18 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

18 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 “ almaz 85 m m Ar ER ZN O KŞAM YE EYE AYM ŞER MAN 18 Temmuz 1989 Basit ilâçlar Sayfiyeye giderken bulundu- rulması lâzım gelen şeyler Yaz gelince herkes sayfiyelere da- ğılır. Umumiyetle gidilen köylerde €czane pek yakın olmaz, Hafif bir rahatsızlık olunca eczaneye gitmeden evde bulunan ilâçlardan istifade edil. meliğir, Bir iki paket pamuk, gaz bezi, bi- rer şişe ispirto, tentürdiyot, oksi- jenli su, amonyak, birer tüp aspirin, kinin, biraz bikarbonat dö sut, nane ve afyon ruhu her zaman lüzumlu şey- erdir. Bazan bir rahatsızlık zamanında evde mutfakta bulunan öteberi fle de ilâç yapmak mümkündür. Eczaneye gidilemediği zaman bun- Jardan istifade edilir. Boğuk algınlığında keten tohumu lâpası yerine suda kabartılmış ek- meği lâpa gibi pişirmek ve tülbent arasına koymak ayni tesiri gösterir. Boğaz ağrısında tuz ile kaynatılan sü soğuduktan sonra gargara edilirse ağn geçer ve anjinin önü alınır. Nezle başlangıcında sıcak tuzlu su ile ayaklara banyo yapılır ve ılık tuz- Ju su buruna çekilerek yıkanırsa nez- Je ilerilemez, Arı, sinek, karmca sokmasında mınlan yere hemen sirke sürülürse amonyak vazifesini görür, sancı ge çer, Ateşten veya güneşten basli olan yanıklara âdi zeytinyağı sürmek kâ- fdir, Bu basit şeyler her vakit evde bulu. nur ve ilâç vazifesini görebilir. Yumurtasız mayonez Yumurta bazı kimselerin midesine veyâ barsaklarna dokunduğu İçin, yumurtah salçaları yiyemezler. Tarif edeceğimiz mayonez yumur- tasız olduğu için, herkes tarafından yenilebilir, Lezzeti de hakiki mayo nezden farksız gibidir. i Bir komposto kaşığı toz hardalı ay- ni miktar sirke ile iyice ezmeli, diğer taraftan iki reçel kaşığı dolu dolu unu iki bardak su ile ezmeli ve ateşte koyulaşıncıya ve kokusu kalmayıncıya kadar karıştırarak pişirmeli. Ezilen hardal üzerine dökerek çevirmeli ve telle vurmalı. İçerisine dere otu, may- danoz, limon suyu, arzu edilirse kapr (câpre) denilen turşudan koyarak s0- ğumağa bırakmalı. Mâyonezle yenilecek bütün yemek- lerde kullanılabilir. 3 — Gece tuvaleti altma giyilecek tafta kombinezon: Eteğine taftadan | Tüş konmuştur. 4 — Ekose taftadan kombinezon: Bteğine renkli kadife kurdele dikile- rek şekiller yapılmıştır. 5 — İnce faydan yapılan bu kom- binezonun bedeni ve eteğinin aşağısı dantelden yapılmıştır. Dantel üzeri ne renkli kurdele dikilmiş ve bağlan- mıştır. Lâvanta kokusunun çamaşır ve elbiseye sinmesi için Bazı kadınlar daima kullandıkları Yâvantanın kokusunu çamaşırlarında, elbiselerinde, eldivenlerinde hissetmek isterler. Bunun için ayni Jâvantayı | bir vaporizatörle bu eşyaların bulun- duğu dolaba sıkmak icab eder, Çamaşırlara ise, ütüleneseği vakit bir bardak su içerisine birkaç damla Jâvanta akıtarak bu suyu çamaşırla- ra serpmeli ve öylece ütülemelidir. Çamaşırlar bu kokuyu gayet iyi muhafaza eder, Benzinin saf olduğu nasıl anlaşılır İpekli elbiseler ekseriyetle benzine batırıhp yıkanarak temizlenir, Elbise- nin iyice temizlenmesi için benzinin saf olması icab eder. Bunu anlamak içir benzin içerisi. ne bir iki damla ispirto akıtmalı. Eğer benzin berrak Kalırsa saftır, bulanır. sa içinde yabancı madde vardır. Dondurmalar Zarif bir tabak içerisinde manza. | rası hoş bir dondurmanın sanki lez- zeti büsbütün değizir. Âdi dondurma- | nım üzerine biraz: badem, meyva, krem şantiyi konunca dondurmanın şekli değişir. 1 — Kaymaklı dondurmanın Üze- rine reçel halinde ve buzda dondurul- muş taze kayısı veya şeftali koymalı. Üzerine iç kabukları da soyulmuş ve | ince ince kesilmiş badem serpmeli, 2 — Limonlu dondurmanın üzerini krem şantiyi, onun da üzerini ahudü- du meyvası ile örtmeli, 3 — Vişneli dondurmanın üzerini çekirdekleri çıkmış ve toz şeker serpil miş vişde ve taze badem ls örtmeli, Arzu edilirse krem şantiyi de konula- bilir. 4 — Çikolatalı, yahut kahveli don- | durmanın üzerini krem şantiyı ile ört- İ meli ve ortasına kiraz Şşekerlemesi koymalı, 5 — Portakallı dondurmanın Üzeri. Meyva lekelerini nasıl çıkartmalı? Meyva mevsimindeyiz. Sofra örtü- lerinde sık sik meyva lekeleri olur. Bunları çıkarmak için kükürt buba- rınâ tutmak en iyi çaredir. Lekeli kısmı ıslatmalı ve germeli diğer birisi de lekenin altına bir hu- ni tutmalı. Huninin dar tarafı yukarı, enli kısmı aşağıya doğru olmalıdır. Huni altına bir iki kibrit yakmalı, çıkan kükürtlü duman lekeyi ekseri- yetle bitirir. Basit bir tutkal Evde öteberi yapıştırmak için ya- pılması basit bir tutkal: Ihk su İçe- risinde gömme arabik eritmeli, İçeri. sine bir iki parça şeker ilâve etmeli, Gayet iyi yapıştıran bir tutkal olur. mans ne, birkaç saat evvel yapılmış ve buz dolabında soğutulmuş meyva salata- 81 koymalı, Moda haberleri X İnce nansuk veya linondan yapılan ensiz dantellerle süslenen yakalar çok kullanılıyor. * Yollu, ve giçeki basmadan sade elbiseler çok rağbettedir. A Renkli ketenden redingot bi. çimi mantolar modadır. # Yazlık tayör, bolero ve elbi- selerin kolları kısadır, X Robdöşambrlar umumiyetle belden ekli olarak yapılıyor, Etek kloş ve yere kadar uzun ölüyor. * İnce fanileden yapılar tayör ve mantolar modadir, * Çizgili veya benekli kumuş: lardan yapılan etbiselerle ayni ku- maştan kanotye şeklinde. şapka giymek modadır. FI terlemesine karşı Kurtuluş, 8. P.R.: i — El terlemesin- den kurtulmak için ceviz yaprağı kayna- tılmış su ile sik sık elleri yıkamak fay- dalıdır. 3 — Tarnuklarınız pek çabuk kınılyor- sa her gece yatarken üzerlerine vazelin yahut tati! badem yağı, yahut zeytinyağı sürerseniz az zamanda tımaklarınız kuv- vetlenir. Bunu yapmakla beraber dokto- runuza sorunuz. Zafiyetten ileri geliyor- # vereceği ilâçtan daha çek İsüfude edersiniz. 3 — Yüzünüzün fazla terlemesine ge- Hnee, bunu hafifletmek kabildir, timami- le geçirimek mümkün değildir. Şu ilâcı bir eczanede yaptınnız: 10 gram borate de soude, 10 gram #ther sulfurigwe, 200 gram çiçek suyu Bir pamuğu bu ilâçla ıslatınız ve yüzü- nürü güzelce bununla siliniz, sonra tuva- letinizi yapınız. ölçüleri Haydarpaşa Yeldeğirmeni, Nahide: 1 — Fransada kullanılan (tailles - Maneguins) Şunlardır: ” No. 40 — Göğüs 417, bel 67, kalça 92 santim, No, 42 — Göğüs 90, be) 70 kal ça 96 santim. No, 44 — Göğüs Sa, bel 73, kalça 100 santim, No. 46 — Göğüs 98, bel 76, kalça 104 santim, No, 43 Gö- güs 102, bel g0, kalça 110 santim. ? — Cildiniz bir türlü beyazlaşmak is- Wwemiyorsa neden inat edip her çareye başvuruyorsunuz? Esmer olmak çirkin değildir. Bühassa yözın herkesin güneş- ten yandığı şu mevsimde... Cildinize uygun koyuca pudra sürünüz. Yanak ve dudak boyalarınızı ayni renk olarak kullanınız. Kendinize bir esmer tipi yaralanız. Zoraki beyazlık arkasından koşarsanız, elinizde olan güzelliğinizi de kaybedersinia 3 — Karışık reçel tertibi şudur: Çekir- dekli meyvaların hepsi kullanılabilir. Gece yatmazdan evvel şeftali, kayısı, erik, vişme gibi meyvaların çekirdeklerini ayıklamalı, zar boyunda doğramalı, Por- selen bir kap içine bir kat karışık mey- va, bir kat toz şeker koymalı. Sabah şe- ker ve meyvayı bir tencereye boşalap ateşe koymalı, kepçe İle karıştırarak Ko- yulaşıncaya kadar pişirmeli. Bu reçel için bir kilo karışık meyvaya bir kilo şeker hesap etmek Yizımdı Tefrika No. 11 SEVİLEN KADIN Büyük macera romanı Meslek icabı böyle şeyleri söylemek doğru değil amma mademki sen de biliyorsun... Sonra dikkatle muhatabına bâka- Tak: — Maksadın ne?.. Neticey! anlat! Delikanli düşüncesini açıkça izah etti: — Yaşadığım hayatı görenler bel- ki beni paralı sanırlar, Lâkin haki- katte borç içindeyim, Meteliğim kal- madı. Rehin, faiz mahvoluyorum. kendimi kurtarmak lâzım, Lekesi ok madan evvel Mihrinur hanımefendi- nin torununu istemek aklımdan bi- le geçemezdi. Red cevabı alacağımı bilirdim, Lâkin şimdi iş değişti... O- nu mutlak elde etmeliyim. — Peki, amma ne suretle?... — Henüz bilemiyorum... Amma kurduğumu yapacağım. Bu hususta bana yardım etmeği vadedersen ben de sana arzu ettiğin muayene A veririna, i Nakleden : ( Vâ - Nü — Benden dilediğin ne? — Ne bileyim... Onların doktoru” olduğun zaman tabiatile emniyetleri- ni kazanırsın. Nüfuzundan istifade edebilirim... Bunun gibi şeyler... — Farzedelim ki bunlar dediğin gibi olsun. Lâkin bu köpeklerin yara- Jadığı oğlanla muaşaka varsa ne ola- cak? İşte en büyük manii o mesele teş- kil etmez mi? — Yaralarım tedavi ettiğimiz gibi aşkını da ederiz. Zaten bu hâdiseden sonra epey gözü korkmuştur. — Ya kız? muhabbetinde israr eder- se?.. — Kadındır... Kaprisi çabuk geçer... Oyalarız... Sen oralarını düşünme, be- nimle birlik misin, değil misin? Onu söyle... — Elbette birliğim! — Öyle ise, yapacaklarını söyliyeyim: İlk işin orada olup bitenleri bana ha- ber vermek! — Tabii! ma! — Olur. — Muhavere esnasında sözü evirip | çevir, benden bahset... Beni medhet... Cömertiiğimden, kibarlığımdan, merd« liğimden... Filâr... | — Kolay kolay. Seni göklere çıkarı- rm, — Ha!... Buradaki! hastaya da ayni şekilde evsafımdan bahset. — Pekâlâ! , şimdilik senden beklediğim bu | kadar... Başka şekilde harekete geç- menin sirası gelince ben sana haber veririm. i — Biç üzülme... Elimden geldiği ka- dar sana yardım edeceğim. Doğrusu seni severim, rahat ettiğini isterim, Hem de hayatta kolayca beş bin lira kazanmak reddedilir şeylerden değil! İnşallah olur da sayende benim de gö- züm açılır... Amma Allah vere zannet. tiğin gibi çiftlikten beni çağırtsalar, — Orası muhakkak! Civarda başka doktor var mı? Zaten Bayram ağa ga- yet tabii olarak söni tavsiye edecek- tir, İki şerik, karşılıklı bin bir çeğid ha- yaller kurarak, akşamı ettiler. Doktor geç vakıt ahşap evinin kapısını çaldı- ğı zaman ahretlik kız telâşla: — Bir adam geldi. Şu kâğıdı verdi. Sizi bekliyorlarmış.. - dedi. Kadri Ahmed bey hemen içeri gire- tırları okudu: Muhterem doktor bey, Hanımefendimiz birkaç gündür çif- liğe geldiler. Küçük hanımefendi biraz rahatsızdır. Teşrifinizi rica ediyorlar. İ Yarın sabah gelirseniz pek memnun olacaklar, Arzı hürmet ederim efendim. Bayram #. Sedel kakmalı duvar saati onu çalı- yordu. Mihrinur hanımefendi pencere. sinin önüne oturmuş, yağan yağmu- ru seyrediyordu. Düşünceli ve öfkeli bir hali vardı. Karşısında Bayram ağa el pençe di- van durup emir bekliyordu. İhtiyar kadın birdenbire başını çevirerek sor- du: — Demek oğlanın izini bulamadın? — Hayır efendim. — Yaralı değilmiydi acaba? « — Nasıl olur efendim. Köpekler üs- tüne saldırdı. — Peki amma O vaziyette nereye kaçabilir? — Vallahi bilmem efendim. Her ta- rafı aradım. Kan izlerini takip etdim. Koruluğu dolaştım. Yok... — Garip şeyi — Karabaşla Aslanı haklamasına bakılırsa pek kuvvetli bir adam de- mek, yaralarına rağmen buralardan uzaklaşmış! Belki de ilk vapura binip gitmiştir. e vi Sk a nd ültdi Kadın biran düşündükten sonra; — Olabilir! « dedi. Kâhya devam etti: — Herhalde bu ona dersi ibret ok muştur. Artık kolay kolay buralara ge- Temez, — Ben de öyle umarım. Belki de böylesi daha iyi oldu! Her ne ise bu işleri kimse duymadı ya? — Hayır efendim... Kimse bilmiyor... Köpeklerin ölümünü de çifliğe hırsz- lık için girmek isteyen serserilerden sanıyorlar... Amma acaba küçük ha- himefendi... — Hayır hayır birşey farketmedi... Sen yeni bir havadis duyacak olursan hemen bana haber ver, — Başüstüne efendim. Mibrinur hanımefendi gene döndü; pencereden bakmağa başladı, hekimin ziyaretini sabırsızlıkla bekliyordu. Ni- hayet yolun ötesinde bir adam görün dü. Bayram ağayı yanına çağırarak: — Bak! - dedi. - Bu gelen doktor mu? — 'Ta kendisi efendim. — Pek kılıksiz birşey! — Buralarda ne kazanabilir ki... Pap rTasız bir insan! Kadın ses çıkarmadı. Kadri Ahmed bey köşke yaklaşıyordu. Bayram ağa aldığı emir üzerine onu karşılamağa gitti, Hanımelendi sadık kalfasına 808 ül

Bu sayıdan diğer sayfalar: