11 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

11 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; N da hükümetin vereceği yeni bar ? mahsulü pek bol Yeni mahsul birinde tır, Yeni mahsulün Avrupa” da az olacağı ve bu yüzden buğday m çok yükseleceği ve birçok memleketlerde sıkıntı çekileceği tah- Min olun z Halbuki havaların iyileşmesi üzeri- DE dünyamın yeni buğday mahsulü ax Yıp bilâkis hadden fazla me şimdi meydana çıkmıştır. Mi tehlik memleketlerde halkın, buğda- Yın pahalı olmasından dolayı sıkıntü Çekmeleri artık varid değildir. Bilâkis müstahsil o memleketlerde ulün ucuz olarak elden çıkarıl- MASI mecburiyeti karşısında halkın Jeakabür,.. Bu da me demek. vustralyada, Karpanteni körfe- sinde Grut adası vardır. Toaksbüri MİŞ kişi adaya çıktı, timsahlarla mü- Gadele etti, bu hayvanları e sürüp çıkardılar... Bu işten sonra ha güç bir işe koyuldular: Sineklerle mücadele... Adaya tül çadırlar kur- dular... Bundan sonra da belediye fa- Toaksbüri başladı. “elime az para gireceğinden endişe edii- mektedir. İN bütün dünya buğday mah- Pimi senesi olan 1928 mahsulü- ne nazaran, 260 milyon buşel (İng liz kilesi olup 27 kilodur) fazla ola- caktır. “ seneden kalan buğday 725 milyon buşeldir. Geçen sene eldeki buğday 150 milyon buşel daha az idi, — Burası Oksford caddesi... Karşı sı kraliçe bulvarı... Şu taraf Jorj 50- kağı, bu taraf Kral sokağı... işin şakası yok. Toaksbüri yer yü- zünün en acayip şehridir, fakat pek yakında kırk elli katlı üpartımanla. rı, asfalt caddeleri, tramvay ve oto- büsleri olacak. İngiltere Grut adasını deniz tay- yareleri karargâhı yapıyor. Uzun ayaklı bayanla Bukalemun bay! Kahirede çıkan ingilizce gazeteler- den birinde şöyle bir ilân okumuşlar; «Up uzun ve dapdar ayaklı bir bâ- yan upuzun ve dapdar ayaklı bir bâyla tanışmak istiyor, *** adresine mektupla müracaat.» Büyük, kocaman ayaklı bayan ara- dığı eşini buldu mu bulmadı mi ma- lüm değil amma, ayni gazetede çıkan bir ilân üzerine bay Bukalemun bin- lerce mektup aldı. İlân şu idi: «Benim bir bukalemunum var, Adı da Fred'dir. Bu yaz yazlığa çıkmak istiyordum. Birçok ei a lar. tai isteyenler varsa lüt- fen *** adrese müracaat etsinler.» Birkaç gün sonra gazetelerde Şu te- şekkür intişar etti: «Bukalemun Fred ile sahibi aldık- ları binlerce mektuba cevap vermek- ten âcizdirler. Kendilerine köşkleri- | nin kapısını açanların hepsine âlenen İ teşekkürlerini bildirirler.» Afacanlar! Londra zabıtası biri dokuz, diğeri on bir yaşında tt afacanı tevkif etti ve mahkemeye verdi. İngiltere Ceza Kanunu, yirmi bir yaşından evvel SUÇ, cürüm ve cinayet işliyenlerin adını neşrettirmediği için hüviyetleri gizli tutulan bu tki kardeş on günde bakı- niz neler yapmışlar? İ — Bir gece büyük bir ticarelha- neye girmişler, bütün koltuk, kanape ve İskemlelere tutkal dökmüşler. 2 — Bir gece büyük bir sucuk fab- rikasına girmişler, ellerine geçen öti- cukları lokma lokma kesip doğramış» lar. 3 — Bir gece büyük bir mağazanın kapısını zorlamışlar, açamayınca, bir teneke kırmızı ve yeşil boya alıp cd” mekânları sıvamışlar. Ajacanların babası rar ve giyan ödedi. 47,000 frank zü- | Iktisad Vekili B. Şakir Kesebirin beyanatı Zonguldak kömür havzasında hükümetçe verilen kararlar tatbik ediliyor. Balıkesir şeker fabrikası için tedkikler ilerledi İktisadi Vekil B. Şakir Kesebir dün eden sonra Türkofis ve Ticaret oda» #ında, tedkiketta bulunmuş, geç vak- İS kadar meşgul olmuştur. Ticaret odasında B, Şakir Kesebirin Tiyasetinde İç ticaret umum müdürü B. Mümtaz, Türkofis müdürü B. 08- Mal Ziya ve Oda kâtibi umumisi B. Cevad Nizaminin iştirakile üç saat süren bir toplantı yapılmıştır. Bu top- İantıda ruhtelif iktisadi meseleler de görüşülmüştür, İç ticaret umum müdürü B. Müm- » ihraç maddelerimizin standardi- 26 edilmesi için nizamnameler hazır- sak üzere yapılan çalışmalar etra- İda Vekile izahat vermiştir. B. Şa- Kesebir bu akşam Ankaraya gide Cektir. İktisadı Vekili dün Ticaret odan Sindan çıkarken Kendisile görüşen Büzetecilerin sunilerine cevap vererek demiştir ki: — Zonguldak kömür havzasında Yapılan tedkikler sonunda verdiğimiz arların tatbikine peyderpey devam Yoruz. Bu kararların mühim bir nı direktifler dahilinde tatbik sahasi- na konacaktır. Balıkesirde kurulması düşünülen yeni büy'ük şeker fabrikasının inşaatı- ha ait tedkikler çok ilerlemiştir. Alınan tedbirler sayesinde memle- kette çimento buhranı kalmamış, memlekete çimento ithaline de müsa- ade edilmiştir. İlk parti çimento gel miştir.» İktisnd Vekili bir hafta sonra fuarı açmak üzere İzmire gideceklir. Çocuk bahçeleri hakkında tedkikat muhtelif semt ve mn- takalarında açılacak olan Çocuk bah- gelerinin dahili tesisatı hakkında ted- kikat yapılmasına başlanmıştır. Be- lediye İmar müdürlüğü, bu hususta Avrupanın muhtelif yerlerindeki Ço- cuk bahçeleri vaziyetini tedkike baş- lamıştır, Çocuk bahçeleri içinde bil- hassa İngiliz ve Alman bahçeleri müterakki olduğundan, bunlar tedkik edilmektedir. Çocuk bahçeleri- « nin plânı bu tedkikattan alınâcakne- göre G Hayatın perdesı arkasında Bu sene dünya buğdaycereyan € den garip hâdiseler a ike Bir kânunuevvek mecmuası hakiki İ Bir doktor gece yarısı zatürreeye tutulmuş bir kadınıf #ünü öğleden son- Kek muayeneye kızı tarafından davet edildi. Halbuki ey un — rün barknliğ hasta kadının kızı bir ay evvel ölmüştü. Gi deliklerine binaen neşrediyor. Biz de naklediyoruz. Filâdetiya şehrinin meşhur asabiye mütehassısı doktor Veir Mitchell bü- tün bir gün hastalarile meşgul ol- duktan sonra yorgun düşerek uykuya yatıyor. Uyku arasında ev kapısının şiddetle çalındığını işiterek uyanıyor. Kalkıp kapıyı açtığı zaman kapının önünde duran ve derdli simâsından ıztirap içinde kıvrandığı ârilaşılan kü- çük bir kız: — Annem çok hasta, doktor, Bize kadar gelmez misiniz? diye soruyor. Gece soğuk, kar yağıyor ve şiddetli bir rüzgâr da braber esiyor. Doktor Mitchell çok yorgun olduğu için kıza çıkışmak ve gitmemek istiyor. Fakat çocuğun kendisine hitap edişindeki garip hal onu yumuşatıyor. Doktor yukarıya çıkıyor, giyiniyor ve kızla be. raber hastanın evine gidiyor. Doktor Miteheli hasta kadını mu- ayene ettiği zaman onun zatürreeye tu- tulduğunu anlıyor, ilâçlar veriyor ve nihayet te hastaya: — #Kızınız evimin kapısı önünde buraya gelmem için o kadar rica etti. ki dayanamadım, geldim. Böyle bir kı. za melik olduğunuzdan dolayı sizi teb- rik ederim!» diyor. Hasta hafif sesile bağırıyor: «Fakat doktor, diyor. Kızım bun- dan bir ay evvel vefat etti, Kundura- larile şalı hatıra olarak şu dolapta saklı duruyor. Doktor Mitchell kalkıp büfeyi açi- yor, Çifte kunduralarla şalı orada gö- rüyor, Onları kendisini hastaya ge tiren kızın üzerinde gördüğünü ha- tırlıyor. Kunduralarla şalı muayene elliği zman onlarda henüz çıkarılmış gibi, ilıklık hissediyor. İKTİSADİ MESELELER Bütün dünya balıkları bir arada... 939 Nevyork sergisi, şimdiye kadar görülmemiş bir surette ve dünyanın en büyük ve en geniş bir sergisi ola- caklır, Serginin ehemmiyetine güre, hükümetimiz, Türkiye paviyonuna, | yarım milyon lira ayırmıştı. Fakat | orada yapılacak işlere göre, bu tah- İ sisatın kifayet edemiyeceği anlaşıl- maktadır. Neler yapılacağını da yeni yeni öğreniyoruz, Bir misal: denizciliğe aid büyük bir saha da ay- rılmıştır. Bu sahada, her memleket kendi sularında tutulan balıkları akuaryomlar içinde canlı olarak gös- tereceklerdir. Şimdiye kadar bütün dünya balıklarının canlı olarak, bir arada teşhir edildiği vaki değildi. Biz de, sergiye iştirak ettiğimize gö re, her halde Türkiye sularında tü- tulan balıkları bir akuaryom içinde teşhir edeceğiz. Nevyork sergisinde daha bunun gi- bi akıllara hayret veren şeyler vardır. 50 bin kişiyi alabilecek bir tiyatro yapılmıştır. Tiyatroda, sahne ile, par- ter arasında büyük bir havuz vardır. Tiyatroda, her memleket kendi halk oyunlarını ve bütün marifetlerini gösterecektir, Nevyork limanında, her memleke- tin harb gemisi de bulunacak, ve her memleket, bir İki Ücaret gemisini yollıyacaktır. Bütün devletlere aid gemiler, büyük bir geçid resmi yapâ- caklardır, H.A İki araba kazası Göztepede oturan byan Eleni İstas- yon caddesinden geçerken arkasından gelmekte olan Şevketin idaresindeki yük arabası altında kalmış, muhtelif yerlerinden yaralanmıştır, Polis arabâ- cıyı yakalamış, yaralı kadını hastane- ye kaldırmıştır. Taksimde Zambak sokağında oturan bayan Tereza da, İbrahimin idaresinde-! ki bir araba altında Kalmış, bacağı ki- rıldığından hastaneye yatırılmıştır. Başka biri de kardeşinin başına gelecek felâketi rüyasında gördü GEZ ŞEN mame ri ke ME EYİ Meşhur hikâyeci Mark Twain - asıl ismi Samuel Clemens - Pennsilvanla adlı bir nehir vapurunda dümencilik ettiği zamanlarda bir gün vapuru St. Louia'de durur, Samuel o geceyi hemşiresinin evinde geçirir, Gece Tü- yasında biraderi Henrinin öldüğünü, ölüsünün bir madeni tabuta yerleşti- rildiğini ve üzerine ortasında kırmızı bir çiçek bulunan beyaz güllerden mü- rekkep bir buket konulduğunu görür, Ertesi sabah uyandığı zaman rüya- sını kız e anlatır ve merak et- tiği kardeşi Henriyi görmeğe gider. Orada, gördüğü şeyin hakikaten bir rüyadan ibaret olduğunu anlar ve rü- yayı unutur, Gerek Samvel'i gerekse Henri'yi ha- mil olan Pennsilvania hareket eder ve selâmla Nev Orlean şehrine vasıl olur. Orada Samuel'i başka bir vapu- ra naklederler, Pennsilvania vapuru tam Menfis şehrine yaklaşırken parça» lanır, İçlerinde Henri de olmak üzere 30 kişi yaralanır. Samuel kardeşini hastanede bulur. Henri altı gün son- ra vefat eder. Bu hâdisenin üzüntü- lerile çok yorulan Samuel gidip yatar ve uyuya kalır, Uyandığı zaman kar- deşi Henri'nin, Menfis şehri kadınları tarafından hediye edilen bir medeni ta- buta yatırılmış olduğunu görür. Der- hal gördüğü rüyayı hatırlar ve fakat ortası kırmızı olan beyaz çiçek buke- ti yok; der. Bu aralık yaşlıca bir kadın ölü odasından içeriye girer, ortasında kırmızı bir çiçek olan beyaz güllerden yapılmış bir buketi Henrinin ölüsü üzerine koyarak odadan çıkıp gider. İreni Kuhn isminde bir kadın da şu yakayı anlatıyor; denbire insanlar ve sokak gözümün ö- nünden kayboldu. Buna mukabil, bir sinema seyrediyor- muşum gibi etrafı demir parmaklıklı bir çimenlik görmeğe başladım, Bir tarafla üç ay duruyordu. Uzaklarda fabrika bacalarından duman çıkmak» ta olduğu görülüyordu. Ağaçların yâr nında siyahlar giyinmiş erkekler ve kadınlar bulunuyordu. Çimenliğin yâr nından geçen yolda duran bir otomo- bilden iki erkekle bir kadın çıktı, Bun» larda siyahlar giymişti, Kadın bendim, Yanımdaki erkekler, beni çimenliğe doğ» ru götürdüler; Orada bir sandık duru yordu, Bu aralık kocamın ailesi efra- dını. teşhis ettim, Hepsi ağlıyordu. Yalnız kocam ortada yoktu. O zaman sandıkta ne bulunduğunu anladım. Ondan sonra bu manzara kayboldu ve gene sokağı, insanları görmeğe baş- ladım, Kocama olan hasretin bana © manzarayı gösterdiğini zannettim. Şubatta Çinden aldığım bir haber- de kocamın öldüğü ve ölünün Şikago- ya gönderileceği bildiriliyordu. 30 ma» yısta kayınbiraderimle bir otomobile bindim ve Rosehile mezarlığına git- tim. Burasını hiç bir zaman görme miştim, Kayınbiraderim çıktı ve ba na yardım elli, Etrafıma bakındığım zaman gözlerimi gayriihtiyari kapa- mağa mecbur oldum, Çünkü önümde etrafı parmaklıklı bir çimenlik, yanın- da üç ağaç ve uzaklarda bacslardan tüten dumanlar gördüm. Çayırın ortam sında duran bir sandık içinde ölü ko- camın gülleri bulunuyordu. Kânunu- evvelde gördüğüm şeyler hayatımın bir safhasının sonunu bana birkaç ay evvel bildirmiş olan bu manzaradan başka bir şey değildi. “Bütün telefon hatları otomalik olacak Şişli telefon santralı bitmek üzeredir. 2000 abone daha yazılabilecek Boğaziçi, Adalar ve Kadıköyün say- | fiyelerile Küçükçekmece - Sirkeci banliyösündeki telefon santrallari he nüz otomatik değildir. Buralarda mü- kâlemeyi santral memureleri temin et mektedirler. Telefon idaresi, İstan- bul vilâyeti dahilindeki bütün telefon konuşmalarını otomatik şekilde ida- Teye karar vermiş ve bu hususta ha» zırlıklara başlamıştır. İcab eden inşa- at ve tesisat yapılarak sayfiye yerle- ri de en kıs zamanda otomatikleştiri- lecektir. Otomatik hale getirilecek santral- ların adedi on birdir. Evvelce bu san- trallarda kaydedilen mükâleme adedi azdı Fakat çok kısa zamanda çoğalan yeni abonelerle mükâleme adedi artmış ye artmaktadır. Şişli ve Kadıköy santralleri Abone çokluğundan dolayı telefon konuşmalarında görülen müşkülüta önlemek için çalışmalara ehemmiyet le devam edilmektedir. İhalesi tarhin- den itibaren 10 ay zarfında faaliyete geçecek olan Şişli santralı binasının inşası bitmek üzeredir. Makineler bir İsveç grupuna ihale edilmiştir. Santralın en mühim aksa- mı monte edilmiş olarak hazır bir hak i de buraya gönderilecek ve Şişlideki santral binasına yerleştirilecektir. Şiş- 4 li santralı sayesinde Beyoğlu semtin- de 2000 abone daha kaydetmek müm- kün olacaktır. Ayni zamanda şimdi- kinden çok daha seri konuşulabile- cektir, Kadıköy santralının tevsiine de de- vam edilmektedir. Kadıköy santralı tevsi edildikten sonra 400 abone da- ha istifade edecektir, Festival eğlenceleri İstanbul Festival komitesinin tes- bit ettiği programa göre bu akşam sa- at, 9,30 da Sarayburnu parkında Halk opereti tarafından (Leblebici Horhor) temsil edilecektir, Cuma günü Tak- simde Dağcılık klübünde tenis seçme müsabakaları ve cumartesi günü de bu müsabakaların finali yapılacaktır. 'Tenis müsabakalarına iştirak edenler şerefine klüpte bu akşam bir ziyafet verilecektir, Sarhoş kıptinin marifeti Üsküdarda oturan Mustafa isminde biri, son derece sarhoş olarak kıbtı Sa» ih isminde birine küfretmiş, Salih de buna muğber olarak Mustafayı sopa ile başından yaralamıştır, Aile sicilleri beyannameleri Aile sicillerini tanzim etmek üzere mahallelerde halktan alman beyan- namelerin birçok kazalarda tasnifi bitmiş ve bunlar soyadı esasına göre hazırlanmağa, başlanmıştır. Şimdi bu suretle İşini bitiren kazalar Belediye seçimine esas teşkil edecek intihap defterlerini hazırlamağa başlamışlar. dır. İnihap defterlerinde Belediye İntihabında intihap etmek ve edilmek hakkını haiz olanlar. ayrı ayrı göste- rilesektir. Eylülde intihap muamele lerine fiilen başlanacaktır, Bir hamal yaralandı Sirkecide araba vapur iskelesinde hamallık eden Yaşar, ayağına düşen bir sandıkla yaralanmış, Cerrahpaşa hastanesine yatırılmıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: