17 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

17 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

li li | il l a w Ağaç kavunu ; ei Bu mevsim her tarafta satılan ağaç kavunu, yahut frapa denilen meyva dan gayet leziz reçel yapmak müm- kündür. İntihap edilen ağaç kavunları sarı ve çürüksüz elmalıdır, Bunları alıp, Yimon rendeler gibi üstündeki sarı kar buğu rendelemeli. Güzelce yıkadıktan sonra ortadan yuzunluğuna ikiye ayı- rürak kesmeli, . içini çıkardıktan sonra kalan yal- nız kabuğu istenilen büyüklükte ve şekilde kesmeli. En münasibi iki par- mak eninde uzun parçalara kestik- ten sonra bunları da dört köşe küçük parçalara doğramakltır. Bunları su ile ateşe koymalı, iyice yumuşayıncıya kadar haşlamalı, Bu suyu süzerek soğuk su içine atmalı, Sabah, akşam suyu değiştirmeli, Acısı tamamile çıkınca ağaç kavu- nunun boyuna göre şeker almalı. (Ağaç kavunu orta büyüklükte ise #kisi için bir kilo, büyük ise ikisi için bir kilo ki yüz elli gram, hattâ bir bu- çuk Kilo.) Bu şekeri az su ile ateşe koyarak koyu kestirmeli, İçine vanil- ya atıp yarım da limon sıkmayı unut- mamalı Suda durmuş olan ağaç kavunu parçalarını birer birer alıp hafifçe 8i- Karak suyunu çıkardıktan sonra ateş- fe kaynıyan şekerin içine atmalı, Ağaç kavunları şeffaf olup, içine şekerini tamamile alıncıya kadar kay- nalmalı. Bu reçel bazan soğuyunca, biraz sulanır. Ozaman tekrar bir da- ha eski kıvamına gelinciye kadar kay- natmalı, Kavanoza yerleştirip üzeri- ne şekerini dökmeli. Fazla kaynayıp şekerini içine alan ağaç kavunu reçeli tıpkı şekerleme gibi olur ve uzun müddet dayanır. Odaların güzel kokması için Kaloriferli, yahut kok sobalı evi ve apartımanlarda fazla kuruyan havayı | rütubetlendirmek için radyatör ve s0- ba üzerine içinde su bulunan porselen veya emaye küçük kaplar koymak #det olmuştur. Son zamanlarda bu sudan İstifade ederek odaları güzel kokutmak için | çareler düşünülmüştür. Su doldurulan bu küçük kapların içerisine otuz, kırk damla güzel kokulu bir losyondan, ko- lonyadan damlatarak radyatör ve 80- ba üzerine koymalı, Hararetle yavâş yavaş ısınan su ile beraber losyon ve- ya kolonya da tebahhur ederek oda- ya gayet lâtif bir çiçek kokusu yay- maktadır. | Tele lin ii romanı YAPRAK AŞISI BURHAN CAHI Bir otomobil bizi derhal kasabadan | yı titretecek bir kuş bile çıkardı. Göle doğru güzel bir asfalt Üzerinde gidiyoruz. Tenha, sakin ve temiz yerlerden geçiyoruz. Buraları daha romantik. Daha tabii, Ve ni- hayet Majörün kıyılarındayız. Sular bir mavi ayna kadar parlak. Ve gök boyanmış hissini verecek kadar düz mavi, Yeşil parterler içinde bir kaç tur yapan otomobil yeni ve şık bir otelin ântresinde durdu. İlk giriş çok iyi tesir etmişti. Yere indiğimiz zaman ikimiz de: — Ovoh! diye içimizi çektik, Yeni tarzda yapılmış dağ ve göl otelleri çok ferah ve sevimli. Palazzo Venezia diyebilirim ki Fransanın ce. nup sahillerinde gördüğüm yeni otel. lerden daha şık. Pencereleri göle açılan geniş bir odaya yerleştik. Göl o kadar rakid ki etrafı çeviren sivri tepeli yüksek dağların gölgeleri- ni emer gibi içine çekmiş. Tam karşı. mızda küçük birada var. Ağaçlık içinde, rükünet o kadar derin ki hava- Çiçek çok kullanılıyor Bir vakitler çiçek, balo elbiselerine münhasırdı, Sonraları manto yakası- na, İayör reverine iliştirilirdi. Fakat şimdi çiçek pek modadır. Elbiseye, şapkaya ve saça pekçok takılıyor. Birkaç model dercediyoruz: 1 — Menekşeden yapılmış küçük şapka. Ayni menekşeden bir buket mantonun yakasına İliştirilmiştir. 2 — Kahve rengi kadifeden elbise. İK 22 EDI | SADE ea Yakasına sarı fulyalar konmuştur. 3 — Lâcivert krep maroken elbise. İki pembe şekayikle bluzu süslenmiş- tir, 4 — Gece tuvaleti ile saça Lâtin çiçekleri takılmıştır, 5 — Açık mavi muslinden elbise, Eteğine pembe ortancalar iliştirilmiş» tir. Kolları birer büyük ortanca çiçe- Rİ ğinden yapılmıştır. 6 — Lâcivert kadife etekle, mavi muslin bluz. Göğsüne mavi ve pembe sümbüller iliştirilmiştir. 7 — Siyah tafla elbise, Kırmızı gül- lerle süslenmiştir. Ayni güller saça İliş- tirilmiştir. 8 — Siyah kadife şapka, Pembe sa- ten kurdele ve pembe karanfillerle süslenmiştir. Halıların solmaması için kolay bir tedbir Halıların yeni kalması için her haf- ta silinirken su içerisine biraz amon- yak karıştırmalıdır. Bu usul halıların renginin solmasma mani olduğu gibi halıları » güve yenmesinden de muha- faza eder. Elma salatası Bimanın ne kadar faydalı bir mey- va olduğu herkesçe malümdur. Elma yalnız meyva ve tatlı gibi değil, sala- ta gibi de yenilebilir, 'Her ne salatası olursa olsun, (pata- tes, havuç, kuru fasulye, Rus salata- sı, lahana salatası) içerisine rendelen- miş elma ilâve edilirse lezzeti güzel ve vücude çok faydalı bir salata yer- miş olur. Tefrika No. 32 uçmuyor. Koca otel âdeta boş hissini veriyor. Ses yok. Hareket yok, burada hayat da göl gibi rakid. Koridorlarda garsonların dolaştık. ları bile işitilmiyor. Bastığımız 2ilin düğmesi ses vermiyor. Fakat bir sani- ye geçmeden kapıya dokunan par- maklar garsonun gekliğini haber veri. yor. Servisteki meharetlerini Pariste birkaç lokantada görüp takdir etti. ğim İtalyan garsonlar konuşurken bi- le bir hasta yanında imiş gibi hareket ediyorlar. Sabah pek erken kalkmamıza ve üç dört saatlik tren yolculuğuna rağmen hiç yorgunluk hissetmedik. Manza- ra ve sükünet âdeta insanı vecde geti. riyor, Yemeğe inip inmiyeceğimizi soran garsona Necmi beyden evvel ben ce. vap verdim: — İneceğiz! Necmi bey hayretle yüzüme baktı: — Yorgun değil misin? — Burası o kadar hoşuma gitti ki herşeyi unuttum, Çikolatalı kek 250 gram çikolata, 125 gram iç ba- dem, 125 gram taze tereyağı, 4 yumur- ta, 250 gram pudra şekeri, üç çorba kaşığı un almalı, Çikolatayı pek az su ile hafif ateş- i te eritmeli, içerisine makineden geç- miş bademi, tereyağını, şekeri, unu ve yumurtaların yalnız sarısını ilâve ederek telle vurmalı. /. Bir çeyrek saat mütemadiyen çırp- tıktan sonra (ayrı bir kapta telle kö- pürtülen) yumurta aklarını ilâve et- meli, hafifçe karıştırmalı, yağlanmış tepsiye dökerek gayet hafif fırmda bir, bir buçuk saat pişirmeli. Bu keki fırından çıktığı zaman ağır çekmeli ve kesilince içinde ne göz, ne Ve başımı omuzuna bırakıp mavi bi atlas gibi önümüze serilen gölü gös- terdim: — Ne güzel! İkimizde derin haz içinde mor ufuk- larla çevrilmiş gölün rengine daldık. ve Otelin gölün üzerine açılmış yelpa- ze şeklindeki teraçesinde yemek yiyo- ruz. O kadar sessiz görünen otelin bu kadar kalabalık olacağına ihtimal ver. memiştik. Hemen hemen boş masa kalmamış gibi. İçeride çok güzel bir müzik var, Donizetti'nin operaların- dan birini çalıyor. İtalyan musikisi bana ağır Alman musikisinden daha güzel geliyor. Ote- lin misafirleri daha ziyade ecnebi, Al- manca çok konuşuluyor. Etrafımızda- ki masalarda iri Alman kadınları gö- rTüyorum. Sarı başlar burada da kar- şıma çıktı, Fakat bunların altın kafa. lı İngiliz misleri kadar tehlikeli olma- | dıklarına eminim. Necmi bey yeni âlemden memnun. Akşama doğru gölde bir gezinti yap- mamizi teklif ediyor. Gölün ortasın- daki ağaçlarla örtülü adayı merak edi- yorum. İlk gezinti herhalde oraya ola- cak. Hava ve muhit değiştirmemizin te- siri olacak. Lezzetli İtalyan yemekle- rine büyük bir iştiha ile hücum ettik. Necmi bey İtalyan mutfağının çok Rimel varken gözdeki yaşı nasıl almalı? Gözde rimel varken, her ne sebeple olursa olsun, göz yaşarınca rimel akar, göz kanlanır ve yanar. Buna mani ol- mak için gözlerin yaşardığı hissedilin- ce, her hangi bir parça kâğıdı alma- Jı, iki göz kapağı arasına sikiştırmalı ve gözleri kapamalı. Bir iki saniye du- Tunca kâğıt, gözdeki yaşı içer, kapak- lar açılınca göz kurur, rimel akmamış olur. Güç görünen bu kâğıt koyması gayet basittir ve cidden faydalıdır. boşluk bulunmamalıdır, Piştiğinin er- tesi günü yenmelidir. Kek, hafif ve biskül gibi kuru olur- sa, fırın fazla sıcak gelmiş ve çabuk pişmiş olduğu anlaşılmalıdır. Her iki türlüsünün yenmesi güzeldir. kuvvetli ve nefis olduğunu söylüyor. Haklı, .. Nihayet adadayız. Uzaktan merak etliğim bu küçük Adada güzel bir gazino da var. Fakat daha ziyade gölün balıkçıları oturu- yor. Ne mesud insanlar. Ağaçlar ara- sında küçük, temiz evleri var, Bütün çalışmaları günün bir iki saatine bağ- li... Akşama doğru tuttukları balık. ları gölü çeviren otellere ve köylere satıyorlar... Sıhhatli, neşeli kadınla- rını kıskandım. Küçük bahçeleri çiçek dolu... Hemen hepsi yemek masalarını bahçelere yer- leştirmişler. Çoluk çocuk bu küçük adada cennet hayatı geçiriyorlar. İş- te mesud inziva... ser Burada ömrüm oldukça unutulup gitmek isterdim. Fakat Necmi beyin yavaş yavaş sıkılmağa başladığını his- | sediyorum. Dün akşam yemeğe inerken; — Makine gibi hareket ediyoruz. dedi. Uyku, gezme, yemek. Ayni çeh- reler, ayni renkler, . Sesinde lâlifeden ziyade şikâyet var, — Venediğe gidelim, dedim. Eğle- nirsin! — Çok sıcaktır. — Parise dönelim. Moda haberleri Bluzda, elbisede, hattâ gece el biselerinde bile ilik ve düğme bu- Tunan modeller çok beğeniliyor. # Göğse takılan broşta zümrüt, yakut veya firuze varsa cebe takı- lan mendil yeşil, kırmızı veya ma- vi olmalıdır. A Siyah elbise ile takılan mi- cevheratın renginde şapka giy- mek teammilm etmektedir. 4 Sutaşla, aplikasiyonla, elişi anavata Üe, her türlü işlerle elbi- seler süslenmektedir. Gece elbiselerinin etekleri fev- kalâde geniş yapılıyor. * Gündüz elbiselerinin etekleri kisa ve hafif kloştur. # Sabahlıkların boyu uzamış- fir. Bunlar hemen yerle bir olarak çiyilmektedir. Evelâ kim el uzatacak? Beyoğlu, Ahmed G. 19.: 1 — Kadınla- rm size önce el uzalmalarını beklemelisi. niz. Ellerini öpmek için bile olsa Siz ipti- da el uzatamazsınız. 2 — Bir salona girince ev #ahiblerini selâmladıktan sonra diğer tanıdıklarını. 2m yanına gitmelisiniz. 3 — Aynı apartıman dahilinde de olsa bir dölreden diğerine pijama ile gidile- mez. Size geldikleri zaman bile pijama Ye onları kabul etmeyiniz. Ceketin yakasındaki kiri nasıl temizlemeli ? Kumkapı, Ağavnl: Elbise yakalarında terin bıraktığı kirlerin, kumaş bozulma- dan temizlenmesi biraz müşküldür. Kolayca temisliyebilmek için yakada daha ter lekesi pek hafif iken sık sık sli- mek Ifzımdır. Temizlemenin en İyi usu- lü şudur Ceketi bir masa üzerine yayarak yaka- smın altina yumuşak bir havlu koymalı, E! dayanabilecek sıcaklıkta suyu bir le- gen içine koymalı, sabunla köpürtmeli, Bu çok köpüklü suya (eğer elbisenin ku- maşından bir parça varsa daha İşi olur) temiz yünlü bir kumaş parçası batırarak bastıra bastıra yakayı silmeli. Kirler su- yun tesirile kabarır. İnce bir çakı, yahut #l dişi bir köğıd kescceğile usulca bu kirleri kazımalı, Sonra temiz sıcak suya başka bir bez batırarak yakayı bol bol silmeli ve kurumağa birakmalıdış. Yaka kuruduğu zaman Üzeri küllüce gibi durur, Bu defa da benzinle iyice sil- dikten sonra kurutmalı ve üzerine yaş bez koyarak ütüleme'idir. Eğer hafif lekeli iken bu ameliyeyi ya- parsanız yakanız yeni gibi temizlenir. Kaşları cımbızla almak Eskişehir, Leman: 1 — Kaşlarınızı cım- bısla almak için vazelin veya gilserin rünüz, kıllar yumuşar, çekerken acı bis- sekmetsiniz. Zsten ilk defa kaşlarınıza bir şekil verirken çekilen kıllar acır, s0n- raları cımbızla alınan küçük kıllar o ka- dar hissedilmez. Her kaş alışınızda mut- Jaka kolonya veya ispirto sürerek cekilen kök yerlerini dezenfekte ediniz. 2 — Saçlarm kendinden kıvırcık olma- sı ancak doğuştan olabilir. — Mevsim geçti. — Peki neresini istersen söyle, — Şimdi tam Deauville'in mevsimi, — Gidelim. — İstanbula dönmezden evvel öra- ını da görmek, hem de mevsiminde görmek hiç fena olmaz. — Peki, yarın hareket ediyoruz. “.. Bütün neşemi kaybettim. Onun ne. şesini kazandırmak için en güzel yer- lerden ve en mesud günlerimden ken- dimi mahrum ediyorum. Fakat onu meşesiz görmiye de tahammülüm yok. İsviçre ve İtalyanın iki cennet köşe. sinden gözlerimin yaşını içime akıta- rak ayrılıyorum. Uzun bir tren yolculuğu, Fransayı tekrar bir ucundan öbür ucuna aştık ve engin denize kavuştuk. Civcivli bir plâj. Bizim Kilyos kum- salı gibi göz alabildiğine devam cden dalgalı bir sahil. Arı kovanı gibi kay- nıyor: En göz alıcı renklerde plâj şemsiyeleri, deniz kostümleri ve dün- yanın her tarafından süzülüp akmış yığın yıgın çıplak kadınlar. Oteller. de, gazinolarda, lokantalarda, mağa- zalarda her şeyde göz alan renkler. Eğlenmek için değil çılgınlıklar yap« mak için toplanmış insanlar, Görmek için değil görünmek için gelmiş kadın- lar... Çıplak bir insan bolluğu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: