30 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

30 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Terinlsani 198 AKŞAMDAN AKŞAMA Balla sarmısak Su, bardakta da olur, ummanda | da... Akıl da onun gibi: Küçücük bir başcağızda da, muhteşem bir kafada da bulunur. O zaman, önünde serfüru ederiz! Dehalar ender yetişen şeylerdir... Zaten miktarları bol olsa, kiymetleri de kalmazdı... Diğer mahlükata naza” ran, bütün insan cinsi, bir bakıma deha ile nasibedardır. Öyleyse, bu şerefli aileye mensubi- yetle iftihar edip fazla sivri akıllılığa kalkmâsak ya... Yok, hayır, en ufak işlerde bile ille dahilik gütmek kay- gusu her yerde aldı yürüdü, görüyo- En aşağıdan, en yukarıya kadar, tekmil mesleklerde: Ayakkabıcılıktan Şapkacılığa kadar... Ruganı fistoya, videlâyı ajura, glâseyi tenteye çevirmek hep bu ufak çapta dahilik göstermek endişesi... Yeşilli kadife dilimlerile, ekten pük- ten tüylerile gugurik şapkalar, o 2£- naat erbabının ille orjinallik gayre | tinden doğmuştur. Yalnız maddi mesleklerde mi en aşağıdan en yukarıya kadar? Manen de öyle... Muhalledat tercümesini ho- calara, âlimlere, allâmelere, ediplere, şairlere yaptırmak icab ederken, bu- yurun size bir icad: Talebe içinde €€- | nebi dil bilenlere oyaptırılacakmış.. Nasrettin hoca balla sarmısak ye- meği icad etmiş, kendi de beğenme miş... Bu kübizmin mucidleri kimdir, bilmiyorum... o Beğeniyorlar mı aca- ba?... Başka bir sahaya geçelim: Şüirler- de de ille deha merakı... Bir kuple ya- zacak ki - güzelliği İle değil, hayır - kimseninkine benzememesile herkesi haptedecek bir haceri fekeli arıyor... Keşfedip tenekeye vuracak... Altın bulacak!... Aklı selime, zekâya, malümata is- tinad eden eser kâfi değil.. Dahilik- ten aşağısı sermayeyi kurtarmıyor... Mutlaka kimseninkine benzememeli... Halbuki umumi ihtiyaç. acaipten ziyade mâkule, basite, elverişliye.. Elâman bu ufak çapta dahilerden; her meslekteki sivrialallılardan... V Şehir Meclisi bugün son top- lantısını yapıyor Şehir meclisi dün ikinci reis veklli B. Tevfiğin iği altında toplanmış- anı tarafından bazı encümen ve komisyonlara seçilen aza hakkında okunan mazbatalar kabul edildikten sonra muhtelif senelere âid muh ve resimlerden tah: si olunamış n kayıdlarının ter- kini hakkında kavanin encümeninin mazbataları da kabul edilmiştir. Be- lediye sıhhiye müdürü m rTetten maaşa tahvili hakkındaki maz- in tâbi olaca- ki talimatnamenin w da müzâkere ve kabul , bugün teşrinisani toplantısını ya, Bir tramvay bir ihtiyara çar- parak yaraladı Vatman Salihin idaresindeki vay Beyoğlu ce ş, vatman yaklanarak kullanışlıya, | ŞEHİR HABERLERİ Doğru değil B. Üstündağ tekaüdlüğünü istemedi Dün bir gazete, Va ve Belediye Telsi B. Muhiddin Üstündağın önü- müzdeki kânunuevvelin yirmi birin- de otuz senelik hizmet müddetin! İk- mal etmiş bulunduğu için teknüdlü- günü istediğin! yazıyordu. Dün bir muharririmiz B. Muhiddin Üstündağı ziyaret edörek bu haberin l doğru olup olmadığını sormuştur. B. Muhiddin Üstündağ aşağıya kaydet- diğimiz izahatia verilen haberi kati surette tekzib etmiştir: — 20 kânunuevvelde otuz senelik hizmet müddetim dolmuyor. Teka- üdlük için böyle bir talebim yoktur. Kimseye de böyle bir şey söyleme- dim.» Li Bir gaz ocağı, patladı, cam- 7 lar kırıldı Sultanahmedde oturan Feyzinin evinde dün gazocağı birdenbire pat- lamıştır. Şiddetli patlama neticesinde evin camları kırılmışsa da kimse ya- ralanmamıştır. Babıâli caddesi Evkaf, lâğımları umumi mec- raya bağlamağı kabul etti Asfalt olarak yapılacak Babıâli cad- desinde Evkafa sit altı binanın lâğım- larının, Belediyenin iş'arına rağmen, büyük mecraya bağlanmadığını yaz- mıştık. Beldiye, Evkaf müdürlüğünün hiç- bir harekete geçmediğini görünce, yo- lu inşa etmek üzere müteahhide teb- , Evkaf müdürlüğü, in- şaata başlandığını görünce, dün Be- lediyeye iki mühendis göndererek lâ- Kımları bağlıyacağını bildirmiştir. Vali ve Belediye reisi B, Muhiddin açılacak çukurların beton ile kapatılması şartile Evkafın toprak tesviyesi yapılan yolda mecra açabile- ceğini bildirmiş ve Evkaf mümessille- ri de bu şartı kabul etmişlerdir, İhraç eşyasının naklinde müşkülât İhraç mevsiminin hararetli devrele- rinde bulunduğumuz şu sirada ihra- cat eşyalarının naklinde müşkilât baş göstermiş ve bu cihet henüz hal- ledilememiştir. Piyasa hareketlerinin merkezi olan Eminönü mıntakasında hamal bukranı vardır, Belediye ha- mal adedini arttırmadıkça, sevkedil- mek üzere hazırlanan birçok ticaret eşyası günlerce beklemek mecburiye- tinde kalmakla devam edecektir. Ay- ni zamavda Belediyenin iki kantarer- sı dâ ihracat eşyalarını tartmağa kâ- fi gelmemekte, bu iş pek geç yapıla” bilmektedir. İhracat mevsimi göz önünde tutu- larak hamal ve kantarcı adedinin art- tırılması için tacirler, alâkadar ma- kamlara müracaaite bulunmuşlardır. Bu arada ölen ve memleketlerine gi- den hamalların yerine yenilerinin alınması lüzumuna da işaret edilmiş- tir. - Bay Amca Sinemada |. | Karilerimizin fikri Mütekaid, dul ve yetimlerin n maaşları «Mütekaid, dul ve yetimlerin maaş yoklamaları daha kolay ş€- külde yapılmalıdır!» . mealinde bir yazı yazmışlık. Bu mevzuâ dair, haklı görünen bir mütaleayı dercediyoruz: Muzmelâtı zatiyeden muhasses ma- aşat için her altı ayda bir yapılması mutad olan yoklamadan maksad, ve- Tat, lesviç, devairi devleb veya mü- esesatta tavziftir. Vefatı vukubulan. ların hüviyet varakları alınarak def- nine ruhsat verildikten sonra bu vu- kuulın nüfus ve malmüdürlüklerine ihbari için belediye etibbasının mes- bur tutulması; evlenen kadınların vukuatından da nikâh memurlarının keza icbar edilmeleri; meruriyet alan- lara gelince bunları tavrif eden ma- kamların bittabi tayin eyledikleri kimsenin ahvalı hazırılarına o vakıf olmaları muktazi bulunduğundan va- ölç tevcihini müteakib ald olduğu gabeye malâmat vermeleri suretile hükümet kendi vesaltile kontrol te- min etmiş olacaktır. Şimdiye kadar bir kisim memurları beyhude yere işgal eden ve maksadı hekikiyi hiç bir vakıt temin edemiyen ve eshabı maaşı bir çok külfetlere mecbur klan eşki usulün kaldırılması her cihetçe faydalı olacaktır. Hürlyet rarakalarının Ilk veya son sahifelerinde maaşatın verildiği mal- müdürlüklerinin damgaları olduğun- dan bunları tanımak için kolaylık vardır. Ecnebi memleketlerde ikamet edenlere gelince, maaşlarını bizsak al- mak mecburi olduğundan fotoğraflar da bu maksadı temin etmiş olur. Ayni pasaport verenlerden de mat alınabilir. Ölmek üzere olan sanatlar İhtiyar ustalar çırak yetiştir- meğe mecbur: tutulacaklar Memleketimizde bazı sanatların öl- mek Üzere olduğu nazarı dikkati cel- betmiş ve tedbirler alınması kararlaş- tarılmıştır. Kılıççılık, zırhçılık, minare külğhlarının sivri uçlarındaki altın varakları yapmak gibi sanatlar bun- lar arasındadır, Bu işleri yapan sanatkârlar çok ih- tiyarlamışlar, her biri 80 - 90 yaşları- na gelmişlerdir. Gençler de rağbet et- mediğinden, uzun senelerdenberi bu sanatkârlar, yerlerini dolduracak kim- se yetiştirememiş, yalnız başlarına kalmışlardır, Büyük Millet Meclisinin bu devre- sinde müzekere edilecek olan Küçük sanatlar kanununa bazı maddeler ilâ- vesi suretile bu sanatların ustasız kal- maması için icap eden tedbirler alın- mıştır, Küçük sanatlar kanununun çırak yetiştirilmesi bahsine temas eden bir maddesi, ustaları çırak yetiştirmeğe mecbur tutmaktadır, Bu maddeye gö- ye, yanında çalıştırdığı çırağı iyi yetiş- tirmiyen ustalar mesul tutulacaktır. Çırak birinci imtihanda muvaffak ola- mazsa, başka ustanın yanına verile- cek, ilk çırağı yetiştiremiyen bir usta inci ve üçüncüsünü de yetiştiremez- se çıraksız çalışmağa mecbur kalacak» tır, K.A —Ne babacığım, biraz dışarı çıkıp dolaşayım! B. A, — Olmaz, yerini kaparlar!.. | Almanya — Müstemleke.... | Heybeliadada Sanatoryomda yüz yataklık yeni paviyon açıldı Heybeliada sanatoryomunda yüz yataklık yeni paviyonun inşası bitmiş ve merasim yapılmaksızın paviyon açılmıştır. Bu suretle Heybelladada yatak sayısı iki yüz elliye baliğ olmuş- tur, Yeni paviyona daha şimdiden elli hasta yatırılmıştır. Hastaların sanatoryoma kabulü bir siraya tabidir, Van, Erzurum gibi uzak yerlerde sırasını bekliyen hastalar bu- günlerde gelerek kendilerine tal edilen yatakları işgal edeceklerdir. Yugoslavyada terkedilen Türk em- lâkine mukabil, Yugoslavya hüküme- tinden alınarak bir kanunu mahsus- la Kızılaya terkedilen bir milyor yedi yüz bin dinarlık tahsisat ile biri Hey- belide, diğeri de Haydarpaşa Nün'une hastanesinde gene yüzer yataklık iki paviyon daha yaptırılması kararlaştı- rılmıştır, Bu paviyonların plân ve pro- jeleri hastaneler tarafından yaptırıla- rak Kızılay umumi merkezine gönde- rilmiştir. Plânlar kabul edildikten son- ra yeni paviyonların inşasına başla- nacaktır, Otobüs davası Müddeiumumi beraet kararı istedi Otobüs münakaşasından çikan da- va neticesinde asliye birinci ceza mahkemesince B, Ahmed Emin Yal mania Tan gazetesi neşriyat müdürü B. Sabri Salim haklarında verilen mesi tarafından mahkümların lehle- rine olarak nakzedilmişti. Dün birin- ci ceza mahkemesinde bu davanın nakzen rüyetine devam edilmiş ve müddelumumi muavini B. Orhan Köni iddianamesin! okumuştur. B. Orhan Köni davayı teferrüntile izah ettikten sonra, intişar eden ma- kale silsilesi netice ilibarile birer tahkik mevzuu olduğu ve âmme men- faati gözetilerek yazıldığı, binaena- leyh neşren hakaret cürmünün mad- di ve manevi unsurları tekevvün et- mediği sabit olduğundan B. Ahmed Emin Yalmanla B. Sabri Salimin beraetlerine karar verilmesini iste- miştir. Mahkeme kararını vermek üzere muhakemeyi başka güne birak- mıştır. Bir adam kahvehanede otu- Şehremininde oSaidin kahvesinde oturan 65 yaşlarında bir adam bir- denibire fenalaşmış ve ağzından kan fışkırarak iskemleden düşüp ölmü tür. Adliye doktoru B. Enver tarafindan yapılan muayene netice sinde ölümün sebebinin tesbiti için cesed morga kaldırılmıştır. Ölen adamı o elvarda tanıyan ol- madığı gibi üzerinde de evrak bulu- namâdığından hüviyeti anlaşılama- muştır. Müddeiumumilik bu ciheti de tahkik etmektedir, mahkümiyet kararı temyiz mahke- | rurken birdenbire düşüp öldü | Hediyelik kitap Bir ahbabımın, on iki yaşında bir oğlu var. Geçenlerde oğlunun doğu- munun yıldönümü imiş. Ahbabım bana soruyordu: — Oğlumun yıldönümünde ken. disine bir hediye almak istiyorum. Acaba ne alsam?... Bundan sonra da ilâve etti: — Evvelki sene bir bisiklet aldım. Pek istiyordu. Arzusunu kıramadım. Geçen sene bir kol saati hediye et- tim. Bu sene ona ne versem acaba?... Oğlunu tanıyordum. Dehşetli oku-| ma meraklısı, zeki bir çocuktu. Eskil tabirle - büyüyüp te küçülmüş - bir çocuktu. Ahbabım oğluna almağı düşündü- ğü hediyeleri birer birer saydı döktü. Bunların içinde neler neler yoktu. Ahbabımın okuma meraklısı olan ç0- cuğuna hediye etmeği düşündüğü öteberi arasında yalnız bir şey yokta Kitab. - Ahbabımın aklına her şey geliyor- du. Fakat bir türlü kitab gelmiyor. du. Muhakkak ki kitabı hediye ve- recek derecede kiymetli addetmiyor- du. Yahut aklına gelmiyordu. Ahbabım gibi bizde sayısız, hesab- sız kimseler vardır. Lâkin kitaba karşı bu umursamamanın kabahati- ni yalnız bir tarafta görmek doğru değildir. Başka memleketlerde sen&- başı, noel ve diğer bayramlar zama- nında tıpkı oyuncakçı dükkânları gibi kitabçılar da faaliyete geçerler. Vitrinler hediyelik kitablarla İ taşar. Hediye edilecek kitablar o de- rece güzel bir tarrda hazırlanmıştır ki bunların manzarasına, eline pek nadir zamanlarda kitap alan insanlari da bile bir «okuma hevesi» uyandırır.) Bu hediyelik kitablar meselâ şö; hazırlanır: Dört kitab, ayni boydaj| ayni tarzda cildlenmiş. Bunlar mu kavvadan bir mahfaza içine konu muş, Mukavva mahfaza tıpkı bir çanta gibi.. Mahfazayı açtınız mı? İçinden ayni boyda, ayni güzelli ayni tarzda cildlenmiş kitab ağzının suyunu akıtır. Hele biraz okum meraklısı iseniz bunları almadan çemezsiniz, Yahut hediyelik kitab hazırlamak hususunda daha ileri gidilir. Kitab-i lar masa üzerine konulacak, küçük,| tek rafh, ayaklı minimini bir kütüb| hanenin içine yerleştirilir. Bu kü çük kitab rafındaki yanyana, ayn! boyda, cildli kitablar en güzel hedi yeyi teşkil ederler. Bir çok memleketlerde kitab er kiymetli hediyeler arasına girmiştir Senebaşlarında, noellerde, Amerika hların meşhur çocuklar gününde anneler gününde kitabçı dükkânlar bizim bayramlardaki şekerciler ka dar kalabalık olur. Biz de halka, gençlere bu tarıdı şeylerle okuma zevkini, kitab zevkin aşılamalıyız. Hikmet Feridun E samsara san sarana sansar Esa ENAAE BA BEEEEr ENA i Şehre akıtılan su miktarı ilk İ bahardan itibaren artırılaca İstanbulun Terkos su miktarını ar tırmak için Belediye Sular idaresinb İngiltereye sipariş ettiği yeni terfi m kinelerinin bir kısmi henüz gümrük ten çıkamamıştır. Bu İtibaria yer makinelerin kurulması gecikmiştü İlkbahara kadar bütün makine aksş mı gelerek fabrikanın kurulması işi nin tamamlanacağı ve o tarihten it baren şehre akıtılan su miktarını arttırılacağı ümid ediliyor. K.A. — Çıkayım baba, yerin kimse kapmaz!... A. B, — Nasıl kapmaz be Çocu baksanâ herkes müstemleke di bar bar bağırıyor!... li e »)

Bu sayıdan diğer sayfalar: