11 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

11 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İL Eyi 1988 AKSAM Kanâadlı nesille baş başa “İşte şu görd ..... .. - üğünüz ağaçların altında dört müthiş düşman topu gizlidir..,, Eskişehir havacılık mektebinde kısa bir dolaşma - inönü İnönü Kampında paraşütle atlamaları gösteren iki sahne, “© - — Şu fotoğraları görüyor musun? Hepsi tayyareden çekilmiştir. İşte şu resim gizlenreiş bir düşman topçu ela” yını gösteriyor, Bakınız ne kadar me- haretle gizlenmişler... Halbuki şa ağacın dibinde, çalılar arasmda dört müthiş top vardır. Atlarını da biras ileriye bırakmışlar... Keşif tayyarele- rinden çekilen, düşmanın harkâtıne ait bu fotoğraflar harple son derece işe yararlar... Fotoğrafa baktım. Benim gözlerim ne gizlenmiş topları, ne de biraz ileri- deki düşman beygirlerini görebili- yordu. Hayretle sordum: — Peki gizlenmiş bir düşman ala- | Yının resmini nası) çekiyorsunuz? Bu basit resimden ağaçlar altında gizle- Ben düşman toplarını, düşmana ait atları nasıl görebiliyorsunuz? — Bizim gayet mahir mütehassıs- larımız vardır. Onlar pertevsizlerle bu çekilen resimleri tedkik ederler. Bir takım noktalardan, gözle görülemiye- cek, ancak pertevsizle ferkedilebile- cek şekilde düşman toplarını, düşman askerlerini, atlarını görürler; Yüksek hava mektebinin fotoğraf dairesini geziyoruz. Etrafımız tayya- reden çekilmiş düşman askerlerinin gesimlerile dolu... Hava harplerinde. Askeri tayayrecilikta hava bombardı- manı kadar, tayyareden çekilen re- #imler de mühimdir, Yanımda eski bir tayyareci: , <—— Bazan tayayreden çekilmiş mu- vaffakıyetli ve mühim bir.resim bir orduya bir muharebe, bir zafer ka zandırabilir... Diyor. Eskişehirdeki yüksek (havacılık mektebi, Kuleliyi ve Harbiyeyi biti- ,ren zabitlere mahsustur. Harbiye pmektebini bitirdikten sonra bu mek- itebe girenler fki sene geceli gündüz- pü ve gayet mühim bir tahsilden son- a tayyare zabiti oluyorlar, Bu esaslı /Kahsilden sonra yeni tayyare zabit neslinin nasıl yetiştiğini pekâlâ kav- ,Fiyabilirsiniz, 'Eskişehir Havacılık Omektebinin tam bir centilmen olan nazik müdü- Tü yarbay İhsan Esiner, mektebinin her tarafını bize gezdiriyor. İ ,, Bir saloha giriyoruz. Salonun için- “de iki tayyare var. Biri iskelet halin- | ,de... Öteki tam bir tayyare... Bu sa- on içindeki tayyarede bütün uçuş | tecrübelerini yapabilirsiniz. Mektep Müdürü yatbay İhsan Esiner bu tay- İyarenin içine girdi. üzerine bir kapak i kapattı. Şimdi tayyarenin içinde bu- Sunan yarbay Bsiner, hiçbir yeri gör- şmüyor. Btrafi görmeden <kör uçuş» denilen gece uçuşu yapıyor. Sağa dö- nüyor, sola dönüyor, aşağıya iniyor, ,Yukarıya çıkıyor, pe Hava kumandanı B. Celâl, uzaktan telefonla tayyaredeki bay Esinerle görü pek yar- or. Ona emirler çük, her tarafı kapalı bir tayare için- de bir gece uçuşunun bütün hareket- lerini yapıyor. Önümde, mübalâğasız, Beyoğlu si- | nemaları kadar geniş, büyük bir sine- ma salonu açıyorlar. Burası da mek- tebin sineması ... Az zamanda büyük inkişaf hamle- leri gösteren, her yerde olduğu gibi, burada da tesisatı bize gösterenler sö- ze şöyle başlıyorlar: — İşte şu gördüğünüz eski tesisa- tımıs.. Bunlar yeni tesisat... Ve Hâve ediyorlar: — Eski hangarlar, eski atelyeler... Yenileri... Bu eskile yeni, yapılan işleri ne güzel gösleriyor... Şimdi Eskişehirde 400,000 Tirasarfile büyük bir gedikli yatakhanesi ve bazı tesisat yapılıyor. Eskişehirden içim Tahat, Türk hava- cısına olan büyük emniyetim büsbü- tün kuvvetlenmiş olarak döndüm... Filo halinde yola çıkan tayyareleri- mizle İnönüne âöndük, Şimdi size biraz da İnönü havacılık kampının gece hayatından bahsede- yim... İnönü tepelerine koyu kırımızı bir ışık çökmüş... Tepemizde hâli İ süzülen plânörler var, Büyük direk- ten biraz evvel bayrağı indirdik... Ni- hayet son plânörler de yere indi. Bi Taz evvel ayrı ayrı plünörlerde biribir. terini kovahıyan gençler şimdi kol ko- Ia meydanda dolaşıyorlar, Biraz sonra büyük çan, yemeğin hazir oladuğunu ilân ediyor. Hep bir- Tikte yemek salonuna giriyoruz. Fuad Bulca kamptaki yemek vazi- yeti için diyor ki: Burada yemek, yalnız ve sadece kalori meselesi düşünülerek tanzim edilmemiştir. Kampta talebe istediği kadar yer, istediği seyi pisirtir, Mese- lâ kahvaltıda bir talebenin cani tere- yağı, peynir, reçel, çay istedi değil mi? Bunları yer... Başka bir talebenin ca- ni zeytin, bisküvi, çay İstedi. bunla- Tı yer, Yani kampta yemekte bir ta- | lebe evinde gibidir. İstediği ve imkânı olan her şeyi yaplırtabilir. Yemekte radyomuz çalıyoru.. İstan- bulu, Ankarayı dinliyoruz, Solrada konuşulan en hararetli ba- bis havacılık... Mobörsüz tayyarelere ait, bir havacı genç kiz şu dikate şa- yan malümalı veriyor: — Bu motörsüz tayyarelerin pek dikkate değer bir hususiyeti vardır. Biotörsüz tayyare bulut denilen şeye bayılır. Hattâ havacdar arasında meşhur bir darbımesel haline gelmiş- kampında geceler nasıl geçer ? tir. «Kurt sisli havayı, plânör bulut- lu havayı sever» Bir plânör havalanıp ta bir buluta | raslayınca ne olur bilir misiniz? Bu- Tut plânörü kendisine çeker. Plânör âdelâ bulutun altına tutkal) ile yaptş- mış gibi bir yana gidemez, Bulut ne- reye giderse plânörü de beraber sü- rükler, Bunun için plânörle uzun “müddet havada kalmak rekorunu Kır- mak istiyenler havalanınca münasip döl linkinin” bir bulut bul r. Hemen onun içi- ne girerler, £ uzun müddet plâ- nörü havada tutar. Bu bulut dağı mağa yüz tutunca, plânörcü hemen faaliyete geçer, plânörü dağılan bu- luttan kurtarır, Başka ve daha kuv- | vetii, daha kesif bir bulut bulur. Bu sefer de onunla uzun müddet hava- da kalır... Busuretle plânörle uzun saatler havada kalmak imkânını ka- zanır.. Yemekten sonra kampın sinemasın- da evvelâ havacılığa dair bir filim seyrettik. Sonra da Norma Sherer'in meşhur «Romeo ve Jülyet» filmi oy- nanmağa başladı. İnönü köyleri ile mektep arasında siki fikı bir ahbaplık var. Köylüler kampın birçok işlerini görmeğe can- dan hazır... Arasıra kampa misafir âe geliyorlar, Bu gece de kampa sine- ma seyrelmeğe gelmişlerdi. Köylüler arasında ilk defa sinema seyredenler vardı, Bunlar hayran ve memnun- dular, Romeo ve Jülyet filminin ortasın- da seyircilere kısa bir istirahat veri- lince bu ilk defa sinema seyreden köy- Jülerden birine yaklaşarak sordum: — Nasıl dayı? Bu geceki şu eğlen- ceden anemnun musun? İhtiyar köylü sakalını sıvazlıyarak cevap verdi: — Ne demezsin eviâd!... Dünyayı görüyor, dünyayı öğreniyoruz. Bu Allah razı olsun, Böyle bazan geceleri bizi çağırırlar. Hep birlikte eğlenir, gideriz. İnönü kampı, civariçinde bir içtimai yükselme yaratıyor. 8Sinemadan başka o gece zeybek oy- namak ve saire gibi eğlenceler de var- dı. Bunlardan sonra mehtap altında grup grup dolaşmalar... Nihayet er- kenden çalınan yatma çanı... Herkes yatakhanelerine çekiliyor. OEee... si sabah güneşle beraber şafak uçuş- ları yapılacak... Yatağıma girerken ayni zamanda havacı olan bir saylavımızın sözlerini düşünüyorum. Bugün Türk plânörcülüğü az z- | manda Balkanlarda eşi değil, hattâ yarısı bülunmuyan bir teşkilât bir kuvvet haline girmiştir, İki üç sene sonra Türkkuşu, sivil bavacılığımız askeri tayyareciliğimizi takviye edecek bir hale girecektir. Hikmet Feridun Es KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız arasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır, Alım satım, Kira işlerin- de iş ve işçi bulmak için istifade ediniz! & | Sahife 7 Filistinde tedhiş hareketlerini idare eden gizli cemiyetler Kızıl gölge, Karael ve Xler cemiyetinin gayesi nedir er , ? neler yapıyorlar ? Filistindeki Arab nümayişlerinden biri Filistinde sükön bir türlü tesis edilemiyor. Arsblar sonu gelmiyen tedhiş hareketlerle mütemadiyen karışıklık çikarıyorlar, “Gün geçmiyor ki ajanslar Filistin. den kanlı bir sokak kavgası, bir soy- gunculuk veya bir sulkasd haberi vermesinler. Le Petit Parislen gazetesinin Filis- tin muhabiri, Filistinin iç yüzü ve sadece bu teşkilâlın sırrına vakıf bir kişiyi ele-geçirmiş demektir. Çünkü . şubenin altı âzası diğer şubelerin âzalarını, tanımadıkları gibi şefleri- ni de bilmezler. Ele geçen şef ise dehşetli ketum bir adamdır. Sırı vermemek için ölmeğe yamin elmiş- tir. Her türlü tazyik faydasızdır. Kara el Kızıl gölge cemiyeti bütün gayre- tedhiş hareketlerini idare eden te- | tile Arab Ittihadı fikrini tahakkuk şekküller hakkında oradeki bir İngi- Iz polisi âmirile şayanı dikkat bir mülükat yapmıştır. ettirmeğe ve buna mâni olanları or- tadan kaldırmak için icab eden teğ- birleri mevkii icraya koymağa çalı. © Muharrir bir gece Kudüsteki bir | şırken «Kara eb ismini taşıyan di- barda ahbab olduğu İngilizin, Filistin | ğer bir gizli cemiyetin mensublan hakkında sorduğu sualler üzerine kendisine şu izahatı verdiğini bildiri. yor: — «Arablar Filistinde tahakkuk et- Ürmeğe çalıştıkları Arab iltihadı sistemalik bir surette bankalara, kredi müesseselerine ve Arab ittiha- dı fikrine keselerini açmıyan zengin Arablara musallat ölurlar. Çünkü bu cemiyetin gayesi ihtilâl hareketi fikrinin İki büyük düşmanı addettik- | için icab eden parayı temin etmektir. leri İngiliz ve Yahudilere karşı mü- Kara el cemiyeti âzalarının para cadelelerine devam ediyorlar. Filis- | koparmak için takib ettikleri usul tinde vukungelen hadiseler ilk na- | intihab ettikleri müessese veya şa- zarda zannedilebileceği gibi başıboş grupların çıkardıkları vakalar değil dir. Bilâkis polisin bir türlü ele ge- hıslara imzasız tehdid meklubları göhdererek muayyen yerlere külli- yetli para getirmelerini emretmekten çiremediği gizli teşekküller tarafın- | ibarettir. dan bir program dahilinde idare edil- Eğer Kara elden mektub alan adam istenilen parayı re eden gizli cemiyetlerden bilhassa dirde şiddetli harekete geçilir. Teh- üçü üzerinde ehemmiyetle durmak did ettikleri adam, karısı veya çocuk- icab eder. Bunalrdan biri «Kızıl gölge», diğe- ce yapılır. Evvelee istenilen para bir ri «Kara ek, üçüncüsü de <Xle C&- | misli fazlasile ödeninceye kadar sa- miyetiz dir. Kızıl gölge Kızıl gölge teşkilât müteaddid şubeler halinde çalısır, Her şube biri verilmez. Eğer gene vermemekte 1s. Tar ederse bir müddet tayin olunur. Bu müddelin hitamında kendisi öl- dürülerek malı, mülkü veya müesse- şef ve allısı şefin emniyetli adamı | sesi merhameisizce yağma edilir. olmak üzere yedi kişiden mürekkeb- | Şimdiye kadar yirmiden fazla bed- &ir. Muhtelif mıntakalarda çalışan | baht bu âkibele uğramıştır. yedi şubenin şefi ayrıca bir birlik teş- kil ederler. Bu taksimat sayesinde Kız gölge adını alan bu korkunç teşkilâtın ba- şında bulunan adamın kim olduğu- nu yalnız birlik şeflerinden olan ye- di kişi tanır. Bunlardan başka kim- se, teşkilâtın içinde çalıştıkları hal. de, emirlerin nereden geldiğini bil. mez, Polis, Kızıl gölge cemiyetinin bir şubesini meydana çıkardığı zaman X lar cemiyeti X ler cemiyetine gelince, bu, keli- menin tam mânasile gizli bir cemi- yettir. Bu cemiyet te faaliyetini di- ger * gizli teşekküllerin faaliyetile müvazene halinde yürütür. Bu ce- miyetin mensubları Filistinin her kö- şesine dağılmış, en ümid edilmedik yerlere nüfüz etmiştir. Bu cemiyetin (Devamı 13 üncü sahifede) ŞHR. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: