26 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

26 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YY Sakla Karısı kocasına elile yaptığı pasta- dar bir parça verdi. Baktı kocası ye- miyor. — Neden yemiyorsun? — Fena — Öyleyse köpeğe at., — O da yemez. 9 — Öyleyse sakla da akşam annene Ikram ederiz!.. Alınmaz Lokanta sahibi hergün bir iki çatal bıçağın eksildiğini görüyordu. Bu hal devam edecek olursa birkaç zaman sön- ra ne çatal kalacaktı, ne de bıçak. Bu- nun üzerine lokantanın duvarlarına yaflayı yapıştırdı: «Çatal bıcaklarımız ilâç değildir, yemeklerden sonra almayınız!» — Bay, kütüphanede hırsız var. — Ses çıkarma, bakalım hangi ki- © dapları çalacak, Hizmetçi — Ne o gene hizmetçin değişmiş. . — Ötekini savdım. F T — Neden? ia — Rafadan yumurtaları muhakkak oh dakikâ kaynatıyor, hazırlop Yaj yordu. — Gene senin talihin var. — Neden? — Ben bir hizmetçiyi on dakika 0- turtamadım!., Berberde — Bu saç ilâcını alınız. — Saçlarım çıkar mı dersiniz? — Elbette birebirdir. Eğer başınıza bu ilâcı sürdükten sonra bilârdo bil- yalarına dokunacaksanız ellerinizi çok iyi yıkamanızı tavsiye ederim! M0) /4 TE — Hiç kimse böyle bir resim yapmamıştır amca... — Neden yapmadıkları anlaşılıyor oğlum... yg “ Çok ucuza iki bin şapka satıyor- muşsumuz, hepsini prova edebilir mi- yi -— Darbı meseller Türkçe: «Çayı görmeden paçaları &- vamat!.. İngilizce: Yumurtadan çıkmadan civcivleri sayma, Fransızca: Öldürmeden ayının pos- tunu satma. Ea Bey Türkçe: Bir taşla iki kuş vurmak, İyeilizce: Bir taşla iki küş vurmak, Fransızca: Bir taşla iki vurmak. — Eve kadar böyle gideceğime bah- se girdim. — Bahsi kaybettiniz, sizi merkeze | götüreteğim!.. Sebebi Rakı içiyordü. Dikkat ettim, kade- bi âğzna götürürken gözlerini yu- Mmuyor. vi vi — Neden-gözünü kapiiyorsun? © — — Karıma: Artık ömrümün sonu- | na kadar rakı yüzü görmiyeceğim di- ye yemin ettim de.. İltifat Ziyafete davetli gelen misafir her ye- mekten üç kere aldı. Yemekten sonra da ev sahibine dedi ki: — Bir misafirin ev sahibine en bü- yük iltifatı çok yemek yemesidir, Ev sahibi gülümsedi: — Siz Nüifatı ifrata vardırdınız!, Atmasiyonizma Bir Amerikalı Londraya gitti, Tra- falgar meydanında Nelson âbidesinin önünde durdu: — Bu kim bu?.. — Meşhur Nelson, — O da kim? — İngiltereyi İngiltere yapan adam... — Anima insafsızsınız, bu koca işi bu tek adamın sırtına mı vüklediniz!.. Can kurtaran Kadın soluğu merkezde aldı: -- Kocam dedi, kızdı iskemleyi ka- famida kırdı. — Peki, bunu yaptıktan sonra özür — Size kaç kere söyledim, Şekispirle Göte unutulmadan evvel sizin eserini zi neşredemem!, Sınıfta Öğretmen çöcükların vazifelerine baktıktan sonrâ; — Soracak birşeyiniz var mı? dedi... Çocuklardan biri kalktı; — Benim vazifemin altına birşey yazdınız okunmuyor. Öğretmen baktı: — Yazınız okunmuyor yazmışım!. Pastacıda Kuzgun gibi zenci garsori elinde bir tabak pasta ile geldi. Çocuk: — Şu çikolatalıyı alıyorum... — O çikolata değil, başparmağım!.. oyuncak istiyorsunuz?.. ei yva Ri, LE TE YE yp pir m ye 24,000 kadın ve genç kiz Altı yılda bir tekrâr edilen bu muaz- zam cimnastik şenliklerinin 1932 de Prağda tertib edilen dokuzuncusunu Çeklerin vuku bulan pek nazikâne daveti üzerine gidip görmüştüm. Bu sene haziran sonunda ve temmuz İp- tidalarında bu büyük şenlikler gene tekrar edilecek ve muhakkak ki da- ha mükemmel olacak. Çünkü aradan altı sene geçti. Bu müddet zarfında beden faaliyetleri o diyarda bir kat daha ün aldı. “ Çekoslovakyada cimnastik şenlik- lerini kuran doktor (Tyrş) namında bir beden terbiyesi üstadıdır. Çocuk- Juğundanberi . cimnastiğe (meraklı imiş. Vücüdü gibi kafasını da işlet- meği ihmal etmemiş, Prağ üniver- sitesinde yüksek tahsilini bitirmiş ve otuz yaşına geldiği zaman mili gayelerin tahakkukunda vücud id- manlarımın büyük rolünü takdir et- miştir. Avusturya istilâsında olan vatanını günün birinde esaretten kurtarabilmek için cimnastik cemi. Prağda ilk cimnastik cemiyetini kur- cud ekzersizlerinin şekillerini, ku- mandalarıni tesbif etmiş ve bir de cimnastik kilabı- bastırmıştır. Tam on yedi sene cimnastik hocalığı yap- tıktan “sonra “memleketine yaydığı vücud idmanlarının toplu bir şekli- de tezahüratını vatandaşlarına gös- | termek emelile 1882 de Prağ şehrinin | büyük meydanlarından birinde birin-” ci cimnastik şenliklerini tertib etmiş- tir. Bulk şenliğe 300 ü kız olmak iştirak etmiş ve bu. > üzere 720 genç bayramı 1,600 kişi seyre gelmiştir. Her altı yılda bir tekrar edilen bu şenlikler günden güne ehemmiyetini | arttırmış, bütün Çekoslovakya halkın: da yedisinden yetmişine kadar cimnas- tiği bir ibadet haline getirmiştir. Ara- dan elli sene geçtikten sonra şehrin büyük stadyom sahasında 150,000 se- yirei huzurunda yaşları 16 ile kırk arasında önce 28,000 erkek büyük bir ahenk ve intizamla kollarını ve barak» larırı, vücudlerini işletmişler, onları müteakib 24,000 kadın tek bir insan gibi akıllara hayret veren bir mü- kemmeliyetle vücud hareketleri yap- mışlardır . Dahası var, O büyük insan selleri sahadan çekildikleri vakit, yerlerini 40 ile 60 arasinda kır saçlı erkekler Işgal etmiştir. Onlar da bir ibadet gibi vücud hareketlerini büyük bir ciddiyetle © yapmışlardır. Üç gün © geniş sahada altmış bine yakın biçim- Xi, sağlam, çevik,itina'ile yetişmiş gü- “ zel vücudlu insanlar halkın sevgi ve, saygı İle dolu #lkışlarile karşılanmış- dardır. i y (Tyrş) Sokol cimnastik cemiyetle- Tİ adını verdiği bu teşkilâtı kurduk- tan dört . sene sonra işin başından ayrılmış, üniversitedeki hocalığından da istifa ederek Tirol dağlarında kü- çük bir köye çekilmiş ve orada ölmüş- tür, Tyrış ilk cimnastik cemiyetini kurduğu vakit âzalarına Sokol adı- nı vermiştir. Sokol Slâv dilinde şa- hin demektir, Çeklerin mitolojisinde Onuncu Sokol şenlikleri Yazan: Selim Sırrı Tarcan birlikte cimnastik yaparken şahin cesaret ve kahtamanlık tim- salidir. (Tyrş) her Çekil şahin gibi atılgan ve Yırtıcı olmasını istiyordu. 'Tyrs, kurduğu cemiyetin gayesini yazdığı eserde şöyle anlatıyor: «Bütün nebatların ve hayvanların hususile insanların hayatı daimi bir savaşlan İbaretlir. Bu savaşta yaşa- mak hakkını kaybeden veya başka larının inkişafına engel olanlar or- tadan kayboluyorlar. Dünyayı idare eden" bu kanunu ne eski bir millet olmak dolayıslle kazanılan kıdem ne dua ve tezarrular değiştiremez. Bu kanuna tâbi olarak bayvanların ve- ya nebatların bazıları yaşamak kud- relini kaybettiklerinden cinsleri mün- kariz olmuştur. Bir milletin hal ve istikbalini tekeffül eden onun parlak olan mazisi değil, kudretli ve faal olan halidir. Mutlak bir surette mu- hakkaktır ki her mahvolan cemiyet | Kendi taksitatı yüzünden bu âkibete uğramıştır. Milletlerin mukadderatı muharebe meydanlarında değil, har- yetlerinin rolünü düşünmüş ve 1864 del be girmeden çok evvel tesiyyün eder, İkbal ve kemallerinin parlak devriri- muştur. Beraberlikle yapılacak VÜ- | de mmahvolmuş büyük, küçük bir dev- let göslerilemez. Hepsi de aciz ve'in- hitat yolunu tuttuktan sonra harb, Damoklesini. kılıcı gibi beyinlerine saplanmiştağ; ... .. İşte bunun içindir ki bizim gibi nüfusu &z, İktisadi vaziyeti pek par- Jak olmıyan bir millet iki şıktan bi- , rini ihtiyara mecburdur, Ya lâkayıf- Jığı, tembelliği tercih ederek dünya “haritasından silineceğiz veya bütün « kuvvet ve cehtimizi sarfederek yaşa mağa lâyık olduğumuzu dünyaya ispat edeceğiz. Aza kanaat edenlerin «hiç bir şey istemiyenlerden farkı yök- tur. Ya âzami gayretimizi sarfedip birinciler sirasına geçeceğiz veya son nefese kadar çalışarak bu yolda öle ceğiz. Ya hep, ya hiçis, (Tyrş) in bu tarihi sözleri Çekos- Jovaklar için gidilecek yolu aydınla- tan bir meşale olmuştur. Bütün mil- Jet fikir terbiyesi kadar beden terbi- yesine ehemmiyet vermiş ve sağlam vücudda sağlam kafa prensipini düs- tur addetmiştir. 1932 de ben bu milletin cimnastik .şenliklerini imrenerek (o seyrettim. 28,000 vücud o musikinin ah Jle tek bir insan gibi işliyordu; Bü- yük bir dalga halinde bu muazzün «kütle bir sağa bir sola meylediyer, iğiliyor, kalkıyor, çelik yay gibi İŞi- yordu. Hepsinin de vücüdlarının.itina - Me muntazam messi ile yetişmiş gi- duğu belli idi. Saza «Bü areketlerde görülen vahdöt gaytlerdeki vahiletin bir'sembohi idi. Biri hepsi için, hepsi biri içidiğa” lışıyordu.'Ferd yok cemiyet var) © Selim Sırrı Tardan stEkerTideki kütür sükrlepi Ulukışla (Akşam) — Konya Ereğ- Msinin Çayhan -kazasının Sıgırcık kaya mevkiinde bulunan kömür ma- deninin bir sathımailde ve 50 - 60 santim toprak tabekesı alındaki das marın imtidadı olduğu yapılan ted- kikat sonunda anlaşılmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: