25 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

25 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Kânunusani 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Kadınların ayağa kalkıp kalkmaması Bir takım alafrangalıklar var; «âdet böyleymiş!» diye alıp yürüdü; bizde de çarnaçar tatbik ediliyor... Amma bazı yanlışlıklarla sanıyorum. | Meselâ kadınların erkeğe ille aya- Ea kalkmaması... «İlle» diyorum Zira, zannımca bunun caiz olduğu ve ol- madığı yerler var. Farzediniz ki, kalabalık bir salon... Balo gibi, resmi kabul gibi bir yer... Şıyor, yaklaşıyor, uzaklaşıyor, sel konuşuyor, yahut bir iki ne- mlesi tenti ettikten sonra ge- Bu şeraitte, kadınların yapma be- bek gibi hop oturup hop kalkmaları zaten göze de hoş görünmez. Hattâ daha ileri varayım erkeksiniz) bir koltukta yerleşmiş oturuyorsunuz. Ayaktaki bir zat ta- bakasından sigara Ikram ediyor, kib- rit yakıyor. Hacivad karşısında Kara- gözün belirmesini hatırlatacak kam- buru çıkık bir hamleyle, gömüldüğü- nüz yerden davranmağa uğraşacağı- hıza, oturma vaziyetinizi bozmadan, bir tatlı söz, bir güler yüzle nezaketi- Fındıklıdaki bina Denizbankın mahkemeye mü- racaatı muhtemel Saye Elektrik mal nin Fındıklıdı b ira- ya satın alan Denizbank ağlebi ihti- | bu alışveriş nden dolayi mahkemeye müracaat edecektir Denizbank, kendisin l Siz (ki nizi ve İeşekkürünüzü ifade etseniz, | daha yerinde olur. Yaylı gibi kalkıp oturuşlar, erkek- ler için bile güzel değil... Nerede kal- mış ki, lâtif ve mevzun edalı yaratı: lıştaki kadınlar için mecburi olsun. Fakat şayet 0 tasvir ettiğim kala- balık yok ta, üç beş, bir toplantı ise, ve Şayet kırk beş elli yaşında bir erkek İçeri girerse, onu yeni gelin olmuş bir bayanın, - mev. kiine göre bir hürmetle karşılıyacak yerde, - sinema artisti mukallidi bir tavırla, yumuşak koltuklara bir kat- mer daha yayılması, ne yalan söyliye- yim, hangi âdabı muaşeret kitabında | «caizdir!» ini gösterebilirseniz göste- rin, hattâ aksinin «mekruh» luğunu isbat ederseniz edin, nazara da hoş gelmiyor, nazariyeye de uymuyor. Hele kadın ev sahibi İse... Eski Türk (terbiyesile büyümüş, berrak su kadar saf, nezih bir hanım- efendi tanırım ki, tahsil, temas ve se yahatler sayesinde garplılığı da, ala- turka derecesinde bilir. Bana söyle dedi: -—— Evimdeyken, yahut beni taklid edecek arkadaşlarımın o muhitindey- ken dayanamıyorum, bizim eski usul üzere muamele ediyorum. Fakat, iki üç başka hanımın meclisinde ve ya- bancı evde oturduğumuz sırada ben- den yaşlı ve muhterem bir erkek içeri girince, yerlerin dibine geçiyotum. Göreneğim, hissim ve düşüncem beni «haydi! diye itiyor; fakat bu bayan- ları mahçup etmek, yahut onların gaf sayacakları bir harekette bulun- mak endişesi, beni alıkoyuyor... Ete- ğimden tutulmuş ta koyverilmiyor- muşa dönüyorum... Şu alafragalığa senelerdir alışamadım... Kabil olsa da, eski terbiyemizin güzel hususi- yetlerini modern hayat içinde muha- | faza etsek Bu, kabildir güzel Bayram Salı günü İstanbul Müftülüğünden 30 İkincikânun 939 Pazartesi günü Zilhiccenin dokuzuna müsadif olmak- la Arefe, Salı günü de Bayram olduğu ilân olunur. Bayram namazı Nb 2-0) altı yedi kişilik | vaziyette görmektedi yenin bu binanın istimlâk Nafia Vekâleti tarafından alınacağı» nı Denizbanktan gizle fazla pars istemesid şirketi bu iddin ile de A lenmektedir. | Diğer taraftan * 1 dürü, bu hâdise do ye vaki beyanatında, mezkür bina nın şirkete 210,000 ilraya malolduğu- nu söylemişt Bunun üzerine lar vergi İşleli ba ta DM ışlardır. nanın Y ira üzerinden öde: B. Tevfik Rüştü Aras Londraya e Londra büyük tü Aras, dün Vali Lütfi Karden ziyaret « ekspresle de, yeni vazifesine başla: | mak üzere, Londraya har tir Esnafı kontrol Sıhhi muayeneden kaçan 2000 esnaf cezalandırıldı Belediye zabıtası, bilhassa halkla temas eden esnafı sıkı surette taki- be başlamıştır. Esnafın çoğu sıhhi muayeneden kaçmaktadır. Kânunu- saninin başından düne kadar 2000 esnaf cezalandırılmış ve derhal sıhhi muayeneye sevkedilmiştir. Muayene kaçağı daha binlerce esnaf - olduğu tahmin edilmektedir. Bunların ekse- risini seyyar esnaf teşkil ettiği için takibi güç olmaktadır. Bununla be- raber-24 gün içerisinde 2000 esnaf ya- y ar görül memiş bir hâdise olduğu bildirilmek- tedir. Muayeneden kaçtıkları için ceza» landırılanlar arasında 130 bakkal ve | bakkal çırağı, 60 kahveci, 10 sucu, 40 | berber, 30 hamamcı, 20 kapıcı, 300 ekmek yapici ve firinct, 40 garson, 150 ahçı, 20 müskirat âmili, 60 sütçü | (dükkânlarda çalışan) ,120 erçi, 15 leblebici, 200 bahçıvan, 40 kasap, 30 telel vardır, Seyyar esnaf ve pazarcı bizi ta 725 Yeni İktiısad Vekili bayram- dan sonra şehrimize gelecek İktisad Vekili B, Hüsnü Çakır Kur- ban bayramından sonra Ankaradan şehrimize geleceklir. , İktisad Vekili şehrimizde muhtelif tediiklerde bu- te bağlı daireleri ge- zerek işler üzerind dürlerden iza- hat alacaktır. Memurların çalışma tarzını da göz çirecek olan ye- ni Vekilin bü ziyareli ayni zamanda bir tanışma vesilesi olacaktır. | 1 | | İ Haklı şikâyetler Tramvay arabasındaki kontaktan bir yolcunun pantalonu yandı Bir oküyur «Evvolk cumuz yazıyor; kşam saat 18 buçukta bir Eminönü - Mecidiyeköy tramvsy arabası İç culari telâşa düşüren bir hadise oldu. Arka sahanlıktaki mo- törde ak oldu. Eirafa saçılan Ateşten bir yolcunun pantalonunun büyükçe ir yeri yandı. Ortalığı du- kapladı. Tramvay birdenbire zink diye durdu. Ayakta bulunan yol- iskambil gibi birbiri üs- tüne düştüler, kolu, başı, ayağı acıyanlar © uğunu bilemi- yenler tramvaydan attı lar, Hul EL lerin altında i arkaya 15 ta- sonra bir ikinci bitmiyecek Kafasına iskar- pinle vurdu Fakat ai lim biribir- lerini şikâyetten vazgeçtiler Beyoğlunda bir barda artistlik eden bayan Makbule evvelki gece saat iki buçuğa doğru Beyoğlunda Cümhu- riyet caddesinden geçerken peşine bir adam tafolmış ve / mıştır Sonradan poüsin tesbit ettiğine göre, Mahmud ismini taşiyan bu adam, lâfların arkasını kesmeyince, bayan Makbule asabileşmiş ve iskar- | pinini çıkararak, kendisine çok yak- laşan Mahmudun başına vurarak yaralamıştır. Bayan Makbule, * bunu polise müracaat etmiş, Mahmudun kendisine sarkıntılık yaptığından şikü- yet etmiştir. Bu hal karşısında Mah- mud da bayan Makbulenin kendini iskarpinle yaraladığını söylemiştir. Bunun üzerine polis, her ikisi hak- kında da kanuni takibata girişmeğe kalkınca ikisi de birbirlerini şikâyet- ten vazgeçmiştir, Polis, keyfiyeti bir zabıtla tesbit ederek ikisini de serbeş bırakmıştır. Mezbahanın yeni müdürü Belediye müfettişlerinden B. Yaver tarafından bir müddettenberi vekâ len idare edilen mezbaha, pay mahal- li, buz fabrikasından ibaret Karaağaç müessesesi müdürlüğüne İstanbul hayvan borsası kâtibi umumisi bay. tar B. Servet tayin edilmiştir. Üç kadın kavga etti Topkapıda oluran Şehnaz, Bahriye lı isimlerindeki kadınlar bir ev inden Ka ya tutuşmuşlar ve birbirlerini dövmüşlerdir. Polis, bu üç kavgacı kadını yakalıyarak atmağa başlar | mütgakib İ Dolmabahçede Stadyom için nereleri istimlâk edilecek p Belediye, Dol: mabah, yapılacak stadyom i mektedir mabahçe deposu binasını Amireye alt binaları da Maliyeden istimlâ ketmeğe karar vermiştir. Bu binalâr ak, bulundukları halar na tahsis edileceği gibi Dolmaba sinden bir kısım araz hasa ilâve edilecektir plânme göre, Hava- Dölmabahçeden edir, ghânenin dan derhâl nkün olmadığından, ilimciya kadar Dolma- duğu yerde kala- Belediyeye : bir plân ver birliği Belediye reisi $ ederek Dol a için 'Tür de bügünlerde Vali Dr. Lütfi Kırdar 2 mabahçe stady mimar- Otomobil kazaları Beş kişi muhtelif yerlerinden yaralandı Dün 2ası olmuştur: Şoför- Raifin idaresindeki taksi, Kazlıçeşmeden Bakırköye giderken Zeytinburnu orman koruma mektebi talebesinden Osmana çarpmış, muh- telif yerlerinden ağır surette yara- şehrimizde dört otomobil kar | lanmasına sebeb olmuştur, Şoför Saminin idaresindeki otomo- bil Beyoğlunda Meşrutiyet caddesinde Receb ve Jak isimlerinde iki kişiye çarpmış, hafifçe yaralamıştır. Şoför. Faikin idaresindeki taksi, Üsküdarda İlyas isminde birine çarp- mış, şoför Selimin kullandığı otomo- bil de Tophanede Feriha isminde bir kadına çafparak muhtelif yerlerin- den yaralanmasına sebeb olmuştur. Poli suçlu şoförleri yakalamış, yaralıları tedavi altına aldırmıştır, Eksik çileler Yüz gramlık çileler halinde satıl- ması icab eder. yün ipliklerin 80 gram, olarak satıldığı ve parası halktan gene yüz gram üzerinden alındığı anlaşılarak tahkikata başlanmıştı. İstanbul Ticaret odası bu hususta- Ki tedkikatını tevsi etmiş ve bundan sonra halkın Kandırılmaması için bir formül bulmağa karar vermiştir. Bu- nun için alâkadarların da mütalân- Jarmın ulması muvafık görüldü- günden; t r bugün Ticaret oda- sında içlirasa davet edilmişlerdir. Bugünkü toplatıda bir netice elde edilemezse, içtimalara devam oluna- caktır. Ak I NB) çırpıda İ Çayın yıldönümü Londrada İngilizlerin çay kullan- masının üç yüzüncü yıl dönümünü kutlamışlar. Bu tarzda yıldönümlerinin bazıla- İ rında pek garip manzaralar göze çar- başka eski Istablı | stimlâk sa- | par. Bugün hayatımıza girmiş ve yerleşmiş bir çok şeylerin yıldönüm- lerinde bunların ilk halleri, ilk kulla. nış tarzları aynen canlandırılır, Fakat eğer çayın Londrada ilk defa kullanılma tarzı yeniden canlandırı- lacak olursa felâkettir. Çünkü Londra- ya ilk defa çay geldiği zaman bunu bazıları pek garip bir tarzda kullan- muşlardır. Bunun bir de hikâyesi vardır. Lon- drada bir kadına Çinden biraz çay gön- derilmiş. Kadın hiç kullanmadığı bu çay denilen şeyin pek güzel birşey ol- duğunu işitmiş... Hemen bir tas su kaynalımış çayı içine atmış... Kadın çayı bir müddet daha kaynattıktan sonra tası ateşten indirmiş. Birçok şeyleri haşlayıp yemeğe alı- şan Avrupalı kadın çaym suyunu, ya- ni bugün içtiğiniz şeyi tamamile dök- müş. Haşlanan esmer yaprakları ye- meğe başlamış... İşin garip tarafı da nedir bilir misi- niz? Çayı öylece yiyen kadın bunu pek de beğenmiş... Hattâ üzerine biraz da tuz dökmüş ve önündeki garip yeme ği yiyip bitirdikten sonra: Hakikaten medhettikleri kadar varmış... Çay güzel bir yemekmiş!... demiş. Bugün Avrupa kıtasında en çok çay içilen İngilterede çayın kullanış tarzı böyle taammüm etmiş olsaydı halimiz ne olurdu? Büyük bir muharrir: «İnsan için en büyük esirlik kendi itiyadlarıdır. Bazen bir itiyad insanı © kadar lezzetsiz, kötü yemeklere alış- içeceğimiz yerde onu ilk defa çay gö- ren İngiliz kadını gibi kaynatıp da kendisini yemeğe alışmış olsaydık pek ömür olurdu. Tabii bu garip yemek biraz sonra mutfağa da girecekti. Artık çaylı pi- lâvlar, çaylı yahniler gırla gidiyor. Çayın yıldönümünde bu garip hikâ- yeyi hatırlatmak istedim, Hikmet Feridun Es Esnaf cemiyetleri şehitlikleri imar cemiyetine teberrüde bulundu Esnaf cemiyetleri Edirnekapı Şe hidliğinde 20 şehidin mezarını ihtiva eden bir sahayı tanzime karar ver- miş ve eyırdık'arı 350 lirayı Şehidiik- leri imar cemiyetine teberrü etmiş- lerdir. Şehidlerin mezarları tanzim edik dikten som? her birine taş dikilerek isimleri yazılacak ve 20 mezarı ihti- va &den bu saha bir duvarla çevrile- cektir. Süt fabrikası için belediyeye bir teklif yapıldı Dün bir ecnebi grupu Vali ve Bele. diye Reisi B. Lütfi Kırdarı ziyaret ederek bir süt fabrikası tesis etmek için bazı teklifler yapmıştır. Şakalaşırken kavgaya çevirdiler Fatihte makarna fabrikasında çalı- şân Orhanla Sabit birbirlerile şaka- laşırlarken Sabit, Orhanın başına bü- yük bir tahta vurarak yaralamıştır. aralıyı tedavi altına aldırmış, fena şakacı arkadaş da yakalanmış- haklarında tahkikata başlamıştır, y şirketiyle Nafıa Vekâ- anda Zıştı bay Amca... I | .« Amma artık is sona ereceğe ben- konuşmalar gene kı- | ziyor... ... Bir sabah kalkınca bir de baka- cağız ki şirket tarihe karışmış... Son günlerde | Sik sik yoldan çi- kan arabalar artik kuzu gibi yola gel- mişler, hex şey devlete geçmiş!... gası, açık kapı tehlikesi, sardalya iş- tifi, fren gevşemesi gibi meseleler de

Bu sayıdan diğer sayfalar: