9 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

9 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

italyan veliahdının zevcesi on yüksek dağa çıktı İtalya veliaidinin zevcesi prenses Picdruont busmemleketin en yüksek dağı olan Mene Rosaya çıkarak bü- tün dünyayı hayrette bırakmıştır. Bu dağ İsviçre hududu boyunda olup de- nizin sathından 15217 kadem irtifa- ka kralı hanedanma mensuptur. Pe- deri kral Albert 1934 senesinde Belçi- kanın en yüksek tepesine çıktığı za- man düşerek terki hayat etmişti. Prenses şiddetli bir kar fırtınası es- nasında bu yüksek tepeye çıkmıştır. Kar uçurumları ve çukurları ve çcü- müdiyeleri kapatmış olduğundan teh» likeler çoğalmıştı. Prenses; 45 sene evvel İtalya krali. çesi Margeritanın çıktığı ve bir kulü. be yaptırdığı diğer bir tepeye çıkmak için buzlu uçurumda balta ile merdi. ven yapmağa mecbur olmuştur. Pren- sesin dağa çıkarken beraberce götür. düğü ipe askeri dağcılık mektebi ku- mandanı miralay Lambordi ile binba- şı Belloni tutunarak kendisini takib etmişlerdir. Bu sene petrol istinhsalâtı azaldı . Bütün dünyanın petrol müstahsili memleketlerinden bir çoğu bu sene- hin geçen altı ayında ham petrol İs- ; tihsallerini geçen seneye nazaran art- tirmiş oldukları halde dünya petrol i yekünu geçen senenin ilk mısfı- na nazaran azalmıştır. Bu sene istih- sal edilen petrol miktarı 133,934,000 tondur ki geçen seneye nazaran 1,305;000 tan noksandır. Bu tenakusun sebebi geçen sene hadden fazla petrol istihsal eden Ame- rikada bu sene istihsalin tahdid edil miş olmasıdır. Bundan başka Meksikada ecnebi sermayedarlarına sid kuyuların dev. lete mal edilmesinden dolayı istihsal azalmıştır. Geçen senenin ilk nısfında Meksi. kada 3,500,000 ton petrol istihsal edil. diği halde bu senenin ayni müddetin- de ancak 2,000,000 ton petrol alınmış- tır. Petrol istihsali azalan memleket- lerden biri de Romanyadır. Bunun başlıca sebebi Bucsani havzasındaki petrolün süratle tükenmiş olmasıdır, Nişanlısı peşinden koşan kızın başına gelenler Almanyanın Manhayin şehrinde bir kız bir gemici ile tanışır ve nişan- lanır. Gemici yapacağı ilk Ren seya- hatinden avdetinde kendisile evlene. Ceğini kıza vaadederek seyahate çıkar. Aradan üç sene geçtiği halde kız ni- şanlısı gemiciden hiç bir haber ala- maz. Nihayet bundan bir kaç ay evvel "Alaskadan postaya verilmiş bir mek- tup alır. Gemici bu mektubunda kıza 'Alaskaya gelmesini teklif ediyor ve ayni zamanda Alaakaya kadar mute- ber olan bir bilet gönderiyordu. Kız bu mektubu alr almaz hemen yola çıkmış, Nevyorkta bin türlü müş- külât çekmiş, nihayet şimali Ameri- kanın en şimal tarafında bulunan Alaskaya vasıl olmuş, gidip nişanlısı. nı aramıştır. Fakat nişanlısı yerine zabıta ile karşılaşmıştır. Polisler kıza, o gemicinin at hırsızlığından dolayı uzun bir hapis cezasına mahküm ol- duğunu söylemişlerdir. Zavallı kız çok müşkül mevkide kalmış; avdet para- sini tedarik için hizmetçilik yapmış, müthiş zorluklar çektikten sonra Nevyork Alman konsolosunun yardı- mile memleketine iade olunmuştur. Karısile kaynatasını öldüren ahçı çırağının muhakemesi Katil Emin, karısının ustası Mehmedle münasebette bulund Sultanahmed civarındaki evinde | Haskançlık yüzünden karısı Zehfa ilş | kayınbabası Hüseyini tabanca ile öl- düren ahçı çırağı Eminin mühakeme- sine -ağırceza mahkemesinde bakıl- mıştır, Maznun Emin, gerek ilk tah- kikatta ve gerekse mahkemedeki ifa» “desinde karısının kendisine ihanet et- mesi, kendi çalıştığı ahçı dükkânının #ahibi Mehmedle münasebette bulun- Ması yüzünden bu cinayeti işlediğini söyliyerek; — Karım Zehra, ustam Mehmed- le münasebet peyda etmişti. Vaka akşamı ustam Mehmedin bizim eve gittiğini anladım ve biraz sonra ben de dükkândan çıkarak eve gidip yar Yaşça' bahçeye girdim; Bahçede, bi- zim yatak odamızın karşısındaki ağür ça çıktım. Bu ağaçtan, odanın içerisi görülebiliyordu. -Ağacın “tepesinden . içeriye bakınca ustam Mehmedle ka- xım Zehranın bir yatakta yattıklarır nı gördüm. Bu vaziyet karşısında ken- dimi kaybettim, Ağaçtan inip ne yap- ,fığımı bilmiyorum. diyordu. Eminin bu iddiası üzerine hâdise mahallinde keşif yapılmış ve dünkü cereden görebildiği bildiriliyordu. Bundan sonra, Göre'de halası Ali. yenin yanında bulunan Mehmedin yedi yaşındaki kızı Melihanın istinabe #arikile aldırılan ifadesi okundu. Me- iha, kendisine sorulan suallere c6- vaben hiçbir şey bilmediğini söyle- mişti. Bunun üzerine maznun Emin kalkarak: — Kızım Meliha ile halası Aliye İs- tanbula gelmişlerdir, Şimdi de mah» kemede dinleyiciler arasında bulunur uğunda ısrar ediyor edilmesini. isterim, Annesi Zehra ile ustam Mehmed arasındaki münase- betten kızımın haberdâr olması ve ey- de geçen; hâdiseleri bilmesi icab eder, Esasen istinabe evrakında kızıma 40- rulması lâzım gelen birçok suniler &0- rulmamıştır.. dedi. Mahkeme bu talebi kabul'etti ve samlin arasında bulunan küçük Me- liha mübaşir vasıtasile (çağırılarak mahkeme huzuruna çıkarıldı. Yemin- siz olarak dinlenen Melihaya, “ahçı Mehmedin. sık sık evlerine gelip gel- mediği hakkındaki suale: — Bilmiyorum; benim haberim yok. Cerabımı verdi ve babası evde bu- Tunmadığı sırada Mehmedi de evde görmediğini söyledi. Maznun Yekili- nin talebi üzerine sualler Melihaya Portekizli Jose Sigola geçen haf- ta Para şehrinde vefat etmiştir. Si- gola henüz 53 ya- rTeyan etti, Oradaki lüks dans salon- larından birinde bir gün ihtiyar, fa- kat gayet şık giyinmiş bir adam gö- ründü. Bu ihtiyar meşhur milyar- der Rokfellere o kadar benziyordu ki herkes onunla karşılaştığını zannetti. Zaten kafaları dumanlı olan adam- lar milyarderin etrafını sardılar ve dünyanın en zengin adamile müşerref olduklarından dolâyı mennuniyetle- rini izhar ettiler. İhtiyar adam bir iki kelimeden başka birşey söylemiyordu. Fakat buna mukabil dans eden kadınların en güzellerini seçiyor ve onlarla dens ediyordu. Bu aralık ihtiyar adamın Rokfeller değil, onun biraderi olduğu hakkında nereden geldiği anlaşıla- mıyan bir şayia çıktı. Biraderinin ha- kiki Rokfellere arada sırada vekâlet ettiği söylendi. İhtiyar adam yarım saat kadar dans salonunda kaldık- tan sonra birdenbire ortadan kaybo- luverdi. Güzel dansözler inhtiyarla dansetmelerinin kendilerine oldukça pahalıya mal olduğunu anlamakta gecikmediler. Kimisi gerdanlığını, ki- mist yüzüğünü, kimisi de bileziğini kaybetmişti. Bunların Rokfeller zan» nedilen ihtiyar tarafından çalınmış olduğuna şüphe yoktu. Tabii derhal zabıtaya haber veril- di. Polis hafiyeleri ilk tahkikatı yö par yapmaz o ihtiyarın kiyafetini tebdil etmiş olan meşhur Jose Sigola olduğuna derhal kanaat getirdiler, Bir çok memleketlerin polis hafiye- leri” Sigolayı senelerdenberi beyhude Sigola kıyafet ve çehre değiştirmekteki mehareti sayesin- de bir çok cürümler işlediği halde Avrupa zabıtalarından hiç birinin eline düşmedi. Bir gün milyarder Rokfellerin kıyafetine girerek bir barda bulunan kadınların mücev- herlerini aşırdı. Başka bir gün, bir İngiliz kaptanını hap- sederek ve onun kıyafetine girerek hem vapuru idare etti, hem de kaptanın karısile beraber yaşadı. Nihayet delir- dikten sonra zabıtanın eline düştü ve tımarhanede öldü. aramakta idiler. Miami zabıtası da derhal onlara iltihak etti, fakat Si- golayı ele geçirmek mümkün ola- madı, Sigola ilk oyununu bundan bir çok sene evvel Aden limanında oynamıştı. O zaman bir İngiliz vapurunda ge- micilik yapmakta olan Sigola bir gün iz bırakmadan kayboldu. Gemi- nin kaptanı zabıtaya müracaatla onun kaybolduğunu haber verdi ve gemi önünde balık avlamakta olan iki arabın Sigolayı öldürmüş olma- larından bahsetti. Fakat o iki balıkçı bigünah olduklarını derhal isbat et- iler. Dört hafta sonra kaptanın ka rısı da Adene geldi. Kocasının halin- do gördüğü değişiklikten dolayı hay- ret etti, Fakat kaptan karısını teskin ederek vazifesinin çök âğır olmasın- dan, Adende hüküm süren müthiş sıcaklarda çalışmasından dolayı si- masının değişmiş olması muhtemel bulunduğunu söyledi. Karı ile koca Adende buluştukla- rından bir kaç gün sonra kadın şu mektubu alınca hayretinden olduğu yerde yıkılıp kalıverdi. «Biz çök nazik ve kıymetli bir şah- siyet olduğunuz için size karşı oyna- Gığım komedyaya daha fazla devam etmek istemiyorum. Kocanız olan kaptanı ben gemiye hapsettim. Çün- kü o gerek bana, gerek arkadaşları- ma çok fena muamele ediyordu. Onun için böyle bir ders almağa müstahaktı, Kaptan rolünü oynıyan ise ben, kaybolan tayfa Jose Sigola, idim.» Sigola ile iki arkadaşı bu komed- yayı oynadıktan sonra hiçbir iz bi rakmadan kaybol. dular, Zaten dün- yaya gelip giden serseriler içinde Zâ- bıta tarafından hiç bir zaman yakala. namıyan Jse Sigo- ladır. Umumi “harp henüz bitmiş iken çıkan bir şayiada türlü türlü kıya- fetlere girmekte mahir olan Sigola nın bu sefer diplomasi mahafili al- datmağa başladığı bildirildi. Han- Kongta bulunan bir büyük devlet maslahatgüzarı arada sırada maâsü- nın üzerinde resimler bulmağa' baş- ladı. Bu resimlerde diplomasi maha- filine mensup kadınların gizliden gizliye bir takım şüpheli ve sabıkalı adamlarla obuluştukları gösterili- yordu. Tabii gerek maslahatgüzar, gerekse sefaret müstahdemleri bundan do- Jayı son derece asabileştiler. Esraren- giz ressamı meydana çıkarmak için vasi tertibat alındı, Araştırmalar dört hafta devam etti. Nihayet sefaret uşaklarından biri bir gün heyecan içinde maslahatgüzara müracaatla bir aydanberi meşhur Sigola tara- fmdan mevkuf tutulmakta olduğunu bildirdi. Bu bir ay zarfında Sigola sefarethanede uşak rolünü oynamış ve resimleri yâpârak maslahatgüza- rın masasına koymuştu. Nihayet bundan altı ay evvel Sigola bir gün Para şehri civarında serse- riyane dolaşırken bitap bir halde bu- lundu. Sigola hayatında ilk defa olarak zabıtanın eline geçiyordu. Fa kat artık kanunların, onu teeziye etmesine imkân yoktu. Çünkü Sigola tecennün' etmişti. Onun için dünya min en meşhur serserisini bir timar- haneye yatırmaktan başka çare bu- lunamadı, Şimdi onun timarhanede vefat ettiğini haber alıyoruz. Şayet Sigola vakıt ve zamanında bir filim rejisörünün eline geçmiş olsaydı, © mutlaka dünyanın en meşhur ar tisti olurdu. Saç kıvırma ma makineleri rler makinelerin ölçü müfettişliğinde muayene edilmesini istiyorlar Berberlerin kadın an saçlarını kıvır- mak için kullandıkları Permanant makineleri için Belediye bir talimat- name hazırlamıştı. Mevcud makine- lerin bu talimatnameye uygun olup olmadığı hakkında kontrollara baş- lanmıştır. Berberler Permanant. makinelerini mühendis mektebine götürerek mua- yene ettirmek mecburiyetinde tutul- müuşlardır, Bazı berberler Belediyeye müracaat ederek, mektebin semtleri- ne uzak olduğundan şikâyet etmiş- ler, tedbir-alınmasını istemişlerdir, Bu hususta Berbeler cemiyeti de Bele- diyeye başvurmuş ve makinelerin Öl- çü ve Ayar başmülettişliğinde mua- Bekçinin eşyasını ve | Zsfanbula nakil tabancasını çalan Avni istiyen muallimler Dün yedi ay hapse mahküm i İstanbul ölmeli muallim kadro- oldu. Avni adında: sabıkalı bir hırsız üç ay hapishanede yattıktan sonra ev- Yelki gün müddetini ikmal oederek hapishaneden çıkmıştır. Aradan yir- mi dört saat geçmeden evvelki gece Avni Vefa civarında daimi nokta bekçilerine aid kulübenin — kapısını kırarak içeriye girmiş ve bekçinin ta- bancasile çamaşır vesairesini çalmış- tır. Fakat elinde eşya ile yakalan- maştar, Dün asliyo 'dördüncüceza mâhke- mesinde yapılan muhakemede Avni suçunu itiraf etmiş ve: — Aç kaldım. Param yoktu; bu yüzden hırsızlık yaptım. Demiştir. Mahkeme “Avninin bu sunda boş yer yoktur İstanbulda münhal ilkmektep mu- allimliği hemen hemen hiç yok gibi- dir. Buna rağmen her sene İstanbul Maarif müdürlüğü emrinde çalışmak arzusile Anadoludan bir çok mürüc?. atlar vaki olmaktadır. Muhtelif vi- âyetlerde öğretmenlik yapan bir çok muallimler bu sene de müracaat ede- rek sıhhi seseblerden İstanbula na killerini istemişlerdir. Bu vaziyet okarvşısında İstanbul Kültür direktörlüğü bazı tedbirler alarak şehrin ilk öğretim kadrosu üzerinde yaptığı tedkikat neticesini Kültür Bakanlığına bildirmiştir. İstanbulda geçen seneden Maarif müdürlüğü emrine verilip te mektep- lerden birine tayin edilemiyen elliye yakın muallim olduğu haber veril- geçen seneden açıkta kalan 50 ye yâ- kın muüailimin hepsi bu sene de tayin edilmiyecektir, Çünkü o kadar çok münhal yoktur. Açıkta kalan mua imlere köylerde ve kazalarda mün- hal gösterilecek, gitmedikleri takdir. de İstanbulda maaşsız olarak mün- hal bekliyeceklerdir, Maarif müdürlüğü bu vaziyet kar şısında Vekâletin “İstanbul emrine ii i i , i İ 4 di 3

Bu sayıdan diğer sayfalar: