31 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

31 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii PORSİA Toplandılar, konuştular, karar ver- iller; Sezar ölecek!., Sezarı öldürmeğe Karar verdiler de, Buikasdi Brütüsün karısı Porslaya ha ber vermediler. Kadın suikasd hazır- tıklarını tesadüfen duydu. Kocasına çok gücendi: — Teesşüf ederim dedi, beni kendi. ne lâyık bir kadın saymiyor musun?.. Hatâ ediyorsun Brütüs. Ben Katonun kizı, senin de karınım. Benden hiç bir Sırrını saklamıyabilirsin. Senin besle- diğin ümidler benim beslediğim ümid- lerdir, genin atıldığın her tehlikeye ben de göğsümü gererek atılırım. İşte bunu sana ispat edeyim. Ve kadın kamayla kendi kendini göğsünden yaraladı. Bunun üzerine Brütüs karısına Se- zarı nasıl katledeceklerini anlattı. Facia günü ölesiye yaralanan Sezar Pompe heykelinin dibine düştü ve kendini vuranlar arasında Brütüsün de bulunduğunu anlayınca can parça» Miyan bir feryadla haykırdı: — Sen de mi Brütüs!.. Bu feryadı duyan Porsia düşüp ba- yıldı, Brütüs Makedonyaya, Antuanla Oktavı yenmeğe giderken de Porsin- Bin iradesi âsabına hükmedemedi. Karı koca vedalaşırlarken, gözleri Hektorla Andromakın Ayrılışlarım tasvir eden bir tabloya ilişti. Bu İlya- danın güzel bir sahnesidir. Cengüver Ümidsiz bir savaşa atıltrken, karısının Mesnevi kuvvetini yükseltmek için oğ- lu Atiyanaksayı kucağ'na alıp havaya kaldırır... Bu tablonun karşısında Porsia Kendini tutamadı, hıçkıra Esk kıra ağlıyarak yere kapandı. Şarlet zl Savaşta mağlüb olan Brütüs kendi. Mİ öldürdü. Bu acıya dayanamıyan Porsia da ateş yutarak öldü. EPONİN Eponin, Vespaziine karşı koyan Se Datör Jülyüs Sabinsün karısıdır.. Golüaları, Romanın boyunduruğun. dan kurtarmak için savaşan Sabinis yenildi, Bu mağlübiyetinden sonra €vine kapandı ve ateş verdi. Herkes onu yanıp kül oldu sandı. Halbuki o Muhtelif çağların fedakâr kadınlar bakarken €ek çocukları da hastalanıp ölüyor. Arria hasta yatan kocasına bü felâketi ne duyuruyor, ne de belli ediyor. Petüs inliyerek; — Çocuğum nasıl? Diye sorduğu zaman Arria güle- — İyi, çok iyil Diyor, sonra odadan kaçıp gizli giz- Mi ağlıyor. Bir kaç sene sonra Petüsü tevkif et- tiler. İmparator Cloda karşı sulkasd tertib etmek cürmile Romaya sevket- tiler. Arria bir balıkçı kayığile kocası- nın bindiği vapuru takib etti, Petüs idama mahküm edildikten sonra ko- casile görüşmek iznini aldı. Hapisha- neye girdi, kocasının karşısına çıktı, bir biçak çekip, kendi kalbine sapladı, sonra bıçağı çıkardı, kocasına uzattı: «Paste, non dolete — «Al, aâcıtmi- yorl.» dedi, i MANON © Yastığının altına tabancasını ko- yup uyuyan bu güzel kadın kimdir? Fransa dahiliye nazırı Rolandöla Platierin karisi. 1791 den 1793 a kadar Jirondenler reisikârda iken Parisin yıldızı idi; hattâ onun için bilfilu da- hiliye nazırı idi diyenler bile var. Herhalde muhakkak olan şu: Jiron- denler bayan Rolanın başına yemin ediyorlardı. 2 Haziran 1793 de Jirondenler firar etti. Manon kaçmadı ve tedhiş siyasa- ti başlayınca tevkif edildi, Muhâke- mesi müddetince asaletini, vekarını hiç bozmadı, hissiyatına mağlüb ol- madı. — Başın kesileceki dediler. Şöyle bir doğruldu: «Bana katletti. iniz büyük adamların ölümünü pay- Taşmak şerefini veriyorsunuz, Ben de eşafoda onların gösterdiği cesareti göstermeğe gayret edeceğim» dedi, 8 ikinciteşrin 1798 te, sabah saat beş buçukta eşafonun keskin. bıçağı altma getiridi. Beyazlar giymişti, Basamakları ağır ağır çıktı, meydan. daki büyük hürriyet heykeline bakta: €vinin mahzenlerine inip saklanmıştı. «Ey hürriyet! Senin namına ne ci- izmir Avcılarının sürek avı Neden sonra karısına haber gönder di, vaziyeti anlattı, Eponin sevincini hiç belli etmedi, gene siyahlar giydi, Etne herkesin içinde kanlı göz yaşları döktü ve günlerden bir gün o da mey- dandan kayboldu. İntihar etti sandı- İar, halbuki, mahzende kocasına ka- Yuşmuştu. 'Tam dokuz sene karanlık mahzen- lerde, güneş yüzü görmeden kocasile başbaşa yaşadı. Bu aşkın önünde ve bu aşkı ilham €denin karşısında secdeye varmıya- cak insan tasavvur edilir mi? Eponin mahzende ikiz doğurdu. Her nedense bu aşkı kıskanan canavar Tuhlu bir kadın bu karı kocayı ele-Yer- di, Romada idam edildiler. Eponin ölmeden önce şöyle haykırdı: «Vespazlin şunu bil ki, mahzende kocamın ömrünü uzatmakla duydu- Guni zevki sen, altın ve murassa taht Yarda oturduğun halde duyamıyacak- sin!» ARRİA İmparator Klodu öldürmek istiyen Meşhur Petüsün karısı Arria tarihin kaydettiği fedakâr kadınlardan belli Daşlımdır. Petüs ağır hasta, Kadın kocasına İzmir (Akşam) — İzmir avcılarından bir grup, son Hafta içinde Kemal. paşanın Ulucak köyüne giderek köylülerin de iştirakile bir sürek tertib etmiş- ler ve avlanmışlardır. Sürek, İyi neticeler vermiştir, nayetler işleniyor!» dedi. ŞARLOT «Fransayı düşünüp ağlıyorum, aile- mi düşünüp ağlıyorum, sizi düşünüp ağlıyorum. Mara hayatta oldukça kime hayat hakkı vardır?» Bayan Bretövil bu mektubu okur- ken, mektubun muharriri dört atlı bir arabaya binmiş Kandan Parise, gidiyordu. Jirondenlerin kanma giren Mara idi... Bu adamın vücudünü kal dırmak gerekti. Kaldıracaktı da.. « İşle Şürlot Kordey bu maksadı gü- derek 9 Haziran 1793 te Parise geldi, Proridans oteline yerleşti, o gece derin derin, rahat rahat, vilodanında hiç bir heyecan duymadan uyudu. Ertesi gün bir bıçak salın aldı, 13 haziranda Maranın kapısına da. yandı. Kapıyı Katörin bekliyor ve içe- riye kuş uçurmuyor. Şarlota da soru- yor : — Ne istiyorsunuz? — Mara ile konuşmak istiyorum. Adam öldürmek kâsdile bir evin kapısına gelen bir kadını nasıl bir kadın tasavvur edersiniz?,, Düşünme. yiniz, çünkü yanılırsınız. Şarlot Kor. dey pembe yanaklı, masum bakışlı, beyazlar giymiş bir genç kız. Ondan şüphelenmeğe imkân yok... Şarlot girdi Mara banyosunda, cel- Tâdlardan birine bir hafta sonra kafa- sı kesilecek olanların isimlerini yazdı. rıyordu. Şarlot atıldı, bıçağını Maranın sir. tana sapladı. Mahkemede: «Maranın işlediği ci- nayellerden tiksindim. Memelketime sulhu iade etmek için onu öldürdüm» dedi. Biri onu şöyle itham etti: «Kemi- ğe tesadüf etmemek için bıçağı yu- kardan indirdi.» Şarlot bu sözü du- yunca yerinden fırladı: «Canavar| Sen beni katil mi sanıyorsun!» Resmini yapan bir ressama Saçın. 'dan bir tutam hediye etti. İdam edile- ceği gün giymek üzere yeni bir şapka aldı. İdam edileceği sırada cellâdın eli titredi... Yere düşen başını biri al. dı, havaya kaldırdı, suratına tokat attı, Halk bu küstahın üstüne hücüm etti. İyice patakladılar... Selâmi Sedes Yukarıdaki resimde bu süreğe iştirak cden İzmir aycları görünüyorlar, , kürcü bir ; me sne bir prens Pedi- kızı sevdi Sultan kardeşinin aidatını kesmesine rağmen segilisini bırakı ıp İngiliz Malezya sultanı üleymâünın kardeşi Malımudun aşk yüzünden ailesile arası açılrıştır. Malezyalı prens Mahmud, Londrada Oxford Üniversitesinde okurken, o civarda bir terzinin kızı pedikür bayan Jogçe ile bir baloda tanışmış ve yâvaş yavaş iki genç arasında hararetli bir aşk başlamıştır. Prens Mahmudun maiyeti, bidayet- te gençlik hevesi diye bu münasebele ehemmiyet vermemişlerdir. Fakat bu münasebet ilerleyip Malezyalı prens, sevgilisi ile evlenmek arzusunu izhar edince işler değişmiş ve üç sene ziraat stajı görmek bahanesile memleketine davet edilmiştir. Prens Malezyada iken bir aralık sevgilisini unutur gibi görünmüşlür. Fakat bu, akrabasının ve sultan kardeşinin şüphelerini izale- ye matuf bir desiseden başka bir şey değildi. Prens Mahmud, bir gün fırsatını bularak bir vapura atlamış ve soluğu Oxfordda bulunan sevgilisinin yanın. da almıştır. Prensin Londraya avdeti ve sevgili» sine kavuşması tablatile Malezya sul- tanı Süleymanı lâkayıd birakmamış ve sevdalı kardeşine İngiliz hariciye ne- zareti vasıtasile şu tebliğde bulunmuş- tur: «Sultan sizden hiç te memnun de. ğildir. Sizi evlenmekten sureti katiye- de menediyor. Şayed bekâr ve yalnız olarak derhal memleketinize avdet etmiyecek olursanız, kendisinden hiç birşey ve hiç bir yardım beklememeli. siniz.» Prens bu tebliğe karşı omuz silkmiş ve bu ihtarı tekrar edenlere: — Sevgilim yanımda olmadıkça memleketime dönmek niyetinde deği- lim, cevabini vermiştir. Bu ihtarların faydası görülmeyin- ce Malezya sultanı, kardeşine Londra- ya gitmek için göndermekte olduğu tahsisatı derhal kesmiş ve prens âdeta beş parasız kalmıştır. “Uzun bir takım müzakerelerden sonra prensin tek başına memleketine avdet etmesi için bir anlaşma hasıl olmüştur. Prens vapurla tek başına memleketine dönecek, sevgilisi de ar- Çanakkale (Akşam) — Çanakkale- de iki yıldanberi devam etmekte olan 2 biçki ve dikiş yurdu vardır, Her iki yurdun da çalışmalarının ciddiyet ve intizam dairesinde devam etmesin- den dolayı, bu yurtlara bayanlarımı. güni Gnl 206 3 ÖN devam eden bayanlarla davetlilerden bir grup, aşağıda yurdun açtığı sergi memleketine dönmek istemiyor Sevdali kardeşinin aidatını kesen Malezya sultanı Süleyman kadan kendisine iltihak edecekti. Fakat sonradan prens Mahmud ge- ne fikrini değiştirmiş ve: — Memleketime neden dönecekmi. şim, Bir gün kardeşimi tahtta istihlâf ©€tmeme imkân yok. Çünkü benden büyük dört erkek kardeşim daha var, Sevgilimden niçin ayrılayım, demiş ve dediği gibi memlekete dönmemiştir. Malezyalı prens, sevgilisi le evlen- mek kararında ısrar ediyor ve kendisi ile görüşenlere; — Joyçeyi seviyorum, seviyorum diyor. Sevgilisi de âşıkına karşi ayni sevda teminatını tekrar ediyor, bakalım ne olacak? Ecnebi gazetelerinin yazdıklarına bakılırsa, Malezya sultanı, kardeşini ailesinden tardetmek niyetindedir. Çanakkalede biçki yurdu zan rağbeti artmıştır, Bunların bir se nede meydana getirdikleri eserler, sergi halinde teşhir edilmek- te ve bütün halk tarafından sergiler Ziyaret edilmektedir, mutena iğ“

Bu sayıdan diğer sayfalar: