29 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

29 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hiz maç ve Ankara Romanya sefirinin nazikâ- ne daveti üzerine rumen vapur kum- panyasmın Danimarkada yeni yap- tırdığı iki büyük vapurdan Transil- vanya ile Suriye, Mısır, Yunan sahil- lerinde yaptığımız seyahat, buna iş- tirak eden Yunan ve Rumen gazete- cilerile yeni bir tanışma vesilesi teş- kil ettiği gibi, cenub komşu memle- ketlerini de tedkik etmek için güzel bir fırsat hazırladı. Cenub komşu memleketlerinde mü- şahede ve intibalarımı anlatmazdan evvel Transilvanya vapuru hakkında bir kaç söz söylemek isterim, Tran- silyanya, İstanbul, Pire - İskenderi- ye, Hayfa ve Berut arasında işliye- cek olan ve Kopenhagda yapılmış olan İki vapurdan biridir. Eşinin adı da Besarabyadır. Bu iki yeni vapur sekizer bin tonluktur ve iki yüz ellişer bin sterline mal olmuşlardır. Transilvanya İle Besarabya vapur- ları, yakin Şark limanlarında işliyen ecnebi vapurların hepsine, sürst ve konfor itibarile, tefevvuk ediyorlar. Transilvanya, Kopenhag açıklarmda yapilan sürat tecrübelerinde 24,5 mil süratle seyretmiştir. Vapurun nor- mal sürati saatte 22 mildir. Fakat İlk seferinde saatte vasati yirmi mil süratle seyretmiş, İstanbul ile Pire arasındaki 400 millik sahayı 20, Pire ile Berut arasındaki 642 millik mesa- feyi 30 saatte katetmiş, İskenderiye- Gen Pireye de 27,5 saatte gelmiştir. Bu sürat, Şark limanları arasında seyrüsefer yapan vapurlar için bir re- kor teşkil eder. Transilvanyanın iüks, birinci, ikinci ve üçüncü mevki ka- maralarından başka, ayri ve müsta- kil dairelerde ve diğer yolcular ile te- mas etmeksizin seyahat etmek isti- yen zengin yolcular için İki lüks âpartımanı. da vardır. Bu lüks apar- tımanlar vapurun en Üst güvertesin- de kumanda köprüsünün ürkasında- dır. Lüks kamaralarda ve aparlıman- Jarda, ipekli çârşaflarla ve yastıklar- Ja döşeli geniş karyolalar, hususi ban- — Anlatamaz! — Neden? — Çünkü iki aydanberi inmelidir... Harpte kayboldu sandığı oğlunun ölüm haberini alınca, adamcağu, birdenbire bu felâkete uğradı. Konu- şamıyor; hiç bir yeri tutmuyor, hattâ söylenenleri dahi bazan anlamıyor. anbean felâkete sürükliyen makös talihin pençesinden kurtulmak isti. yerek: — Zarar yok! - Dedi. - Eğer bu has- tâ bu civardaysa gideyim, göreyim... Ben © çocuğu bulmak istiyorum... Ne bahasına olursa olsun... Belki ricala- nm, yalvarmalarım tesir eder de bil- diği sırm öğreniriz. Kaymakam: — Hay hay... » Dedi. - Bu kasabada oturur! Evine de gitmek kolay... Buy- run birlikte ziyaret edelim... Fakat MEŞ'UM KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) nm O) ecnebi veba | konforlusudur mek için gizli ve sessiz işliyen vanti- lâtörler mevcuddur. Birinci mevki kabinelerinde de lüks kamarlarında mevcud âynı tertibat ve konfor göze çarpıyor. İkinci ve üçüncü mevkilerinde de aynı konfor mevcuddur. Birinci, ikinci ve üçüncü mevki yemek salonları çok geniş, havadar, bol ışıklı ve pencereleri de denize na- zırdır, Vapurun dört mevki yalcula- rının gezinmesine mahsus dört gü- vertesi vardır. Birinci ve ikinci mevkiin barları maroken koltuklarla mefruştur. Bar- larda içki fiatleri de inanılmıyacak dereccede ucuzdur. En İyi cinslen viskinin bardağı bizim paramızla 35 kuruştur. En iyi markadan şampan- ya şişeleri 250 ile 500 kuruş arasında tehalüf eder. Tuhafı da şudur ki Trasnsilvanya vapurunda Avrupanın en lüks sigaraları, hariçtekinden da- ha aşağı fiatle satılmaktadır. Vapurda mevcud caz takımı, öğle ve akşamları iki buçuk saat süren konserler vermekte, caz takımı çal- madığı zamanlar vapurun mükem- mel radyo tertibatı, her tarafa könu- lan kuvvetli hoparlörler ile ecnebi radyo istasyonlarından hafif musiki parçalarını ve operaları naklen neş- rTetmektedir. Vapurda bir berber sa- Yonu da mevcuddur. Sözü uzatmamak için şunu söyl yeyim ki, Transilvanya vapuru fen- nin en son icad ettiği konfor tesisatı- nı camidir, 6 teşrinlevvelden itibaren munta- zam seferlere başlıyacak olan Tran- silvanya ve Besarabya vapurları ya- kın Şark memleketlerinin büyük bir ihtiyacını karşılıyacaktır. Bu lüks ve seri vapurların büyük bir rağbet gö- pe > AŞAMA Ankara 28 (Akşam) — Yabancı memleketlerle memleketimiz arasın- da karşılıklı olarak posta ve telgraf havalesile para gönderilmesi muame- lesine yakında başlanacaktır. Bu hü- susta Posta ve Telgraf Umum Müdür- lüğü ile alâkadarlar arasında yapıl. makta olan temaslar son safhaya gir- miştir. Bunu nazarı dikkate alan ida- re havale kabulü için şimdiden hazır- Tıklara başlamıştır. İdare havale kabulü işinin bidayet- te yalnız İstanbul, Ankara ve İzmir Posta ve Telgraf merkezlerince yapıl masını de Kararlaştırmıştır. Icra a işleri Adliye Vekâletinde bir komisyon teşkil ediliyor Ankara 28 — (Akşam) — İsviçreli mütehassıs profesör Leman tarâfın- dan icra işleri hakkında Adliye Vekâ- letine verilen raporun tercümesi bit- miştir. Tercüme, raporun çok mufas- sal olmasından dolayı bir aydan faz Ja sürmüştür. Diğer taraftan öğrendiğime göre, bugünün ihtiyaçlarına uygun bir şe- kilde hazırlanacak yeni icra kanunu projesinin esaslarını tesbit etmek üze- re Adliye Vekâletinde bir komisyon teşkil edilecektir. Profesör Lemanın raporu bu komisyon âzasının tedki- kine ârzedilecek ve'bu maksadla ra- por tabedilerek, komisyonun içtima- ından evvel âzaya dağıtılacaklır. Asılsız bir haber Ankara 28 (Akşam) — Bir Yunan gazetesi İstanbul muhabirine atfen Maarif Vekâletinin yabancı mektep- lerdeki leyli talebenin Türk usulüre aykırı bir tarzda yapılan yemekleri yemediklerini ve bu yüzden shhatten düştüklerini nazarı dikkate alarak, bundan sonra Türk usulüne uygun bir şekilde yemek pişirmeleri husu- sunda bu mektepler idarelerine tebli- gatta bulunduğunu haber vermekte. dâir. Maarif Vekâleti nezdinde yaptığı- mız tahkikata göre bu haberin aslı | yoktur. 0 1mm am receklerine şüphe yoktur. Dostumuz ve müttefikimiz Romanyayı bu iki güzel ve seri vapuru yaptırdığından dolayı tebriketmek icab eder, Temen- ni edelim ki, Denizbank idaresi de uzak seferler için yaptıracağı vapur- Yara bu sürati temin etsin, Bu. iki yeni vapur, muntazam se- ferlere başladıktan sönra şimdi bu hatta işliyen (Recel Karol) ve (Ro- manya) vapurları çürüğe çıkarıla- cak, Daçya vapuruda ihtiyat ola. rak muhafaza edilecektir, Arkmed Hüdü Tefrika No, 20 peşin söyliyeyim: Fazla. ümide kapıl- — Bir kere tecrübe etmek istiyoruz, Kuzum bırakın, dünyada ne mucizeler olur. İhtiyar kadın, tevekkülle başını sal. — Buyrun! - Dedi, Cenan, odadan içeri girdi. Yatakta oturan, şişman, yaşlı adamın yalnız gözlerinde hayat olduğunu gördü. Genç kaymakam selefine, sağırla konuşur gibi, yüksek sesle haykırdı: — Ziyaretinize geldik, beyefendi... Maşallah bugün daha iyisiniz... Bir de hanım getirdim... Sizden ricası var... Kabilse bir şey öğrenecek... Başörtülü ev sahibesi yer gösterdi. Cenan, halecanla hastaya yâklaştı. Onun cansız sarkan ve bir buz külçesi gibi soğuk elini avuçları içine alarak yalvarmağa başladı: — Beyefendi... Pekrica ederim... Bana cevap vermeğe gayret edin... Kadrilerin evinde büyüyen Şermini kurtaran kim?.. Nüfus kâğıdını alma- ğa gelmiş... İsmin! ve adresini yalnız siz bilirmişsiniz... Söyleyin... Kuzum söyleyin... mı arıyorum... Allah rızası için bütün gayretinisi toplayın... Bana cevap ve- Hastanın soluk gözlerinde biran $imşek gibi zekâ ışığı parladı. Boğa- sından boğuk boğuk mânasız heceler çıktı. Ev sahibesi kadın: — Aman Alahım... » Dedi. » Bakın, anladı. Cevap vermek istiyor... Hakikaten de, ihtiyarın sarkık, bu- ruşuk boynu titredi ve başı sallandı. Başörtülü kadın: — Mucize! Mucize!.. » Diye bağır yordu. « Kaç zamandır kımıldatama, e 02 © e Şer a ....00 ihracat maddelerinin vaziyeti Piyasa, siyasi hadiselerin tesiri al- tındadır. Ortada görülen durgunlu- ğun bütün sebepleri, harp ihtimale- ridir. Harp ihtimalleri en evvel tesirini, sigorta tarifeleri üzerinde göster- mişti, Sigorta şirketleri Baltık ve Al man limanlarına giden mallardan yüzde beş sigorta almakla idi. İkti- sat Vekâleti tarafından verilen emir üzerine sigorta tarifeleri indirii- mişti, © Almanya ile Çekoslovakya arasın- da harp ihtimallerine karşı işler gev- şemiştir. Bilhassa Çekoslovakya, Al- manya, Merkezi Avrupa memleketle- rine sevk edilecek mallar üzerinde, bir tereddüt ve durgunluk hüküm sürmektedir. Çekoslovakya ile iş yapan tacirler, Ti olduğundan bahsetimiğlerdir. Çe- koslovakyaya en ziyade hububat, ku- ru meyva, tiftik satılmıştır. İhracat maddelerimizin vaziyeti Hububat maddeleri — Buğday fi allerindeki durgunluk devam etmek- tedir. Fiatler bir kaç gün evvel da- ha ziyade düşmüştür. Bir tonu #7 li- raya salılan buğday son günlerde 42 lIriaya kadar inmiştir. Son günlerde Alman limanlarına gidecek vapurlar, vaktinden evvel hareket etmişlerdir. Bu vapurlar arasında mühim mik- tarda buğday alacak Alman vapur- Jarı bulunuyordu. Şehrimizde Almanya için ihraç edilmesi lâzımgelen büğday vardır. Fakat bu malları sevk etmek için vâ- Sita yoktur. Maamafih siyasi hadiseler yüzün- den, hattâ harp yüzünden buğday fistlerinin düşmesine imkân yoktur. Harp zamanında buğday, krom ve demir kadar kıymetli bir maldır. Son günlerde fiatlere ârız olan Güşkün- lük, esash bir sebep değildir. Arpa fiallerinde de hafif bir dur- gunluk vardır. Fakat İtalya liman- larına arpa sevkıyatı devam etmek- tedir. Fakat bu sevkıyat küçük par- tilerden ibarettir, görülmektedir. yükselişe dair elle tutulur bir hare ket mevcut değildir. Pamuk fiatleri için, bahsedilen bu yükseliş daha zi- yade harp ihtimallerile alâkadar bir meseledir. Harp tehlikesi yüzünden, pamuk fiatlerinin yükseldiği her za- man görülen bir hadisedir, Kaymakam — Evet! - Dedi. - Maşallah... Hiç olmazsa kafa işaretile bir şeyler anlı- |, Cenan, büyük bir coşkunlukla; — Yarabbi!,. Senin lâtfundan her Bin zahmetle, baş: « — Evebiln İşaretini verdi. — Allah rısası için biraz gayret edin, konuşun gayret! Biraz daha... Biraz daha... Bakın ayaklarınıza ka- panıyorum... Bana ipucu vermezseniz belki hayatımda kızımı göremiyece- ğim... Bulamıyacağım... Bu kadar se- viyordum da kızımdan neden ayrıldı. Zımı, neden onu başkasına tevdi etti- ölmi merak ediyorsunuz değil mi?... Orası anlatılmaz bir felâkettir.. Ka- bahat bende değil!.. Fakat şimdi ar- tık her şeye göğüs gereceğim... Kızım- dan ayrılmıyacağım... Söyleyin ku- zum söyleyin bana: Yavrum nerede?.. Ev sahibesi kadının ve genç kayma- kamın gözleri yaşlarla dolmuştu. Hat- tâ hastanın bile kirpiklerinden bir damla süzüldü. — Halime acıyorsunuz... Siz bana yalnız onların oturdukları şehrin İs- mini söyleyin, yeter... Sonra ben arar Kuru meyvalar — Kuru meyva pi- yasası durgundur. Bu durgunluk Almanya - Çekoslovakya arasındaki vaziyete bağlıdır. Almanyada harp hazırlıkları dolayısile, ihracat tacir- lerimiz, bu nevi mallar üzerine te- reddütle iş yapmaktadırlar. Bütün bu tereddütler piyasaya tesir etmek- tedir. Yalnız Fransadan ve İngitelre- den kuru meyvalar üzerine talepler devsm etmektedir. Yiyecek maddeleri — Kışa yaklaş- mamız ve harp ihlimalleri yüzün. den yağ fintleri 90 - 100 kuruştur. Kışın yağ fintlerinin daha ziyade ar- tacağına şüphe yoktur. Diğer taraftan, peynir fiatleri de yükselmektedir. larına ge- ince, henüz rekolte malüm olmadığı için, piyasadaki durgunluk devam etmektedir. Son günlerde vejetalin yağlarındaki fiatler de yükselmek- tedir. Kuru sebzeler — Kuru fasulye mahsulünün pek bol olduğundan bahsedilmektedir. İhracat için, Yu- nanistana bir kaç parti sevkiyat ya- pılmıştır. Bu sene Romanya kuru fa- sulyeleri pahalı olduğu için, Yuna- nistanda mallarımız daha kolaylıkla satılabiliyor. Kuru bakla stok olarak pek azal- mıştır. Şimdiye kadar en ziyade Fransaya ve biraz da Almanyaya sevk edilmişti. Malın dörtte üçünü Fran- sa çekmiştir. Nobut için, Almanya dan ufak partiler halinde taelpler vardı, son günlerde bu talepler azal. mıştır. Balıklar — Mevsim itibarile balık az çıkmaktadır. Fakat orkinos, pa- lamut az tutulmakla beraber, gene İtalyaya (gönderilmektedir. Şimdi sardalya mevsimidir. Yerli sardalya fabrikaları piyasadan bol miktarda sardalya almaktadırlar. Meyva —- Uzüm bolluğu devam elt- mektedir. Şimdi her taraftan piya- saya elma geliyor. Karadeniz elmala- rı son günlerde piyasada görülmek- tedir. Alâkadarların söylediğine göre, bu sene Rize, Trabzon, Ordu gibi elma çikanlan yerlerde elma mahsulü boldur. — H. A. Yiyecekleri kontrol Kışın yaklaşması münasebelile kışa mahsus tahan helvası gibi yiyecekle- rin yakinda yapılıp satılmağa başla- nacağı göz önüne alınarak bu gibi şeyleri yapan ve satan imelâthane ve dükkânların kontrolü için belediyece tedbir alınmıştır. 'Emirlere mugayir hareket edenler ceza göreceklerdir. bulurum. Biçare ihtiyarın dudakları kıpırdı. yor. Fakat hiç bir kelime bile çıkmı- yordu. Genç kadın yerinden fırladı, Aklına yeni bir fikir gelmişti: — Lügat! Bir lügat var mı?.. - Diye Şimdi semtleri sayalım; Üsküdar? Kadıköy? Boğuziçi?.. Acaba İstanbul ciheti mi?.. O da değil... Adalar mi... Hayır!.. Köprünün öbür tarafı... Top- hane... Files Cümleyi bitirip te «Fındıklı mı» dö mesine vakit kalmadan gözleri kor- kuyla açıldı. Hasta sapsarı kesilmişti, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: