17 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

17 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Heveslenme, yapamazsın çocuğum! Bir genç kariimiz, matbaamıza Mektupla müracaat ederek müşkili- nin hallini istedi. «Xazmız, beni müdafaa ediniz!» diyor. Adresini ve ismini de bildirmiş Bunları mahfuz tutarak, düşüncesi- hi hülâsa edeceğim, Müdafaa vekil liğini ise maalesef üzerime alamıyo- rum. Zira kendisile hemdikir değilim. Ancak, bu genç yurttaşıma bir ağa- bey nasihati vereceğim. İnşallah sö- züme itimad eder, tavsiyemi rehber tutar, Mesele Şu: «Ortamektepten 1936 - 1937 ders yılında iyi derece ile mezun oldum! O zamandanberi ipini çekmediğim kapı kalmadı; iş bulamıyorum.» di- yor. Muhasebei hususiye imtihanlarına mektup yazan genç, kiminde ikinci gelmiş; bir kişiye ihtiyaç olduğu için bu muvaftakıyetten bir şey çıkmamış; kiminde üçüncülüğü kazanmış amma asil yerine döndüğü için artık ona lüzum kalmamış... Hülâsa, şimdi işsizmiş, bedbaht- mış; ne yapsınmış? Bir yol göstermeli imişiz... Taşradan İstanbula fikir da- nışmağa gelmiş... Burada bir mömu- riyet yok mu?.. O ki, şehadetname sahibidir, hak sahibidir... .. Mektup iki sahifelik. Yeni harflerle iri iri yazılmış. Teessüfle söyliyeyim ki, içinde otuz yanlış var. Hemde «Gramer çıkmadı, ne yapalım?» diye kabahati şuna buna yükletmek ihti- mali olan yanlışlardan değil., Nok- talardan sonra majüskül konmamış; «zabit kâtiplik» nevinden «i» yerine «1» ve «is yerine «ci» kullanılmış; «mu hasebe hususiye» denmiş... Devam edelim: «Evraklarin», «ne yapunda».. İtirazı biliyorum: — Nasıl orlameklep mezunu olur bu?.. Eskiden imlâ pok daha güç olduğu, «ha», «his, «hes, «205, «zele, ozi» müşkilâtı bü- Yunduğu halde rüştiye mezunları böyle yanlışlar yapmazlardı. Daha doğrusu, bu yanlışları yapanlara şehadetname veril- mezdi. Sakın mektubu gönderen delikan- Mh, öğünmek için, kendini bu tahsil seviye- sine varmış gibi göstermek maksadile, ya- lan söylemiş olmasın? Heyhat!.. Muhakkak ki mekteple- rimizde türkçe tedris pek zayıf... Zi- ra iki şeyi biribirine karıştırdık: «İn- kılâplar oldu. Lisan İstikrar edeme- di!» diyerek dilin istikrar edip etme- mekle ilgili olmıyan cihetlerini de mühmel bıraktık. Noktadan Sonra majüskül konulmasını < bilmiyene ilkokul diploması bile verilemez. «Ne yapımda» diyene keza.. Ben kendi hesabıma bu seviyedeki- lerin daha yüksek sınıflara geçirildi- ğini bile biliyorum. Bir musahhih lâ- zımdı; imtihan açmışlık. Yüz kırk talipten birinci gelen bir siitunda yir- mi hata bıraktı. (Doğru kelimeleri de bozarak...) Onun için, birçok dairelerde kayıd- lar, makbuzlar, ihbarnameler okun- maz bir şekilde içinden çıkılamaz bir haldedir. Bütün maarif ocihazımızda, türk- çe öğretimi bahsinde çok titiz olma. Sını İstemek hakkımızdır. Gramer, yahut lügat ve yeni kitap neşreğil- mesine başlamadan bunu başarabi- Sokakların tami- | rine başlanıyor Şimdiden yapılacak sokak- ların isimlerini yazıyoruz Vali ve Belediye Relsi Dr. Lütfi Kır- dar, şehir içindeki harab sakaklardan bir kısmının mümkün olduğu kadar tamir edilmeleri için icab eden tah- sisatı ayırmış ve bir çok sokağı inşa ve tamir etmek üzere ihale etmişti. İnşası ihale edilen eokaklar şunlar- dır: Kadıköy İhlâs sokağı, Eyüpte Çöm- lekçiler sokağı, Beyoğlu Kumbaracı yokuşu, Üsküdar kaymakamlık yol- ları, Kadıköyünde, Zühtüpaşada Şe- fikbey, Caferağa, Recaizade Ekrem, Üsküdarda Ahali, Eminönünde Ha- sırcılar, Kadıköyünde Yoğurtcu, Sul- tanahmedde Nakilbend, Şehreminin- de Saraymeydanı, Samatyada Müte- sellim, Balıkpazarında Taşçılar, Yedi- kulede Tatlıkaynak, Kadıköy Hasircı- başı Mrdiyenköyünde Mama soşesi, Eminönü Tahmis caddesi parke ta miri, Küçükayasofya nahiyesi sokak- ları, Bütün bu sokaklar 24,979 liraya ihale edilmiştir İnşaata hemen baş- lanacaktır. Kadının yüzünü jiletle kesmiş Despina, güzelliği bozuldu- ğundan tazminat istiyor Samatyada Kirkor isminde biri, beraber yaşadığı Despina ile kavga ederek jiletle kadının yüzünü kesmiş- tir. Kirkor hakkında yaralamak su- çundan dolayı hukuku umumiye da- vası açıldığı gibi Despina da bu yara yüzünden güzelliğinin bozulduğunu iddia ederek Kirkor aleyhine tazmi- nat davası açmışlar, Dün asliye birinci ceza mahkeme sinde bu muhakemeye bakılmıştır. Maznun Kirkor mahkemede: — Despinanın yüzündeki yara pek hafif idi, Tedavi neticesinde tama- miyle iyileşmiştir. demişlir, Davacı mevkiinde bulunan Despi- ne bu iddiaya itiraz ederek yüzün. deki yaranın bıraktığı izden güzel- liğini kaybettiğini, bunun için Kirkor- dan tazminat ve seksen lirada te davi ücreti istediğini söyledi. Mahkeme bu iddin üzerine yüzün- deki jilet yarasının tesirile Despina- nın güzelliğini kaybedip etmediğinin tesbiti için mütehassıs bir doktora muayene ettirilmesine karar vere rek muhakemeyi başka güne bıraktı. va 200erErEAAAEEEANÜEUANE EEE BEAEEEEEER ERE EENNA liriz. Muayyen bir seviyeye ulaşamı- yanlara katiyen diploma yok!... Tek- rarlıyorum; İlkokulunki bile... Mektup sahibi gence ise, tavsiyem » ilk önce acı gelse bile - şudur: — Sakın istikbalini menurtukta, öğret- menlikte arama evlâdım... Zira buzün de- ğilse yarın pişman olacaksın... Emsalin işe alınmış olsalar bile, az zaman sonra sapır sapır dökülmeğe mahkümdurlar.. Boğaz tokluğuna çıraklığı başla, sanat öğren, esnaf ol, serbes sahada hayatımı kazan! Deflerldre eciş bücüş, kargacık burgacık, kendinin de okuyamıyacağın kayıtlar düşmektense, yahut öğrenemedi- ğini öğretmeğe kalkmaklansa, terzilik etmek, kunduracılık yapmak, çek, çok şe- refli ve vakarlı; çek namuskâranedir. (Vâ - Nü) —— Karilerimizin mektupları Yolda boşalan bir posta ı paketi Bundan bir müddet evvel, alde bir mektup almıştık: «Mısırda yaşıyan bir Türk bayanı bizden bası türkçe romanlar istedi. Bunları paket yaparek üzerine 175 kuruşluk pul yapıştırdık; kendi eli- mizle postaya verdik. Aradan bir müddet geçti, Mısırdan $u haberi aldık: Kitapların üzerine sardığımız band adre vasıl olmuş; fakat boş olarak.. İçinde kitap yok. Bu halin gazeteye derei isteniyordu. şu me- alkadır olur. Onun için Misırdaki bayana yarınız; kaybetme- Gise bandı yollasın. Takibat, ona 1s- tinaden yapılır.» Mısırdan band geri getirildi. Şimdi bizdedir. Posta müdüriyelinin aldır- tarak tahkikatta bulunmasmnı rica ederiz. Kalabalık posta gişesi Evvelki gün para simak üzere İstan- bul Posta merkez gişesine müracaat edenler pek fazla beklemek mecburi- yetinde kalmışlardır. Hatdâ, iş sahip- leri arasında «Dündenberi nöbetteyiz, hâlâ alamadık!» diyenler olmuştur. Gişelerin (o faslalaştırılmam, yahut bu gibi fevkalâde ahvalde başka şu- belerden memur göndermek üzere ih- tiyat giğelerin tesis olunması temenni t sâllmektedir. j Ucuz ekmek Geçenlerde yapılan tecrübe iyi netice verdi Yumuşak buğdaya, mısır unu ka- Tışlırmak suretile imal edilen ikinci “| nevi ekmeğin tecrübesi iyi netice ver- mi, matlup derecede kabardığı ve gi- da hassası olduğu tesbit edilmiştir. Kimyuhanenin raporu Belediye re- isliğince tedkik edilmektedir. Buün- dan evvel yüzde yirmisi mısır, yüzde sekseni de sert buğday unundan ya- | pılan tecrübe müsbet netice vermiş | olaydı bu ekmeğin yedi büçük kuruş- tan satılması mümkün olacaktı, Fa- kal bu sefer ekmek halitası değişti- ginden bu yeni çeşni üzerinden çıka- rlacak ekmeğin kaça satılacağı he- nüz belli değildir. - Belediye, fiatini tayin ettikten sonra yeni çeşniye gö- re ekmek imaline başlıyacaktır. Vali Belediye âzalarına çay verecek Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar cumartesi akşamı saal beşte Vali ko- nağinda İstanbul umumi meclisi aza- Jarile eşlerine bir çay ziyafeti verecek- tir. Denizbankta maaşlar verildi Denizbankta 150 liradan fazla maaş alanların bayramdanberi öden- miyen nısıf maaşları dün tevzi edil miştir. Anna Karenin temsili bu salı başlayacak Muharrir arkadaşımız (Vâ-Nü) ta- rafından tercüme edilip Şehir tiyat- rosunda temsil edileceğini yazdığı. mız, Lev Tolstoy'un meşhur roma- nından adaple Anna Karenin piyesi, bu cumartesi gecesi temsil edilecekti, Temsil salı gecesinden itibaren başla- yacaktır, — — | Müddeiumumi geldi Yeni yapılacak Üsküdar adliye binası hakkında beya- natta bulundu Bazı idari işler etrafında Adliye Vekâletile temas etmek üzere dört gün evvel Ankaraya giden İstanbul Müddelumumisi B, Hikmet Onat dün tekrar vazifesine başlamıştır. B. Hik- met Onat dün bir mubarririmize şun- ları söylemiştir: — İstanbul adliyesine ald bazı idari işler etrafında Vekâletle görüşmek üzere Ankaraya gitmiştim, Üsküdar adliye binası inşaatı etrafındaki ha- zırlıklar ikmal edilmiş ve Paşakapı- sında yanan eski binanin yerinde ye- ni adliye binasının temelleri kazık masına başlanmıştır. Kazma işleri bittikten sonra merasimle temel atı- Jacaktır. Yeni Üsküdar adliye binası eski- sinden daha büyük ve adliyenin bü- tün ihtiyaçlarını karşılıyacak şekil- de asri tesisatı muhtevi olacaktır. Binanın inşaatı yüz elli günde Ikmal edilecek ve kırk dokuz bin liraya mal olacaktır. Binanın plân ve inşaat İş- lerile Nafıa mühendislerinden B. Muhtar meşgul olmaktadır. İstanbul Adliye sarayı inşaatı Diğer taraftan aldığımız malümata göre İstanbul adliye sarayının inşaa- tına aid şimdiye kadar yapılan tah- kikat ve tedkikat evrakile çizilen plânlar Nafia Vekâleti tarafmdan Vekiller Heyetine sevkolunmuştur. Uzun dedikoduları mucib olan bu mesele bir defa da Heyeti Vekilede görüşülüp tedkik edildikten sonra son karara bağlanacaktır. Bir ihtiyar evinde ölü bulundu Merdivenden düşerek yara- lanmış ve aldığı yaralardan ölmüş Hasekiğe Hobyar mahallesinde çık- maz sokakta oturan gümrük me- murlüğundan mütekaid Bekir adın- da yetmiş beş yaşlarında bir adam iki gün evinden çıkmamış, bekâr ola rük ve yalnız başına oturan bu ada- mın evde kalması komşuların nazari dikkatini celbettiğinden zübitaya ve adliyeye haber verilmiştir. Dün memurlar eve girdikleri za- man ihtiyar adamı alt katta bir oda- da kanlar İçinde ölü olarak bulmuş- | lardır. Müddelumumilik tarafından yapı- lan tahkikat neticesinde Bekirin ge- ce üst kattaki odasından kalkıp asa- * ğıya inerken merdivenden düşerek başından yaralandığı anlaşılmıştır. Bekir taşlıkta başından yaralan- dıktan sonra can acisiyle oradan kalkıp yandaki odaya girmiş ve tek- tar düşüp ölmüştür. Üzeri aranınca yeleğini cebinden 26 lira çıkmıştır. Adilye doktoru B. Enver Karan ta- rafından cesed muayene edilmiş ve gömülmesine ruhsat verilmiştir, — Ağaç, çimen ve İstanbul Memleketin meşhur fikir adamla- rından birini evinde ziyaret elmiş tim, Gicır gıcır yeni olan bu evin en güzel taraflarından biri de ne idi bili- yor musunuz? Hangi penceresinden dışarıya baksanız gayet biçimli bir ağacın görünmesi... Evin pencereleri- nin önüne dikilen çam fidanları in- sanda âdeta bir çam ormanı İçinde yaşıyormuş gibi bir his uyandırıyor- du. Bir müddet sonra evi yaptıranlar, dan biri; — Evin etrafına dikilecek ağaçları da mimar tayin etti, dedi, buranın plânımı yaparken arsadaki ağaçları da nazarı itibara aldı, Ağacın bu derece güzelleştirdiği şu &vde düşündüm. Eğer ağaç denilen şeye karşı hepimiz ayni ehemmiyeti vermiş olsaydık, her halde bugün İs- tanbul çok daha başka şekle girerdi. Her ne hikmetse şimdiye kadar biz- de medeniyet telâkkilerinden biri de tabiatten uzaklaşma şeklinde teza- hür etmiştir. Bu itibarla kalabalık şehirlerimizde ağaca, yeşilliğe hemen hemen hiç yer verilmemiştir. Dünya- mın en kalabalık, en hareketli şehir- lerinde bile İstanbulla kıyas edilmi- yecek derecede göze çarpan bir ağaç ve yeşillik bolluğu vardır. Meselâ geçen sene, Amerikan gaze- telerinde kıyametler koptu. Bir cina- yetten bahsediliyormuş gibi yazılar yazıldı. Bu kadar gürültünün sebebi ne İdi biliyor musunuz? Los Ange- yerde yol mühendisleri tedkikat yap- tılar. Acaba yol, ağaç kesilmeden de açılabilir mi? Açılamaz mı? Nihayet netice anlaşıldı. Ağaç ke- silmeden yol açılamazmış... Belediye reisi bu kararda haklı imiş... Ağaçsızlıktan başka İstanbulda ye şinliksizlik çimensizlik te göze batan bir şey halindedir. Muhakkak yeşillik deyince, aklımıza ağaç gelmemeli. Bu- gün dünyanın her tarafında evlerin, bilhassa yeni yapılan binaların önün- de küçük bir çimenlik sahası vardır. Bazan bir mahalleye baktığınız zâ- man baştan sonuna kadar küçük kü- biri olduğunu söylerler, İstanbulu ne zaman ferah, yeşilli. ği bol bir şehir halinde göreceğiz? Hikmet Feridun Es amasasanansraressassnssmeneseasanasasazasam Vali ve Belediye Reisinin Kasımpaşada tetkikleri Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütl Kırdar, dün Kasımpaşaya giderek Kasımpaşanın vaziyetini ve ihtiyaç- larını tedkik etmiş, alâkadarlardan malümat almıştır, Öğleden sonra müzeye giden Vali, şehrimizdeki tarihi &bidelerin muha- İazası için alınacak tedbirler etrafın- da müzeler müdüriyle görüşmüştür. Bir İngiliz firması otobüs için Belediyeye teklifte bulundu Bir İngiliz firması dün Belediyeye müracaat ederek belediyenin satın alacağı otobüsler etrafında bazı tek- liflerde bulunmuştur. Belediye, şim- diye kadar bir çok teklifler almıştı. Yakında otobüs şartnamesi kati şek- Mini alacaktır. & — — Bay Amca Postanede!.. — Şiir, daha doğrusu bütün güzel / hayatı insana sevdiren kud- Tettedir bay Amca... — ... Meselâ ben Nedim'in: «İrişti nevbahar eyyamı açıldı gülü gülşen «Çıragan vaktı geldi Jâlczarın didesi rüşene beytini okuduktan sonrâ lâleyi sev- ... Adayı, Çallı İbrahimin bir tab- losunu gördükten sonra sevdimi!.. ler vardır ki şiirin büyük hizmetini gösterir, amma eski şiirin!.. B. A. — O halde yeni şiirlerin hiz- meti daha büyük!.. — Meselâ? B. A, — Meselâ yeniler arasında nasır hakkında yazılmış şiir bile vari..

Bu sayıdan diğer sayfalar: