7 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

7 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Almanya - Fransa anlaşması Dün Pariste, Almanya ile Fransa arasında, haftalardır bahsi geçen an- Taşma imzalandı, Hâdise, gerek iki komşu devlet arasındaki münasebetler bakımından, gerek Avrupa sulhü noktasından mühimdir, tedkike değer. İmzalanan vesikanm mahiyeti nedir? Bu vesika, he bir «ademi tecavüz» misakıdır, ne de herhangi muayyen bir meseleyi halleden bir muahede. Bu, sadece müşterek bir beyannamedir: İki memleketin iyi komşu geçineceğini, Almanyanın Fransadan hiç bir şey istemediğini, arada ihtilâf çıkarsa birbirlerile müşaverede bulunacaklarını bildiriyor. Bunlar esasen her devlet arasında -tabil olarak- mevcud şeylerdir. Be- yannamenin dikkate ceğer noklası, Almanyanın Alsas-Loren vilâyetlerini geri almak sevdasındın resım vazgeçmesidir. Bunu da, Hitler, muhtelif nutuklarında daha önce ilân etmişti. Fakat, beyannamede yeni bir şey olmamasına rağmen, bu vesika, yeni bir devir açıyor. Almanyanın vâziyeti değişmiyor, Fransanın politikası te. beddüle uğruyor. Almanya, dün İmza edilen beyanname dahilinde bir politikaya çoktan razı iği. Hitler, Fransadan bir şey istemediğini çoktan söylemişti. Fakat Fransa, yalnız kendisine karşı verilen bu teahhüdle iktifa etmiyor, Alman- yanın Şarkta ve Orta Avrupada dahi sulh teminatı vermesini istiyordu. Almanya, Avusturyayı ilhak ederek, Çekoslovakyadan da her istediğini el- de edince, Fransanın Avrupada Almanya aleyhine kurduğu İskambil kâğı- dından emniyet kalesi yıkılıverdi. Fransız politikasının hazin enkazı üze- rinde, Almanya daha büyük kuvvetle yükseldi. Fransa, yirmi senelik gay- reilerinin, ümid ve emellerinin sıftr olduğunu görünce, Sit! kendi nefsinin emniyeti için Almanya ile uzlaşmaktan başka çare bulamadı. Bu bakımdan, dün imzalanan anlaşma; Alman siyasetinin xaferidir. Zira, Almanya, nibayet, Pransayı karşılıklı uzlaşmaya mecbur etti, Bu anlaşma, yalnız iki devlet arasındaki münasebetler bakımından bir Alman galebesi olmakla kalmıyor. Fransa, artık, yirmi senedir yapmak is. tediği siyasetten, yani Almanyayı ezgin bırakmak, düşman bir politika çemberi ile kuşatınaktan mecburi vazgeçmiş bulunuyor. Aynı zamanda, bu anlaşma, Avrupa politikası bakımından da Almanyanın bir zaferidir. Çünkü, şimdiye kadar Almanya: «Gel seninle anlaşalım!» diye Fran- Saya elini uzattıkça, Fransa: «Hayır, diyordu, sade benimle olmaz. Hep beraber anlaşalım: Rusya, Polonya, Küçük İtilâf...» Şimdi, Fransa, Almanya ile anlaşmak suretile, Almanyayı başka işle- rinde ve isteklerinde serbes bırakmaya razı oluyor. Eğer Almanya, bundan sonra, Polonya veya Rusyaya karşı şu veya bu yolda hareket etmek ister. se, Fransa, eskisi gibi: «Den varım» demiyecek. Fransa ile Almanya arasında zaten sulhün bozulmasma imkân yoktu, Ne Almanya Fransadan, ne de Fransa a bir şey istiyordu. Fran- ile Almanya arasında sulh, ancak başkalarına aid meselelerden, başka Ü hududlardan dolayı borulabilirdi. Başka meseleler gene mevcud, fakat Fransa ile Almanyanın arası dü- seldi. Başkalarını bitmeyiz, fakat Türkiye için bu da mühim bir kazanç... AKŞAM Iki babalı çocuk Yaşı elli beş. Adı Selestino Girava... Uzun zaman Fransada oturduktan sonra İtalyaya döndü. Bu zat yirmi sene evvel Fransaya gidip yaşamak istiyen Pilip Amabil adında bir vatandaşla tanışmıştı. Filip Fransaya gilmek istiyordu am- ma, bunun için elinde vesika yoktu. Grava kendi kâğıtlarını 400 lre Fili pe sattı, Filip Fransaya yerleşti, iki çocuğunu da Grava adiyle nüfusa kaydettirdi, Bir kaç ay geçli geçmedi, Grava vesikalarını sattığına (pişman oldu. Fransayı özlemişti. Kendi adına bir pasaport çıkardı, Fransaya gitti. Geçenlerde Gravanın yerleştiği şe- İnce ii Koca bir eser, küçük bir kartpos- tala kopya edilebilir mi? Hintli sanatkârlardan Şarma b na muvaffak oldu. Hint filozof ve şairi Rabindranot Tagorenin 14672 kelimelik bir eserini 500 satıra ve 500 satırı da bildiğimiz âdi bir kartposta- Şarma 14672 kelimeyi dört ay için- de kartpostala yazmış ve Tagoreye hediye etmiştir. Eser şairin kütüphanesinde bir cam mahfazaya konarak halka teş- bir edilmektedir. Yüzme rekoru Denizcilik âleminde yeni rekorlar yapılıyor. Arkaüstü yüzme şampiyonu Hok landalı Von Feggelen, geçen balta Laheyde 100 metreyi sırtüstü 1 dx kika 13 saniyede yüzdü. Bu hafta ise ayni mesafeyi I dakika 129/10 sani- yede yüzerek veni bir cihan rekoru hirde nüfus fişlerini teftiş eden mü- fettişler garip bir hadiseyi meydana çıkardılar ve şaşakaldılar, İki nüfus fişinde aynı ad ve aynı soyadı yanlıydı: Grava Seleslino. Bu aynı ağlı iki adam aynı İtalyan köyünde, aynı tarihte ve aynı günde doğmuşlardı. Ancak Fransada biri Kroda öteki Hiyerde oturuyordu. Sikı bir anket hakikati meydana söylenince adamcağız mahkemeye başvurdu. Çekoslovakyada profesyo- nellik kalktı Çeköslovakyanın iç ve dış siyasa, sındaki büyük değişiklik, spor haya- tana da dokundu. Futbol federasyonu neşrettiği bin tamimde, profesyonel futbolculuğun kaldırılacağını bildir. di. Gelecek mayısın on beşine kadar #utbol klüpleri bütün hesablarını tas- fiye etmiş olacaklardır. Çekoslovakya hükümeti sporu yeni esaslara göre, devlet hazinesine yük olmıyacak biçimde teşkilâllandırmak istiyor. Hükümetin ödemeye mecbur olduğu ağır borçları vardır. Bunun için de tutumlu davranması gerektir. Bu yolda ilk icrant profesyonelliği kaldırmak oldu. Motörsüz tayyareler Güney Almanyada, Rizzengeburg motörsüz tayyare mektebi öğretmen- lerinden Ziller motörsüz tayare ile 7000 metre yükseğe havalanarak ye- ni bir rekor yaptı. Bundan evvelki rekor gene Alman tayyareci Drehselde İdi, 6687 metro- ye kadar yükselmişti, AR iş dr Sesli, renkli filimden sonra sıra şimdi kokulu filime geldi Bundan bir kaç sene evvel adamın biri Nevyorkta si- nemada oturuyor ve filimde gösteri- len bir deniz fır- tınasını, (sahile çarpan dalgaların köpürerek gökler edoğru yükselmesi- ni seyrediyordu. Bu adam o esnada şöyle düşündü: «Bu manzarayı seyreden insanlar bir de denizin tuzlu su kokusunu ayni zamanda teneffüs etseydiler gö- rülen manzara bir kat daha hakikat tesirini uyandırırdı!» İsmi Core Ponyon olan bu adam derhal işe başladı ve bir makine yaptı. Makinenin son kısımlarını ta- mamlamak üzeredir. Bu ölet saye- sinde sinema seyircilerinin ayni 2a- manda koku alma hisleri de tatmin edilmiş olacaktır. Âlet yedi kısma ayrılmıştır. Bu kısımların altısı ahır kokusundan tutunuz da bahçedeki çiçeklerin ra yihasına varncâya kâdar muhtelif koku neşrediyor. Yedinci kısım ise intişar eden kokuları, iki saniye zar- fında tesirsiz bırakan kimyevi mad- deleri ihtiva ediyor. Ponyo'nun hâlâ iği yegâne müşkül, sah- nelerin değiştiği anda kokuları da değiştirebilmek için pürüzsüz işliyen tertibatı yerine getirmekten ibarei- tir. Şimdiki tertibat bazan sahne de- üiştiği halde kokunun biraz daha de vam etmesine sebeb olmaktadır. Bununla beraber Ponyonun ica» dı dikkate alınmağa değen imkânlar bahşetmektedir? Geçenlerde o müte- hassıslardan mürekkeb bir heyet si- Deniz Bankın yeni vapurları Hollanda firmalarının teklifi etrafındaki görüşmeler Denizbankın sipariş edeceği 12 var pur için müzakere devam ediyor, in- giliz firmalarmdan başka Hollanda İ firmaları da hükümete teklifte bulun- Gr poem muşlardır. Hollanda firmaları vapur- ların parasınm geçen şubatta imzala- nan Türkiye - Hollanda protokolüne tevfikan verilmesini istiyorlar. Bu pro tokol mucibince Hollanda tarafın- dan yapılacak teslimata mukabil Tür- kiye tarafından Hollandaya buğday ihraç edilecektir. Bu buğdayın satışın- dan hasıl olacak paranın yüzde yel mmişi teslimata mukabil tutulacak, yüzde otuzu serbes döviz olarak Tür- kiye hükümetinin veya Merkez ban- kasının emrine tahsis edilecektir. Hükümetimiz, alınacak buğday fia- tinin Türkiye hesabına göre olmasını istiyor. Hollandalılar ise, dünya piya- sasındaki fiatin kabulünü taleb edi- yorlar, İki Sat arasında mühim bir fark olduğundan, anlaşılamamaktar dır. Hollandalılar vapurları 33 bin İn- giliz lirâsı daha ucuza inşa etmeğe Ta- zı oluyorlar. İktisad Vekili geçen gün, Hollanda elçisile görüşürken buğday farkı yüzünden buğday günderilmesi- ne imkân olamıyacağını, maamafih buğday yerine maden verilebileceğini söylemiştir. Vekil, bu hususta ayni za- manda Hollandadan cevap gelmesi için 10 kânunuevvele kadar bekleno- ceğini de ilâve etmiştir. Bir hırsız yakalandi Ayvansaray ve Balat civarında bir- çok evleri soyan ve bu arada Ayvan- saray Parti binasından da hırsızlıklar yapan Riza adında biri dün Adiiye- ye teslim edilmiş, Sultanahmed birin- ci sulh ceza mahkemesinde yapılan sorgu neticesinde tevkif edilerek Teri © Amerikalı bir âlim yeni bir makine keşfetmiştir. Bu makine sayesinde filimde çiçekler gösterilirken çiçek, deniz gösterilirken deniz ve balık kokusu, hasılı türlü koku duyulacaktır nema salonuna tahvil edilen bir oda- da toplanmıştır. Oda kararınca bir filim çalışmağa başlamış ve bâkir bir ormanda dolaşan bir maymunun dalları, çalıları ellerile ayırarak ken- disine yol açmakta olduğu görülmüş- tür. Bu filim renkli olduğu için se- yircilerde zaten güyet tabii bir inan- zara hissini uyandırdığı halde mü- tehassıslar filimde başka bir âmilin daba müessir olduğunu anlamışlar- dır. Fiihakika mütehassıslar birden bire maymunun vücüdünden intişar eden sicak kokuyu ve çalılıklar ara- sınde yetişen çiçeklerden çıkan kokuları duyar gibi olmuşlardır. Çünkü o anda Ponyon'un koku kü- tusu faaliyete geçmiş bulunuyordu. İkinci sahne gösterilmeğe başla madan evvel Ponyon misafirlerinin, bilhassa dikkatini celbetmiştir. On- dan sonra bir deniz manzarası görül- müştür. Mebzül mikdarda balık tut- muş olan bir balıkçı gemisi deniz üzerinde (oyüzüyordu Manzaralar gene renkli ve gayet tabilydi. Pon- yon görülen sahne hakkında bir hü- küm vermek için mütehassıslardan iki dakikalık bir mühlet istedi: «Dik- kat ediniz, dedi, bütün düşünceleri- nizi manzâraya tahsis ediniz.» O anda deniz manzarası tekrar görüldü. Fakat bu defk mütehassıs- lar inşirah verici bir deniz kokusunu Isveçle ticaret Türkofiste müzakerelere başlandı Türk - İsveç ticari münasebatı üze rinde tedkiklere başlanmıştır. İsveç, Yakın Şark memleketlerile, bilhassa Türkiye ile ticari münasebetlerini in- kişaf ettirmek için bir büro kurmuş ve direktörlüğüne, bu büronun göre- ceği işler üzerinde uzun zaman ted- kikat yapmış olan Olssoen * adında Isveçli bir İktisadeıyı tayin etmiştir. Tedkik ve temaslarda bulunmak üzere evvelki gün şehrimize gelen B. Olssoen dünden İtibaren 'Türkofis müdürü B. Cemal Ziya ile temas ve müzakereye başlamıştır. İki memle- ket ticaretinin çok esaslı şekilde in- kişafı arzu edildiği için müzakereler bir müddet uzayacaktır. Türkiye ile İsveç arasında mal mübadelesi İşleri- nin inkişafı için pratik cepheden ted- birler alınması üzerinde görüşülmek. tedir, İsveç, şimdiye kadar bizden en çok krom, tütün ve kuru meyvalar alı yordu. Bu defa muhtelif maddeleri- mizi İthale karar vermiştir. Türkofis- te yapılmakta olan müzakereler bu mevzu Üzerinde inkişaf etmektedir. İsveçe senelik ihracatımız iki milyon Bira kadardır. İthalâtımız da İki mil- yon lirayı geçmemektedir. Yalnız 937 de ithalâlımız 2,057,000 lirayı bul iii LİSAN mektebi 294, İstiklâl Cad, Beyoğlu Fransızca İngilizce Almanca Kurian açılıyor. Haftada 3 ders Aydailim teneffüs eder giib oldular. Dalgalar birbirine çarparker seyirciler, o dalga- lardan o sıçrıyan su küreyvelerinin yüzlerine sıçradığı nı zannediyorlardı. Bu aralık gemide ağın içinde iri bir balığın çırpınmakta olduğu görüldü. Ayni zamanda hafif bir balık koku- #u intişar etti. Bu koku müziç bir koku değil, taze balıklardan intişar eden hoş bir koku idi. Mütehassıslar, tabii manzaralara bir de o manzara- ların kokuları karıştığı takdirde me- selenin ne kadar değiştiğini ve ha- kikaten o manzara karşısında yaşa- nıyormuş hissinin hasıl olduğunu gö- rerek ve anılyarak hayrete düştüler, Bu aralık Ponyon tekrar söze baş- kıyarak deği Ki; «Gündelik hayatımızda kokunun ne kadar ehemmiyeti haiz olduğunu anlıyamayız, kokuyu ehemmiyisiz telâkki ederiz. Medeniyet koku alma hissimizi âdeta iptal etmiştir. Fakat, hakikati idrak etmemiz için koku ak mağa da ihtiyacımız vardır. Bugün nasıl sesle ve gürültü İle filimlerimizi hakikatleştirmeğe çalışıyorsak, buna bir de koku hissini ilâve etmeğe ya- kında muvaffak olacağımıza şüphe yoktur, Tabif, filimde bütün sahnelerin kokulu olmasına lüzum yoktur. Bir kokudan diğer bir kokuya geçmenin müşkül olmasından sarfınazar, her an koku almak ta elde edilir bir şey değildir. Fakat, koku ilâvesile bir filimi dâha tabii, daha hakiki ve da- ha müessir kılmak için istikbalde be- nim icadımdan İstifade olunacaktır.» Tütün satışları hararetlendi Karadeniz mıntakasında da mühim satışlar oluyor İstanbul piyasasına gelen haberlere göre Eye ve Karadeniz mıntakala. rında tütün satışları çok hararetlen- miştir. Samsunda bu sene mahsul 2,200,000 kilo tahmin edilmiş, 800,000 kilo satış olmuştur. Fiatlerde şimdiye kadar görülmemiş derecede yüksel. miş, görmez cinsleri de dahil ok duğu halde batmani 8 - 14 liraya çık- mıştır. Bafrada da vaziyet aynidir. "Tütünün batmanı 7 - İl Mira arasın. dadır. Bafrada bu senenin tütün re. m e ÇAM mühim miktarda yüksel. mesine sebeb Amerikanın mübayaatı artırmasıdır, Amerikadan başka yerli fabrikalar da Karadeniz mıntakasın- dan mal satın alıyorlar. Ege mıntakasında kadar 25 milyon kilodan fazia tütün satıl mıştır. Son üç gün zarfında da 2 mil. yon 120 bin kilo satış kaydedimiştir. İnhisarlar idaresi düşük kaliteli ranl aldığı için ucuz flat teklif etmek- tedir. İnhisarlar, tütünün iyisine ah- cı olduğu takdirde yüksek fiat ver- mek mecburiyetinde kalacaktır. İn- mal mübayaa etmesine mukabil, dış alıcılar en iyi tütünlerimize müşteri olmaktadır. Galatasaray lisesinin eski bir muallimi öldü Galatasaray lisesinin eski Fransız mü» alimlerinden olup bir sene evveline kadar fizik dersi veren B, İzoar, geçen ayın yirmi birinci günü Beyoğlunda bir tramvaydan inerken düşerek sağ nesine kaldırılan B. İzoar dün orada ölmüştür. Adliye doktoru B. Salih Har şim tarafından yapılan muayenş No Gcesinde cesedin gömülmesine izin yeriimiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: