16 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

16 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmm YE Nisan 1999 AEŞAN Bizde meyva fiatleri neden çok yüksektir? En mühim âmil: Meyvanın çabuk bozulması, yolda çürümesi... İstanbulda en çok hangi meyva yenir ? - Son zamanlarda portakal ve elmaya rağbet arttı Bir çekirdeksiz üzüm salkımı Halkın bol meyva yemesi için müte- | madiyen propaganda. yapıyoruz. Mey- | vanın bol olduğu mevsimlerde duvar- larda ilinlar göze çarpıyor: «Vatandaş meyva yes... Doktorlar vitamini dolayısile, firsat düştükçe meyva yememizi ileri sürüyorlar, Acaba en çok hangi meyvaya rağ- bet ediyoruz? Bilhassa İstanbullular en ziyade hangi meyvaları fazla sevi- | yorlar? Uzun zamandanberi her türlü mey- vamın ticaretini yapan bir zat bu su. | Allere şöyle cevap veriyor: — İtanbulda, hattâ yalnız stanbul- Ba değil, bütün memlekette en çok ye- nilen meyvalar kavun, karpuz, üzüm, kiraz, portakaldır. Elma ile çilek ikin- ci derecede gelir. Kavun, karpuz, ki- Yaz ve Üzümün bol yenilmesinin se- bebi, mevsimlerinde, bunların aşağı yukarı her evde «sofra yemişiz adde- dilmesidir. Kavun, karpuz bizde zevkle yeni» len meyvalar arasındadır. Eskiden 8i- | Cak yaz günlerinde, öğle yemekleri için daha bir gece-evvelinden karpuz» | lar, koğaların içinde, kuyuya sarkıtı- urdı. Öğle üstü kuyudan: dışarıya, çe» kilen. koğalardan buz gibi, soğuktan çatlamış karpuzlar çıkarılırdı. Bun- lar göbek tarafı bozulmamak şartile dilim dilim kesilir, büyük bir tabağın: İçinde sofraya konulduğu zaman gü- zel bir tablo halinde göze çarpardı. Şöyle gözünüzün önünde canlandırın. Büyük bir tabağın içinde kıpkırma renkli, çekirdekleri simsiyah, dilim. dilim karpuzlar; ortada Kocaman bir Böbek... İstanbullular eskiden karpuza da- ha fazla düşkündüler; Yaz günleri su Yerine, karpuz yiyenler vardı. Kah- Yaltısında yalnız karpuz yiyenler çoktu. Üzüm ve kiraz da halkın çok sev diği meyvalar arasındadır. Yalnız halk arasında çok rağbet gören biça- Te kiraza pek ziyade iftira edilmiştir. Hattâ, kirazın ağzından bir söz uydu- Kulmuştur. Güya kiraz dermiş ki: #Arkamdan dut yetişemese beni yi- Yenlerin boyunlarını kendi sapıma ,dündürürdüm.» Tuhaftır, kirazın hiç yoktan bu ka» Bar iftiraya uğramasına mukabil dut İa halk arasında son derece faydah bir meyva addedilir. Dut, bizde bik hasta fakir halkın bol bol, seve seve YiYcbüdüği meyvadır. Son zamanlarda halk arasında 'akala ve elmaya karşı olan rağ- bet te pek artmıştır. Bugün eskisine Düzaran portakal ve elma daha çok Yenilisektedir. Bunun de sebebi, hal- Portakal ve elmanın sıhhate fay- dalarını takdir etmesidir. Şimdi portakal ve elma hemen he- | nun şerbeti filân yapılırdı Halbuki | Jar, İ valar son derece dayanıksızdır. Mey- | men her evde, her sofrada yer bul maktadır. Eskiden orta halli ve fakir evlerde portakal ve elma, yemekte sof» Taya çıkmazdı. Bunlar sofra yemişi de» ği de öyle gelişigüzel yenilirdi. Bizde her nedense kuru yemişler, yaş meyvalar kadar fazla rağbet görmez- ler, Eski yemiş tüccarlarının anlattık larına nazaran, İstanbul halkı mey- yaya daha ziyade rağbet ederlermiş. Geceleri toplantılarda, meclislerde birkaç saat konuştuktan, muhabbef ettikten sonra büyük bir tepsi içinde yaz meyvaları çıkarmış. Bir yandan meyvalar soyulup yenilir, bir yanda da tatlı tatlı sohbet edilirmiş. Hattâ eskiden meyva, halkın haya» tına o kadar girmiş ki, birçokları bir insanın güzelliğini bir takım meyva. Jara göre tarif ederlermiş, Meselâ ki- raz dudaklar, elma yanaklar, üzüm gözler, yahut badem gözler ve saire... Biz de en az yenilen ve en a3 satis lan bir meyva vardır: Kızılcık... Biz» , de halk kızılcığı yemez. Eskiden bur $imdi kızılcık şerbet olarakta pek kullanılmıyor. Bizde bugünkü haldede meyva meraklıları oldukça fazladır. Hattâ Meyva hâline gelip evi için sandık Vatandaşa bol bol meyva yemek ettiğimiz halde bugün meyv& fiatleri çok pahalıdır. Halbuki bizde pek fazla meyva yetişir. Buna rağmen meyvanın pahalı olmasının birçok Sebepleri vardır, Bu sebeplerin başın- da eskidenberi şunları sayarlar: Biz- de meyva nakliyatı pahalıdır. Meyva» yetiştirenden onu yiyenlerin eli- ne geçinciye kadar birçok ellerden ge- çer. Bu.ellerin her biri kendine bir kâr ayırdığı için meyva fiatleri de yükse- lir... Şimdiye kadar meyvanın pahalılığı etrafında ileri sürülen sebebler aşa- | ğı yukarı bunlardır. Halbuki bizde meyvanın pahalı olmasının pek mü- him bir sebebi daha vardir: Bizim mey» | valarımız pek ziyade naziktir. Yola pek az tahammülü vardır. Çok çabuk çürürler; den getirdiğimiz kavun, karpuz gibi dayanıklı meyvalar bile yolda çürü- yorlar, Bir tüccar İstanbula meyva geti rinciye Kadar malının yarısı çürürse ne yapar? Tabiatile fiata zammeder. İşte bizde meyva #atlerinin paha- lığının en mühim sebebi de budur. Trakya sebze ve meyvacılar birliğinin toplantıs Eğ Trakya meyva ve sebzecileri bir arada Edime (Akşam) — Meyva ve sebzeciler birliği, iktisad müşaviri B. Mesudun riyasetinde toplanmış ve İstanbul ile dış piyasaya gönderile cek sebzeler ve kredi ile tohum işleri konuşulmuştur. Meyva ve sebaeciler 60 kişiye ya- kındır. Toplantı umum milettişlik salonunda. yapılmış ve bir aralık ge neral Kâzım Dirik te konuşmalara iştirak etmiştir. Uzunköprü kavun - Karpuz koope- ratifi hazırlıklarına devam ediyor. Biga ve Kara Biga salış kooperatif leri de genişiiyecektir. Bandırma - Manisa hattından ve Tekirdağ yolundan (İşliyen, teşkilğt altına girmemiş bulunan yerlerin re- kabetten zarar görmemesi için bura- ların da teşkilâtlandırılarak hepsi- nin İstanbuldaki meyva ve sebze bir- Mkleri umum müdürlüğüne bağlan- mas haklanda bir cereyan ve hamr- bik vardır; Sofya mektupları Bulgaristanda mimar Sinanın bir çok eseri var Vidin Türkleri mektepler hakkında Sofya (Akşam) — "Türkiyede ölü münün 351 inci yıldönümü kutlanan mimar Sinanın Suriye ve Anadoludan başka bütün Balkan yarım adasında ve bu arada Bulgaristanda da birçok eserleri vardır. Bu eserler köprü, ca mi, han, hamam, medrese, kütüpha- ne, imaret, mescid, çeşme, şadırvan vesairedir. Bu eserlerin çoğu yollar açılırken yıktırılmıştır. Fakat üsta- dın belli başlı eserlerinden olan Sof- Köstendil ile Dupnitsa arasındaki beş köprü Sinanın eseridir. Bu köp- rülerden biri «Kadınköprüs namile anılmaktadır. Sofyada bir zamanlar mevcud olan Hâseki hamamı da mis mar Sinanın eseridir. Bulgaristanda mevcud camilerin en büyüğü olan Şümnuda Bulgaria rın «Tunbul cami» dedikleri Şerifpa- Şerifpaşa camisinde 17, 18 ve 19'um cu asırlarda Türk ve Arap lisanların- da yazılmış çok enteresan el yazısı eserler vardır. Ora müftülüğünde mahfuz ve 1555 senesinde İvanov da her hususta kıymetli olan bu kitaba ehemmiyet vermsiti, Bir zamanlar Bulgaristanın Vidin kasabasında 27 cami varmış. Şimdi kalan $ camiden dördü açıktır. Vidi. nin nam ve şöhreti, 18 inci asrm 80- ti il li | hil eserleri tedkik edilmiştir. “ Avrupaca maruf olan ve Peşte üni- versitesi turkoloji profesörü Yulius Neymet bu Osman Pazvant oğlunun kütüphanesine büyük ehemmiyet vere miştir. Türk harflerinin tatbiki hakkında Vidinin. ismi geçmesi vesilesile şu- nu da hatırlatalım; Utro ile Zarya gazetelerinin yazdıklarına göre, V- din Türkleri aile reisleri geçenlerde toplanarak Türk mekteplerin vazi- yetini, tedris usullerini ve kanunen 'Türk mekteplerinde Türk harflerinin. resmen kabul edilmiş olduğu halde Vidinde olsun ve diğer bazı yerlerde hep eski Arap harflerile tedrisat ya- pılmakta. olduğunu tedkik etmişler ve neticede aralarında aldıkları ka- rarları 80 kadar imzayı havi bir tak- rirle hükümete bildirmişlerdir. Tak- rir, Başvekil Köseivanofa ve diğer bi- rer suretlerini de Maarif ve Dahiliye Nazırlarına vermişlerdir. Takrirde: Bulgaristan Türk mek- teplerinde mevcud tedris usullerinin. değiştirilerek modern usullerin Ko- nulmasını, sarıklı hocaların yerine münevver muallimlerin tayini, hükü- metin menelmesine rağmen bazi yer- lerde okutulmakta olan Arap harf- lerinin tamamile kaldırılmasını, da- yak. usulünün yasak edilmesini ve Vidin mekteplerinden sarıklı hoca- ların azledilmelerini istemişlerdir. Vi dinde azilleri istenen sarıklı hocalar, Şumnuda «<Nüvab: medresesi mezu- nudurlar. Bu hocalar, Türk çocule larına bu yıl jimnastik dersi bile gös- Bir tarla yüzünden kardeşini öldürdü Sivasın vi köyünde Sivan (ilişmm) — Sivası bağl: Ka yadibi nahiyesinin Kabasakal köyün- de Iki kardeş arasında bir tarla yü. zünden çıkan kavga feci bir cinayetle neticelenmiştir. Kabasakal köyünde oturan Ahmed. le, Yahya isminde iki kardeş son gün- lerde bir tarlayı ekmek hususunda tır. Köylüler tarlalara çıktıkları zamaş Yahya küçük kardeşi Ahmedi bula. rak: «Tarlayı bu yıl kendisinin ekece- ğini» tekrarlamış, fakat Ahmed gene «tarlayı ekmk sırası benimdir» diye İki kardeş fena halde döğüştükleri sırada Yahya belinden kamasını çekip Ahmedi yaralamıştır. Hâdise mahal. Mine köylüler yetişmişse de Ahmed memieket hastanesine nakledilirken yolda aldığı yaranın tesirile ölmüştür. Katil yakalanarak tahkikata baş- lanmıştır. .—.

Bu sayıdan diğer sayfalar: