29 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

29 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 29 Teşrinizani 1938 Sahife 13 & Sahife 11 Büyük ölümüz Atatürk hakkındaki nutuklar (Baş tarafı 1 nci sahifede) «Bana rehberlik etıniş olan pren- #ipler, gerek memleket, gerek mil- It için terakkinin ve refahın kuv- yeti bir kaynağıdır. Dün böyle idi, bugün böyle oldu, yarmda böyle olacaktır, » Kemal Atatürk son demine kadar vücuda getirilmiş olan eserin devam» Ilığına itimadı olduğuna bu suretle işaret etmek istemiştir. Kendisi ek- seriya ecnebilere, idari tecrübe gör- meden büyük mali vasıtalara malik olmadığı halde işe başlamış olduğunu| tekrar ederdi. Kemal Atatürk şöyle devam ederdi: «Fakat şevk, heyecan ve sabra güvendim ve bu iki meziyet, kudretsiz bir anane kısır bir men- filiğin hakkından geldi.» Bu cüretkâr devlet adamı itidal dairesinde hareket etmesini bilmiştir. Müşarünileyh ıslahatçı Oâhtirasını mill topraklara hasretmiş ve ecnebi memleketlerde yeni devletin menafi- ine hizmet ve istikrarını teyid etmiş olan sempatileri kazanmasını bilmiş- tir. Size Meclis namına Ankara hükü- met ve parlâmentosuna bir taziyet mesajı gönderilmesini teklif ediyo- rum. (Alkışlar) Macar Mebusan Meclisi rei- sinin tezkeresi ve nutku Belçika Mebusan reisinin nutkunu takiben de Macar Mebusan meclisi reisi Gyula Kornis tarafından gön- derilen tezkere ile yine müşarüniley- hin Macar Meclisinde irad etmiş ol- duğu ve aşağıya derecettiğimiz nut- kun metinleri okunmuştur. Ekselâns Mustafa Abdülhalik Renda Büyük Millet Meclisi Reisi Bay Reis, Türkiyenin milli kahramanı ve bü- yük devlet adamı Atatürkü tebcil maksadile Mebuslar Meclisinin 12 teşrinisani günkü celsesinde riyaset kürsüsünde irad ettiğim nutkun asıl metnile tercümesini ilişik olarak tak- dim etmekle şereflenirim. Türk mille- tinin matemine Macar milleti mü- messillerinin samimi iştirakine tercü- man olarak derin sempatilerime ve yüksek saygılarıma itimat buyurma- larını rica ederim. Macar Mebusan Meclisi reisi Gyula Komnis tarafından Macar Meciisinde söylenen nutuk: Muhterem Meclis, Asri Türkiyenin yaratıcısı Kemal Atatürk evvelki gün gözlerini ebedi yete kapadı. Memleketinin içtimai, askeri, idari ve asri hayatını şekillerini cezri surette ıslah ve tebdil eyliyerek baş- ka bir devrin hayat tarzları altında geri kâlmış ve uyumuş olan Türk mil- letinden asri bir millet yaptı. Gazi unvanını bihakkın taşıdı. Çünkü bütün düşmanlarına galebe çaldı ve askeri dehası ve teşkilâtçı | kudreti, kısa bir zamanda milli bün- | yeyi nihai parçalanmaktan kurtardı. | Muharebeden sonra galip devletler tarafından dikte edilmiş olan bir sul- hun haksız müddeiyatına yenilmez bir irade İle en evvel karşı koyan O oldu. İnsafsız sulhün «Sevressi olup vatanının izzeti nefsini rencide eden muahede, milletin yükselen eli altında kırıldı. Gevşemiş olduğunu bildiği, fakat bütün işlerin tahakku- kuna ve sonsuz bir inkişafa muktedir olduğuna kani bulunduğu milletin kahraman kuvvetine sarsılmaz bir inanı vardı, «Savaşların sâvaşi. ndan sonra devlet adamlarının içinde ilk olarak, çok zaman ihmal! edilen halkın kendi. nİ göstermemiş olan maddi ve ma- nevi kuvvetlerine dayanarak mahve- dilmeğe mahküm bulunan devleti ye- nileştirdi ve buna da, parçalanmış es- ki Türkiyenin köylü ahalisinin derin tabakalarında yeni bir devrin teced- düd unsurlarını bulup çıkararak 18. rarla takip edilen bir gayretle iki on Senelik müddetin hitamında müvaf- fak oldu. Evvelemirde askeri şef ola- rak karışıklık içinde intizamı yarattı. Siyasi şef sıfatile de millete kendi kuvvetlerini idrak ettirerek milletin fikrini yü tanzim eden bu seri fakat derin te- beddüllerin ve ıslâhat işlerinin müş- terek kaynağı, hep tek bir adamın hürriyet ruhu ve yaratıcı iradesidir. Çetin bir asker olan Atatürk hiç bir zaman mahirane siyaset entrika- larının «ulyssev i olmamıştır. Belki bütün engellerin galibi cachilles ol- muştur. Bir asker ruhuna hâs diktatörlük temayüllerini, buhranlı zamanlarda feyizli bir surette İzhar etmiş olmak- Ja beraber otorite rejimini memleket. te zaten ananeleri olmayan parlâmen- to rejimile telife itina etti. Türk millet Meclisini, faaliyeti tesirli ve devamlı bir teşrii heyet halinde tekâmül ettirdi. Atatürk namı O nun hakkıdır, Çünkü O, millet için gerçekten şefkatla dolu muhabbetkâr bir baba idi. Hayret olunacak derecede kısa bir zamanda milleti refah ve terakki yoluna sevk. etti. 1918 senesi sonbaharında Tür- kiye, arazisinden en büyük kısınının düşman işgali altında eğilerek deva- sız görünen bir İnkıraza giriftar olmuş mağlâb bir memleket idi. 20 sene | sonra bugün, Avrupa ve Asyanın 8i- nırlarında ekonomik ve hars baki- mından mamür, beynelmilel ehem- miyetini tekrar kazanmış bütün kom- Şuları ile sürekli bir sulhten müste- fid bir devlet manzarası arzetmekte- dir. Muhterem Meclis, büyük Türk ölü- sünün hatırasını hürmetle yâd ede- rek Türk milletinin matemine kar- deşçe iştirak edelim, -Alkışlar- B. Refik İncenin beyanatı Nutukların okunmasını müteakib söz alan Refik İnce -Manisa-, Kürsü- ye gelerek demiştir ki Aziz arkadaşlar, matemini, biz- ler yaşadıkça ve milletimiz yaşadık- iz Atatürkün cihanşü- mul kıymeti hakkında en temiz duy- Bularını ifade eden bu tebligatla be- raber onun cenaze alayındaki umumi a milletlerinin ayni duyguyu in izhar ettikleri samimi te- zahürat Türkün yüreğinde saten as- lolan iyiliğe karşı minnet duymak va- zifei vicdaniyesini kat, kat kuyvet- lendirmiştir. Belçika gibi Avrupa medeniyeti içerisinde hususi bir mevkii bulunan ve Millet Meclisinde hakikaten insan büyüklerine karşı İnsanca gösteril mesi lâzımgelen bu samimi teessür alâmetleri bizde zaten o millete karşı evveldenberi gösterilmiş olan muhab- betin daha ziyade kuvvetlenmesine ve onlara karşı beslediğimiz samimi duyguların daha ziyade resanet pey- da etmesine sebebiyet vermiştir. Bü- tün Meclis bu milletin dahi bu teza- hürata iştirak ettiğine biz gazeteler vesalr vesalkle şahit olmaktayız Macar kardeşlerimizin de ayni ma- hiyetteki tezahüratını işittiğimiz za- man yüreklerimizde hissettiğimiz minnet duygusunun hududu yoktur. Görüyoruz ki, bir milletin içinden yetişen bir vücud yalnız o millete ni- met verir bir kıymet olmakla kalmı- yor, bütün beşeriyetin kendisini tak- dis ettiği büyük bir mevcudiyet olu- yor. Biz ne bahtiyarız ki, ölümü bü- tün dünyaya matem olan bir adamın sahibi hakikisi bulunuyoruz. Atatürkün cenaze merasiminde mil- letlerin ve Balkan antantına dahil müttefiklerimizin askerlerile Fransız ve Bulgarların Büyük Kahramanın alayında Isbatı vücut etmelerinin hatırasını ebediyen taşıyatağız. İngilizlerin askerlerinin kollarına matem alâmetleri taktırmaları ve felâ mareşallerini göndermeleri, Al- manların harbi umuminin kahrama- nı Emdeni ve Büyük Türk Kahrama» mma hürmet ifası için bir müfreze göndermesi, Rusların eski dostlukla- rımizi takviye eder mahiyette müfre- 26 göndermeleri, İranlı kardeşlerimi. zin candan alâkaları, Balkanların dün ve yarm için esaslı bir temel teşkil eden dostluğumuza nümüne teşkil edecek mahiyette vazı tavırları bize Atatürkün siyasetinin yalnız "Türkiye için değil cihan sulhü için dahi ne güzel bir örnek teşkil ettiğini gösterir tezahürlerdendir. Burada şu unuttuğum başka milletler de varsa hepsine seyyanen Türk milleti na- mına, eminim ki hepinizin vicdanın- dân gelen minnet ve şükranına ter- ceman olarak, teşekkür ederim. -Gü- zel sesleri-, Atatürk, Reisicümhurumuzun be- yannamesinde gayet veciz bir surette ifade edildiği ve zaten ifade edilmiş olmakla beraber onun büyük lisanın- dan bir kat daha teyid edildiği üze- re, bütün beşeriyet âleminin millet- ler idaresinde takib etmesi lâzımge- Jen düsturları vazeden ve tatbik eden müstesna bir şahsiyet olmak bahti- yarlığı içinde yaşamış ve ölmüştür. Atatürkün tuttuğu misal, hakları gasbedilen milletlerin gidecekleri yolu gösteren esaslı bir düstürdur ve on- dan dolayıdır ki, Onun vefatı tapkı çalışma zamanlarında bütün milletle- ri ve devletleri ne kadar alâkadar et- mişse, herkese yeni bir cihan doğdu- ğu ve doğmak üzere bulunduğu ka- naatini vermişse, öldükten sonra da bu tutulan yolların hepsinin devlet ve milletçe gidilecek yollar olduğunu göstermesi itibarile o kadar kuvvetli bir delil olmuştur. Binaenaleyh ar- kadaşlar, artık Türk milleti enai- sinden iyilik görmediği halde, kendi- sine hiç bir minnet edası lüzumunu hissetmediği halde başkasına iyilik etmek ve başkasına iyilik yapmak- tan zevk almak hilkatinde bulunan Türk, kendi matemine, kendi en bü- yüğünün zıyâından mültevellid acı- larına iştirak edenleri Türkler ebe- diyen unutmıyacaklar ve bizim ma- temimize iştirak etmek suretile insa- ni duygularımıza candan alâkadar olan bu milletlere, icab ettiği zaman, mukabelede bulunmak â vazifesini, | i rilen ziyafette, Elen genel kendi milli vicdanınm emrettiği va- zifelerden tanıyacaktır. Binaenaleyh hapimiz, bütün milletimiz namına, telgrafını okuduğumuz bütün bu İ milletlerin parlâmentolarına, hükü- metlerine, hükümetimizin ve parlâ- mentomuzun şükranını obildirmeğe | ve bu suretle vukubulan samimi te- | zahüratımızın hepimizin vicdanın- dan gelmiş birer sada olduğunun | ifadesini Meclis relsimizden rica ede- rim. (İştirak ediyoruz sesleri, alkış- Jar) İki mütenahinin cem'inden çıkan namütenahi: Atatürk ve millet Refik Şevket İnceyi müteakib söz Muhiddin Baha Pars, şunları söylemiştir: — Aziz arkadaşlar, bugün gözlerimiz teessür yaşlarile dolu değildir. Bugün gözlerimiz fahr ile, gurur İle Atatür- kün matemini hiç bir zaman unut muıyarak, sevinçle parlasa değeri var- dır. Atatürk, hasta olmadığı zaman dabi hepimizde bir endişe vavdı, Ata- türk ölürse, kaybolursa, bu millete âcaba ne kalacak? Atatürkle beraber İ millet dünyaya sığmıyan bir azamet taşıyor, fakat Atatürk ölürse ne ola- cak? Şimdi anlıyoruz ki, biz iki na- mütenahiyi, iki sonsuz büyüklüğü ce- meder vaziyette imişiz. Atatürk na- mütenahi ve sonsuz büyük, millet de namütenahi ve sonsuz büyük, İki mütenahinin cem'inden de namüte- nahi çikar. Görüyoruz ki bugün millet dünkü kadar şerefine, haysiyetine, hudud- Jannın selâmetine sahib. Atatürk öl- dükter sonra bizi bütün insaniyet âleminin hürmeti, muhabeti karşıla- di. Atatürkün cenazesine çok yüksek teessürler göstererek bir çok millet- ler iştirak etti, bizimle beraber ağis- dılar. Dünya gazeteleri Türk milleti. nin , Türk büyüklerinin mahiyetleri hakkında bizi iftiharla mütehassis edecek yazılar yazdılar, Bu mukaddememle anlatımak İs- tediğim şudur: Atatürkü kalblerimize gömdük. Atatürk, Türk milleti için de, bizim için de yaşıyor, ecnebiler için de ya- şıyor. Eğer böyle olmasaydı, arkadaş- lar, ne o yazılar bu şekilde yazılır, ne bu kadar muhabbet ve hürmet gös- terilirdi. Bir 4 bir Balkan ai antantı erkânıharbiye reisleri. nin toplantısı başladı - (Baş tarafı 1 nci sahifede) kiben Başvekil B. Metaksası, kolordu kumandanını, harbiye, bahriye ve has va müsteşarlarını ziyaret etmişlerdir. Bu ziyaretler kendilerine iade edil- miştir, Yunan erkânıharbiye reisi, misa- firler şerefine bir öğle ziyafeti ver- miştir. General Papagosun nutku Atina 28 (A.A.) — Balkan antantı genel kurmay başkanları şerefine ve- kurmay başkanı general Papagos misafir he- yetlere hoşgeldiniz dedikten sonra ezcümle şu sözleri söylemiştir: Konferansımız Balkan antantının j esas teşekküllerinden biri olduğu için mesaisinde de ancak bu antanta hâ- kim olan ana fikirlerden, barış, kar- deşlik ve terakki fikirlerinden mül- hem olabilir. Fakat şurası kayde de- ğer ki, bu asil fikirler ancak beynel- milel emniyetin sağlam temellerine dayandığı takdirde tebellür edebilir. Bu emniyet de Avrupanın bir köşe- sinde en iyi temeli, yalnız doğu - ce- nub Avrupasında aşikâr ehemmiyette bir blok teşkil eden ve nizam ve hu- zur için birinci derecede bir âmil olan dört ordunun siki birliğinde bulabi- | lir, Mareşal Fevzi Çakmağın nutku Bu nutka, Romanya ve Yugoslav meslekdaşları adına Türkiye genel kurmay başkanı mareşal Fevzi Çak- mak şu sözlerle cevah vermiştir: «Yılık konferanslar çok faydalı olmuş ve her defasında da güzel böl geerimizde barışın muhafazası ama- cını güden ahenkli iş beraberliğimi- zin daha ziyade inkişafına imkân vermiştir. Son bazı hâdiseler, geniş Balkan bölgelerinde iş beraberliği ve Yaklaşma havasının gittikçe birleş- meye mütemayil olduğunu memnü- niyetle göstermiştir. Bununla bera- ber, bu tesbit ve milşahede bize, ba- rışın ne de olsa kuvvetimizin garan- tisime ihtiyacı. olacağı ve müşterek müdafaamızı lüzumlu kılacağı gün için hazır bulunmak zaruretini git- tikçe daha açık surette göstermekte bulunan enternasyonal politikanın müsbet gerçekliklerini hesaba kat- mamak selâhiyetini vermemektedir. Mülhem bulundukları barış ve İstik- rar endişesinin en yüksek ifadesi olani bu Balkan paktında birleşmiş bulu- nan milletler bize en kıymetli şeyle- rini tevdi şerefini vermişlerdir Kahraman gençliklerinden müte- şekkil olan hazineleri ve müşterek menlfaatlerimizin korunması vazifesi; Bu vazifede kusur etmiyeceğimizdin emin olabilirler.» Mareşal, sağlık sergisini ziyaret etti Atina 28 — Balkan antantı erkâ- nıharbiye reislerinin İoplantısına iş tirak etmek için buraya gelen Türkiye büyük erkânmarbiye reisi Mareşal Fevzi Çakmak, mihmandarlarile bo- raber sağlık sergisini ziyaret etmiş ve muhtelif paviyonları uzun uzun tet- kik eylemiştir. Macaristanda bir sirkde müthiş bir facia Üç aslan gen genç “ mürebbilerini halkın önünde parçaladı Macaristanda Ujpetre kasabasında misli pek nadir görülen bir facia ce- rTeyan etmiştir. Sneller sirki kasaba- nın kapılarında çadırlarını kurmuş, her gün temsiller vermeğe başlamış- tır. Sirkin numaraları arasında, üç aslanla birlikte oynanan çok tehlikeli bir numara da vardı, Halk, çok heye- canlı olan bu numaraya bayılıyordu. Sirk, kasabadan ayrılmazdan evvel bir veda temsili vermiştir. Numaralar bittikten sonra sirk direktörü, seyir- cileri üç aslanın bulunduğu kafesin önüne davet etmiş ve şimdiye kadar hiç gösterilmemiş olan çok tehlikeli bir numara gösterileceğini söylemiş- tir. Sirk direktörünün genç oğlu, elinde bir kırbaç olduğu halde üç aslanın bulunduğu demir kafesin kapısını aça» rak içeriye girdi. Seyirciler, heyecan- dan nefeslerini tutmuşlardı. Genç mürebbi, üç aslandan ihtiyarını kol- alrı arasına alarak; — Yukarı kalk, diye bağırdı Fakat nden kımıldam Bunun üzerine aslanın boynuna ba Olan zinciri eline alarak ensesine vur- du. Bu darbeden biddetle şahianan aslan, mürebbinin boynunu iki pençesi arasına aldı, Boynundan | Jar fışkırıyor icak kanları gören iki aslan da ihtiyar aslanın pençeleri altında yerde kıvranan bedbaht cin üzerine saldırdılar, Halk, he nından kaçışmağa başladı. Genç mü- rebbinin babası, demir kafesin yani- na yaklaşarak tabancasını ihtiyar as- lanın üzerine boşalttı. Fakat tabanca ateş almadı. Halkın feryadına koşu- şan polisler, tabanca ile üç aslanı ye- re serdiler ve demir kufesi açarak bed- baht mürebbinin kanlı cesedini çıkar- dılar. Aslanlar, öldürülünciye kadar, zavallı gen adla Ülke) anpğe akemla yeğ ii (Asri arı cılık ıslah istasyonu)nda köylülere fenni arıcılık usullerini öğretmek için bir kurs açılmıştır. Kurstan mühim neticeler beklenmektedir. Köylüler, modern kovanlardan fazla hasılat temin edildiğini görmüşlerdir. Yukandaki resim Muğla asri arıcılık istasyonundaki kovanları gösteriyor. "en aEANDE KEN, yerek Atatürkün matemine iştirak etmek suretile teessürümüze İştirak eden büyük, insan, millet ve devletle. | re buradan teşekkür etmeği bir va- zife bilirim. (Alkışlar) Teşekkür cevapları Reis, hatiplerin beyanatlarını mü- ERAS fından izhar edilen hissiyata terce- man olarak lâzım gelen teşekkür ce- vablarını göndereceğini bildirmiş ve rüznameye geçilerek birincikânun 1937 şubat 1938 aylamına nid divanı muhasebat raporu tasvib edilerek, cuma günü toplanmak üzere İçtlimaa nihayet verilmişti

Bu sayıdan diğer sayfalar: