10 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

10 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

için ne kadar para verdi Tasarruf edilen para ile B haritasına dahil emlâkin istimlâkine de başlanacak Yenicaminin önünü ve Eminönü meydanını açmak üzere yapılan İs timlâk muamelelerinin son safhası hakkında malümat almak üzere be- Jediyenin salâhiyettar makamlarına müracaat ettik. Resmi kayıdlara is- tinad ederek aldığımız en kati ve sahih malümatı aşağıya kaydediyo- Tuz: Eminönü meydanını açmak üzere A ve B işaretli iki istimlâk haritası vardır. Bunlar Nafia Vekâletince tas- dik edilmiştir. A işaretli haritaya dahil olan em- lâkin istimlâki için Nafia Vekâleti 1/700,000 liralık bir tahsisat ayır mıştır, A işaretli haritada beş adada 113 parça emlâk tesbit edilmiştir. Bu 113 parça emlâkten şimdiye kadar 70 parça emlâkin istimlâk muamelesi tamâmile bitmiş ve bunların bedeli olan 794,900 lira mai sahiblerine öde- nerek bunlar yıktırılmıştır. Henüz istimlâk muamelesi bitmi- yen emlâkin mikdarı da 43 parçadır, Bu 43 parça emlâkten 12 parçasının istmlâk muamelesi, kıymetleri tesbit edilmek üzeredir. Mahkemeden karar alındıktan son- ra bunların istimlâk muamelesi bi- tirilecek ve bunlar hemen yıktırıla- caktır. Muamelesi ikmal edilmek üzere bulunan mütebeki 81 parça emiğkin istimlâk bedeli ykednu 295,000, mahkemeye intikal eden 12 parça emlâkin muhammen bedeli de 364,000 liradır. Evvelce istimlâk edilip te sahible- rine ödenen emlâk bedelleri yekünu 794,900 lira tuttuğuna göre belediye A işaretli istimlâk haritasındaki bü- tün emlâki istimâk etmek için 1,453,900 lira sarfedecektir. Nafia Ve- kâleti bu iş için 1,/700,000 lira tahsis | MEŞ'UM Aşk ve macera romanı — Nakleden: (Vâ - Nü) Şermin o kadar heyecanlıydı ki, min. nettarlığı ancak gözlerinin ifadesinde okunuyordu. Kekeledi: — Sizi ebediyen unutmıyacağım... Sandetiniz için her zaman dua edece- ğim... Çıktı. Sevinçle koşarak, merdivenlerden aşağı Indi. Bu sefer, onu görerek iyice gizlenmeğe çalışan amele kılıklı şah- siyeti fark bile etmedi. Aşağıda, Malik amcanın âdeta boy- nuna sarıldı ve sevinçle: — Haydi amcacığımi Çabuk, ça- 'buk!... Eve gidelim... İşi biter bitmez Adnan bize gelecekmiş... Hâlâ beni s6 viyormuş... Herşey unutuldi Acilar | bitti... Dekor keresteleri arasında, Leman Didara misafir gelen bu genç kızın biran evvel gitmesini sabırsızlıkla bek. diyordu. Onun çıkıp merdivenlerden indiğini görünce vakit kaybetmeden hemen artistin kapısını vurdu. — Buyrun! “Tokmağı çevirdi, içeri girdi, ediye Eminönünü açmak Yenicami önünde yıkılan ettiğine göre 246,100 liralık bir tasar- | ruf temin edilecektir ki bununla B işaretli haritada bulunan emlâkin istimlâkine kısmen başlanabilecektir. | Bu haritaya Emlâk bankasının bu- lunduğu ada, Balıkpazanınin henüz yıkılmıyan bzaı emlâki dahildir. | Belediye, bazı emlâk sahiblerile is- timlâk bedeli yüzünden çıkan ihtilâf için - istimlâk kanunu mucibince - muhammen kıymetinin yüzde yirmi KADIN 'Tefrika No. 62 smmm Didar, aynasının önünde tuvaletini yapmakla meşgul, Şermini düşünerek tatlı tatlı gülümsüyordu. Bu amele kılığındaki genci görünce, hayret et- meden sordu; — Ne istiyorsun, oğlum? , Leman cevap vermeden ona doğru yaklaştı. Bu halde bir garabet sezen artist hafifçe ürkerek sualini tekrar etti: — Nedir istediğin? Leman, Didarla kapının arasında durup müslehzi ve soğuk bir sesle: — Vaktile muvaffakıyetsiz bir şekil. de neticelenen teşebbüsümü tekrarla- mak için geldim efendim. Didar, birdenbire, hayretle bağır. dı: — A... Leman hânımefendi!.. Yerinden fırlamıştı. Artık bu sefer bütün cesaretini toplaması, kendini mütemadiyen rahatsız eden bu kadı. na adam akılı bir cevap vermesi lâ zımdı ki, işin arkası kesilsin, Rakibesinin bu musallatlığına kar. şı, yüzünde derin bir istihfaf görünü- ZN Gi binalardan bir kismi | fazlasile istimlâk bedelini bankaya yatırmıştır. Mahkeme, şimdiye kadar hiç bir binanın kıymeti hakkında yüzde yir- mi fazlasile bir hüküm vermemiştir. Hattâ bunlar içinde iki mal sahibi, işlerinin mahkemeye intikali üzerine istimlâk paralarım geç alacaklarını düşünmüşler ve yüzde yirmi fazla iddiasından feragat ederek belediye- yordu. Leman, muhalabının ağız açmasına vakit bırakmadan söze başladı: — Size İekrar ediyorum, küçük ha- nım! Son bir teşebbüs için geldim. Açıkça konuşacağım... Rauf beyi bi tün kalbimle, dehşetli bir aşkla sevi yorum... Onu elde etmek için herşeyi göze aldım... Arzumun yerine gelme- sine yegâne mâni sizsiniz. İşte bü mâ- | nii, ne bahasına olursa olsun yok et- mek istiyorum. Anlıyor musunuz: Yok etmek! Tehdidleriniz beni Korkulmaz, hanımefendi! Nişanlımla ben, müte- kabil bir aşkla, biribirimizi seviyoruz. Kendisinden asla şüphe etmem: Si- zinle zerre kadar bir alâkası yoktur ve olmiyacaktır. Hiç birşey bizi biribiri- mizden ayıramaz. Beyhude yere israr etmeyin. Didar hanım! Müsaade edin de size fikrimi açıkça izah edeyim. Ba. kın, sözümü dinler de bu memleketi terkeder, izinizi kaybettirirseniz size toplu ve büyük bir para vereceğimi vadediyorum. Âdeta bir servet... — Teklifiniz hem çirkin hem mâna- siz... Namınıza ben sıkılıyorum ve su- sup buradan çekilmenizi rica ediyo- rum, Leman öfkeyle bağırdı: — Herşeyi göze aldığımı size söyle- dim. — Beyhüde lâf etmeyin... Hiç birşey Haftalık piyasa Son günlerde çok yapağı ve tiftik ihraç edildi Amerika ile ticari münasebetlerimiz arttı Piyasada geçen haftaya nisbetle büyük bir fark yoktur. Dış ticaret münasebetlerine gelince, Türkiye - Almanya arasındaki iş hacmi ari maktadır Son günlerde, Almanyaya tiftik ve yapağı üzerine çok iş olmuştur. Di. | ğer taraftan Amerika ile olan mü- | nasebetlerimizin de arttığını görüyo- Yuz. Geçenlerde memleketimizi ziyarete gelen beynelmilel ticaret odaları rei- si -B. Vatson, mensub olduğu şirket- lerden birinin şubesini açmıştır. Bu şube şirketin Türkiye ile olan alâka ve münasebetlerine bir başlangıç telâkki edilmekledir, B. Watson Ame- rikada bir çok şirketlerin idare mec- isinde âza bulunmaktadır. Ayni 7a- manda Amerika Devlet bankasının idare heyeti âzasındandır. Amerika ile en ziyade Ege mınta. kasından Iş yapılmaktadır. Kuru meyva ihracatı, bilhassa incir ihra- catı başlamıştır. Diğer taraftan Ame- rikan tütün kumpanyaları da, tütün almak için, Amerikadan döviz teda- | rik ediyorlar, Şimdiye kadar Amerikaya kâfi de- recede İhrac yapılamadığı Amerikadan ithalât yapmak kabili yeti de azalmıştı. Bu yüzden, güm- rük ambarlarında motörlü vasıta- lar, iplik gibi Amerikan ithalât eşyası bekliyorduk. Son bir iki haftadanberi oTürkiye Amerika arasında ticari bir tevazün hasıl ol- duğu için bu çeşid malları gümrük antrepolarından oçekmek imkânları da artmaktadır. İhracat maddelerimizin vaziyeti Tütün — Tütün piyasası, hara- retli bir safhaya girmek üzeredir. ri nin koyduğu kıymete muvafakat eylemişlerdir. Henüz daha lesi ikmal edi! miyen emlâk arasında Kızlay ce- miyetinin Eminönü şubesinin bu- lunduğu ve ortada tek bir binadan ibaret bulunan Hüdeyin elendi hanı- nın da istimlâk bedeli 17490 lira tesbit edilmiştir. Bu binanın da mu- amelesi bitince hemen yıktırılacak- tır. Eminönü hanına gelince buna evvelce 85 bin lira kıymet konmuştu. Fakat sonradan han altında bulu- nân sastçi dükkânın gayri safi ira- dının vergi kaydında ayrı olduğu sa- bit olduğundan bu mikdar 6 bin lira ilâvesile 91 bin lira olarak tesbit edilmiştir. Bu Iki binanın da mua- roelesi tamamlandıktan sonra yıktı- rılacaktır. bizi biribirimizden ayırmaz... Fazla söz dinlemeğe vaktim yok... Meşgu- lüm... Islık gibi bir sada ile, Leman: — Ölüm de mi ayırmaz? - diyerek kamayı cebinden çıkardı; ve bütün | kuvvetile, kendini müdafaa edemiye- cek derecede şaşkınlaşan genç kızm gırtlağına sapladı. Kanlar içinde yere yuvarlanırken, Didar, ancak: — Meş'um kadın! - diye bağırabil. di, Leman, boylu boyunca yerde yatan kurbanına baktı. Genç kız, bir iki ke- re titredikten sonra #on nefesini ver- di. Reşid paşanın kızı sevinç içindey- di. Gözleri parlıyordu: « Yukarıda yazdığımız gibi, İzmirde Amerikan kumpanyaları mal almak için hazırlıklı r. Almanya- ya henüz bü; kyasta tütün işi milyon 200 bin k Her iki memle' anlâşması müci tün alması lâzımdı kat Çeko vakya son siyasi hadiseler dola sile ufalması Çök rejlei tahdide iı mikdar tü- den mikdarnı rejis in bir münakasa Bu sene bu münakasa 15 bi. rincikânuna tehir edilmiştir. Bu münakasanın şartları tütün tacirleri tarafından henüz öğrenilememiştir. Son vaziyet karşısmda, Çekoslo- vakya gibi en iyi bir tütün müşteri- mizin az tütün âlması, tütün tacir- lerimizi alâkadar etmektedir. Bububat maddeleri Son hafta içinde hububat ihracatı azalmıştı. Mevsim başındanberi İtalyaya mun- surette arpa (sevkediliyor- du. Son bir, iki hafla İçinde arpa ih- racatı da pek azal Yeni işe bâşlıyna to; mahsul leri ofisinin nasıl bir politika takib ede- ceği henüz öğrenitememiştir. Şimdiki halde toprak mahsulleri ofisi, Ziraat bankasından devir aldığı siloları, buğdayla doldurmaktadır. Buğday fiatleri, geçen haftaya nis- betle farksızdır. Keten tohumu, susam vaziyeti iyi. dir. Keten tohumu için pek az mik- darda İtalyaya ihracat yapılmakta- dır. Susam en ziyade yağ fabrikala- riyle, helva imalâthaneleri tarafın- dan satın alınmaktadır. Kış mevsimi için helvacıalr, susam (ihtiyaçlarını temin ediyorlar. Dokuma ham maddeleri — Tiftik ve yapağı piyasası iyi bir devre ge- çirmektedir. En büyük alıcı, Alman firmalarıdır. Şimdiye Kadar Alman firmaları, tiftik fiatlerine karşı pek nazlı davranıyorlardı. Belki de flat- lerin düşeceğine ihtimal veriyorlar- dı. Fakat elde stok malların mikda- rı azaldıkça, buna Ihtimal ve imkân olmadığı anlaşılmıştır. Bu vaziyet karşısında Alman ları, ihtiyaç- ları için, piyasadan mal almağa mec- bur kalmışlardır. Balık — Geçen hafta ile bu hafta balıkların en bol haftasıydı. Palamut ve torik nevinden olan balıklar en iyâde İtalya vu Yunanistana sevke. mektedir, — WA. tazam bir Dikkati celbetmeden, tekrar câdde- den hızlı hızlı geçti. — Gece tamir için çağırdılar... « di- ye homurdanıp şoföre işittirerek, bir taksiye atladı. Beşiktaşta bir evin önünde indi. Şo- förü savdıktan sonra başka bir araba- ya ayni bahaneyle atladı. Yalıdan bir- kaç sokak ötede indi. Gizli kapıdan bahçeye, bahçeden de limonluğa girdiği zaman kimse onu görmemişti. Dosdoğru odasına çıktı. TAhzada soyundu. Erkek elbiselerini dolabın dibine sakladı. ... — Peyman! Çabuk beni giydir!.. Geç kaldım... Hizmetçi ses çıkartmadan, hanımı nın etrafında pervane gibi dolaşıyor- «— Rauf benim olacak!» diye o an- da bile fikri sabitini aklından geçirdi ve serin kanlılığını bozmadan ayna- ya baktı, Üstüne hiç kan sıçramamıştı. Kendi kendine: «— Hırsızlık maksadile yapılmış sü- sünü vermeli!» diye düşünerek tuvale- tin üstündeki elmasları ve artistin pâ- ralarını cebine attı. Sonra, dışarıyı dinledi ve kapı ara- lığından gözetledi. Kimsenin bulun- madığını anlayınca sakin adımlarla çıktı. Kapıyı kilitledi. Ve geldiği yol- dan yavaşça sıvışlı. Deminki taksiler yerlerinde değildi ve sokak boştu. du. Bir aralık dolabi açtı. Yağmur 1s- lanmış erkek elbiselerini ve çamura batmış ayakkabıları gördüyse de böy- le maceralara alışık olduğu için hay- ret dahi etmedi. O, herşeye enemelâ- zım? bana ne?» dediği için hizmetçilik hayatında birçok bahşişler almıştı. Gene de bu kârlı prensipten ayrılma» mak niyetindeydi. Nitekim bu yüzden Leman hanımın da çantası kendisine dalma açıktı. Yemek saatinde, Reşid paşanın kızı, gayet şık bir elbiseyle aşağı indi. Gü- zelliği gözleri kamaştıracak derecede idi, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: