3 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

3 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

civerdlilerin İ 31inci yıldönümü idieseks Vandrer 9 ha- iranda şehrimize geliyor; İngiliz amatör milli takımına 7 oyuncu veren bu klüp gelecek pazar Fenerbahçe ile karşılaşacak hafta pazar günü şehrimiz Fenerbahçenin $i inci ünasebetile mütena bir lan sarı rinde şimdiye kadar müze nasip olmayan. futbolün ilk nucidi İngilizler karşısında oyna nak bahtiyarlığına erişecekler, Mütareke set inde işgal ki hiç bir klübü- lerinin acıklı günle- vvetlerinin. teşkil etti- , Klüplerle yaptığı maçlarda gâlip plerek bizlere bir nevi hınç almâk sellisini veren Sarılâciverdliler tâ © amâandanberi Türk gençliğinin kal- inde ettiler, Bu b fethediş zamana her angi bir ecnebi ekip karşısında ga- ebeler fazlalaştıkça arttı. Fenerbah- Çe bugün memleketin hiç şüphesiz pen fazla tutulan klüplerinden biri haline geldi. Sarı Mciverdlilerin kendilerile a,- ni safta yürüyerek spor pişdarlığı yapan Galatasaray ile birlikte mem- leketin en fazla taraftara malik bi- rer klübü olduğunu bugün için hiç bir kimsenin inkâr edeceğini zannet- nİyoruz, Onların birbirile yaptığı müsabaka- ların her hangi milli veya hususi maç larla kıyas edilmiyecek derecede se- yirci toplaması, halk arasında ne ka. Mi dar sevildiklerine kuvvetli birer de- ii Yildir, Esefle söylemek mecburiyetindeyiz ki bugün için futbol sahalarından $ pa klaşan Nedim gibi kaleci, Hasan Kâmil gibi Amerikada bile nam bıra- kan bir müdafi, Zeki ve Alâaddin gi | bi birer mühacim miştir. Ve bu gidişle şüphelidir. Hepimizin çılgınca alkış- ladığı Fikret te biraz maziye rücu edersek onların zamanından bize kalan mirastır. henüz yetişme- Memleket sporuna büyük hizmet- | leri uman Fenerliler senelerce daha görmek imkânını elde edemiye- Ceğimiz muhakkak olan İngiliz fut- bolünü de nihayet Türk toprakla na gelirmek suretile Türk futbolüne bir yardımda daha bulunuyorlar. sarı lâc bile göze ünden olan mleketlere $ dereceler nar etmiştir. Bu klüb ©. Yapacağı bu gütere sporcuları hususi miyet ver; bir ktedirler, Çünkü “bu £ kadar Londradan F 49 defa seyahat seneki 30 nci Olduğu cihetle nsupları Du münasebetle bir sid programı hazırlamışlardır. Se- kişilik bir futboleü kadro: an takıma mühim ığı da refakat ede- milli takımına ka. i fi, iki muavin ve üç mü- hâcim vermek gİbİ yüksek bir var- > gösteren bu klüp şehrimizde 9 aziranda o bulunacağını telgrafla bildirmiştir k rd Berlin olimpivadlarında oyunları- nl gördüğümüz İngiliz amatör milli yetişeceği de | İngiliz amatör takımının sağ müdafii F. Micks takımı uzun boylu ve çok kavi fut bolcülerdi. Kafa oyunlarında yük- sek meharetleri ölan İngilizlerin bi- zim çocuklara bu cihetten pex« fazla tefevvuk edecekleri şüphesizdir. Pro- rofesyonelleri kadar topa hâkimi- yetleri olmamakla beraber eskiden şehrimize gelen meşhur Orta Avri- pa takımlarından iyi bir intiba bırak- tılar. Zaten bu takım karşısında ga- libiyet mağlübiyetin mevzuu bahsol- mıyacağı cihetle onlara karşı oyna- | yabilmek bile bizim için büyük bir | şereftir. İngiliz takımı civerdiilerin yıldönümü olan önü- müzdeki pazar günü Fenerbahçe bi- rinci takımı ile yapacaktır. İkinci ve üçüncü müsabakaların Ankarada yapılması düşünülmüş ise yügüne kadar aradan kati bir cevap gel mediğ bu müsabaksların da şehrimizde oynanacağı tahmin edil mektedir Ankara olmadığı takdirde İngiliz- ikinci larını öbür hafta cu- tesi günü Tek: Iı pazar günü yapacaklardır. Bu malarn hengi takımla ol ind karşılaş Yozyad (Akşam) — Yozgat bölgesi adına tertip edilen at yarış- lan pazar günü binlerce seyircinin Iştirakile çok neşeli ve intizamlı yapu- maiştır. Birinci koşu: Bin metre mesafeden tay koşusuna yedi tay iştirak etmiş, Birinciliği, İsmail Demir Türkün al erkek tayı, ikinciliği Ömer Burunka- yanın doru erkek tayı, üçüncülüğü Mazhar Kılıçaslanin demir kır ceylân tayı kazanmıştır, İkinci: koşu sürat koşusu olup, iki bin metre mesafeden yapılan bu ko- suya on yedi at iştirak etmiş, birinci- spor Alaca hâkiminin kır atı, üçüncülüğü Mehmed Erganın kır atı kazanmıştır. Üçüncü koşu: Yozgat havalisinde doğmuş ve büyümüş hayvanlar ara- ilk maçını sarı !â- | Milli küme müsabakaları Bu gün Beşiktaş - Vefa, yarın Fenerbahçe - Gala- tasaray karşılaşıyor Milli küme müsabakaları nihayete yaklaştıkça ehemmiyet nisbeti, o de rece fazlalaşmaktadır. Bu hafta Taksim stadı gene iki mühim karşılaşmaya sahne olacak ve binleree spor meraklısını heye- candan heyecana düşürecektir. İlk maç bugün Vefa ile Beşiktaş arasında olacak. Üç hafta evvel oyni takımlar birbirini mağlüp edememiş ve sahadan 3 - 3 berabere ayrılmış lardı. Acaba bugün ne olacak? Üç hafta evvel İle bugün arâsındâ tâ kımlar kadrosunda bü likler olmadığı cihetle bu karşılaşi nın gene ayni oyuncuların mücade- lesi şeklinde geçeceği tahmin edile- bilir, Evvelki müsabaka bir gol panayı- nı halinde geçmiş ise de bugünkü karşılaşmanın pek fazla gollü olaca” ğını zannetmiyoruz. Bu müsabi fırsatlardan daha fazla istife mesini bilen taraf lehine netlcelene- cektir. Pazar günü yapılacak olan Fener- bahçe - Galatasaray maçı senenin en heyecanlı karşılaşmalarından biri olacaktır. Evvelki hi Galatasara- yın 3 - 4 galebesile Biten maçta Fe- nerliler en kuvvetil kadrolarını mu- hafaza ediyorlardı. Halbuki bugün Fenerliler ayni takımdan son ceza- lar dolayısile iki mühim elemanını kaybetmiş vaziyettedirler. kaleye geçen hafta Vefa maçında müdafi oyunculârından Muzalferi koymak mecburiyetinde kalan sarı lâciverdliler kazanabilmek ihtimal leri olan bu karşılaşmadan çok zor. Tukla berabere çıkabildiler, Halbuki Galatasarayın son kadro- su bir hâyli kuvvetli olduğundan top tulmaktan âciz olan bir kaleci ile sahaya çıkmak mağlöbiyeti evvelden kabul etmek demektir. Son günlerde dolaşan şayialara ba- kılırsa Fenerliler bu maç için kadro- lana Pera klübünün kalecisi ile müdafiini alacaklarmış. Son dakika- ya kadar bu iki oyuncunun lisans dan bu şayiayı kaydi ihtiyatla telâk- ki etmek lâzımdır. Bu m bakanın galibi mili kü- mede derece alâcağından karşılaşma- nn çetin olacağını kestirmek güç değildir. Eğer Fenerliler kalelerini müdafaa edecek. bir oyuncu buldu- müsavi şartlar altında ce- z cek ve her Fener - Galata, sâray maçında olduğu gibi şansı yar- dını eden taraf O; azanacak! nüz ka Ş ş İngiliz sporcularının şehrimizde kalacakları müddet zarfında Türk rperverliğinin cihanşümul şöh- a edilecek ve Moda klübü emirlerine tahsis edileceği gi- bi şehrimizin en mütena yerleri gez- dirilecektir. Bu İs için beş kişiden mürekkep bir heyet misafir spotcu- ların mihmandarlığına tayin edilmiş- lerdir, Şazi Tezcan | sında 2200 metre meş | ve buna 14 hayvan iş rinciliği Yozgatlı Salih Çapanm kır atı, ikinci? Sorgunlu Yusuf Cetinin al atı, üçüncülüğü Celâl Kılicaslanın çilli kır atı kazanmıştır. Dördüncü koşu: 3000 metreden olup on at iştirak elmiş, birinciliği Yozgatlı Şakirin al atı, ikinciliği Kır- şehirden Eyüp Devecioğlunun al atı, üçüncülüğü Kadılılı Resul Coşkunun kır atı almıştır. safede yapılmıs irak etmiş, bi- Bundan başka spor bölgesinde ka- yıtlı atlar arasında 1500 metre mesa- feden yapılan koşuda birinciliği Kâ- amın â) atı, ikinciliği Madenli Halis Çetinin demir kır atı, üçüncülüğü Şeftalıh Aslanın çilli kir alı kazan- muştır, Takımın en mühim mevkii olan | muamelesi İkmal edilmemiş olduğun- | Kitap toplamak için (Nuhun ömrü, Eyübün sabrı, Karunun malı! lâ- İ sım!) derler. Böyle ömür, s&bir, mal | sarfile toplanabilmiş kitaplarla dolu nice kütüphanelerimiz toplıyanın ve- resesince ya kıymeti bilinmiyerek ya» hud ihtiyaç salkasile dağıtılmış, kay- bedilmiş, satılnuştar. Kanuni sultan Süleyman zamanın- İ da Avusturyâdan sefaretle İstanbula | gelmiş olan Ogier Ghiselin de Busbecg yazdığı (Türk mektuplarının) sonun- cusunda diyor ki: (1) (Birçok meskükât da getiriyorum. Bunların en iyilerini metbuuma tak- dim etmek fikrindeyim. Gemiler do. Vusu değilse de arabalar dolusu el yaz- ması Yunan eserleri de yanımda var- dır. 240 cild kadar eseri de deniz ta- rikile Venediğe yolladım; oradan Vi- yanaya gönderecekler. Bunlar impa- ralor kütüphanesi içindir. Çoğu ale- lâde eserlerdir; fakat bazıları pek kıy- metlidir. Bunları şuradan, buradan bin zahmetle topladım. Bu yoldaki eserlerin artık sonuncularıdır. İstan- bulda koca bir hazine bıraktım. Bu Dioscurides'in bir eseridir. Gayet eski. dir; majüskül harflerile yazılmıştır. İçinde nebatat resimleri ile eğer yanıl- miyorsam bâzı cratevas parçaları ve kuşlar hakkında küç bir eserde vardır. Kitap Hamon isminde bir Ya- hudinin oğluna aittir. Hayatında Sü- Jeymanın doktoru idi, Kitabı salın ala- caktım. Fakat fiati beni korkuttu. Yüz duka altınından bahsedildi. Buna benim kesemden ziyade imparatorun kesesi dayanabilir. İmparatoru bu kadar muhterem bir muharriri böyle bir esaretten (!) kurtarması için teş. vik etmekten geri durmıyacağım. Eser eskiliği hasebile gayet perişan bir hal- dedir. Kurtlar yemiştir, Sokağa atılsa kimse zahmet edip almaz.) Elçi tarafından bu kadar medhedi- ilen, içinde çok mükemmel minyatürler bulunan bu eser de sonra imparator tarafından satın alınmış! Hemen her frenk elçisinin vazifelerinden biri İs. tanbul kitap hazinesini böyle elinden, | kesesinden geldiği kadar boşaltıp memleketine naklettirmek idi. Köprülü Fazıl Ahmed paşa zama. İ nında İstanbula gelen Fransız elçisi Nointel'in bü hususta gösterdiği gay» reti seyahat notlarından ve yanındaki Galland'ın jJurnalından anlıyoruz. Bu kadar gayrete rağmen bu yâban. cılar İstanbulun eski kitaplarca zen- ginliğini tüketemediler, Ancak büyük, küçük yangınlar bu serveti hayliden hayliye azalttı Ahmed Vefik paşa yazılarında, mü. | baheselerinde naklettiği meseleler hak. kında istinad ettiği kitapları zikreder- di. Fakat bazen bu müellefatın ancak kendi hayalhanesinde mevcudiyeti vardı! Paşa kendisinden böyle müstenada- ta aranılınca hiç aldı yarak; — Nüshai nayab! derdi, Ahmed Vefik paşanın hal ve mizacı. ni bilenler bu «bulunmaz nüshanın» nereden çıktığını anlarlardı! Fakat İstanbul kütüphanelerinde hayalde değil, hakikatte mevcud pek li eserlerden kimi ne kadarı şimdi bizim için «nayabe olmuştur! Koca Reşid paşanın elinde kalmış bütün vesikalar, topladığı kitaplar oğ- lu Cemil paşaya, bunlarla beraber Ce- mil paşanınkiler de kâmilen oğlu Mustafa Reşid beye intikal eylemişti. Mustafa Reşid bey Aksaray tarafın. da hemen yalnız başına büyük bir ah- şap evde oturur, ekser vaktini baba- sının ve büyük babasının bu kiymetli metrukâtı arasında geçirirdi. Meşrutiyetten sonra Iyi görüştüğü bir zat bu kitapları ve vesikaları maa- rife devir suretile merak erbabının 1s- tifade edebileceği umumi bir kütüp- haneye vazettirmesini kendisine teklif etmiş, o da hangi kütüphaneye konu. lursa orada (Reşid paşa kütüphane si) diye ayrı bir yer bulundurulmak ve bu dolaplar arasında kendisine de ayrıca bir koltuk tahsis edilmek şart. larile bunları teberrü etmeğe razı ol. muştu. Keyliyet o zaman Maarif Nezan l MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No, 41 Meşrutiyetten sonra satın alınan kitaplar. - Yangınlarda yananlar ne arzedilmiş ve hayli de uğraşılmış #lise de Nezaretçe bu koltuk şartına muvafakat edilmemiş olmasile Kitap- lar ve vesikalar da o ahşap evde kal mıştı! Bunlatın maddi ve manevi kıymet böyle bir koltuğa değmez miydi? Nihayet Aksaray yangını bütün bu hazineyi kül etti! Ötedenberi tam bir takayyüd altın. da tutulmıyan vakıflara ald resmi kü- tüphanelerimizdeki milli kitap serve- timize ancak son zamanlarda ehem- miyet verilmeğe başlanmıştır. Esbak haxinei hassa müsteşarı Hâlis deki tapları 35,000, şeyhislâm Sahip Molla beye aid 2000 kadar kitap, 1000, Ah- med Vefik paşanın kitaplarile zengin leşmiş Riza paşanın -Adliye Nazın- 3000 kadar kitabı 15000 lira gibi mü- him nisbette bedellerle Maarif Neza- reti tarafından satın alınmıştır. Ali Emiri efendinin bütün ömrünce topladığı 12000 kadar kıymetli kitabı bedelsiz vakf ve teberrü ederek umu- mun istifadesine arzetmesi pek büyük takdirlere lâyık bir irfanperverlik ok muştur, Şeyhislâm Abdürrahman Nesip efen- di bulunduğu memuriyetlerde şeyh Muhiddin Arahinin külliyatını elde ete meğe muvaffak olmuştu. Şeyhin eser. lerinin bu mükemmel koleksiyonunun misli bütün islâm diyarında yoktu de- nilebilir, Abdürrahman Nesip efendinin ve- fatından sonra (1913) kolleksiyonu. nun mükemmeliyetini duyan Misir ki- tapçılarından birkaç kişi mahsusen İstanbula gelmiş, bu kolleksiyonu -duy« duğuma göre. vereseden 800 liraya sa- tın alp Mısıra nakleylemişlerdir. Tophane müşiri Zeki paşanın da mü- him ve zengin bir kütüphanesi vardı. Faik Reşad beyin bir ömür sarfile top- ıyabildiği nadir mecmualar, kitaplar, risaleler İshakpaşa yangınında kül olup gitmişti. Şeyhülharem İşkodralı Mustafa Şe- rifi paşa ile oğlu Hasan Hakkı paşü- nın kütüphaneleri pek çok nefis kitap- larla dolu idi; vefatlarından sonra bu kitaplar dağılmıştır. Yusuf Akçora bey Kazanda Rus profesörü Katanofun Türk diline, ta- rih ve medeniyetine aid kitaplarını satacağını gazetelerde okumuştu. Bu kitapların satın alınması pek mü- nasip olacağını Evkaf müessesatı il miye müdürü bay Nail Reşide söyleme sile o da Nazır Hayri beye haber ver- mişti. Hayri bey bu iş için Yusuf Akçora beyin Rusyaya gönderilmesini istemiş idi ise de Yusuf Akçora'nın Rusyaya gidemiyeceği anlaşılması üzerin? buy Nail Reşidin gönderilmesine karar verilmişti. Bay Nail iki bin altın ile yola çi- karıidı. Şimal Türklerinden birini ya- nıma tercüman alarak Kazana gitti. Orada iki ay kaldı. Katanofun birkaç bin cild kitabını 600 altına satın al dı. Türkiyata dair Rusyada intişar et- miş kitaplar hakkında tedkikat yap. mak üzere Hadi Maksudi bey delâle- tile ve bay Ahmed Zeki Velidi refaka- tile 3000 cild kitab daha tedarik edil di. Fakat bunlar arasında da profesör Bartoldo Samailoviçin kitapları yok. tu. Bay Nail Reşidin kendilerine mü. racaatı üzerine bu iki âlim de kitap- larından birer nüshayı gönderdiler, Kazanda Kerimof ticarethanesi bt tün bu kitapların ambalâjı ve sevki, hizmetlerine adamlarını meccanen tahsis etti; bu adamlara bahşiş veril mesini bile kabul etmedi, Bu mükemmeli kütüphane İstanbu. lâ getirilince iptida sultan Selimdeki medresenin sırf bu kitaplar için hazır. lanan kütüphanesine konuldu. Fakst burası tedkikat yapmak istiyeceklere pek uzak düştüğü için sonra kitaplar Üniv kütüphanesine nakledil. di. (2) (Arkası var) 1) Fikir Hareketleri, Hüseyin Cahid Yalçın tercümesinden. (17 Bay Nali Reridin verdiği izahatlan.

Bu sayıdan diğer sayfalar: