25 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

25 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÜTÇÜLÜK: Evlerde temiz ve nefis bir kaymak nasıl sıl yapılır? Bizde ekseriyetle TEkremezden) geçiri- len ve krema ismi verilen maddeye de kaymak derler, Vakla bu de bir nevi kay- » © Evlerde temiz ve nefis küymak yapmak ; €ldden çok mühimdir. Her ne kadar dükkânlarda, yağcılarda kaymak bulmak, tedarik etmek kabil ise de, her şeyde ol- © Oduğu gibi, bunda da bilekârlar şeytanat- kârane rollerini oynamaklan kendilerini vaziyet karşında, insan, sabah Kahval- tılarmda yemek istediği kaymağı tiksi- ne tksine yer. Binaenaleyh, şayanı iti- 5 “doğru değildir, 'En iyii arasıra kaymak yemek istiyen- ; Ser, temiz ve meraklı ailelerin muhtaç oldukları kaymağı bizzat kendileri yap- ması faydalı ve hem de eğlencelidir. Kaymak yapmak pek kolay ve basittir. “Tarif edeceğimiz şekilde yapıldığı takdir- kaymakla. rın en iyisi ve nefisi inek sütünden ya- 'pilır. Yalnız inek sütünden yapılan kay- mak biraz az olur. Manda ve koyun süt- lerinden daha fazla kaymak yapılabilir. ile manda sütünü karıştırarak yapmalı ve ya- hut ta yalnız manda xötünden yapmalı Bu sütetle elde edilecek kaymak mikda- rı da daha fazla olmuş olur. Memleketimizde en iyi kaymak Edirne, Silivri, Çorlu, İzmit, Bilecik ve Afyon ta- Taflarında yapılır. Fakat maalesef bura- Mardan tedarik olunan kaymaklar, dedi- Eimiz gibi, kıl, toz, toprakla karışmış bir baldedir. Yuksu temiz yapılıp, şık tene- ke Kutular içerisinde muhafaza edilecek olursa, kaymaklarımızın nefasetine diye- gek yoktur. Kaymak şu suretle yapılır: Hangi sütlen ölursa olsun, baslalıkaz taze sütü güzelce süzmeli, ve ateşte kay- Bundan sonra bu kaytamış oan sütü irtifa, derinliği az sathi ve geniş kap- lara, küçük tenekelere veya küçük tepsi- lere doldurmalı, bunu tekrar kıvılcımı, küllü ateş üzerine koymalı ve bir müd- det böylece bırakmalıdır. Bittabi bu kap- ların, tepsilem örtülmüş olması şarttır. 4 - 5 saat kadar, süt küllü ateşte kalırsa sütteki yağ maddesi, diğer kiymetli, mu- gaddi maddelerin bir kısmını alarak mak maddesi teşekkül eder ve koyuca bir kıvam alır. 'Teşekkül eden bü kaymak tabakası bi- çaklarla kesilerek herkesçe malâm olan ile şekline getirilir ve ondan dolayı da bu kaymağa insanlar arasında lüle kay- mağı ismi verilmiştir... Vasati olarak 5 - 6 veya 7 kilip sütten teğer süt yağlı ise) bir kilo kaymak ya- pılabilir. Fakat taze taze sarfedileceğine göre bu sütün 1/4 nisbetinde kaymağı tahvil edilmesi daha muvafıkır. İşte bu şekilde yapılan ev kaymağı da- ha nefis ve daha temiz olur Elde edilen kaymağı tabaklara koymalı, kapamalı ve AKŞAM' ın tefrikası Çiçekçilik Apartıman veya ev bahçele- İlkbaharın yaklaştığı şu sıralarda evin bahçe taksimalına verilecek bee dikilecek (çiçekler şekillerde, bu- pek muhtelif ella yapılacak İş: Taksimatı toprağın, güzelce bellenip çürü- İçlerine dikilecek çiçeklere sıra gelir. Büyük parsellerin de kenarları tahdid edildikten sonra, taksimat yüzlerine ya İngiliz çimi Regras ve yahut en iyisi kış, yaz dalma yeşil kalan Arap çimine ben- zer Kumulariya veya Arap çimi bizzat kendisi dikilebilir, Fakat en iyisi İngiliz çimi ile kumulariya'dır. Umumi taksimallan sonra, ön taraf- larda yapılacak küçük göbek parsellerine muhtelif şekiller verilerek buralara, çi- çeklerinin hoş manzaraları, renkleri iti- barile bercal menekşeler dikilebilir. Bu- ranin akşlmatı gayet basit olması daha muvafıktır. Yapılan bu taksimat, geniş ve kalın mukavvalar üzerinde, odada, cedvel ve pegellerle çizildikten sonra, pafta halin- de mukavva üzerinde bulunur ve ona gö- re toprak yüzünde taksimat yapılır. En basit bir göbek Laksimatını göste- riri iki resmi dercediyoruz. Beş kısma bö- Tünmüş olan bu taksimat içerisine, beş muhtelif renkle hercai menekşe dikilir. se, manzarası İtibarile pek hoş olur. Meselâ: 1 numaraya ve orta göbeğe «si- yah hercai menekşe, 2 numaraya beyaz, 3 numaraya mavi, 4 numaraya san$ nu- maraya da kırmızı hercai menekşe, 6 nu- maraya, İkinel daire muhitine de Silen denilen yabani ve küçük, kırımızı karan- filler dikilirse, göbeğin manzarası pek gık görünür. “Tıpkı, bunun gibi, İL rakamlı resmi- mizde görlüdüğü veçhile yelpazevari bir şekil verilebilir. Bundaki taksimatta, soi- dar sağa doğru (mavi, beyaz, siyah, sarı, kırmızı) hercai menekşe dikilir. Bunda da bölme kenarlarına bodur şimşir dikmek daha doğrudur. Göbeğin boş kalan kısımlarına İngiliz çimi kumu- lariya dikilecek olursa bu yeşilikder ara- sında hercai menekşelerin renkleri daha ziyade hoş görünür. Bu taksimattan başka, muhlelif güller- Je yapılan parsellerin, ön bahçelerdeki manzaralari pek hoştur. Bunu ikinci bir yazımızla isah edeceğiz. Basit taksimafı 1 ve TI parseller, ay- meh tersim edilmiştir. ..119011000004800808 08 KEAEAEEREAEE RA EEAEAAAAAE serin bir mahalle - en iyisi buz dolabına koymalı - scak yerlerde bulundurulacak olüria kaymak ekşir ve acılaşır, yenemi- yecek bir hale gelir, Kaymak tsbakası (alındıktan sonra kaymağın altında kalan ve kaymak altı denilen sütlü kaymak $a öyle yendiği gi- bi bundan da süt We karıştırılarak mü- kemmel yoğurt tâ yapılabilir. 'Tefrika No. 22 AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — Kaptı. Kadının üzerine e Nadire çok cesur bir kızdı. Müsteh- xi bir kahkaha iLe -— Çek bakalım! - Erkeğin eli titredi, m yere düştü. Refet, hıçkıra hıçkıra kadının ayak- larına kapandı ve yalvardı: — Beni bırakma... Beni bırakma... Nâdire bu coşkun ıztırabın karşi- sında gayri ihtiyari müteessir oldu. Sevgilisini yanına çekerek boynuna sarıldı, Sevildiğine emin bir kadın şef- katile: — Bak! - dedi, - Beni dinle!... Aklını başına toplamalısın! Sinirine kapıl- ma... Seni aldatıyormı imişim?... Bu- nu mu keşfettin?... Vallahi hiç ehem- miyeli yok... Böylesine ihanet bile de- nemez... Yaşlı, dul, gayet zengin bir herif... "Tiyatronun (omüdavimlerin. den... Elinden kurtulamadım... Gen- cim, güzelim, ne yapayım?... Benim de Nâkleden: (Vâ-Nü) lükse ihtiyacım var... Şık elbise giy- mek istiyorum... Ammaseni bütün kalbimle seviyorum, buna emin Ol... Lâkin düşünsene bir kere... Yaşadığı- mız hayat, hayat mı?... Şu külüstür küçücük apartımanda... Beş parasız... İki kırık iskemle... Ben güzel eşyayı, elbiseyi, çiçeği, otomobili seviyorum... Adamcağızın benden hiç bir şey iste- diği yok... Arasıra görüşmemiz şarti- le bunların hepsini bana temin ede- cek... Doğru söyle, Refet... Elini vicda- rının üstüne koy... Böyle bir teklif red- dedilebilir mi?... Bütün gençliğimi mezellet içinde geçirmeme ben razı olsam sen olabilir misin?,.. Günah de- gil mi bana?... 'Erkek yavaş yavaş ağlıyordu. — Fakat seni cezbeden bu yağlan- dırıp ballandırdığın hayat rezalettir, namuzsuzluğun son perdesidir. — Amma yaptın ha! Bu fena bul duğun hayatı yaşıyan ne kibar hanım: etendiler var... Ben biliyorum... Her- kesin gıpta ettiği rahat mesud, zengin bir ömür sürüyorlar... oSaltantlannı İ Kanarya iken bunların seslerinin terbiyesile meş- gul olmak çok Tizumlu ve faydalı olur. Avrupada yavru kuşların seslefinin ter- biyeleri için türlü türlü vesalte müracaat edilmektedr. Bu sesleri terbiye için bil- hassa gramofon gibi musiki &letleri ih- das olunduktan başka, gramolona bülbül sesi veren plâklarla, piyano ve bilhassa bülbül gibi öten düdüklerle yavruların terbiyesine ihtimam: edilmekte ise de, bunların kâffesi suni: ve kanarya kuşla- rumın, sadalarından beklenen zevk ve his- siyatı temin edemez ve hattâ, belki de bunların tabii (naturel) seslerinin bozul- masına bile salk oldukları görülmekte olmasısdan dolayı, şimdi, Avrupada bile bu usulden sarf nazar olunarak kanarya yavrularının gene Kanaryalarla ve Ya- hut diğer makbul kuş sadalarile terbiye edilmesi usulü daha ziyade teren edi- mektedir. Memleketimizin Laraf taraf bedlalarla dolu olan mevkileri "bu yavru kanaryala- rm, seslerinin terbiyesine daha çok mü- sad olduğu elhetle,“bizde yukarıda izah ettiğimiz usuller müfacaste hiçte ihtiyaç yoktur ve katiyen tatsiye edilemez de... Böğaziçinin ilkbaharında, kuş yavrula- rnm büyümeğe başladıkları ilkbahar mevsiminde ağaçlar, yeşillikler, korular, dereler içinde dünyanın hemen biç bir tarafında emsaline tesadüf edilmemiş ka- dar şairane olan mevkileri, ve baharın bu güzellikleri arasında bülbül seslerin- den istifade kablldir. Buralarda ikamet. eden, oturanların Arasinda, kanarya meraklıları için en gü- zel terbiye tedbirleri, çsreleri kanarya «Mthanelerinin mümkün mertebe koru- luğa ve bülbül seslerinin duyulabileceği bir odada bulundurulmasını temin et- mek, yavruların geçenki yazımızda İzah edilmiş olduğu gibi, kendi kendlerine yem yemek iktidarını kazanıp ia çifthanede ayrı ayrı kafeslere alındıktan sonra, bu kafesleri - rütubetii. ve fırtmalı havalar müstesna olmak Üzere, ve çok ziyade gü- nâşli yerlerde de btrakılmamak şertile - pencere dışarınna asmalı ve bu suretle bol bol ve mütemadiyen bülbül sesi din- detilmesi gayet mühimdir. Bülbül sesi dinlemiş yavrülar, haddi zatinde babalardan $6s almış olacakları içim, gayet sevimli ve makbul öterler ve bu ötüşleri arasında da bülbül nağmeleri baş gösterirler ki, işte DU ötüş çok güzel ve ehemmiyetlidir. Bu umulden başka yavruların gene ka- narya seslerile terbiyesine imkân mev- cuddur. kimse ayıplamıyor Bilâkis elâlem on- tarı hürmetle selâmlıyor. İş becerenin kılıç kuşananındır. Ben de rahat et- mek, zengin olmak istiyorum... Mu- vaffak olacağıma eminim... Seni sevi- yorum Refet, seni unutamam... Hafta- da iki üç kere gelir, seni görürüm... Aldatılan sen değil öteki olacaktır. - Sus, Nadire sus... Dünyada böyle bir ortaklığı kabu! edemem... Benim- sin, yalmz benim olacaksın. Genç kâdın sinirlenmeğe başlamış- tı, — Amma gözüm, beni mecbur eden sebepleri sana söyledim ya, artık bu hayala tahammülüm yok... Çok para istiyorum. Hayli zaman evvel bu ka- rarı vermiştim amma sana açılamı- yordum... Şimdi artık herşeyi biliyor- sun, dostum var, zengin bir adam... Bana para veriyor... Çaresiz bir İş! Erkek coşkun bir muhabbetle met- resinin ellerini yakalıyarak helecan- hi helecanlı; — Nadire, benimle kal... m affederim... Bu çılgınca aşkın karşısında müte- hassis olmakla beraber genç kadın: — Hayır imkânsız! Ergeç bu iş ola- Yaptıkları- | | caktı, - dedi. Refet bir müddet dalgın dalgın pen- cereden dışarı baktı. Sonra birdenbire dönerek: — Beni seviyorsun değil mi Nadire? — Evet, neye yalan söyliyeyim?... yavrularının sesleri nasılterbiye edilir? Meselâ: Gayet güzel tüyde pek mak- bul nazarı celbeder bir şekildeki bir baba kanarya, erbabı elinde yetiştirilmemiş ol- ması iibarile, sesinin bozuk olması ha- linde, bundan döl almak faydalı ve fa- kat çıkacak yavrulara bu kuşun sesi duydurulmuyarak, kafesin yanına sesi ter- biye edilmiş bir kanarya asarak, onun sadasını dinlemek dahi yavrulara daha yuvada iken, çifthaneden ayrılmazdan evvel de bu sesi terbiye edikmiş kanar- yanın çifhanenin bulunduğu odada asılı olması çok faydalıdır. Bilhassa bülbül sesi temin olunamazsa, yerli ve İrlânda kanarya yavrularına (Cermen) kanarya sesleri dinitilmesi ve keza Cermen kanar” ya yavrularına da İrlanda kanar- yası seslerinin duyurulması muvafıktır. Çünkü, Cermenler gayet hazin ve mak- bul öterler, bunların sesi, biraz ses du” yunca daha kuvetli, sertçe ve sevimli olur, Yerli. ve İrlânda kanarya yavruları da (Cermen) o seslerini duyarak onlardan alacakları nüğmelerle pek ruhnüvaz bir hale gelirler. Kanarya yavrularına katiyen âdi kuş- lann seslerini duyurmamak lâzımdır. Sa- ka, filorya, iskete gibi kuşlar mevcud ise ler bunların çifthanenin bulunduğu oda- da değil, haltâ odanın haricinde, sofalar- da bile birakılması çok mahzurludur. Bu gibi yabani kuşların, evin ait katında ve yavruların bu sesleri katiyen işitemiye- cekleri bir mevkide asılması iktiza oder. Kanarya yavruları veya büyümüş ka- Baryaların seslerini değiştirmek ve ter- biye etmek imkânı mevcud olmadığı ci- hele, bunlann Gaha yavruluğta başiyın- rak İzah olunduğu veçhile, seslerinin ter- biyesine ihtimam olunmasını amatör er- babı meraka (avsiye ederiz. Resmimiz, sesleri terbiye edilecek ka- naryaların bulundurulacakları hususi 46$ ve sada kafeslerini göstermektedir ki, burada sada pek mükemmel aksedeceğin- den, bunların fatimalini ehemmiyetle tavsiye etmek isteriz, s..nesane BERABERE EAA EEENEEEEEAREBEAEENEAEENA A On, on beş sual sorarak, zarf içe- risine bir de pul Teffederek mektup- la cevap istiyen ek uyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân hari- cinde olduğu eibi, gazetemiz masi- fetile de sorulacak zi-at meselelerin, azami 2-7 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. m —m Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda ziraate ait müteaddit yazilâr ve mütehassısımıza sor- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. Seni çok severim amma... — Amma istediğin hayalı sana te- min edemediğim için benden âynk mak istiyorsun?... — Emin ol sırf bunun için! — O halde için rahat etsin, istedi- ğin şik tuvaletleri, bol parayı, lüks hayatı temin edeceğim... Her arzu et- tiğin şeyi alacağım... — Nasıl yapacaksın? Zengin değil- sin ki... Parayı nereden bulacaksın? — Bana sekiz gün mühlet ver... Va- dımı tutacağım... — Amma bu parayı nereden bula- caksın? — Orası benim işim... Seni kaçırmak istemiyorum... Hem sözümü yerine ge- tirdikten sonra ötesi sana ne?... — Doğru... Para gelsin de ne olür- sa olsun, — O halde sekiz gün sabredeceğine vadediyor musun? — Neye etmiyeyim?... Hem muvaf- fak olursan çok da memnun olurum. Çünkü bilirsin ki nonogum, ben seni severim... Senden ayrılmak hiç de ho- şuma gitmez! — Ya ben!.. Senden ayrıldıklansa ölmeği tercih ederim. vas O gece erkeğin gözünü uyku tut- madı. Kadını kaybetmemek korkusile söylediği sözleri nasıl ifa edecekti? Re- fet düşünüyor, beynini kurcalıyor. Bu meselenin hall! imkânsız birşey! Me. Orlum çiçeği evsalı ve yetiştirilmesi hakkında Kurtuluş, B, Na- zam: Sorduğunuz Pancratinm #oğan- lı çiçeklerine benzerler ve hattâ ondan hiç bir farkı da yoktur. Serlerde, scak mahallerde yetiştirilir ve muhtelif renkte çiçek açar. Soğandan imtidad eden uzun bir çiçek sapı fizerin- de, şekli itibarile küçük bir Amarilise benzer 6 - 7 tane çiçek bulumur. Soğanı- san bam ortasından fışkıran uzun bu çi- çek sapının, uzunluğu 50 - 60 santim ka- dardır. Zambakların, Amarilise'lerin çiçek âç- tığı mevsimlerde, çiçek açarlar ve tıpkı onlar gibi bakılır ve yetiştirilir. Cirum'lar, ana suğanları yanlarında te- gekkti eden, yavru sogancıklarla teksir edilir ve üzetilirler... Yazın fazları suya ihtiyaçları vardır. Binaenaleyh sıkça sulanmaları lâzımdır. Yalnız fazla rülubetten pek hoşlanmaz. Yar, kurakçe, güneşli yerleri daha ziyade severler. Çiçekleri pek hassas oldukların- dan rüagârlardan, şiddeti hava cerryan« larından muhafaza edilmeleri lâzımdır. Sevdiği toprak: Kuvvetli hafif teprak- lardır. Bilhassa funda toprağı veya çü- rümüş gübre İle ince kum ve toprakla ya- pılan mahlüt toprak pek iyidir. Crium'ların çiçekleri gibi, yaprakları da pek hoş ve manzarları güzeldir. Koyu ye- şii ve geniş, iri yaprakları vardır. Crium'iar hem saksı içerisinde ve Dem de bahçelerde, açıkla, kuytu parsellerde dikilerek yetiştirilir. Maarafih sakular- da yetiştirmek daha muvafıktır. Envai pek çoktur, meşhur mevileri şun- lardır: Crium Capense — Güzel, kırmızı renk- te kokulu çiçekler açar, Cr: Paweli — Koyu renkte ve katmerli giçekler açar. Cr: Pawelli flora alba — Beyaz, kat- merli çiçekler açar. Bundan başka portakal renginde, pem- be gül renginde, altın sarısı renklerinde çiçek aşan nevirleri de vardır ki, pek makbuldür. Cr: Proussonetii, Cr: Gigontevm; ne- vileri de pek hoştur, Büt gibi beyaz. güzel kokulu çiçekleri vardır. Bütün bu çiçeklerin menşel Amerika, Avustralya olduğu rivayet edilmekte ise de, Cenubi Avrupada da mükemmel dene- cek bir şekilde yetiştirilmektedir. Gazetemizde intişar eden ziraat şanlarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. ger ki... Çalsın... Evet, yegâne çaresi hırsızlıktı. Fakat bunu da nasıl yapmalı? Sekiz gün için- de bu işi beceremezse Nadireyi kaçı- racak! Düşündü, taşındı. Nihayet an» cak bunu bankasında buşarabileceği- ne hüküm verdi. Bankada Kasa dolusu altınlar, yığın larla nakidler, her cins, her memleke- tin paraları mevcuttu. Bunları akıllı- ca, kurnazca elde edebilirse ne âlâ! Maksad şüpheyi uyandırmadan mu- vaffak olmak ve lekelenmemek... o günden itibaren Refet gece gün- düz plân hazırlamakla meşgul oldu. Sn sabah, Nadire gözünü agız aç bir mucize icad edeceksin de para ka- zanacaksın, bilemiyorum!... -— Sana ne, güzelim... Sen neticeye baki — Orası öyle amma... Ben de aplal değilim ya... Biraz zahmet edip düşün sem projeni keşfederim... Refetin bu son söz hiç hoşuna git- medi, Rengi uçtu. Endişe ile sordu: — Nasıl keşledersin? — Ne olacak? O kadar güç birşey mi? İnsana para havadan düşmez yal Aylıkla da zengin olunmaz. O halde demek bir plân kurdun! Ne olabilir?.. Büyük bir para çabuk nasıl kazamlır? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: