30 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

30 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Teşrinlervel 1938 , AKŞAM Amerikadaki Türkiyeliler... Amerikada bulunan Türkler ne | filim akademisi açılıyor iş yaparlar? Nasıl yaşarlar?.. “Yalova çok güzel olmuş... Bütün havuzlardan renkli sular kaynıyormuş öyle mi? Size bir kaç makale sürecek olan bir yazı serisile Amerikada bulunan Türkiyelilerden bahsedeceğim. Hepsi Osmanlı imperâtorluğu zamanında memleketten ayrılmış olan bu gur- betteki insanların hayatı hakikaten pek meraklıdır. İçlerinde 30 hattâ 40 sene evvel Amerikaya gidenler vardır. Amerikadaki Türkiyeliler ne iş ya- parlar? Nerelerde otururlar? Nasıl yaşarlar?... İşte size bunları anlat. mağa çalışacağım. * Amerikada yer yer bir takım <Bal- kanlılar kolonisi. yardır. Balkanlı- lar Amerikada hemen birbirlerini bu- lurlar. beraber yaşarlar: İş bulmak hususunda (birbirlerine ofevkulüde yardım ederler. Meselâ Nevyorkun aşağı yukarı bir sayfiyesi sayılan Bruklin Balkanlılarla doludur. Yu- nanlılar, Türkiyeli Rumlar, Ermeni- ler, Türkler hep birlikte burada ya- şarlar. Fakat Bruklin'de Yunanlı- Yar oekseriyettedir. Burada gayet zengin Rumlar vardır. Hattâ Yuna- nistandan Amerikaya gidip zengin olan Yunanlılara «Bruklin milyoner- leris derlermiş... Amerikadaki Türkiyeliler muhte JİL işlerle meşguldürler, Mühim bir kısmı bilhassa Türkiyeli Ermeniler Jokantacılık yaparlar. Meselâ Nevyor- kun en büyük lokanlalarından $a- yan «Haliç., «Boğaziçis, «Şiş keba- bi ismindeki lokantalar hep İstan- bullu Ermenilerindir. Sonra Türkiyelilerin mühim bir kısmı da büyük ticaret işlerine atıl- Mışlardır. Bunların arasında «bay Ziya», «Hatem Kardeşler», «Frrako- lar. vardır. Fakir kısmı ise otomobil, radyo sa- Mayiinin merkezi olan Detroit'te otu- rurlar. 'Türkiyelilerin Amerikada en mü- tekâsif bulunduğu yer Detrolt'tir. Ford fabrikalarının en İyi, en usta üşçileri de Türkiyelilerdir. Bundan başka Anadolunun cenub vilâyetlerinden Amerikaya gelenler büyük şehirlerin en kalabalık mey- danlarında bir takım küçük, şık dükkânlarda tütüncülük ederler. Buvların arasında Amerikada çok Meşhur tütüneüler vardır. Meselâ bay «Nuri Ahmed... Bu Zal tütün alır, kendi içşilerile siga- Taler yaptartır. Nuri Ahmedin sigara- ları gayet #hhalı satılır ve çok rağ- bet görür. Vakia Nuri Ahmed az si- m çikarır amma çok para kaza- Amerikanın Nevyork, Şikago, Det- #oit, Boston, Kansas City gibi bü- Yük şehirlerinde Türklerin Kızılay, Çocukları himaye teşkilâtları vardır. Bunlar dalma aralarında para top- İarlar ve - memlekete gönderirler, Hattâ son defa Sıvas civarındaki i ! Amerikadaki Türklerin bir toplantası zelzele dolayısile Detroit Himayel Et- İni ve Kızilay cemiyetleri aralarında oldukça külliyetli bir para toplıyarak Ankaraya göndermişlerdir. Amerikada bulunan Türkiyelilerin yaptıkları mühim işlerden biri de ter- cümanlıktır, Amerikada ecnebi dili bilenler oldukça azdır. Halbuki biz- den oraya gidenlerin arasında Fran- sızca, Almanca bilenler çoktur. Bun- lar Amerikada tercümanlık, tercüme işlerinde çalışırlar, Avrupada, Balkanlarda tuhaf bir telâkki vardır. Buralarda oturan- lardan birinin Amerikada uzun müd- det kâlmış bir akrabası olduğu z4- man bu akraba milyoner addedilir, Avrupa hikâyelerinde bile <Amerika- da yerleşmiş amca», «Amerikada zengin olmuş dayı» ya dalma milyo. ner nazarile bakılır. Halbuki Avrupada, Balkanlarda oturanlar bilmezler ki Amerikaya her giden insan mutlaka zengin ola- maz, Hattâ Amerikadaki &on buh- ran dolayısile Amerikadaki ecnebile- rin ekserisi büyük bir para sıkıntısı içinde kalmışlardır. Halbuki Avrupadakiler, Balkanlar- dakiler bunu anlarlar mı? Daima Amerikaya mektup yazarak para, radyo ve saire istemektedirler. Amerikada para sıkınlısma düşmüş olan ecnebiler, Balkanlılar, Türkler memleketteki akrabalarının bu ka- bil mektupları karşısında ne yapa. caklarını şaşırmışlardır. Hele Bruklin'deki zavallı Yunanlı- vaziyetten pek şikâyetçilerdir, i Bruklin'de yerleşmiş bir Yu- lıya Yunanistanda mutlaka mil yoner gözile bakılır. Ve ondan dalma para istenir, Yeni dünyadaki Türklerde «mem- leket hasreti pek büyüktür. Bunlar Amerikaya memleketten henüz gel- miş bir Türk bulunca derhal onun etrafını sararlar. Arlık akla gelme- dik sualler başlar: — Yalova çok güzel olmuş, öyle mi?... Bütün havuzlarından renkli sular akıyormuş — Sarıyere kadar bütün yol as- faltmış... Öyle mi? — Mecidiye köyünde .bizim zama- nimızda iki tane çoban kulübesi var. dı. Şimdi tramvay oraya kadar git- miş, değil mi? Bu #unilerin arkasından mütalâa- lar başlıyor: — Hey gidi hey... Bizim vaktimiz- de o atlı #ramvayların rezaleti ne idi. Hele o iki saatte yangına giden itfaiye... — Mekteblerin çok mükemmel bir hale geldiğini güzetelerde okuyoruz. İşitiyoruz. Bizim vaktimizde o mek- tebler görülecek halde değildi, Hâlâ hocadan yediğim falakaların acışıu unutmadım... | Pamuk rekoltesi 30 - 40 sene yabancı memlekette kaldıkları halde bir gün memlekete dönmek emeli , Amerikadaki 'Türkle- rin aklından bir dakika bile çık- maz. Meselâ ilk defa Mişigan'a gittiğim zaman tütüncü bay Nuri Ahmeğle karşılaştım. — İstanbula dönmeden, şöyle Ka- dıköyüne geçip Bakin tarlasında bir akşam kahvesi içmeden Allah canımı almasın... diyordu. Bay Nuri Ahmed bana gene Türki- yeli Wokanteci bay İlyasi takdim etti. Bay İlyas'$0 Sene evvel Amerikâya gelmiş, evlenmek için memleketten bir genç kır getirtmiş. Burada iki ço- cuğu olmuş. Birinin ismi Ayşe, öte- kinin Güner,.. Bay İlyas Amerikada doğan çocuklarına her sabah Türkçe ders veriyor. Şimdi çocukların ikisi de mükemmel Türkçe okuyup yazı- yorlar. Hikmet Feridun Es Ege mıntakasında bu sene 80 bin balye kadardır İzmir (Akşam) — Ege mıntâkâ- sının bu seneki pamuk rekoltesi 80,000 balyedir. Mahsulün yüzde 70 şi akala nevi pamuktur, Satışa yeni başlanmasına rağmen bir hafta ev- ' vel kilosu 40 kuruşa satılan akala pa- mukları şimdi 45 kuruşa çıkmıştır. Yunanistan, İtalya, Almanya, Polon- ya ve diğer memleketlerden pamuk- larımız üzerine mühim siparişler var- dır. ihracata da başlanmıştır. Zeytinyağı piyasası da açılmıştır. Bu seneki rekolte, geçen senekinin yüzde 20 noksanile 20 - 22 bin ton tahmin edilmektedir. Müstahsil mem- Jeketler rekolteleri de bu yıl düşük ol- duğu için Ege zeytinyağlarının iyi fi- atlerle sutılacağı tahmin olunuyor. Üzüm satışları hararetle devam et- mektedir. 75,000 ton olan üzüm re- koltesinden şimdiye kadar 48,000 ton satılmış ve bunun 33000 tonu işlene- rek ihraç edilmiştir. Rekolteden müs- tahsil ve tüccar elinde henüz satılma- mış mahsül nukdarı 27,000 tondur. 28,000 ton tahmin edilen Ege incir- Tekoltesinden de şimdiye kadar 14500 ton satış yapılmıştır. İhracat mikda- Tı 18000 tondur, İhracatın, borsa sa- tışından fazla olması, kooperatifler tarafından incir üzerine fazla ihracat yapılmasındandır. İzmirde define araştırmaları İzmir Akşam) — Son hafta içinde İzmirde eski belediye mezarlığında, Bornuva nahiyesinde ve Turani kö- yünde üç yerde define araştırmaları yapılmış, hiç bir şey bulunmamıştır, © Sahife 7 İ Almanyada büyük bir Buraya âli tahsil gören ve büyü kabiliyeti olanlar alınacak Dünyada ilk defa bir filim akade- misi tesis edilmektedir. Bu ilim ve sa» | nat müessesesi Almanyda Bebelsberg- de gelecek ayın birinci günü büyük merasimle açılacaklır. Akademinin binası iki senedenberi inşa edilmekte idi, Lâkin büsbütün yeni bir orijinal model üzere inşa edilmekte olduğun- dan, tamam olmazdan evvle binanın inşa tarzı gizli tutulmuştur. Küşad merasimi ile bu esrar meydana çıka- caktır, Şimdilik binanın 50 dairesi bu- lunduğu malümdur, Beşeriyetin en yeni sanatı olan fi- limde fehni surette mütehassıslar ye- tiştirmek için bu akademide ilim ve sanatın bütün levazımı hazırlanmış- tır. Filim akademisinin reisi Müller Scheld şu beyanatta bulunmuştur: «Akademi binası açılınca derhal derslere başlıyacağız. Bunun için icab eden her türlü hazırlıklar ikmal edil- miştir. Tahsil ilk günden itibaren normal ve kesif bir şekilde olacaktır. Yalnız eksik olan toplu bir talebe yur- dunun bulunmamasıdır. Şimdilik ta- Yebe akademi binasının etrafındaki dağınık binalarda yaşıyacaklardır. Lâkin gerek çalışma, gerek tedris ve konfor cihetinden talebe yurdlarının dağınık bulunması doğru olmadığın- dan, bütün akademi talebesini toplı- yacak muazzam bir bina yaptırmak- tayız. Bu bina tamamlandıktan sonra Babelsberg, üniversitesi ile meşhur Haydelberg gibi Almanyanın yeni bir irfan ve sanat merkezi olacaktır. Filim akademisine her rasgelen yük- sek mektep mezunları alınmıyor. Bunların arasında birçok mümtaz İzmir (Akşam) — İzmir Cumhuriyet kız enstitüsüne bu yıl çocuk ana ve babalarının gösterdiği rağbet, geçen yıllara nazaran çok üstündür. Derslere intizamla devam edilmektedir. Bu yil enstitü öğretmenleri arasında mühim tebeddüller olmuş, yeni tayin edilen öğretmenler gelerek vazifelerine başlamış- lardır. Yukarıdaki resimlerde talebeler yemek pişirme ve fizik derslerinde gö- rünüyorlar. hassa ve kabiliyetli olanlar aramlarak seçme yapılıyor, Şimdiye kadar aka- demiye girmek üzere birkaç bin tale- be müracaat etmiştir. Fakat bunlar- dan ancak 50 sinde aranılan evsaf bu- Jungrak kaydedilmiştir. Bu seçme işi şimdiye kadar gizli kalan birçak yüksek kabiliyetleri mey- dana çıkarmıştır. Meselâ müracaat edenler arasında Sar kömür havza- sında âlelâde amelelik yapan bir ba- barın yedi evlâdından biri bulunan bir kız vardır. Bu kız, yüksek tahsil sahibi olduğu halde, içtimai mevkii. nin müsaadesizliğinden, mürebbiye- likten başka bir iş bulamamıştır. Sar mıntakasında ahiren tertib olunan sanatlar müsabakasına girmiş ve fev- kalâde kabiliyetini isbat etmiştir, Bundan cesaret alarak yeni akade- miye girmek için müracaat edr, Ya- pılan imtihan ve tedkiklerde bu kız müstakbel filim sanatkârlığı için icab eden evsafın hepsini haiz bulunduğu anlaşıldığından, ilk talebe olarak ka- bul edilmiştir Film akademisi dünyada şimdiye kadar misli bulunmuyan ilk hususi ir- fan ve sanat müessesesidir. Filim, bü- yük milletlerin kabiliyet ve kudretini İ isbat eden bir imtihan olduğundan, böyle bir akademinin kurularak çok yüksek ve mümtaz filim sanatkâr ve mütehassıslarının yetiştirilmesi, Al- manyada milli bir vazife sayılmıştır. Bunun için bu müesseseye mütevas- sıt bir kabiliyet ve zekânın fevkinde- ki taliplerin alınması şart konulmuş- tur, Bundan sonraki filim sanatkâr- ları da tabipler ve mühendisler gibi, yüksek irfan yurdlarından yetişecek demektir. F Izmir Cümhuriyet kız enstitüsü İzmir (Akşam) — İzmir Türkkuşu teşkilâtma mensup (52) paraşütçü ve plânörist, Ankarada yapılacak 15 inci Cümhuriyet bayramı törenine işti- rak için buradan Ankaraya gitmişlerdir. Yukarıdaki resimde İzmir Türkkuşu üyelerinden liseliler bir arada görünüyorlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: