25 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

25 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 “Teşrinievvel 1938 AKŞAM Sinema muharrirleri nasıl çalışırlar ? Izmir mektupları “Greta Garbo ve Marlene Ditrihle | Egede tütün piyasası 15 çalışmak büyük bir zevktir...,, Dolores del Rio oynayacağı filmin senaryosunu 15 - 20 kere değiştirtir Size şimdiye kadar yazılarımda meş- bur artistlerden, rejisörlerden bah- setim, Bu yazımda size biraz da Hol- Uvuttaki tanınmış sinema, senaryo muharrirlerinden bahsedeceğim. Sinema memleketimde büyük yıldız. lar, meşhur rejisörler kadar nüfuzlu, her şeye söğü geçer sinema muharrir- leri vardır, Bunlar gazetelerle, mec- mualarla artık alâkalarını kesmişler- dir, Bindebir kitap çıkarırlar. Kendi- lerini yalnız sinemaya "vermişlerdir. Çünkü sinema mubarrirliği son dere- se kazançlı bir r, İyi bir sinema 56- naryosu yazan bir muharririn aldığı parayı, küçük bir hükümet bütçesi kadar parası olan değme Amerikan gazeteleri bile veremez. Hollivuttaki büyük sinema şirket- lerinin, tıpkı gazetelerde olduğu gibi, bir «tahrir heyeti, vardır, Bu tahrir heyetine memleketin en “muktedir muharrirleri alınır. Bunlarla tıpkı ar- tistlerle, rejisörlerle olduğu gibi, mu- kaveleler yapılır. Tahrir heyetine gi- ren muharrirler yazdıkları her senar- yonun başına para almazlar, maaş alırlar, Tahrir heyetine havale edilen senaryo mevzuu bir elden çıkmaz. Se- naryo üztrinde birçok muharrir uğra» şır Hazırlanan senaryo 10-15 elden geçer, 10 - 15 kere tashih edilir, değiş- tirilir, Sonra meselâ sinema şirketi dünya- ca meşhur bir romanı filime çekmek ister. O zaman bu roman stüdyonun tahrir heyetine gönderilir. Muharrir- ler bu romanı senaryo haline sokarlar. Fakat bu tabrir heyetinden başka Hallivutta hayatlarını yalnız sinema roman: yazmakla geçiren meşhur mu- harrirler vardır. Büyük sinema şir- kelleri böyle demirbaş, tanınmış s€- naryo muharrirlerinden bir ikisile mukaveleler: yapmışlardır. Bunlar tek başlarına senaryolar Hâzırlarlar ve her yazdıkları eser de filime çekilir. Böyle tahrir heyetinin Haricinde tek başına senaryo yazanlar müthiş bi: m şirketleri senaryo kabul etmek hususunda son derecede nazlı- dırlar, Bir kere Hollivut. şirketleri ge- lişigüzel bir sinemayı filime çekmek» ben fevkalâde korkarlar. Bu senaryo- nun bir yerden, başka bir muharririn eserinden çalınıp çalınmadığına fev- kalâde dikkat ederler, Çünkü stüdyo- larda böyle öteden beriden aşırılmış senaryolar âdetâ yağar. Bu yüzden her sinema şirketinin wleyhine bir sürü davalar açılmıştır. Bundan baş- ka korkulacak bir sey daha vardır. O'da getirilen senaryonun meşhur kimselerin, Amerikanın, Avrupanın, tanınmış, büyük zenginlerinin. haya- tından 'alınmış, onların aleyhine Şey» ler olmaması lâzımdır. Zira bu yüzden de sinema sirketleri aleyhine birçok dâvalar açılmaktadır. Bunun için filim şirketleri senaryo Seçmek hususunda çok titiz davran- maktadırlar. Sonra Hollivutta filim şirketleri iyi se ro bulamamaktan şikâyet etmekiedirler, Çünkü sinema Sanayiinde Son 20 sene içinde, senaryo dan, yapılabilecek bütün ye hilikler tecrübe edilmiştir. Son yirmi sene içinde fişıkane filim- lerden başka, zaman zaman bir takım Mevzulara dair filim çevirmek âdetâ Moda olmuştur. Meselâ bir zamanlar Ronald Kolman'ın «Seher vakti, “Şafak sökerken» tarzmdaki - filimle- *ri, *Tarzan; ve «Aslan adami; gibi ar- İistlerin yarı çiplak oynadıkları filim- ler, sonra içinde tahtelbahir, - deniz Muharebeleri olan denizcilerin hayat- larına 'dair filimler, tayyareciliğe ve va muharebelerine ait filimler, Fred Aster ve Ginger Rogers'in birlikte çe- e bol danslı, bol şarkılı #ilim- * ve meşhur rejisör Sesil B, de Mil'in tarihi filimleri , Bütün bu tarzdaki senaryolar za- Man zâmali halk tarafından büyük Tâğbet görmüştür. Fakat sinema se Yircisi dnima yenilik * Tslbuki i Hollivutun meşhur sinema muharriri her tarzdaki senaryolar artık tecrü- be edilmiştir. Artık bu eskimiş tarzlar ra karşı pek te rağbet yoktur, Meselâ çok büyük paralar harca- narak yapılan tarihi filimler ekseriya masraflarını bile çıkaramazlar. Filim şirketleri bu tarihi filmleri sırf kendi- lerine reklâm olsun diye yaparlar, Hakikaten Hollivutta dehşetli bir senaryo sıkıntısı vardır. Meselâ meş- hur komik Şarlo bir türlü iyi bir se- naryo bulamadığından şikâyet etmek- tedir. Şarlo, kendinsine: -— Niçin az filim yapıyorsunuz? diye soranlara karşı, dalma: — Senaryo nerede? cevabını mektedir. Meşhur Duglas Fairbanks bir se naryo mevzuu bulmak için Hindistan, Çin ve Japonyaya kadar uzun bir se- yahat yapmıştır. Tek başına senaryo hazırlıyan Hol- livutun meşhur sinema muharrirle- rinden en çök para kazanan George Bricher'dir, Aslen Fransiz olan George Brieher Amerikada doğmuştur. Hol- Uvutun sinema diktalörlerinden biri de bu son derece uzun boylu olan mu- harrirdir. George Bricher en meşhur rejisör- lar için, Ernest Lübiç, Kapra, Ruben Mamulian, Von Ştrenberg için senar- yo yazar. Kazânci senede 300,000doları geçen bu mesud muharrirle bir stüdyoda ta- nıştım. Ona hayrelie bakiyordum. Demek muharrirlikle insan 300,000 dolardan. fazla — kasanabilirmiş... Muaharrir, yeni filimlerle meşguldü. Çünkü sinema muharrirlerinin filim çevrilirken stüdyoda bulunmaları sarttır. Büyük bir apartıman dekoru önünde kanuşmağa başladık. Bir filim nsenaryosunu nasıl hazırlarsınız? — Ben mevzü ile beraber filimde oy- niyacak artistlerin tiplerini ve ka- rakterlerini de düşünürüm. Meselâ benimle beraber çalışacak (artistler gözümün önüne gelir, «#Faraza $u rol, şu artiste fevkâlâde'iyi gider» derim. Ona göre hazırlarırım. ÇünküHollivutta muharrirlerin has sırladıkları senaryolara göre artist seçmezler. Daha ziyade yıldızı o ya” kınlarda pek parlıyan artistler için senaryo hazırlanır, Bunun için yaza- cağınız eserde mutlaka artistin tipini düşünmek mecbüriyetindesiniz . Fa- kat genaryo muharrirliği rejisörlükten de, sinemanın öteki işlerinden de çok zordur. İnsan her dakika birçok müş- küller karşısında kalır... Meselâ $€- naryonuzu hazırlamışsınız. Filim çev- rilmeğe başlanmış... Eserinizde Ooy< nıyan büyük yıldız size gelir: vers George Brisher muharririmizle yanyana — Pek rica ederim... 121 inci sah- nede beni üstü başı pejmürde olarak, pek kılıksız, kıyafetsiz bir tarzda oy- natıyorsunuz. O pejmürde kıyafet ba na hiç yakışmıyor. Beni seyredenler üzerinde çok fena bir tasir yapacak... Acaba bu sahneyi değiştiremez mişi- | niz? ) Halbuki filimin mevzuu icabına,o | artistin söylediği sahnede mutlaka pejmürde kıyafetle görünmesi şarttır. Sizde yüzünüzü kızartıp, karşınızdaki yıldıza; : — Hayır olmaz... O sahnede mut laka pejmürde kıyafetle görünmeniz lâzımdır, der ve geçersiniz. Bir müddet sonra bir de bakarsınız ki meşhur yıldız bu sefer rejisörü kan- dırmış, sizin özenerek, bezenerek yaz- dığınız o sahneyi değiştirtmiş!... Kr zar misiniz? Kızmaz mısınız? Artistler senaryolarda kendilerini çirkin, kılıksız gösteren sahneleri hiç beğenmezler ve Lunları yazan muhar- rirleri de katiyen affedemezler. Fakat niuharrirlerin yazdıkları s€- naryolara hiç itiraz etmiyen, kendile- ri ile çalışılması âdetâ büyük bir zevk olan artistler de vardır. Meselâ Greta Garbo, Marlene Dietrich bunların ba- şında gelir, Onlar bir senaryonun en güç kısımlarma bile ses çıkarmazlar. Fazla çalışarak bu güç sahneleri bü- yük' bir muvaffakıyetle oynarlar, Fa- kat buna mukabil meselâ Dolores del Rlo'ya bir senaryo hazırlamak haki- ki bir ıztıraptır, Dolores del Rio ken- disine hazırlanan senaryoyu belki 20 defa değiştirir. Maamafih buna da teşekkür etmek lâzımdır. Çünkü yaptığınız senaryoyu yarısına kadar oynayıp yüz üstü bıra” karak: — Ben bu eseri beğenmedimi!... di. ye çıkıp gidenler de çoktur. — Kazancınızın senede 300,000 do- ları geçtiği söyleniyor? — Evet... Daha fazla çalışılırsa, daha fazla senaryo çıkarılırsa, daha çok ta kazanmak mümkündür. Fakat ben az, güzel senaryo yapmak fikrin- deyim... Sinema mubarririnin yanında faz- la duramadım. Belki aklına eser de adam benim kazancımı sorar... Neme lâzım... Çılap gittim... Hikmet Feridun Es ve mülhakatı için AKŞAM gaze- tesinin tevzi yeri münhasıran İz- mirde İkinci Beyler sokak 62 nu- marada Hamdi Bekir Gürsoylar * mağazasıdır. ikinci teşrinde açılacak Üzüm ve incr iyi fiatlerle satıldı ihracat artmaktadir İzmir (Akşam) — Mahsul mevsimi başlıyalıberi Almayaya ( sevkedilen üzüm miktarı, Ege mmtakası Üzüm rekoltesinin üçte biri . nisbetindedir, İzmirde üzüm piyasasının açıldığı 28 ağustos 938 tarihinden 15 birinciteş- rin tarihine kadar dış memleketere 33,301,5 tan üzüm ihraç edilmiştir. Bunun 24,392 tonu Almanyaya sevk ve ihraç olunmuştur. İncir ihracalın- da da vaziyet aynidir. 33,000 ton tah- min edilen Ege mıntakası Incir rekol- tesinden 17,403/2 ton ihracat yapıl mıştır. Bunun 5285,9 tahu Almanya- ya sevk ve ihraç edilmiştir, Tüccar ve müstahsil elinde bulunan üzüm ve incirlerin nihayet bir, bir buçuk ay zarfında tamâmen satılacağı ve ihraç edileceği kuvvetle tahmin olunuyor. Ege mıntakasının bu seneki tütün rekoltesi 30,000 ton tahmin edilmek- te idi, Son defa eksperlerin tütün mıntakalarında yaptıkları tedkiklere göre, rekolte 28,000 tonu aşmıyacak- tır. Amerikan tütün kumpanyalarile tütün tüccarları, piyasanın 15 ikinci- | teşrinde açılmasını kararlaştırmışlar- dır, Geçen sene Cümhuriyet bayra- mından sonra açılmıştı. Bu yıl, getik- türilecektir. Haber aldığımıza göre, tü- tün mahsulü, tamamen denk ha- line getirilmiştir. Müstahsiller, piya- sanın İkinciteşrinin iptidalarında açıl- masını, yeni sene tütün ekimine er- ken başlamak nokatasından istemek- tedirler, Gene söylendiğine göre, bu yıl Ame- rikan tütün kumpanyaları, tütünlere geçen seneki flatlerden, yani âzami kilo başına 90 kuruştan fazla flat ver- miyeceklerdir, Fakat bu yıl vaziyet, geçen yıldan daha iyidir. Bir defa mahsul, geçen seneki rekolteden 10 milyon kilo noksandır. Amerikan tü- tün kumpanyaları, bu yıl daha fazla mübayant yapacaklardır, Almanya ve İngiltereden tütünlerimiz için mühim siparişler vardır. Bilhassa Almanya Bir üzüm imalÂtlianesinde üzümler ayiklanırken piyasasında, tütünlerimize istek pek fazladır. Bütün bu sebepler neticesi olarak Ege mıntakası tütünlerinin geçen yıla nazaran çok müsaid fiat- lerle satılacağı hakkında kuvvetli ümidler vardır, Üzüm ve incir mahsulleri, iyi fiat- lerle satılmıştır. 'Tütünler de ayni şö kilde satılınca müstahsillerimizin eli- ne mühim miktarda para geçecektir. Bu yıl, Egenin bereket ve bolluk ve refah yılıdır. Son hafta içinde limanı- mızdan dış memleketlere yapılan ih- racat miktarı şudur: Almanyaya 119419 ton, İngiltereye 48,7 ton, Fransaya 51,2 ton, İtalyaya 108,5 ton, diğer memleketlere 15026 ton olmak üzere 136520 ton üzüm, Almanyaya 29729 ton, İngiltereye 1221 ton, Fransaya 172.1 ton, İtalya- ya 19,6 ton, diğer memleketlere 18235 ton olmak üzere 5113,2 ton incir, 500 ton hurda incir, İtalyaya 3992 ton pamuk, muhtelif memleketlere 416,6 ton palamut, 798ton zeytinyağı, 2446,8 ton arpa, 709,2 ton bakla, 50,5 ton akdar, 126 ton nohut, 20ton fasulye, 36/7 ton kumdarı, 273 ton ke- pek, 67 ton meyan kökü, 20 ton ce- viz, 79 ton deri, 2727,8 ton tütün, 25 ton susam, 437,8 ton valeks, 148 ton defne yaprağı, 1,5 ton halı, 10 top ip, 2 ton balmumu, 15,8 ton kayısı çekir- deği, 99 ton kavun (Mısıra), 123 ton yaş üzüm (İngiltereye), 20.6 ton yaş incir (Mısıra) ihraç edilmiştir. İzmirde Cümhuriyet bayrami hazırlığı İzmir (Akşam) — İzmirde yapıla cak Cümhuriyet bayramı geçid res- mine muhtelif teşekküllerle birlikte 150 nafia amelesi silindir makineleri» le İştirak edeceklerdir. İzmir baytar müdürlüğü emrindeki depolarda ça- lışan seyisler de muntazam ve yeks nesak kıyafetlerle geçeceklerdir. Tayyare modelcilik kursu Manisa (Akşam) — Manisa ilkokullar öğretmenleri için ortaokul binasın. da bir (Tayyare modelcilik kursu) açılmıştır. Kursu ilk tedrisat müfettişi B. Celâl Gürsoy idare etmektedir. Kurs Jarındaki talebeye toyvare mod simde Manisa tayyare modelcilik ku | öğretmeni calışırken görünüyor. sunda dersleri takip eden (28) gün devam &derek ve öğretmenler okul vereceklerdir. Yukarıdaki re- ilkokul dersler!

Bu sayıdan diğer sayfalar: