22 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

22 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEYVACILIK: Frenk üzümü nasıl bir meyvadır ve nasıl yetiştirilir ? Beyaz ve kirmizi frenk örümü Diğer meyva ağaçlarından daha çok meyva veren ve meyvası da pek hoş, may- doş olan frenk üzümleri, en fena toprak- Yarda, en gayri müsald şernitte bile yeti- #erek bol bol meyva verirler. Donlara oldukça mukavim bir fidan- dır. Fazla donlardan müteessir olsa bile, bu kısımlar kesilecek olurlarsa kolaylıkla tekrar sürerler, Frenk üzümü fidanları arsızdır, leri dağınık ve boldur, bundan dolayı topruktaki gıdaların hepsinden istifade ederler. Prenk üzümleri için en münasip-ve müsald toprak, münbit, ratıp, nemli tap- Taklardır. Pek kuru, taşlık mahallerde yetiştirilen frenk Üzümleri pek iyi, iri ol. mazlar. Prenk üzümü çeşitleri: Kırmızı, beyaz renkte olurlar, Kırmızı renkli frenk üzü- mü pek makbuldür. Resmimiz bunu güs- termektedir. Bundan güzel ve nefis şu- kök- ulu olurlar. Hattâ çiy olarak yendiği gibi, pelte, şekerleme, şürab da yapilir. Bunla- rın bir de meyvası büyük olanlar da var- dır ki pek makbuldür. Envaı meyanında, kırmızı OHollânda frenk üzümü pek enfestir, temmuzda ke- male gelir. Kırmızı Versay frenk üzümü de çok boştur. Bunun kırmızı, siyah olan eins- leri vardır. Siyah renkte olan ve âdeta bir siyah Üzüm salkımına müşabih bulunan ve resmimizde görülen frenk üzümleri de pek makbuldür. Meyvası erken kemale gelir, taneleri oldukça iridir. Çabuk kemale geldiği için meyvalarının hemen toplanması lâzımdır, Beyaz renkli frenk ürümleri de lezzetli, sulu ve pek tatlı, rayihalı olur, Bu da res- mimizde görülmektedir. Prenk üzümü dikilecek toprak derince bir şekilde, yani 45 - 50 santim derinliğin- de sürülmesi, bellemesi, daha iyisi kirizma edilmesi lâzımdır. Prenk üzümleri ayrı ayrı dikildiği gibi, diğer meyva ağaçları arasında, aralama Me de yetiştirilebilir. Prenk üzümleri nasl üretilir? Frenk üzümü daldırma, çelik ve aşı usulleri ile üretilirler. Meselâ: İlkbaharda bir senelik dallar 20 - 25 santim toprak içine daldı- hr ve toprağın içine çürümüş gübre konarak karıştırılır. Toprağa daldırılan dalın bir ucu top- rak dışansında kalır. Bırakılan dal top- Tak seviyesinden 3 - 4 göz üzerinden bu- danır. Diğer ucu da Loprak içerisine dal- dınlır, Munlazaman (sulanır va sonba- hara kadar köklenmiş olur. Frenk üzümleri, böyle, kuru dallarile teksir edildiği gibi, yeşil sürgün dallarile de üretilebilir.. Frenk üzümü dalları gâyet kolaylıkla köklendiklerinden dolayı çelik ile teksir daha muvafıktır. Sonbaharda, kânunlar- da veya şubatta çelik alınacak frenk üzümlerinden, kuvvetli dallarından 12 - 15 santim uzunluğunda dalar kesilerek alı- nır. Bu çelikler açıkta toprak içerisine gömülür, dikilir. Toprak içerisine gübre korması faydalı olur, Çelikler birbirlerinden 20 - 25 santim mesafelerle dikilirler. Sonbahara kadar bu ikiz koko eline Me eee girmesi kâfidir. Bir toprak haricinde kalır. Sonbahara kadar köklenmiş olan bu #ideleri, çelikleri, başka bir toprağa, bâş- Ka bir mahhalle nakledilirlerse daha İyi, daha mükemmel teşekkül etmiş olurlar, Tekrar dikilirlerken kökleri, dalları da kismen budanırlar. Frenk üzümleri Çin daldınmasi tabir olunan daldırma We de teksir edilirler. Mesel bir senelik dallar toprağa, uzun- Yoğuna yatırılarak ve on santim toprak- la örtülürse sonbahara kadar, bu toprak içindeki dallar köklenebilirler ve bu su- retle köklenmiş olan dalar kesilerek ana #idanından tefrik olunurlar, Frenk üzümlerine (verilecek şekiller: Pek muhtelifür, bunlar ya çalı, şeklinde büyütülürler ve-yahut âdi bir ağaç gibi taci teşkil edilerek, ağaç gibi yetiştirilirler ve 0 suretle budanır. Bol meyva almak, meyvasından istifade edilmek isteniliyorsa frenk üzümlerini galı tarzında yetiştirmek daha muvafık olur. Çalı şeklinde yetiştirilen fidanlardan | NEBAT HASTALIKLARI: İ Gül meraklılarının nazarı dikkate almaları lâzım gelen | mühim bir mesele Mevsim dolayıslle, güllerin küllemeye tam yakalanma zamanıdır. Bahçelerinde kıymetli gülleri olan, gül merakfiları tam bu mevsimde güllerinin üzerine: Şu Mc atmiahdırlar: 15 gram arap sabunu - her yerde, Misir çarşısında bulunur - 100 kaynatılarak eritilir ve içine 15 gram âdi zeytinyağı akıtılır heyeti mecmuası su ile bir litreye DUE edilir, serpilir, ilâç güller üzerinde kuru- duktan sonra 15 günde bir ince kükürt tozunu güller üzerine serpmelidir. Bü su- Tetle güllerde görülen küllemenin önüne geçilmiş olur. Okuyuculanımızdan. ricamız On, on beş sual sorarak, zarf içe- risine bir de pul Jeffederek mektup- İa cevap istiyen okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân Bari- cinde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Ziraat sahifemiz > Okuyucularımız her hafta bu süfunlarda ziraate ait müteaddit yazlar ve miltehassısımıza 8or- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. Gazetemizde intişar eden ziraat yanlarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. fazla sürgünler elde edilmesi kabil olsca- Bından, bunları gençleştirmek ve bu su- retle genç filizlerden fazla meyva almak kabil olur. Frenk Üzümleri yol kenarlarına, du- var diplerine dikilecek olursa nebatların, fidanların yaprakları, meyvalarn, boş manzaralarile bulundukları yerleri mü- kemmel denecek bir şekilde süslerler.. Frenk üzümlerini sonbaharda dikmek daha doğrudur. Dikilirlerken fasin kök- Jer, dalar kesilerek dikilmelidir. dikildikten sonra bopruğın basılması, taz- yik edilmesi lâzımdır. Budamada zayıf dalları bırakılır, kuv- vetiiler uzunluğuna kesilerek budanır. Yapılacak ihtimam: “Toprağın çapalan- ması, fazla kurak senelerde bir kaç defa sulanması lâzımdır. Genç dallar fazla meyva verir, yaşlı dallar vermezler, onun için yaşlı dallar kesilir, genç dallar bırakılır, bu tarzda budanırlar, Güneş fidanların her tarafına nüfuz edecek tarada budanır. Alt ve sık dallar kesilirler, köklerden çıkan piçler de ke- silir. ? Kaldei unyumiye olarak, çok meyva al- mak için, bir senelik esas dallar 5 - 6 göz, tali dallar da 2 - 3 göz üzerinden budanırlar. Bu tarif ettiğimiz tarida frenk üzüm- leri yetiştirilebilir. Resmimizin biri beyaz, diğeri de siyah veya kırmızı Hollânda frenk üzümlerini göstermektedir. ÇİÇEKÇİLİK: Gül, nasıl çiçektir ve ne suretle yetiştirilir? Denilebilir ki, gül; güceyr halindeki çiçeklerin ven Jâtirı, en mükemmeli ve en hoş kokulusudur. itibarile, gölle- çoktur. Gülellük, çiçekçi. Miğin başlı başına ihl b gabeni tep kil eder. Gül merakı, gül yetiştirmek zevki, memi- tabiatte mevcud, ötedenberi uğraştığı toprağı taraklanarak tesviye edilmiş yer- ere, teşrinievvelde ekilirler ve toprak ha- if bir şekilde tazyik edilir ve 1 - 2 san- tim kalınlığında bir kısım gübre, bir kı- sım âdi toprak, 1/8 nisbetinde ince kum mahiütila yapılmış olan, toprak bareile tohumlar kapatılır ve üzerleri ince süz- geçli kovalarla sulanırlar. Bu suretle bü- tün ilkbahar ve yazın lüzum görüldükçe #ulanmaları bizımdır. Tohumlar intaş edip sören fldancıklar teşrinisaniye kadar burada bırakılırlar. Bu ayda ise mezkür fidanların 'en kuyvet- Mleri yerlerinden sökülerek, ayni tarzda hazırlanmış olan bir toprağa, yekdiğerle- rinden 20 - 25 santimetre mesafelerle yeniden dikilirler, şaşırtılırlar. Bunların çiçek açmaları hitam bulduktan sonra en güzel çiçek vermiş olanlar, seçilerek yer- lerinden çıkarııt ve bahçenin münasip mahallerine, iyi hazırlanmış toprak içeri- #ine dikilirler. Fidanlıkta güzel çiçekler vermemiş olan güllere ağustos veya eylülde göz aşisile, yerlerinde aşılanırlar. Güller, mayıs ve haziranda dahı aşıla- nırlarsa da, ağustos veya eylülde aşılan- maları daha muvafıktır. Çünkü, aşılanan gözler ilkbaharda daha - kuvvetli olarak meşvünema bulurlar. Güllerin tamamile teşekkül edebilme- si için, fidanlar üzerinde, arasıra ayıkla- malar yapmak, kuruyan dalları, zayıf siye ederiz. Akaçlardaki beyaz karıncalar ve beyaz küf mantarlar Kızıltoprak, bayan Şefika yaptığınız ve kendisin böcekler termitleri andırıyor. beyaz karınca adını alan bu böcekler, & am ağaçlara musallat olmazlar, Ancax başka bir kurdun açtığı deliklere girerek yarayı büyütürler, Ağaçlarınızın dibinde uzunca yası ve başı büyük, ayaksız bir kurdu aramalı Bız, eğer, bunu bulursanız bize haber ve- riniz. Size tekrar yazarız. Kıpır tabakası arasında gördüğünüz beyazlıklar kurdiarın açtığı deliklerde yaşayan beyaz küf mantarlardır. B Fıni bıçakla kazarak temizlemeli ve De zifUi katran sürmelisiniz. Hayvanatı bakariyeye musallat olan Bukelek sineklerine karşı Büyükdere, Dr. Süad Nahid: Hayvanatı bakariyeye ârız olan ve yazın bayvanları izaç eden sineklere karşı Cooper's. fabrikasının Nerble Fiy Powder Dâcinı, 108 gramlık tozunu 45 Ditre suda karıştırıp hayvanlarınızın sırtına: 15 mart, 12 nisan, 15 mayıs ve 15 haziranda, sene- de dört defa sürmenizi tavsiye ederiz Bu ilâcı İstanbulda Sirkecide, Mü dar hanında 4, 5, 6, 14 de Neşet Kar Zanda bulabilirsiniz. Oradan da bu ilç Makkında izaha: alabilirsiniz. Asri arı kovanları tedariki hakkında Alibey köyü, B. Fahri Süvari: Mektu- bunuzu okuduk. Asri arı kovanlarını ya Ankara ziraat müdürlüğünden ve yahut ta Trakya umum müfettişiiğinden teda- Tik edebilirsiniz. Her iki tarafa birer mek- tup yazarak maksadınızı bildirmenizi tav- dalları kesmek Jâzımdır. Muntazam ekil verdirmek için de tegrinlevvelde bunların bir senelik dallarını 2-5 göz üzerinden budamak lâzımdır. Teşrinlevvelde budama zımnında ke- silen dalların en sağlam ve en İyi cins giçek açmış olanlar intihab edilerek, bum- Jar 5 - 6 gözü hamil olacak ve en akt tarafındaki tomurcuğun hemen öltina isabet edecek surette kesilerek muhtelif ksımlara bölündükten sonra, tepelerinde birer yaprak bırakılarak, diğerleri hazfe- dildikten sonra, çeliklemeleri yapılaca olanlar, güzelce kübrelenmiş ve kâfi mik. darda kumla karıştırılmış olan toprağ, bunlar sıra ile ve birbirlerinden 4 - 5 santim mesafe ile yarı boylarına kadar toprağa dikilerek sulanırlar, Bunlar bü- tün ilkbahar ve yazın muntazaman su- tanırlar. Teşrinlevvelde, bunlardan en İyi teyek- kül etmiş olanları, yerlerinden çıkarı: rak kendilerine mahsus olan gübreler mahallere dikilirler. kök haml etmiş olan işbu çeliklerden çıkan şahlar ise, teşrinisanide toprak kazıldıktan sonra bir bıçakla KÖk- lerile birlikte kesilip ayrıldıktan sonra, aynca gübrelenmiş toprağa dikilirler, ki, bunlar ayrılmış oldukları gülün U mi evsafını kâmilen muhafaza ederi: Sarılıcı olan güllere gelince: Bunlar fevkattürab - toprak üstü daldırması - ile teksir edilirler. Limonlara yapılacak v ya yapılan duldırmanın ayni şeklini gö İere de yapmak Kabildir. Güllere, puseronlar, dehşetli bir şekit- de musallat olurlar. Bunlarla nasıl mü cadele edileceği hakkında (Halk Ziraati) nam eserimizde izahat vardır. Bunun, bu bahse ald kısımlarının okunmasını ehem- miyetle tavsiye ederiz. Kitap, İstanbel Ankara caddesinde Hilmi Kitapevinde bir lira mukabilinde satılmaktadır. Külleme için de, bu hafta initşar eden yazımızda matlüp izahat verilmiştir. AKŞAM'ın tefrikası AŞKIN K Tefrika No. 77 URBANI — Büyük macera romanı — İtina ile kaydı. Kâh uzanan su bo- rularına, kâh pencere kenarlarına tu- tunarak ilerledi. Bir kedi hafifliği ile çıt yapmadan randevu odasının açık camı önüne gelmişti. Kendini gizl Tek dinledi, Nadire dostuna: — Ben şimdi gidiyorum. Sen ister- sen yat uyu, Biraz istirahat et... — Pekâlâ, giti Lâkin vadını unut- ma... Yarın eşyalarını tophyacaksın ve büsbütün bana geleceksin değil mi? — Evet, amma sen de şarlımı ha- tırla!... — Biliyorum... Korkma ben vadim- de durur bir insanım, İstikbalini te- min için namına yarın yirmi bin lira bankaya yatıracağım. Lâkin sen de ta- mamen benim, yalniz benim olacak- sın, — Söz! — Paşayı ne yapacaksın? — Hiç! Bir daha yüzünü görmem, 'Hissiyatımla çok mücadele ettim, Am- ma ne yapayım aşkım galebe çaldı. Se- ni seviyorum, cicim! Buna emin ola- Nâkleden: (Vâ-Nü) — O halde yarın ikide geliyorsun değil mi? — İnşallah!... “Tekrar uzun uzun öpüştüler. Pek yakıfıdan bu hali seyreden Re- fet ortalarına atılmamak için kendini zor zaptetti. w— Dur telâş etme, şimdi herif uy- kuya dalar sen de onu rahat rahat ge- bertirsin.» diyordu. Bir elile cebindeki Lâz çakısını ok- Şimdi Nadire gitmişti. Suriyeli ban- ker mesud bir adam rehavetile geril- di. Yorgundu. Hakikaten uykuya ih- tiyacı vardı. Divana uzandı. Dışarda düşmanı, fareyi gözeten bir kedi gibi uyumasını bekliyordu. Vehbi Tahir horlamağa başlayınca sahte paşa da bin bir itina ile pence- Teden içeri girmeğe hazırlanırken oda- nın kapısının açıldığını hayretle gör- dü, Giren bir erkekti, Ya gelen adam onu görürse? Biran kaçmağı düşündü. Fakat in- gelmek güçtü, Hayır ne olursa olsun yerinde kalacaktı. Duvara yaslanarak bekledi. Öylece ne kadar müddet durduğunu farketmedi. Lâkin uzaklaşan bir ayak sesi işitince üsuletle baktı. Odada uyuyan rakibinden başka kimse yok- tu. Vakıt kaybtemeğe gelmez. Refet hemen içeriye atladı ve kolunun bütün kuvvetile kaldırarak bıçağını Suriyeli- nin gırtlağına sapladı. Ete giren çeli- ğin geırtısı işitildi, kan etrafa fışkır- di... Adamcağız boğuk bir sesle inledi ve başı döşekten aşağı sarktı. — İşte Nadire senin olmıyacak! -di- yerek, Refet, cesede baktı ve masanın üstünde duran paraları cebine atarak elektriği söndürdü ve açık kalmış s0- kak kapısından çıkıp gitti, Herşey olup bitmişti. Kimse onu görmemişti. Üstelik menhus rakibin- den de kurtulmuştu!. ... O sabah Rabia hanım mutadı veçhi- le kahvaltı için indiği kocasının dük- kânında sabırsızlanıyordu. Kaçtır hiz- metçisini çağırdığı halde hâlâ gelme- mişti, Nihayet kız gözlerini ovuştura- rak göründü: — Ayol neredesin? Bu ne uyku! Ta- hir Vehbi beyin paltosile şapkası asi- hı duruyor, demek geceyi burada ge- çirmiş, Sütünü hazırla da odasına ben tkamını almamıştı. Tekrar buraya | götüreceğim, Verilen emri kız telâşla ifa etti, Ka- dın tepsiyi alarak üst kata çıktı. Kapi- yı vurdu, Ses yok. — Allah Allah; ne derin uyuyor. - diye mırıldanarak yavaşça kanadı it- ti, içeri baktı. Elindeki tepsi yere yuvarlandı. Acı bir feryad kopardı. Sesini işiden kocasile hizmetçi koş- tular. Kadın dehşetle odayı göstere- rek; — öldürmüşler... ler... Mahallebici isyanla; — Bu ne rezalet! Evimizde cinayet!, Mahallede ne diyecekler?... Aman ya- rabbi... Hizmteçi kız şaştı: — Nasıl olur?... Kim bu işi yaptı? Katil nasıl içeri girebilmiş. — Kapı açık kalmış. Teessürle bakıştılar. Suriyeli banker, boğazında büyük bir yara, cansız yatıyordu. Tirll tiril titriyen dükkâncı: — İçeri girmemeli, Hemen polise haber vermeli, Haydi kız, koş karako- la! Sonra karısına hitaben: — Sen de in dükkâna, sesini sadani çıkarma... Of, ne belâlı iş! Nadire ha- nım nerede? — Gece gitmiş olacak... Kalmağa niyeti olmadığını söylüyordu. Cinayet havadisi bütün mahalleye Adamı öldürmüş- yayılmıştı. Herkesler merakla haber almağa geliyorlardı. Polis memurları da tahkikata baş- Iadılar, Divanın kenarında halıya sap- lı kalan kamayı muayene ettiler. Mak- tulün boğazından akan kanlar silâha bulaşmıştı, Sapında Suriye şehrinde bi- rinin ismi yazılı! Tahir Vehbinin Nadire ile bu evde görüştüğü tabiatile öğrenildi ve ayni zamanda genç kadının resmen Kadri Memduh paşanın metresi olduğu da meydana çıktı. Sıkıştırılan hizmetçi kızın ifadesinden de o gece odasına üç erkeğin misafir geldiği anlaşıldı. Bilhassa «Üstadela Mehmedin isimle. Ti geçince, polisler derhal; ? — A... Tanıdık!... İkisi de sabika- h.. Bu işi yapan onlardır! « dediler. kerin üstünde mühim bir para varımş, Rabia hanım istintakı esnasında söye Jedi geldiği zaman metre. sine anlatırken işitmiş... O «şöyle aya üstü iyi bir iş yaptım. Bugünkü kâ. rım yolunda!» diyerek cebine vuruyor. muş... Bu paraya konmak için cina. yeti göze atmış olabilirler. (Arkas var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: