısından şikâyet etmiş, onun tahakkümünden kurtulmak için ne yapması lâzım gel diğini sormuştu, Arkadaşı da Rişa- ra böyle bir oyun oynamasını tek- lif etmiş ve nihayet onu teklif ettiği onun tahakkümünden ve dayağından kurtulacaktı, İki arkadaş hırsızlık komedyasını müretleb olduğu gibi oynadıktan sonra birahaneye gitmiş- ler ve orada muvaffakiyet şerefine birer bardak bira içmişlerdi, Böyle bir şey Rişarın hayatında ilk defa vaki oluyordu. Bayan Jonson bunları işitince o ka- dar hiddetlendi ki kocasını ayağının Altına aldı ve ona mükemmel bir da- yak attı. Zavallı adam zabıtaya mü- rTacast ettiği zaman yarı ölü denile- cek bir halde idi, Bu gülünç sile faciası meşhud cürümler hâkiminin bayan Jonsonu sekiz gün hapse mah» küm etmesile neticelendi, Yağmur ve fırtına Küçük gemiler boğazdan dışarı çıkamadılar Yeşilköy Meteoroloji enstitüsünden aldığımız malümata göre 24 saat zar- fında yağan yağmurun metre mu- rabbaına bıraktığı su miktarı 8,1 ki- lo gram olarak ölçülmüştür. Rüzgâr şimalden saniyede 5,7 metre hızla es- miştir. Saat 14 de hava tazyiki 758,3 milimetre sıcaklık en çok 79 veen az da 5,B santigrad kaydedilmiştir. Memleketin bütün mıntakalarında hava kapalı ve yağışlı geçmiş, rüzgân Jar doğu, cenup doğusu mıntakala- rında cenubi, diğre mıntakalarda umumiyetle şimalden orta kuvvette, 'Trakya ve Egede kuvvetlice esmiştir, Esnaf cemiyetlerinin he- sapları Esnaf cemiyetleri hesaplarının ko- Jaylıkla kontrol ve tedkiki için bam kararlar alınmıştır. Bu cümleden olarak her ay cemiyetler hesaplarının kontrolü ve tasdiki kararlaştırılmış- tır. Cemiyetler her ay üç aylık mas- raf ve varidatlarını gösteren cedvel- ler hazırlıyarak ticaret odası esnaf şubesi müdürlüğüne veriyorlar, Bu Suretle cemiyet hesaplarının sık sık teftiş ve mürakabesi mümkün ol maktadır. 14 ay tevkif karari Bazı yolsuz muamelelerden dolayı Adiiye Vekâleti tarafından lâğvedilen İstanbul ikinci noterliği hakkında adliye tahkikatı devam ediyor. Müd- deiumumiliğin tanzim ettiği tahki- kat evrakı birinci sorgu hâkimine ve- rilmiş ve sorgular başlamıştır. Dün öğleden sonra ikinci noterin sabık başkâtibi Fahri ile kâtib Rüşen Eşref birinci sorgu hâkimi tarafından sor- gönderilmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: