15 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

15 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meyvacılık: Meyva ağaçları düşmanları ile mücadelede istimal olunan ilâçlar hangileridir ve nasıl hazırlanır? Möyva ağaçlarına musallat olan haşe- relerle mücadelede istimal olunan fâçla- rın, zamanından evvel, okuyuclarımıza bildirilmesini muvafık bulduk. 1 — Tütün menkuu veya suyu: 6 kilo tütün yaprağını 15 kilo su ile ateşte kay- alınız, heyeti umumiyesini 4 saat Kadar halile birakoniz. Bir müddet sonra tül bend Ne süzünüz, bir taraftan da 3 kilo amb sabunu mahlülile tütün mablülü- nü, her ikisini beraber karıştırınız, heyeti Umumiyesi 150 kilo oluncaya kadar üzsri- ne su ilâve ediniz. Mahlülü bu nisbet dahilinde daha az da vapabilirsiniz. Bu hazırlanan mahidi bitlere, puseronlara karşı istimal edilirse, bunları kâmilen im- ha eder, Bunun bazır yapılmış mahldlâ de vardır. 2 — Köşnii pamuklu bitler, ilh gibi, hâşerelerin iHAfı için de; 1 kilo arab sa bununu 1 kilo sıcak suda eritiniz, mah- lül soğuduktan sonra 1 kilo gaz yağını bu mahlüâl üzerine yavaş yavaş ilâve edi- niz ve mahltlü mütemadiyen karıştırı- nız. Heyeti umumiyesi üzerine 10 kilo su koyünuz, bu mahlülül koşul haşereleri olan ağaçlar üzerine kışın bir fırça ile sü- rünüz. 3 — Karbolincum veya Albolineum: Bu ilâç ta koşmll, pamuklu bitler, yaprak bitleri ve ağaç gövdesi üzerindeki yo- #unların, tufeyli hastalıkların imhasında kullanılan çok müessir bir ilâçlar. Bir kisim karbolinsum'u 4 kısım suda eriterek fırça ile haşerelerin bulunduk- ları yere sürmeli veya pulverize etmelidir. Şeftali, kayısı ilh gibi, çekirdekli mey- va ağaçlarındaki Koşniller için de, 1 kı- sım karbolineüm'u 6 kisim su İle karıştı- rarak istimal edebilirsiniz. Pamuklu bitleri (Diyaspisleri) imha için, 100 kilo suya 10 kilo karbolineum erite- rek güzrler çalkalıyarak hazırlanan mah- Milü yaz, kış hem fırça İle sürülerek ve hem de püskürgeç ie ve mülteaddid de- falar tekrarlamak suretile istimal edebi- Mirsiniz. Keza yapruk bitleri için de aynl suretle ve ayni terkibde kullanabilirsiniz, 4 — Kaliforniya bulamacı: Kireç ve kükürt mahlülünden ibaret olan bu bus Jamacı da, elma, şeftali ağaçları külle- mesi, şeflalilerdeki klok hastalıklarile koşnillere ve portakallardaki krizomfa- lis minör haşeresile, kökteki, kalın dal- Jardıki yosuna ve sair haşerelere Karşı da bu mahlâl pek iyi bir Hüçtir. 20 ko kükürt, 10 kilo kireç, 100 kilosu. Bunlardan, demir bir kap İçerisine, ev- veli sönmemiş yağlı kireç konur, bunun Üzerine su dökülerek kireç yavaş yavaş söndürülür. Bu esnada husule gelen ha- raretlen bilistifade üzerine yuvaş yavaş, ince ter balindeki kükürt ilâve edilir, Ha- raret tesirile kükürt, kireç içerisinde erir ve iyi bir mahlfi teşekkül eder. Badehu bu mahlül üzerine 50 kilo su Mâve olunarak beyeti umumliyesi ateş e bir saat kadar kaynatılır. Bu esnada tebehhür suretile kaybolan suya mukabil zaman zaman kazana su Hivesi lâzımdır. Bundan sonra kazan muhtefiyatındaki mayi 100 İltreye gelinceye kadar su ilâve olunarak güzel bir bulamaç hazırlanmış Olur. * Bu bulamaç sonra, kulla soğuduktan Hariçten ilâç içerisine hara surette kapalı kaplara ko- Dılmahıdır. girmiyecek bir nulursa ilâç uzun zaman kalarak istimal olunabilir, Bu ilâç yapıldıktan sonra kullanıbıken 1-30 nisbetinde su ile karıştırılarak isti- mal olunmalı, yani 1 kısım bulamaç 30 kısım su İle karıştırılmalıdır, Meyva ağaçları ve diğer ağaçların göv- deleri üzerindeki yosunları ve bunların altlarında snklanan haşerelerin itlaf için de: 10 kilo su, 1 kilo kükürt, 1 kilo kireç. Bu mikdar, heyeti umumiyesi kaynatıla- rak elde edilen bulamaç fırçalarla ağaç- ların gövdeleri ile kalın dalları üzerine badana edilmelidir, Bu gibi bulamaçları hazır da &ntarlar Hazırlanan bu bulamaç kışm veya ilkbahara doğru 3 - 4 misil su ile karışlınlarak ağaçların gövdeleri ve dalları üzerine sürülmelidir. Yazın is- timal edilirse 30 - 40 misli su ile karıştı. rlarak pulverizatörie puiverize edilme- nair, aaa a Okuyucularımızdan ricamız: On, on beş sual sorarak, zarf içe- risine bir de pul leffederek mektup- İa cevap istiyen okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân hari- cinde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sülunlarda ziraate ait müteaddit yazılar ve mütehassısımıza $or- dukları meselelerin cevaplarını bularaklardır. Salonlarda şık saksılarda ümbüll | yetiştirilir? Eylülün on beşinde soğanları saksılara dikilen ve kânunlarda erken çiçek açan Prekos cinsi sümbüller Muhtelif karışık meyvalarla meyva hardaliyesi nasıl yapılır? Bundan evvelki yazımızla üzüm harda- Miyesinin nasıl yapıldığım izah etmiştik. Şimdi de ötedenberi memleketimizde ya- pılmakta olan, fakat zamanla unutulmuş bulunan meyva hardaliyesinin ne suretle yapıldığını izah etmek faydalı olur. Meyva bardaliyesi bir nevi meyva suyu demeklir, Meyva suyunun, meyva usare- sinin vücüde olan şifal tesirlerini, #ay- dalarını izah etmeği fazla addederim. Bugün bütün dünyada, ihtimar etmemiş bir şekideki meyva suyu, meyva usaresi, dehşetli Obir. surette #arfedilmektedir. Hatti bu hususta teşekkül eimiş büyük büyük müesseseler bile vardır. Almanyada, İngiülertde, Amerikada meyva suyu, meyva Usaresi mübrem ih- tiyaç mrasina ithal edilmiştir. Kansızlık, afiyet, damar hastalığı, âsab bozukluğu ve daha bir çok hastalıkları karşı meyva suyu, meyva usaresi bir ilâç gibi istimal edilmektedir. Meyva suyundan başka bir şöy olmiyun meyva hardaliyesinin de, fayda ve mu- hassennti bundan dolayıdır. Meyva hardaliyesi şu tarzda .yapılır? İhtiyaç nisbetinde büyücek bir cum ka- Yanoz veya içi sırlı toprak bir kavanoz vey& küp alınır, bunun içerisine I kilo elha, 1 kilo ayva, 1 kilo armud, 1 kilo | muşmula, 1 kilo üzüm, 1/2 keçiboynuzu | konur. Bütün bu meyvaları güzelce yi- kadıktarı sonra ya yarılarak ve yahut ta bir demirle vurularak zedeledikten sonra küp veya kavanoz içerisine yerleştirmeli, üzüm olduğu gibi Kölabilir. Bu meyva- lar üzerine küpün veya kavanozun ağzına. kadar su İle doldurulur, içine de küçük bir kese veya çıkın içine konan döğül- müş hardal konur ve bu kese küp içeri- sine, meyvalar arasına konur. Küp veya kavanoz içine konacak suyun temiz içti- Einiz iyi sudan olmasına dikkat etmek lâ- Bundan başka bu pikdar meyvaya 450 - 500 gram şekerle, yarım kilo keçi- boynuzu da koymak Jâzimdir. Bundan Bundan sonra meyvaların bulunduğu küp veya kavanozun &eğxi kapanır. Yal- mz, meyvaları kavanoza yerleştirirken 4 - 5 gün sonra, küptek! suyu, yukarıdan aşağı savrulmak suretile karıştırılarak havalandırılır. Bu'tarsda şimdi yapılan hardaliye kasım nihayetine doğru kema- Je gelmiş olur. Ondan sonra uzunca bir müddet, tak- rben bir ay kadar daha beklenir ve bilâ- hare ilkbahara doğru kemale gelmiş olan hardaliyenin suyu, yavaş yavaş, yemek- lerden evvel veya yemek esnasında bar- dak bardak içilir. Meyvaların suyu sarfe- didikçe (o içerisine (o sarfedilen © İçilen $u kadar tekrar su ve şeker konur. Me- geli; bir bardak su alınınca içerisine bir bardak su le iki çay şekeri konur, Ve su gene yukarıdan savrularak karıştırılır. Küptek! veya kavanozdaki su içindeki meyvaların usaresi, suyu (hulülü dahili ve hulülü harlei) tesirile suya intikal eder. 2 - 3 ay sonra meyvalar posa ha- Mnde su içerisinde kalır, Ksasen meyva- lar yalnız meyvaları ihtiva eden hardallı, şekerli su içilir. Bu su çök midevldir, ayni zamanda kü- nı tasfiye eder, idrar yollarındaki toksin- leri izale eder ve vücude daha bir çok faydaları vardır. Çiçekçilik Kasımpatı (Krizantemlerin) çeliklemeleri bu mevsimde nasıl yapılır? Kasımpatı ve krizantemlerin çelikle- meleri, sonbaharda, bu mevsimde yapıla- bilir. Kasimpatları; güzel ve gösterişli çiçek- lerdendir. Sonbaharın gelmesi ile, bahçe- derde solup dökülen çiçeklerin yerlerini kasımpatları, mükemmel denecek bir şe- kilde işgal eder ve bahçede çiçek yok- suzluğunu katiyen hlssettirmez. Kasımpatların envaı pek çoktur, Muh- telif renk ve cesamette bulunan bu çi- çeklerin bini mütetaviz nevileri Yardır. Bu mevsimlerde Avrupada, bilhassa Fran- sada, Belçikada küşad edilen çiçekçilik sergilerinde teşhir olunan kasımpatları- nın güzel, iri, tatlı renklilerine tesadüf edilmektedir. Kasımpatlarının basit ve katmerli cinsleri de pek makbuldür, Bundan baş- Xâ bahçelerde açıkta ve saksılarda ye- #işlirilen cinsleri de pek makbuldür. Bu suretle Kasımpatlarını Iki mühim grupa taksim etmek kabildir. Bunlar meyanın- da 25 - 85 santim boylanan çeşitleri vardır. 'Kasımpatları, memleketimiz iklim şart- Yarına pek uygun, muvafık olan çiçek- Jerdendir. Kışın bahçelerde bulundurula- bilir, katiyen dondan müteessir olmuz- Yar. Binaenaleyh bahçelerde daimi olarak kalabilirler. Maasmafih, saksılarda yetiş- tirilmesi çiçeklerinin güzelliklerinin mu- hafazası bakımından daha doğrudur. Kasmpatlar; tohum, çelikleri ve yan- Yarından süren yavri sürgünleri We tek- sir edilirler. Her ne kadar aşi usullerile de teksir edilirlerse de, bu usule ancak yeni yeni cinsler elde elmek ve ezcümis bir nebat üzerinde muhtelif renk Ye çe- şidler elde etmek maksadile müracaat edilir. Kasımpatlarının çeliklemeleri şu tarz- dx yapılır: Tehaşşüb etmiş, odunlaşmış E.K dallarını 4 » 5 güz üzerinden kesip tah- | ta kamlar içerisine kenan kumin top- rak içerisine, iki veya üç göz toprak için- de ve İkl gözde toprak dışında kalmak üzere, ikişer üçer parmak fasılalarla çe- Jiklemeler! yapılır. Bu kasalar kış gelin- ceye kadar, bahçede gölgeli yerlerde mu- hafaza edilirler. Bu müddet zarfında çe- Hiklemeleri yapılan kasımpatları kökle- nirler, filizler verirler. Bittabi karak ha- valarda bunların sulanması lâzımdır. Kış gelince, soğuklar başlayınca çelikle- ri havi talıfa kasaları içeriye almak icab eder. Aksi takdirde donmak tehlikesi var- dır. Bilâhare Ukbaharda bunlar çıkarıla- | OKUYUCULARIMIZIN SORGULARINA CEVAPLAR Aşılı köklü asma çabukları şimdi yerlerine nasil dikilmeli ? Heybellada, B. Tarık: Geğen ilkbahar- da diktiğiniz! bildirdiğiniz e ağılı as- ma çubuklarından tatmamış olanların yerlerine bu aylarda, tekrar, ayni cins çubuklardan dikerek yerlerini tamamlıya» bilirsiniz. Bunün için çukurları hemen açmanız lâzımdır. Buralara dikilecek aşılı köklü çubukları dikerken köklerinden se- delenmiş olanlarla, uzamış olan köklerin- den bir mikdar katiyat yapılır, Sürmüş #ilizlerinden budama yapılmaz. Yalnız kış donlarından muhafaza etmek içni, dikilen çubukların üç dört gözünü toprakla örtmek ve lkbaharda tekrar açmak ve çubukları bir göz üzerinden bü- damak lâzwmdır. Keza diğer tutmuş olan- lann da kökleri, boğazları açılır, aşı ka- Jeminden fışkıran kökler varsa bunlar tamamile kesilir ve köler tekrar toprak- la kapatılır. Anacın üst kısmından hasıl olan kökler de tamamile kesilir. Geçen İlkbaharda ekilen ve gerek şim- di ekilecek çubuklar Uzbaharda, âsma- Jara su yürümezden evvel birer gör üze- rinden budanırlar ve diğer filizler tama- miüe kesilir ve bazfedilir. Bundan ma- da külemlerden çıkmış kökler varsa bun- Jar da kesilirler. Ondan sonra yazın has- talıklara karşı müteaddid defalar Brdo bulamacı ve kükürt serpilir. Süren filiz- ler de asmaların yanlarına konulan he- reklere bağlanırlar. Çubukların ekildiği toprak bir kaç defa çnpalanir, filizler zayıf büyürse bunlara yazın, su İle beraber gübre şerbeti verilir ve yahut sonbaharda bolea bir gübre ve- Tebilirsiniz. Ertesi sene ilkbaharında, yani üçüncü sene dikilen bu çubuklardan en İyi te- gekkül etmiş olanlar !kişer göz üzerine bu- danırlar ve yazın artık mahsul vermeğe başlarlar. Bu müddete kadar yanlarından çıkıp ta asmulara gölge yapan zayıf fi- Mzler mayıs aylarında tamamile kopüri- ir, Gazetemizde intişar eden ziraat yazılarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. AAMEASARARERONAKAZABASASBAZE! rak ayn ayrı yerlere, saksılara. dikilirler, Tohum ve kök piçlerile teksir iikba- harda yapılır, ki, zamanında bunlerdan aynca bahsedeceğiz. Kök sürgünlerile kasımpatlarının teksiri bu mevsimde ya- pılır. Köklerinden aynlan piç sürgünler, Bakmlar içerisine konan, 1/3 nisbetinde çürümüş yaprak veya gübre çürüntüsü, 1/3 nisbetinde de bahçe toprağı içerisine dikilirler, Saksılar İçeriye alınırlar, bun- Jar aramrn sulanırlar. İlkbahara kadar bunlar da kasalarda kalır, ondan sonr bahçeye ve yaut saksılara nakledilirler. Ertesi sonbahara kadar yapılacak ame- Tyaf; arasıra sulamak, gübre şerbeti ver- mek, ve yahut su içerisinde halledilmiş karışık madeni gübre vermektir. İyi ve iri çiçekler almak için ertesi $e- ne sonbahara doğru, fazla süren sürgün- lerin bir kısmı koparılır, kalanların da küçük çiçek tomurcukları koparılırsa el- de edilecek kasımpatları iri ve mükem- mâl olur. Resmimiz güzel ve İri çiçek açmış be- yaz renkli kasımpatını göstermektedir. MEŞ'UM KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) Tefrika No. 36 Garson gülerek: — Korkmayın beyim... Sizin için de var. İsmali, etrafına bakındı. Aşağıdaki büyük umumi yemek salonundan baş- ka, bir de camekânla bölünmüş ufak | bir daire vardı. Oraya doğru yürüyüp: — Ben şimdilik burada oturayım... Bir şişe rakı getir.. Bir de mektup kâğdile zarf! Yalmz kalınca şu satırları karala- mağa başladı: Aziz dostum, Şu önümde durün rakı şişesini bi- #irdikten sonra beynime bir tabanca çekeceğim. Bu ümidsiz, maksadsız hayattan bıktım. Ölümü istememin yegâne sebebi budur. Şu esnada Bo- gaziçinde bir oteldeyim. Mektubumu &lr almaz, cesedimi kaldırmak üzere gel, Anneme de bu felâkeli münâsip surette haber vermeni ve onu teselli etmeni eski dostluğumuz namına senden rica ederim. Ah niçin insan hayatla daima çocuk olarak kalmı- yor? | Seni muhabbetle öperim. “ İmzasını attı. Zarfı kapatarak, Memduhun adresini yazdı. Sonra tek- rar garsonu çağırdı: — Al sana ön lira... Bir otomobile atla. Şu mektubu derhal yerine gö- tür... O adamla beraber buraya gele- - ceksiniz... Hesabı da temizleyin... Garson bol balışışın sevincile he- men emri yerine getirdi. İsmail Ke- nan da yalnız kalınca etrafına bakın- dı: Kimseler görünmüyordu. Bir kaç kadeh daha arka arkaya yuvarladı. Biran bütün hayatmı gözününden geçirdi. Sonra süate baktı. Büyük bir serin kanlılıkla elini arka cebine gö- türdü. Tabancayı çıkardı; elnına da- yıyarak; — Memduh gelmek üzeredir... Hay- dil... - dedi ve çekti. Silâh sesile otelin içi birdenbire al. tüst olmuştu. Garsonlar ve bazı müş- teriler koşuştu; bazıları da oldukları yerde sindi. Patron camlı odan için de kanlar ortasında yatan delikanlı. ya bakıp bağırıyordu: Ah, başka yer bulamadı mı? Polisler de geldi. Bir patırtı, bir gü- rültüdür kopuyordu. Kimse kimsenin söylediğini anlamıyor, işitmiyordu. Yukarı katta kendilerine servis ya- pan adama, Nail Kadri sordu: — Ne oluyor, kuzum?,. Silâh sesleri, , çağrışmalar.. Bu ne böyle? — Bir şey yok, efendim. — Nasıl yok?.. Senin de rengin uç- muş... Tabağı verirken ellerin titri- İ yor. — Mühim bir şey değil... Keyfinize bakın... Yemeğinizi bitirdikten sonra anlatırım... Leman gülerek: — Haydi anlat canım... Bizim işti- hamız kolay kolay kaçmaz... Değil mi, Nailciğim? — Öyle ya... Haydi söyle. — Baş üstüne, efendim... Aşağıda bir müşteri... Delikanlı... — Eh... Ne olmuş? — Tabanca çekmiş.. Beyninef.. — Allah Allah... | Hayatı daima pratik tarafından gö- İ ren Nail sordu: — Bari yemeğinin parasını vermiş miydi? — A... Evet efendim... Kibar bir adammış... Polis cebini arayıp kim ol- duğunu anladı. — Kimmiş? — İsmail Kenan bey diyorlar... Es- ki paşazadelerdenmiş... Çok zengin- miş... Herkes tanıyor... Eniştesi de An- karada büyük mevkideymiş... Bu sözleri işiten Leman sarararak tekrarladı: O şimdi her şeyi anlamıştı: Demek, delikanlı, vaadine rağmen dayanamamış, İstanbula gelmiş, onu gözetlemiş... Besinin titrediğini belli etmek iste- miyerek sordu: — Neden buraya gelip te kendini vurmuş?.. Bir şey söylemiş mi? — Hayır efendim... Kimse bir şey bilmiyor... Tetiği çeker çökmez düş- müş... Baygınmış ama, daha ölme- miş... Bahçedeki kameriyede bir şilte serdik, yatıyor... İmdadı sıhhiye ha- ber verildi. Leman: , pencereden baksam gö- rebilirim?.. - dedi; fakat yerinden kalkmağa cesaret edemiyordu. Hattâ o tarafta pencerenin bulun- ması bile sinirine dokunduğu için, pehlivana: — Kuzum Naileiğim... Kalk şu perdeleri kapa... - ricasında bulundu. — Peki. Biraz sonra garson tekrar içeri gir. diği zaman şu haberi verdi; — İntihardan evvel mektup yazmış, arkadaşını çağırtmış. Şimdi o bey oto- mobille geldi. Genç kadın, için için: — Aman Allahım... Acaba benden bahsetti mi? - diye düşündü. Aşağıda, kadın sesile acı bir feryad koptu ve sonra inlemeler, hıçkırıklar işitildi. Nail Kadri, genç kadına: — Buranın tadı kaçtı... Bir eğlen. celi yere gidelim kuzum... Leman, telâşla: — Evet... - dedi. - Aman, gidelim... Mantosunu, üstüne aldı. çıkarayım... Bü suretle, kalabalığın ortasından geçmezsiniz. — İsabet, isabet... Daha iyi... İnti. har eden adam öldü mü? — Hayır efendim... Can çekişiyor... Fakat en fenası, Ankaradaki annesi meğer İstanbula gelmiş. Oğlundan haber almak üzere, arkadaşının evine gitmiş... Tam o sıradada bu beyin buradan gönderdiği mektup oraya varmış... İkisi birlikte binip gelmiş- Jer... Aşağıda kıyamet kopuyor! Lemanın içini büyük bir korku Kap- Jadı. Fakat buna rağmen, gayriihtiya» Tİ, pencereye doğru yürüdü. Merak ediyordu. Görmek istiyordu. Perdeyi açtı. Dışarı baktı. (Arkası var) ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: