19 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

19 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA İngiliz - Japon müzakeresi Şimali Çinin ticaret merkezi Tlentsin şehrindeki imtiyazlı İngiliz mın. takası Orta ve Cenubi Çindeki diğer ecnebi mıntakaları gibi, kapitülâsyon do- layısile, hükümet içinde bir hükümettir. Çünkü muntakayı muhafaze eden İngiliz askeri kuvvetleridir. Bu yeri idare eden ve hükümet süren de İngiliz memurlarından müteşekkil Belediye Meclisidir. Fakat mıntakalarda hükümranlık hakkı Çin hükümetine ait bulundu. undan, Çinliler arasında Çin kanunları ve mahkemeleri hükmü cariğir. İngiltere hükümeti şimdiye kadar Çindeki Japonların gerek askeri işgal, ge- sek yeni hükümetler teşkil etmek suretile ihdas ettikleri vaziyeti tanımayıp Yalnız Şang Kay Şek hükümetini bildiğinden, imtiyazlı İngiliz mıntakaların. da bunun parası ve mahkemeleri ve hukuku cari idi. Japon taraftarı bir Çin. li memuru öldürmekle maznun iki Çinlinin Pientsindeki İngiliz mıntakasına #itica etmeleri ve İngiliz memurlarının bunları Japon memurlarına teslim et- mekten imtina eylemeleri. Japon kuvvetleri tarafından muntakanın sıkı ab- luka altına alınmasına vesile-teşkil etmişti. Bu münasebetle Japonya, gerek Tientsinde, gerek diğer imtiyazlı mınta- kalarda artık Şang Kay Şek hükümetinin adamları, parası ve hükmü ta. nınmaması hususunda ısrar eylediğinden, mahallinde iki tarafın memurları arasında müzakere yapılmasına imkân kalmamıştı. Neticede Tokyoda mü- gakere yapılması kararlaştırılmıştı. Fakat daha ilk temasta müzakere müşkilâtin karşılaşmıştır. Japon Ha. riciye Nazırı Şang Kay Şek hükümetinin tanınmamasını umumi prensip ola- rak ileri sürmüştür, İngiliz sefiri ise, şimdilik Tienisin mıntakasının vaziyeti üzerinde görüşülüp bir karara gelinmesini ve bu kararın ileride umumi an- laşmaya dair yapılacak müzakerelere esas olmasını istemiştir. Lâkin Japon ordusu ve donanması erkânı, Çinde Japonyanın ihdas etti- ği vaziyetin derhal tanınması hususunda ayak dirediğinden, Japon Hariciye Nazırı İngiliz noktainazarına yanaşmamıştır. İngiliz sefiri de Londradan ye- ni talimat ve salâhiyet istemiştir. Şimdi İngiliz Kabinesi bu vaziyeti tedkik ile meşguldür. V İlk makine adamlar Robot dedikleri makine adamlar bil hassa Amerikada aldı yürüdü. Fran kenstein filmini seyretmiş olanlar bu- mun korkunç bir misalini de görmüş- lerdir. Makine adam yapmak yeni bir icad değildir. Jaogues di Vancanson adın. da bir Fransiz mühendisi 1738 sene- sinde flüt, trampeta çalan, satranç oynıyan adamlar yapmıştır. Bütün bu adamlarğ saat makinelerile kurulup hareket ediyorlar ve vazifelerini mü. kemmel yapıyorlardı. En gücü makine adama flüt çaldır- maktı. Malüm ya, bunun için nefes is- ter. Mühendis bunun da çaresini bul- muş, Gene saat makinelerile makine adanın ağrıma hava verdirmiştir. O zaman hayli alâka uyandıran bu makine adamlardan birkaç tanesi Pa- risle «Sanat ve Meslek konservatua- rında» mevcuttur. Ortaçağlarda da harbe sokulan dev cüsseli makine adamlardan bahsedili- yor. Fakat bunu katiyetle gösterecek elde vesika mevcud değildir. Bir kelime nasıl doğdu? 1760 senesinde Pariste bir maliye umum müfettişi vardı. Bu zat kakı yürekli bir adamdı. Halk evvelâ kötü çizilmiş resimle. re bu zatın adını verdi. Bundan sonra bu zatın profilini siyah kâğıd üzerine çizdiler, çizik yerlerden kestiler. Eller. de bu zatın siyah kâğıda yapılıp kesil. miş resimleri kaldı. İşte bu resimlere giluet denir. Alaca karanlıkta beliren gölgelere de siluet derler. Maliye umum müfettişinin adı Eti- enne de Silhauette idi, Bugün Silhavette - siluet lügatlara geçmiştir amma, nasıl doğduağunu çok kimse bilmez. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Yugoslavyayı idare eden zat PRENS POL yeviç'in muhitinde büyüdü. Bu t 1008 de Sırp tahlına çıkınen O da kra- et allesile birlikte Sırbıstana geldi. Tah- Büime devam etti. Mektepte srkadaşları ta- Patından pek sevllirdi. İyi çalışırdı. Yu- Boslav kültürle alâkadar oldu. İlk gençliğinde müzikle ve sporin meşgul Bimuştur. Bilhassa banisi pek sever. 1912 de liseyi bitirdiği nan bk kadln: iz Sendin Balkan AKŞAM Ayın haritası İngilterde ayın haritasını çizip ta- mamladılar. Ayın haritasını dünyanın belli baş- Mi âlimleri çizdiler. Bu işelik defa 1645 de başlanmıştı. Ayda mevcud yüksek dağlarla bü- yük kraterlere ad kondu. Bugün hari. tada Copernic, Platon Keppler gibi mşehur isimler ve bu isimlerin yanın. da da Durand, Dupont, Smith, William gibi harci âlem adlar var. Ayın haritasında adları yazılı olan. lardan on ikisi bugün hayattadır. Fa. kat âlimler işin bittiğine kani değil. ler. Yeni tepe veya krater bulackların adi dâ haritaya yazılacaktır. En sağlam yollar Yollara taş döşendi, tahta döşendi, katran döküldü, beton döküldü ve ni- hayet anlaşıldı ki, en dayanıklı yol beton yollardır. Fakat son zamanlarda Paris bele. diyesi yeniden incelemeler yaptı ve en sağlam yolun beton olmadığı anlaşıl. dı. Paris belediyesi betondan, linolâum. dan, asfalttan ve kauçuktan pistler yaptı. Yirmi metre genişliğindeki bu pistlerden dokuz yüş kile ağırlığın daki traktörleri altmış bin defa geçir. diler ve yolları muayene ettiler, Asfalt ve beton yollar bozulmuş, hırpalanmış, linoleum ile kauçuk yol- lara birşey olmamıştı. Paris belediyesi bu hususta uzun bir rapor hazırladı. Bu rapora göre bundan sonra yollarm linoleumdan yapılması gerektir. Eğer bu böyle olur- sa, bundan sonru arazözlere hacet kal., muyacak ve şoselerimiz cilâ ile cilâla. np parlatılacaktır. Oxord'a gitti. Umumi harbin başlangıcın- dan az evvel alarak memle- ketine döndü ve kralın fahri yaveri oldu. Hususi surette tahsile devam eden prens Pol, milli ve ecnebi edebiyata hakkiyle âşinadır. Belgradda yen: bir resim müsesi tesis etmiştir ki, şöhreti Yugoslar hudud- lan dışına taşmıştır. Prens güzel sarnila- rin, ilmi tedkikatm ve havacılığın hümisi diye tanınmıştır. Pol 22 teşrinlevvel 1923 de Yunan hane- danından prenses Olga ile evlendi. 1924 de prens Aleksandr, 1028 de prens Nikola isimli iki evlâdı oldu, Mütevaffa kral, prens Pol'u daima ken- 4. Harici memleket- ı halli için onu yolla- 15 Pol Yusoslavyanın e harici i öğrendi Jan sonr oslavyarın bütün de bulunuyor. mukadderatı eli Fransa muharriri Panl Maramlta sün İngiliz hava ordusu ve İngilte - renin havaya karşı müdafaası İngiliz hava ordusu bugün malzeme ve insanca İngiliz deniz filosu gibi eşsiz bir hale gelmiştir I Yazan: M. Şevki Yazman İngiltere için hava ordusunun bü. yük ehemmiyeti meydandadır: Bütün atıp tutmalarına rağmen ne Alman- ya ve İtalya, ne de bunların müşterek kuvvetleri denizden ve karadan İngi- liz adalarına tesir yapmaktan çok uzaktırlar, Ellerinde kala kala yalnız havadan tesir imkânı kalıyor. İngil. tere adalarında nüfus kesafetinin ve büyük şehirlerin fazlalığı bu adaların havadan yaralanma derecesini arttır- dığından bu hal İngilterenin hava müdafaasına büyük bir ehemmiyet vermesini mucip olmuştur. O derece. de ki bu hususta İngilizlerin ilk hedef. leri; deniz kuvvetlerinde olduğu gibi hava kuvvetlerinde de bütün Avrupa devletlerine tam ve kati bir üstünlük teminidir. Bu iş de aşağı yukarı ta. hakkuk etmiş bulunmaktadır. İngiliz hava kuvvetleri büyük harp- ten sonra kalite itibarile üstünlüğü el. den bırakmamıştır. Yalnız amele hü- kümeti zamanında ve Avrupada harp olmıyacağı veya böyle bir harbe İn. güterenin müdahaleye mecbur kalmı- yacağı esasına dayanan dış politika yüzünden İngiliz hava kuvvetleri aded itibarile birçok memleketlerin dunun- da kalmıştı. Nihayet 1933 de Hitlerin Alman hükümeti mış ve 1934 senesinden üzere tayyarelerin ikmali için şöyle bir plân çizilmişti Muhtelif senelerde ikmal olunacak tayyare adedi: 1994 1906 1988 1987 1938 Anavatan ordu- 548 58) 802 1500 1759 sunda Denizaşırı mem- leketlerde Filoda, 1 23 3 213 423 10 190 199 217 375 Yekün 905 1046 1205 1000 2548 Yedek tayyare Umumi yekün Hâlen birinci sınıf tayyarelerin mev. cudu takriben şöyledir: 2370 aded ana yatan ordusunda, 490 deniz aşırı mem- leketler (Akdeniz, Irak, Pilistin, Uzak Şark)da, 500 filodur ki ceman 3360 tayyare (İtalyanın birinci sınıf tayya- re adedi 1000 dir.) Bunları kullana- cak ordu mevcuduna gelince: Hâlen hava ordusunda 85,000 muvazzaf su- bay ve asker, 31000 gönüllü yedek subay ve asker, 9500 yardımcı subay ve asker olmak üzere ceman 125,000 insan çalışmaktadır. Yakın zamanda bunların miktarı dn 118,000 i muvazzaf olmak üzere 150,000 ne çıkarılacaktır, Bunların dışında Ayrıca 7 tümenlik bir hava defi teşkilâtı vardır ki bun. ların mevcudu da bilâhare 12 ve hattâ 14 de kadar çıkarılmaktadır. (İtalyan hava ordusunun mevcudu 50,000, Al manlarınki 100,000 tahmin edilmek- tedir.) Görülüyor ki daha bugünden İngi- liz hava ordusu ve hava müdafaa ter. tibatı bakımından üstünlük temin et- mişlerdir ve bir harbi korkusuz göze aldırabilirler. Maamafih İngilizlerin düşman ha- va taarruzlarını soğukkanlılıkla bek, liyebilmelerinin biricik sebebi bu ha- va ordusu itibarile üstünlük değildir, Yerden müdaafa itibarile de İn, dır: Biri muhariplik canlılık, öbürü, şairlik, hassaslık Aleksandr askerdi, idareciydi; bir temsil ediyordu. Prens Pol ise ikinelyi tem. 5iL etmektedir. ahilinde halkın, İngiliz hava müdafaa tertibatı geceleyin iş başında büyük masraflara girmişler ve başka memleketlerin vücüde getiremiyeceği tesisleri meydana getirmişlerdir. Bunların başında Londranın hava- da vücude getirilecek barajlar ile ha- va hücumundan korunması keyfiyeti gelir. Bundan maksad bazılarının'zan- nettiği gib Londranın üzerini ağlarla örtmek değildir. Fakat bilhassa gece- leyin yerden kaldırılacak sabit balon- lara asılacak çelik ağlar aşağı salıv rilirse hücumu yapan tayyareler mu- ayyen irtifalarda (3500 metreye ka- dar) bu ağlara çarparlar ve müthiş bir hareket halinde olan pervane bu çarp- madan parçalanan tayyare de yere dü-! şer, Tayyareler bunun üstünde uçar. | larsa hem aşağıya tesirleri az olur, hedefi kolayca görüp tesir edemezler, hem,de muayyen zamanlarda husule gelen zaviye tahavvülütı küçük ola. cağından büyük çaplı tayyare topları- mını tesirleri altına girerler (alçaktan uçan tayyarelere bu toplar ateş ede- mezler). Belki bütün Londranın va- Toşlarile beraber bu barajlar ile örtük mesi kabil olmaz. Fakat en mühim mıntakların bunlar vasıtasile muha- fazalı ve diğer kısımlara tâarruz ede | cek tayyarelerin de bu parajları nazarı| itibare alarak hareketlerini tahdid et-| meleri çok mümkündür. Sonra hava defi topçusunun gerek | miktar ve gerekse kalite itibarile dün- yanın birinci safında geldiğini unut. mamak lâzımdır. Bütün bu tedbirler karşısı risi ve bizzat Londra n tayyarelerinin elde ede- ifakıyet büyük olamaz Büyük yeraltı tramvay şebekesi, hu mahalle ve hattâ her da İngi- | terine ge- eyde, lar halkı hava taarruzlarından koru- yacaktır. Harp sanayiinin büyük kıs- mı, kesif mıntakalardan alınmış ve ha- va taarruzlarından mümkün olduğu kadar masun mıntakalara naklolun- muşlardır. Hülâsa tahsisat noksanın. dan birçok memleketlerin yapama- dıkları ve yapamıyacakları masraflar İngilterece ihtiyar olunmuş, gerek hava ordusu ve gerekse havaya karşı müdaafa tedbirleri bakımından en yüksek dereceye ulaşılmıştır. Bu ted- birler neticesinde de hava taarruzlari. le Akdenizdeki muvasalayı kesm İngilterenin müstemleklerile arası daki yolları felce uğratmak iddiaları gülünç bir takım masallardan ibaret hale gelmiştir. Bilâkis İngiliz hava or- dusunun vaziyeti bugün o şekle gelmiş- tir ki harbin kaçınılmaz bir şekil al- masile beraber bilhassa Akdenizde ve Fransız hava ordusile iştirak ederek hemen taarruzi hareketlere geçecek; Italyanın zaten fena olan stratejik durumundan dolayı onu harbin bida- yetinde meflüç hale koyacaktır. Bu surelle Mısır fethi, deniz aşını teşeb- büsler ancak bir hayal olup kalmıya mahkümdur. LUAN) 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: