3 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

3 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iki korku arasında (Baş tarafı 1 ahifede) Ân medhedi i görüp-le- Gie yazsam Karşıma şöyle pespaye Ikelime çıkardı: Dalkavuk!| fakeza dün filâh icrastına taraf. gık ettiğim bir şahıs veya makamın ni başka bir faaliyetini beğenme- a4 derhal (Gene mi muhalefet?) sor- fana çekilirdim ve görürdüm ki,en Blişik olduğumuz şeylerden biri ve sistemli düşünmektir. İsterdik in dek fikirlerimizi, kan mizi de tıpkı o çorabımız; ,gramız ve mendilimiz o gibi gir abverelim; hiç oyorulina i ve üzülmeden! Bü'gcıklı hal, ıfuz kafa idmansızlığından ve Kak gımamak vicdansızlığından gelmi- #du; işin içinde yazık ki, haylice der gdeniyet imansızlığı ve doğruluk imansıztığı vardı. Gide gide şöyle yg vaziyet hasıl oldu; tıpkı (futbol) gJeüreş profesyonelleri gibi bir ta» fr (muhalefet) veya (muvafakat) teri yetişmeğe başladığını farket- £ Tuhaftır ki, okuyucuların ruhi rali bu temayülü kuvvetlendiriyor. ü Zira dürüst düşünür ve öyle dü- üşü sever münevver bir zümre di. kalan hayli okuyucularda tıpkı lardaki kavga ve dövüş manza- etrafına biriken işsizler sını- h hatırlatır bir merak belirmişti, Ta» le bugün bir takım maçlarda adığımız. çirkin ruh, Horoz, koç, dövüşü gibi şeylerde karşı kar- fa geçmiş biribirine hasım ve gözü imanlı iki insan kümesi düşünün, gfiyeti kavramış olursunuz: Taraf- | rasim İzel karşısındakini ezmek- gd smekten başka birşey dü- gümezdi ve bir kıyıda bulunanlar da tarafta olanların yalnız aleyhin- if söylerdi! Güya kalemi bırakmış da, ve balta ile'yazıyorduk; Netice Bir gün gördük ki, vur- Ma herşeyden önce Bütün bu geçen hüsranlar, Türk iliği için, düşündürücü ders. ğ oldu. Ve bugünün kalem Alemi, inkü hercümerçten çok: uzaktır, Şu ati şükranla söylememek, hem Aksızlık, hem nankörlük olur. i Fakat bütün vazifeler bitti mi? El tte hayır Madem ki, hayırir bir te- ül, kemale doğru dalma ilerlemek. ie: Şüphe yok ki, bugüne düşen ödev, Arını dünden daha hür ve hürriyeti. daha büyük meharetle kullanmağa bir seviyeye çıkarmaktır, lop kurultayı içindeki muhtelif püzakereler ve kararlar bu gayeyi Büyük bir ingiliz Henizaltı gemisi battı (Baş tarafı 1 inci sahifede) | «Liverpool körfezinde deniz. eksper Eee tesellim edilmeden , tecrübeler © yapmakta olan hetis» denizaltı gemisinin saat 13,40 da denize daldığı halde üç saat Jonra, suyun yüzüne çıkmamış oldu- Runu amirallık makamı teessürle bil- flirir. Gerninin üç saat denizin altın- la kalması lâzımdı. Gemide 6 zabit © 48 mürettebattan masada Bahriye | Nezaretinin 4 eksperi ve adedleri şim- pe '& kadar belli olmıyan mühendisler | içşiler bulunmakta idi. Bir kaç h gemisi facia mahallinde bulun- hr. Tayyareler karanlık bas- İne göre «Thetis» de 100 ağa m idi. Bu şerait altında gemideki oksijenlerin 36 saat içinde bitmesi İzumdır. çi Dün akşam Portland'da büyük bi; faaliyet hüküm sürmüştür. örülü beke bütün harb gemileri «The. aramak üzerebütün süratile Yola çıkmışlardır. i Bütün sinemalar perdelerine bir servis notu aksetlirmişlerdir. Notda eme bulunmaları çan bütün bahriyeliler davet edimekte e El Mersey doklarına merbut olan ve bütün kurtarma yasıtalarile müceh- | dan bildirimektedir, | güttü. Şimdi tatbikatın yazı ve gaze- te sahasındaki tecellilerini düşünecek mevkie geldik. Evet, yazıcılarımız ne yapacak? Bu sualin cevabını vermeden evvel küçük bir noktayı hatırliyalim: Bir muhatabı, bizim onun sözlerine evet dememizden başka birşey bekle- mez farzetmek, herşeyden evvel o mu- hataba hürmetsizlik demektir. Zira bunun mânası, öyle bir adamı tenkide tahammül melekesinden, mahrum ve kendi vehimleri içinde «pırangabente azametli bir kafa zavallısı saymaktan başın birşey değtidir. Ve bu demektir ki, biz o adamın küçük bir kelime iti. razına razı olabilecek kadar da mede- ni yumuşaklığı bulunabileceğine ina» namıyoruz! O s«eple de düşündüğü- müzü kendisinden saklamadayız! Böyle bir hareket, ileri bir insanı | memnun edebilir mi? Ederse ayıp de- gil midir? Çünkü bunda muhataba hürmet değil, açık bir güvensizlik var. Netice? Netice şudur ki, samimi, mü. tevazi ve hayırhah bir adamın, iyi bir niyetle düşündüklerini söylemesi hiç bir zaman suç sayılamaz ve sayılma manlıdır. Yeter ki, bu düşünce terbi- yenin, vekarın ve memleket menfaat» lerinin emrettiği kisveye bürünmüş olsun! İşte Türk matbuatının milletimize hergün daha kuvvetle telkin etmesi | lâzım gelen umde budur. Ancak her yüksek itiyad gibi bu iş de idman ve himmet ister. Dar bir kafanın yirmi dört saatte her fikri rahatça kavrıya» | cak bir genişlik kazanabileceğini isbat | eder hiç bir alâmet görülmemiştir. Demek ki, hükümeti tenkide, biribiri- mizin fikirlerini, yazılarını medeni bir şime ile kontrol etmeğe de bizi alıştır. | mak vazifesi gene en çok yazıcılara | düşüyor. Lâkin bunun ilk muvaffakı- yet şartı, muharririn iptida kendi ka- lemini mürakabe âltına almasıdır. Doğru söylemek, güzel söylemek, hak- kabule hazır olmak... İşte gerek kendimizin gerek okuyu» culârımızın Kazanması zaruri olan | meleke! Biz bunu elde ettikçedir ki, zihinlerimiz daha incelecek ve kalem- lerimiz gürbüzleşecektir. Herkes bil. meli ki, bir başkası tarafından teriktd olunabilir. Ve hiç bir münekkid unut. mamalı ki, kendisi de papa değildir velâyuhti olamaz. Binaenaleyh tenki. di dahi tenkid eden bulunacaktır. Bugün böyle bir idenle doğru katf | bir azim fakat itidalli bir metodir yü- | rümeliyiz. Yürümeliyiz ki, yarın dahn yüksek bir medeniyet tepesine çıkmış olalım. Fazıl Ahmed Aykaç hez bulunan hususi «Vigilant» va- puru €Thetis, in bulunduğu zannedi- len mahalle gitmiştir. Bu vapurun vaku mahalline Oüçsantte gideceği tahmin edilmektedir. Gemidekiler sağ ve salim Londra 2 (A.A) — «Thetiss in Gre- at Orweshead'ın 14 mil açığında bu- Tunduğu amiralık makamı tarafin- Geminin pupası (kıç tarafi) 18 ayak suyun üstüne çıkmıştır. | <Thetise in içindekiler sağ ve satim- dir. Kumandan ve bir mülâzım Londra 2 (A.A.) — eThetise in ku- mandanı Oran ile mülâzm Woods, tahtelbahiri bulan «Brazen» gemisi. ne . 4 kişi kurtarıldı Londra 2 (A.A.) — Amiralık ma- kamından bidirildiğine göre «Thetis» tahtelbahiri, Great Ormeshead'ın 14 mil açığında bulunmuştur. Geminin mürettebatından 4 kişi kurtarılmış- tar, , «Thetis» in kendi vesaitile ilerle- diğine dair bundan evvel verilmiş olan haber doğru değildir. Geminin başı 130 ayak suyun içinde, pupası suyun üstündedir. - Gemide bulunanların berhsyat ol- duğuna dair verilen malümat etmektedir; 4 kişi Davis tahlisiye ale | zmı geleceği mütalâasında bulunmuş, | noterliklerce yapılan hizmet akdi ci- İ bakat halinde bulunsalar dahi hâki- ti vasıtasile kurtarılmıştır. Bunların .arasında beşinci denizaltı filotillasr PARTi KURULTAYI (Baş tarafı birinci sahifede) gesi B. Kâzım Azamet, hâkimlere her sene muayyen müddetle verilen mo guniyetlerin kullanılması şekillerinin adaletin tevziinde husule getirdiği güçlüklere nazarı dikkati celbetmiş, esaslı kânunlarımızda sık sık yapıl- makta olan tadiller üzerinde de dura. rak Türk ceza kanununda yapılan ta- dilâta işaretle bu gibi kanunların ted- vininden önce memleket bünyesi ba- kımından derin bir tetkike tâbi tutul- masını istemiştir. İcra kanununun tadilinde nazarı dikkate alınacak bir nokta Antalya delegesi, Bahçe hırsızlıkları etrafinda dilekler encümeninin ceza ka» nunurndaki müeyyideler kâfi görerek bu hususta yeni bir temennide bulun- mamış olmasına işaret ederek bu gibi hırsızlıklara karşi sarih hükümlere şiddetle lüzum olduğunu söylemiş ve icra kanunu ve bu kanunda tedilât yapılmak üzere hasarlanmış olan pro- Jeye de temas ederek alacaklının, hak» kımı elde edebilmek için uğraşarak iA- mım aldıktan sonra icraya geldiği za- man borçlunun ödeme emrini tebel- lüğden önce satmak suretile göyri menkulünü kaçırmakta olduğunu ve bu da hakkın ziynına sebebiyet verdi- gini ilâve eylemiş ve demiştir ki: «Adilye Vekilinden rica ediyorum. İcra kanununun tadili esnasında bil- hassa bu nokta Üzerinde dursunlar ve o kanuna «Borçlu, ieradan ödeme em- rini tebelluğ edince emvali gayri men- kulesinin her hangi bir kimseye inti- kalinin bir kıymeti yoktur» diye bir | madde ilâve etsinler. B. Kâzım Azamet, boşanma işleri- nin kolaylaştırılması meselesi üzerin- dede durarak evliliğin nihayet bir akit | oluşuna göre, bu akdin gene tarafeyn rızasile feshedilmesi yani" her iki ta- raf musır şekilde boşanma iddiasında bulundukları takdirde bu sebeplerin boşanmaya: mevzu teşkil eylemesi lâ- hetine temas eylemiş ve noterin bu tarz hareketlerile ahkâmı kanuniye- yi-rahnedâr etmemeleri hususunda Adliye Vekâletinin müdahale eyleme sini istemiştir. Delegelerden: B. Sadık Tahsin, bo. şanmanın kolaylaştırılmasını müda- faa eylemiş boşanma tarafeynin ta» lebi, şahitler ve-delâili davada muta- min-medeni kanunun 151 inci mad- desine dayanarak ben buna vicdanen kali. değilim diyerek davayı reddeyle. mekte olduklarını söylemiş ve adliye Vekâletinin bu madde üzerinde dur. masını istemiştir. B. Salâh. Yargı, (Kocaeli), Antalya delegesi B. Kâzım Azametin mütalâa- | larına karşılık olarak İhtiyaçlar ka- nunların da değişmesini icabederse istikrar arzusu düşüncesile bu ihtiya. cı yüzüstü bırakmanın doğru olamı- | köy kanununa köylünün ihtiyar he- kate alınmasına imkân olmadığını söylemiş ve demiştir ki; Bir kimse diğerinden bir hak iddia ediyor diye onun malını mülkünü hacir altına almak imkânı yoktur.» Boşanma davalarında medeni ka- nunun hükümlerindeki isabet üzerin- de de bilhassa duran Salalı Yargı, hâkime bu hususta verilmiş olan tak- dir hakkının, içtimai muvazene ve menfaatin muhafazası gayesile ve- rilmiş bulunduğunu Türkiye Cürhu- riyeti kanunlarında bu içtimai ha- yatı şiddetle alâkadar ve boşanma işlerinde hâkimi bağlar şekide ahkâm vazının doğru olamıyacağını ilâve ey- lemiştir. Adliye Vekilinin izahatı Adliye Vekili Fethi Okyar, hâ- kimlerin mezuniyeti meselelerinin adaletin tevziinde o sebeb olduğu güçlüklerin izalesine (çalışacağını, Türk ceza kanununda yapilmiş olan tadillerin bir tekâmül seyri neti- cesi olduğunu ve bu itibarla pek za- ruri olan bu gibi tadillerin havırlı telâkki edilmesi lâzım geleceğini, bah» | çe hursızlıklarını önlemek için bugün» | kü kanuni mevzuat kâfi değilse ikti- sadi hayatı her türlü zararlardan ko- ruyacak tedbirleri alacağını söy- lemiştir. Adilye Vekili Okyar, icra ve iflâs kanunu tadilâtı üzerindeki mütali- alara karşılık olarak da, getirtilen mü- tehassıs tarafmdan'bu hususta hazır- lanan projenin alâkadarlar ve muhtelif | komisyonlarla, adli makamlar tara- | fından tedkik edilen bu projenin bün» | yemize ve muhit ihtiyaçlarına uygun hükümlerinin yakında B, M Mecii- sine arzedileceğini bildirmiş ve bo- şanma işlerini kolaylaştırmak husu- sundaki temennilere karşılık olarak, noterlerin: hizmet akdi şeklindeki gayri meşru mukaveleler akdetme- meleri için tamimentebiiğatta bulun- duğunu: bildirmiş've boşanma kolay- | lıklarının mazide içtimai hayatımızda husule getirdiği zararları kaydederek medeni kanunumuzdan bu hususta | tedvin edilmiş hükümlerden dolayı ancak şeref ve iftihar duyabileceği- mizi ilâve'eyiemiştir. i Dahiliye Vekâletini alâkadar eden dilekler Adliyeye ait dilekler üzerinde geçen bu müzakereden sonra bu dilekler tasvib edilmiş ve Dahiliye “Ve kâleti ile alâkadar dileklerin müze- keresine geçilmiştir. Bu münasebetle söz alan hatipler- den Yozgat delegesi Rifat, devlete vergi verirken köylünün gerek'bu ver- ginin tahsilinden ve gerek sarf şek- linden duyduğu huzur ve emniy»ste mukabil köy kanunu ile köy ihtiyar heyetine verdiği paranın nereye sar- fedildiğini bilemediğini söylemiş ve yetinden muayyen bir zaman zarfın- da bu paraların sarfi hakkında he- sap istiyebileceğine dair bir kayıt tâ- yacağını söyliyerek demiştir'ki; «Her şeyde hayatiyet olduğu gibi bütün içtimai münasebetler ve ihti- yaçlar da yeni hareketlere göre bir ta- kım hayatiyet eserleri gösterirler. Bu- na taallük eden kanunlarda da tabla. tile değişiklik yapılması icabeder, » Bu izahatından sonra Salah Yargı, ceza kanunundaki değişikliği icab et- tiren sebebeleri kaydeylemiş. ve icra kanunu tatbikatı etrafındaki müta. lâalara karşılık olarak da kanunları- vesini istemiştir. Hatip köy mühürlerinin iyi mus fazası hakkındaki hükümler hilâ- fında bu mühürlerin elden ele dolaş- makta olduğunu da kaydederek köy kanunu ile köylünün kendi mektebini kendi yapması mebcuriyetinin ağırlı | lığından bahseylemiş ve bunların | devlet tarafından yaptırılmasını İsto- miştir. Yozgat mebusu Sirri İçöz de varifelerin- den gayri hizmetlerde ta olan mızda alacaklının haklarını koruya» cak ve temin edecek müeyyidelerin bulunduğu icra Latbikatında alınma» sı lüzumlu bazı tedbirler bulunmasını kabul etmekle beraber hatip taratın- dan ileri sürüler şeklin nazan dik- nahiye müdürlerinin. vazifeleri başlarına iadelerini ve yalnız kendi işlerile meşgul olmalarının teminini #stemiştir. Çanakkale delegesi Raşit, köy bütçele- rinş köyün gerek mecburi ve gerek ihti- yari işlerile alâkadar olmuyan tahsisatlar konulmakta olmasından şikâyet eyledi. Çorum: delegesi Abdülkâdir Güney, köy amamaN0NAA8 SEUASENEA BANANA DEAOEASASE RAN EAUAAEUEEASEMUEEEUEEEA SEE RENAUA BERA NAAEEESENEREEIE kumandanı Oram bulunmaktadır. Oram, derhal kurtarma ameliya- tanı idare etmeğe başlamıştır. Tah- telbahirin de kurtarılacağı ümid edik mektedir. Geminin kaburgası delinecek Tondra2 (A.A.) — Amirallık ma- Kamından bildirildiğine göre €Thetls; in mürettebatının kurtarılması için geminin kaburgaaı, Oksidrik gaz lâm balarile delinecektir. Londra 7 (A.A) — Öğrenildiğine göre eThetis; in pupası evveloe haber verildiği gibi amudi hir şekilde suyun dışına çıkmış değildir. Tahtelbahir, öne doğru iylee sarkmış olduğu için Pupasınun suyun yüzüne çıktığını Söylemek-daha doğru olur. Gemideki temas temin edildi Londra 2 (A.A) Dalgıçlar <Thetiöş in kaburgasına vurmak su- retile geminin omürettebatile dalmi temas halinde bulunmaktadırlar. Batan tahtelbahir Batan tahtelbahir yeni yapılmıştı, boyu 265 ayak, derinliği 26,6 ayaktı, Uzun mesafelerde iş görecek büyük denizaltı gemilerindendi. 850 bin İngiliz lirasına mal olmuştu. İçinde 6 tane 24 Tük torpido kovanı, 1 tana 4 pusluk topu “vardır. kâtiplerinden bahsetmiş ve bunların köy« lere bir yük olduğunu kendilerinden bek» lenilen vazifeleri yapmaktan uzak bulur duklarını,. bu vaziyet. karşısında bunlar a vazifelerinden alınmalı veyahut da köy, kanununu tatbik edebilecek kudrete kü- tipler tayinini istemiştir. Dahiliye Vekilinin cevabı ' Dahiliye Vekili Falk Öztrak, bu. mütalâ- alara karşılık olarak demiştir ki; Arkadaşlarımın oODahiliye Vekâletine mütaallik olan dilekleri etrafındaki müta- Maları bir kaç noktaya irca edilebilir. Bün- lardan bir tanesi tam teşekküllü nahiye» lerde bulunan memurların nahiye- lerde bırakılmayıp vilâyet ve kaza merkezlerine sevki işitir. Bununla alâka- dar olacağım ve buna mâni olmağa çalı” şacağım. Bunun mahiyetini bilmiyorum, İnegöl ve Yenişehrin Bilecik'e bağlanma sma “ matuf olan Obeyanata (gelince, muhterem arkadaşlarım, benden bu meys 2w üzerinde: billahi ferdi vaidler bekle- meğler, tetkik mevzuudur, (tetkik ederiz. Hangi Kazanıp hangi vilâyele rabtı, mem- leketin, ve kendilerinin ihtiyaçlarına daha uygunsa, kanunların gösterdikleri mera- silme tâbi olarak yapar ve işleri yoluna koymağa çalışırız. Köy derneklerinin köy bütçeleri üzerin- de mürakabe selâhiyetleri olmadığından bahsedildi. Sayın arkadaşlarımı, alü- mudur ki köy bütçelerini köyler yapar- lar. Bunların hesabı katilerini köy. der- nekleri yapar, Binaenaleyh bunların üze- rinde köntrolları vardir. Bu haklarını kul- lanmak istiyenler varsa kullanabilirler, Maamafih yok zannedenler vi du bir tamimle nazarı dikkat ederiz Köy kütiplerinin kendilerinden bekis- nen hizmetleri yapamadıklarını ve bil- âkis köylüleri izrar ettiklerini buyurdular, Köy kâtlpleri: meselesi daha evvel de Ve- kâletin nazarı dikkatini celbetmiş ve bü nün için vilâyetlere buna dair emirler ve- rilmiştir. Bir köyün behemehal bir kâtip tutma- sına dair bir mecburiyeti yoktur. Bu teb- İğ edilmiştir. Hükümetin köy ihtiyar heys etlerinden istediği gey aldıkları ve ver- diklerinin mevduata uygun mazbut bir hesaba müstenit olmasıdır. Bunu İster muhtar tutsun, isterse okur yazar birisi tutsun, isterse köylerde kâtipler tutsun. İsterse bir kaç köy bir kâtiple bu işi gör Sünler, hattâ isterlerse: hiç kütip tutma- sınlar. Yalnız hesaplarda karışıklık olmu- yacak bir gekil bulunsun. Ondan #onra diğer bir mevzu kaldı o da köy borçları ve köy borçları ile köylüye tahmil edilen salmadır. Bu salma mevzüu bir müddetlen- beri hükümeti işgal etmektedir. Da- hiliye Vekâletine gelmezden evvel O mesuliyeti üzerinde taşıyan arkadaş- larım bunu hesaba katmışlar ve bu salmaların haddi makule ircat için lâzım gelen tebligatı yapmışlardı. Bu salma işi bir mükellefiyet olmak itibarile kanunun çizdiği hudut hari- cinde, veya kanunun istilzam ettiği adalet haricine çıktığı takdirde el- betie tesiratı çok fazla olur. Haksız mükellefiyete tabi olan veya taham- mülünden fazla mükellefiyete tabi olan insanların şikâyet etmes! gayet tabildir. Bunu biz bir taraftan yaptı- Kımız tebliğlerle önlemeğe çalışmakla beraber diğer taraftan da daha kuv- vetli bir müeyyideye bağlamak 'çin Meclise bir kanun Jâyihası takdim etmiş bulunuyoruz. Bu Meclis ruzna- mesine de alınmıştır. İnşaallh ya- kında çıkarsa köylü daha Xuvvetit bir müeyyide ile bu rahatsızlıktan kurtulmuş olur, (Alkışar) Nafia Vekilinin izahatı Ankara — Kurultayın bugünkü iç tiinaında Nafia Vekâletini alâkadar eden: dilekler üzerinde de müzakere cereyan etmiş ve söz alan hatipler bazı mütalea ve tahminlerde bulun- muşlardır. Nafia Vekili B. Ali Fuad Cebesoy limanlar, şimendiferler, ve sular meselesi üzerinde bilhassa dü- rarak bu işler etrafında izahat ver- miştir Nafia Vekili, Samsun mebusu B. Cu- di Gürsoy tarafından serdolunan San» sunda bir dalgakıran yapılması hak. kındaki temenniye cevab vererek; — Bu husus için -dedi- eleman bu. Tabilirsem bu etüd yapmağı vadedi. yorum. Maliye Vekâletini alâkadar eden işler ı Maliye Vekâletini alâkadar eden dilekler üzerinde de birçok hatip söz almış ve-bazı temennilerde bulunmuş. lardır. Maliye Vekili B, Fuad Ağralı kürsüye gelerek hatiplere ayrı ayrı cevab vermiştir, Maarif Vekâletini alâkadar eden iş» ler üzerinde de hatipler tarafından ileri sürülen bir çok temenni vardı Maarif Vekili B. Hasan - Âli Yücel bu dileklere karşılık beyanatta bulunmuş«' tur, Bundan sonra müzakere kâfi gö. rülmüş Maarif Vekâletine ald dilekler tasvib edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: