3 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

3 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gary Cooper Pariste evimli artist ve karısı ile müldkat Gary Cooper neşeli Paris (Hususi muhabrimizden) — Meşhur sinema artisti Gary Cooper ile karısı Parise gelmişlerdir. Kendile- rini Dük ve Düşes dö. Vindsorun ika- met ettikleri otelde ziyaret ettim. Bu sözlerimle bugün sinema yıldızlarının mevklerinin kralların mevkii kadar mühim olduğunu anlatmak istiyorum. Pariste krallar hangi otellere inerler. | se yıldızlur da oralara inerler. Hattâ | onların bu otellere inmesi otelciler için kralların inmesinden daha mü- himdir. Çünkü sinema yıldızları çok halk tarafından sevildiklerinden bun- inmesi © otel için bü- tlantik gemilerinde yıldızlar için mühim tenzilât yapılır, Sebebi, herkes onların bindiği gemiye binmek istemesidir. Geçenlerde Almanyanın (Bremle) ismindeki büyük yolcu ge- misi Nevyorktan otuz yolcu ile gel- miş, sebebi şudur: Yahudi aleyhtarit ından dolayı Alman vüpurlarını Ame- rikallar (boykot) etmeğe karar ve mişler. O esnada Avrupaya gelmekte olan bazı Holtivut sinema yıldızları bu vapufa binmemişler, Hollivutun Al man vâapurlarını boykot etmesi Ane. rika ahalisinin de Alman transatlar. tiklerini daha büyük bir kuvvetle böy- kot etmelerine sebep olmuş. Bundan dolayı Almanlar da Bremenin Nevyork seferlerini tatil etmişler. İşte Hollivut- ta sinema yıldızları böyle kuvvetli kudretli adamlar... | İ ve istidadının büyüklüğü çalılar için. Gary Cooper, yani eski fakir kor- | boy, bugün sabık İngiltere kralı ile bir otelde oturuyor. Hollivuttaki ha- yatları da ona göre Gary her ne kadar gösterişi sevmezse de gene lüks hayat yaşar, ve yaşamağa mecburdur, çü kü sinema şirketleri büyük yıldızlı hayatlarını adım adım takip ederler, eğer fazla mütevazi yaşadıklarını gi. rürlerse hemen müdahele ederler, Bu | sebepten Gary Cooper ile şirketler ara. sında birçok münakaşalar olmuştur, Gary sadeliği sever, Şirketler ise | gösterişi severler, onlar için yıldızla. rın her biri birer reklâm âletidir. Ha- yatları, evleri, her şeyleri birer canlı ilândır. Halkın -yıldızların zenginliği- ne büyük kıymet verdiklerini bildikle. ri için onların daima saltanat yapma. larını isterler. Bu yüzden birçok za. man yıldızların iflâs etmesine sebep olurlar, fakat umurları mı? «Biz 0 ka. dar yüksek ücretleri yıldızlara lüks hayat yaşamaları için veriyoruz!» der- ler. Hakikaten insanlar gariptir, aktör | olsun ne olursa olsun birinin çok pe- rası varmış diye işittiler mi'onu gör. mek isterler. Hattâ zengin olduğu için onda büyük büyük meziyetler ve liya- | katler bile ararlar. Bir insan fakir o. | lursa onda dünyanın en büyük İstidad | ve sanafi olsa kıymet vermezler. Büyük ressamların ve musikişinasların hayat. lari buna güzel bir delildir. Bugün tab. loları iki buçuk milyona satılan (Se. zan) ismindeki Fransız ressamı sefas let içinde ölmüş, hattâ biçare artist kendisi için: «Ben Avrupanın en bü. yük ressamıyım» dermişte, dostu düş- manı hepsi deli diye gülerlermiş. Çür- kü zavallı ressamın parası yokmuş | kendini gösterememiş, onun sanatinir' | de bitmiş bir biçare çiçek gibi imiş. O çiçeği de çok geç keşfedebilmiş ve tak- dir edebilmişler. O da biçare ressamın ölümünden sonra olmuş. İşte bu piskolojiyi Amerikalılar çok iyi bilirler. Bundan dolayı yıldızları. nin şöhretlerini hayatlarında iken ka- zanmalarına çalışırlar. öldükten son- raya bırakmazlar. Bu neticeye vara. bilmek'için de yegâne çare onları ih. tişam içinde yaşatmaktadır. Onlara bol ücret verirler, fakat karşılık o üc. retlerin iktisad edilmeyip sarfedilme- sine dikkat ederler, İşte bu sebepler- den Gary Cooper Pariste ikameti için İ Dük dö Vindsorun otelini intihap et- miştir. Çünkü bir otele inecek olursa sinema şirketleri ile çalışamıyacağırı pek iyi bilir. Gary otele indiği zaman otelciler kendine yaranmak için o akşam yemek salonunda ona Dük dö Vindsorun ye- mek maâsasının yanında bir masa in. tihap ekmişler, artistin buna çok canı sıkılmış amma birşey dememiş. Çok çekingen ve mahtup olduğu için Dük- ün nazarı dikkatini üstüne celbetmek hiç hoşuna gitmemiş, tesadüfen o ak- şam da Dük ve Düşes yalnız yemek yememişler, kralın kardeşi ve karde- şinin karısı, Dük ve Düşes de Gluçes- ter de berabermişler. Artist epey sı- kılmış bir hayli de ter dökmüş, çünkü kral ve misafirleri ara sıraona göz atmaktan bali kalmamışlar, biçare yıldız yemeğe pek meraklı “olmasına rağmen 6 lezzetli Fransız yemeklerini râhat yiyememiş, lokmalar boğazına dizilmiş. Otele gittim, otelde (Luvr) sarayı ve 'Tuillerles bahçesine karşı, hariçten eski bir bina, fakatbütün Parise gelen hükümdarlar, orada otururlar. İspan- ya aile kralisi, Belçika allei kral Romanya kraliçesi Mari, İtalya veliah- dının karısı prenses Dopyemon daha Gary Cooper ve karısı Sandra Shaw | birçok hükümdarlar bu otelde oturdu- lar. Otele girdim, beni doğruca Gary Cooperin dairesine aldılar, fakat sa. | | londa artistin yerine karısı Sandra Shaw'ı buldu, genç güzel sevimli bir kadın benim şaşırdığımı görünce; — Gary'nın yerine benim sizi kabul ettiğime şaştınız değil mi? dedi, Tabi bozmadım, kendisile görüş» mekle de bahtiyar olacağımı söyledim. Bunun üzerine genç kadın: — Sizi çok üzmek istemem, zevcini alışverişe gitti. Şimdi gelecek fakat size şürasıni haber vereyim ki çok ko- nuşamaz, dedi. Tamam biz madam Cooper ile ko. nuşmağa hazırlanirken kapı açıldı Gary içeri girdi. — Hello, howareyou diye elimi sık- tı, oturdu. Fakat bana başka birşey söylemeden karısına döndü: — Konuşmanıza devam ediniz, de. di, — Arzu ettiğiniz sualleri sorunuz karım konuşmağı sever, benim tara. fımdan cevap verir. Ben de dinlerim, konuşmaktan ziyade dinlemeği seve- rim, dedi, — Akuhlar dinlemeği, akılsızlar da söylemeği severlet, mösyö Cooper, siz benim zannettiğimden de daha akıllı çıktınız, dedim. Kahkahalarla güldü hiç bir cevap vermedi, Tekrar madam Cooper ile konuşma- ğa başladık. Madam Cooper Sandra Shaw isminde bir sinema aktrisidir. Gary ile 1933 senesinde evlenmiştir. Gary güzel ve yakışıklı bir adamdır. Karısı kendisini pek şever, gözlerinin güzelliği Holi mıştır. İsmine güzel (Kovbo Karısı da çok sevimli, Gary'de k ni deli gibi sever, onsuz bu artist ailenin bahtiyarlığı herkesin gıptesini celbeder. AAhlAkları da karı kocaya “o kadar uygundur ki, birinin sevdiğini ötekide sever, birinin sevmediğini öteki de mez. Esâsen evlenmelerine - sebep ruhlarının biribirlerile anlaşması ol- muştur, Daha evlenmeden evvel San- dra Shaw Gary İle oynadığı filimlerde oynadıkları rollerde bile o kadar iyi anlaşırlarmış ki, nihayet biribirlerin. den ayrılamaz olmuşlar. Günün birin- de Gary, Sandra ile evlenmeğe karar vermiş, fakat çok mahcup ol artiste bunu ne şekilde &i şaşırmış. Yanyana oturuyorlarınış. Nihayet Gary söze şöylece başlamış — Ben evlenmeğe karar verdim pe dersin? Demiş. Sandra da: Bekârlıktan çok dahs olacağına eminim, diye ce miş. Gary bundan cesaret alarak söz devam etmiş — Evlenmek istiyorum amma karı- mın sinema artisti olduğunu İstemiyo- rum, Sen ne dersin? demiş, Buna cevaben Sandra; — Kolay benim gibi sinemayı ko- casına feda edecek bir karı bulursun demiş. Gary büsbütün cesaret alarak: — Sandra seninle evlenmek istedi. ğimi nereden anladın? deyince, San- dra da cevaben: — Gözlerinden, demiş, Gary cebin de-sakladığı nişan yüzüğünü çıkarmış hemen Sandranın parmağına geçirmiş ve evlenmişler. Madam Coopere sordum: — Ne için filim çevirmekter vaz geç- tiniz? bahtiyar r İ hem de evlener — İki izdivaç bir arada olmaz da, onun için vaz geçtim. Filim çevirmek demek sinemaya hasırvücud etmek de- mektir, bir kadın sinemaya hasrı vü- cud ederse kocasına bakamaz, çoluk çocuk sahibi olamaz, bülün &ilesini bedbaht eder, vakıâ hem filim çevirip r pek çök, ğunun sonları çıkmıyor, hariçt mak ile evlilik hayatı hiç t 1 Bir kadının kocasını, bahtiyar edebilm lması şarttır, Eğer o kadının k bir vazife düşünürse o ailenin bahtiyar olmasına imkân yok: tur, Bugün ok memleketlerde çoruk noksan doğuyor, hattâ öyle memleket- ler var ki, meselâ Fransa Çibi. telâş içindeler, çünkü birkaç seney dâr. nüfusu mühim sürette eksile, vaklâ bu çocuk <z doğması meselesin- de Tukaralığın çok tesiri ç fakat da ha ziyade kadınların çalışmasının ne- tcesi olduğuna eminim, Çünkü çali- şan bir kadının dokuz aylık gebel manında çalışması da çok güç olur, daha doğrusu çalışamaz, neticede işi- ni kaybeder. Fikrinizce kadınlar çok çocuk doğurmalıdır, değil mi! tizaç e ariçt riçti göre birka dediğim gibi fa le olmadığı cılız, mariz olu hud da vakitsiz ölürler. Be çük kızım var ismi (Mar da bi Je üstüne titre çocuğu rahatsız edecek kadar sever, Bütün eğlencesi kızıdır. Bazen onunla tehlikeli işler de görür. Madam Cöoper böyle söyl dü ve kocasının yüzüne baktı. Gary karşılık: - Goon, goon, arilat diye gülmeğe başladı. Madam Cooper anlatmağa başladı: (rülâkatın neşredeceğiz.| ikinci kısmını yarın B. 0. Gary Cooper düşünceli

Bu sayıdan diğer sayfalar: