27 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

27 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5p Bir yüzücümüzün muvaffakıyeti Mahmudun yeni rekoru beynelmilel dereceler arasındadır Müsabakalara iştirak eden yüzücülerden bir grup kenarda rekordmen Mahmud Su sporları federasyonu tarafından hazırlanan ve bölge su sporları ajanı tarafından tabik edilen 1939 mevsi- mi su sporları faaliyeti haziran bida- yelinden itibaren başlamış bulun- maktadır. Her hafta bilâfasıla yapılan yüz- me teşvik yarışlarından başka 1 tem- muzda “denizcilik bayramı dolayısile icra edilen kürek müsabakaları ile kürek sporuna da bâşlarımış oldu. Mevsim zartında iki teşvik, bir şampiyona olmak üzere ancak üç de- fa tekrarlanabilen kürek müsabaka- larının birinci teşvik yarışları da pazar günü Yenikapı - Ahırkapı ara- sında şamandıra dönüşsüz olmak üzere 2000 metre düz hat üzerinde yapıldı. Beşiktaş jimnastik kulübünün y& ni yaptırdığı 25 metrelik havuzda icra edilen yüzme müsabakaları bi- dayette mektepli ve askerlerin mü- sabakalara osokulmaması dolayısile alâkasız geçti ise de genel direktörlü- gün yerinde bir kararı ile bu mah- zur halledildi. Mektepli ve askerlerin (serbes amatör sınıfı) altında müsa- bakalara iştirakine müsaade edildi- ği cihetle alâkasız geçen yüzme yâ- rışları birdenbire canlandı ve mek- tepli oldukları cihetle müsabakalara ancak seyirci kalan meşhur yüzücü- lerimiz bu karardansonra münlazâ- man yarışlara devama başladılar. İşte bu karardır ki bir mevsim zat- fında iki yeni Türkiye rekorunun üstüste kırılmasına sebep oldu. 9 Temmuz tarihinde 100 metre ser- bes yüzme müsebakasında eskiden Galatasaray namına müsabakalara iştirak eden Mahmud (hali hazırda talebe olduğu için klübü namına yüzememektedir). 126 olan Türki- ye rekorunu 124 yaparak kırmağa muvaffak oldu. Bu dereceyi senenin ancak üç ayın- da yüzebilen sporcularımız için bir muvaflakıyet addederken ayni yüzü- cü on beş gün sonra ayni mesafeyi 114 de yüzmeğe muvaffak olarak yeni bir rekor daha yaptı. Mahmudun bu derecesini bütün sene kapalı yüzme havuzlarında tek- nik imkânların hepsine malik olarak çalışan Avrupa yüzücülerile mukaye- se edersek harikulâdelik olarak ka- bul etmek icap eder. Çünkü bizim yüzücüler deniz su- larının ısınmağa başladığı tarihten itibaren yüzme antrenmanlarına baş- larlar Ki bu ancak şehrimizde hazi- ran bidayetinden itibaren kabil ola- bilmekte ve yüzücüler temmuz ve ağustos aylarında da formlarını bu- labilmektedirler. Mahmud haziran bidayetinden iti- baren antrenmana başlamış ve tem- muz içinde de üstüste iki rekor y&- nüemekle tam formda olduğunu de istidad gösteren yüzücülerimize Avrupalı yüzücüleri gibi bütün sene çalışabilmek imkânları temin edildi ği takdirde yüzücülük sporunun memleketimizde büyük bir inkişaf göstereceği dolayısile bu sporda baş- ta gelen memleketlerle çekinmeden boyölçüşeceğimizi iddia etmek her halde hata değildir. Geçen hafla Pariste yapılan Fran- sa yüzme birinciliklerini tedkik ede- cek olursak Mahmud 100 metredeki yeni rekorile Taris gibi şampiyonlar yetiştiren bir milletin yüzücüleri arasında ikincilik gibi mühim bir de- rece tutmağa muvaffâk oluyor ki binlerce yüzücüsü, yüzlerce kapalı psini olan Fransızlar yanında bu mevkie bizi ulaştırabilen kıymetli Sporcumuz Mahmudun yaptığı dere- cenin yüksekliği kendiliğinden teza- hüreder. İki sene evvel federasyon tarafın- dan şehrimize davet edilen Macar yüzücüleri de, yüzücülerimizin bu spora karşı olan istidadlarını takdir etmişler ve kendilerile ezilmeden mü- sabaka yapan sporcularımızın bu muvaffakıyetini ancak üç ay gibi kı- sa bir çalışma imkân: dahilinde elde ettiklerini öğrenince hayrellerini giz- leyememişlerdi. Macar yüzücülerinin takdirleri, Mahmudun yeni rekorları, bundan böyle yüzmede sporcularımızın ih- mal edilmiyecek bir kuvvet olduğuna delildir. Sessiz sadasız çalışan yüzücüleri- mize bülün sene antrenman yap- mak imânını verecek kapalı bir har vuz ve her şeyden evvel kıymetli bir antrenör temin ettiğimiz takdirde güreşlen sonra bu şubede de şöhreti- mizi hududiar haricine çıkarabilece- ğimizi kaliyetle söylerken sayın ge- nel direktör general Cemil Taner ile su sporları federasyonu reisi bay Ab- dürrahmandan bu hussuların temi- ni ile Türk sporuna yaptıkları yar- dımın yanına bir tane daha ilâve et- melerini sabırsızlıkla bekleriz. ŞAZİ Tercan Eyüp klübünün kongresi Eyüp İdman Yuvasından: Ekseri- yet temin edilemediğinden kongre 21/1/939 akşamı saat 9 za tehir edil- miştir. Sayın üyelerin bu defa teşrifleri ehemmiyetle kendilerinden rica edi- lir. İstanbul avcılar kurumundan İstanbul Avcılar ve Atıcılar Birli- Eskrim müsabakaları Eskrim federasyonu tarafından İs- tanbul ve Ankara eskrim takımları arasında evvelce Ankarada yapılan müsabakaların revanşı, Edirnede ya- pılmıştır. Flöre, epe ve kılıç olmak üzere üç sınıf üzerinde yapılan mü- sabakalarda alınan dereceler şunlar. dır. FLÖRE: 1 — Naci (Ankara) 2 — İlhan (İstanbul) 3 — Mustafa (Ankara) EPE: 1 — Zihni (Ankara) 2 — Taci (Ankara) 3 — İlhan (İstanbul) KILIÇ: 1 — Osman (İstanbul) 2 — Zihni (Ankara) 3 — Nuri (İstanbul) Müsabakalar muntazam bir şekil. de cereyan etmiş ve Edirne valisi mü- sabakalarla yakinen meşgul olmuş- tur. Bu müsabakalar Edirne Sporcu- ları üzerinde çok iyi bir intiba bırak- mış ve mıntaka merkezinde derhal eskrim faaliyetine geçilmesine karar verilmiştir. İstanbul tenis şampiyonası Beden terbiyesi İstanbul bölgesi tenis ajanlığından: 1939 yılı İstanbul lenis (birincilik (müsabakalarına 20/1/9389 tarihinde bşalanacak ve aşağıdaki şartlar dairesinde inlaç bulunacaktır: I — Müsabakalara 29/7/9399 cu- martesi günü başlanacak ve 30/7/939 pazar, 5/8/939 cumartesi (dömi fi- nal), 6/8/939 pazar (final) günleri devam olunacak ve tamamlanacak. tır. 2 — Müsabakalar tek kadın, çift kadın, tek erkek, çift erkek, kadın ve erkek olarak yapılacaktır. 3 — Müsabakalara yalnız amatör- ler iştirak edebileceklerdir. 4 — Müsabakalar neticesinde birin- ciliği kazananlara kupa, ikincilere sandalya verilecektir. 5 — Kayd müddeti 26/7/939 çar- şamba akşamınâ kadar Türk Dağcı- lık klübünde devam edecek ve 27/7/939 perşembe günü saat 19 da kura'çe- kilecektir. 6 — Kayıd her gün sabfh 9 dan akşam 19 a kadar devam edecektir. 7 — Müsabakalara girecek oyuncu- lardan hiç bir kayıd ücreti alınmıya- cağı gibi arzu edenler serbesçe maç- ları takip edebileceklerdir. 8 — Klüp murahhaslarının 27/7/939 perşembe günü saat 19 da yapılacak kura keşidesinde bulunmak üzere Türk Dağcılık klübüne teşrifleri rica olunur, 9 — Müsabaka programı maçlar. dan bir gün evvel ilân olunacaktır. Türkiye bisiklet birincilikleri Beden terbiyesi İstanbul bölgesi bisiklet ajanlığından; 1 — Türkiye bisiklet birincilikleri 28 ve 30/7/939 Larihlerinde yapıla. caktır, 2 — Bir kilometrelik sürat koşusu 28/71/939 cuma günü sabahı saat tam 7,30 da Küçükçekmece gölü ke- narındaki düzlükte yapılacaktır. 3 — 156 kilometrelik mukavemet yarışı 30/7/939 pazar sabahı saat tam 6,30 da "Topkapı stadının önün- deh başlayıp ayni yerde bitirilmek üzere Silivri kasabasının ilerisine ka- dar gidip gelme suretile, asfalt yol üzerinde yapılacaktır. 4 — Müsabakalara tam ilân olu. nan saatlerde başlanacağından ko- şucuların muayyen saatte hazırlan. mış oldukları halde depar yerinde hazır bulunmaları lâzımdır. Aksi tak- dirde hiçbir hak iddia edilemez. 5 — İstanbulda bulunan muhtelif bölgelere mensup takımlardan birer mümessilin 27/7/939 perşembe gü- nü akşamı saat 17,30 da Cağaloğlun- da kâin C. H, P. binasındaki bölge merkezinde behemehal isbat vücut edip mütemmim ve son talimatı al gile kurumumuzun birleştirilmesi 688-İ maları lâzımdır. sını karara bağlamak üzere evvelce ilân edilen umumi heyet toplanlısın- da ekseriyet temin edilememesinden son toplantı 29/7/9309 cumartesi gü- nü saat 14 te Alemdar caddesindeki Alay köşkünde yapılacağından bütün p Yer değiştirecek kiracılara tavsiye! Akşam'ın KÜÇÜK İLANLA. Rim dikkatle okursanız kendi. gn örer yi kt, li 71 Temmuz 1959 e MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 72 Arnavutlukta muhalefet ilerliyor, hükümetin aczi Viyana hükümetinin mürakabesi âltında Arnavutlukta nüfuz icrasına çalışan bu (Diya) cemiyetine girdiği vakıt Hasan bey birçok arkadaşlarının tekdirlerine, serzenişlerine uğramıştı. Şimdi bu cemiyetten istifasına o bu tekdir ve serzenişleri sebep gösteri- yordu. Şimdi o da Meşrutiyete hizmetlerin- den bahs ile kendisine bir mevki veril. mesini istiyordu ve maksadına nail olacak gibi görünüyordu. Çünkü va. tana hizmet edenler sırasında onun da ismi geçmeğe, o da hürriyet kah- ramhanları arasında anılmağa başla- maş. Fakat fikri daima tehalüfe, muha- lefete meyyal olduğu için İttihad ve Terakki umdelerile (o vatanperverlik imanı bir gün âni olarak sarsıldı! Es- ki fikirlerinin hayalleri zihninde ye- niden canlandı; gene Lâtin harfleri taraftarı kesildi, Mebus oldu; hürriyet isteyenler, İttihad ve Terakki istibda- dından şikâyet edenler arasında yer aldı. . Babadan kalma ehemmiyetlice bir serveti vardı; fakat o bunu şan ve şöh- ret uğrunda heba etmişti. Yeniden zengin olmak için hayli teşebbüslere girdi. Muvaffak olamadı. Borçlarını ödeyemiyecek hale düştü. Sultan Re. şadın Arnavulluğa seyahatinde Mitro- viçeye gitti. İlân olunan aftan istifa- de eden İsa Bolâtini affı istihsale ken- disinin bais olduğuna ikna ederek kendi emel ve fikirleri dairesine çek- ti. Katolik Arnavudlar üzerinde öte denberi nüfuz ve himayesini temin #i- yasetini takip eden Avusturya Jön Türklerin bu nüfuzu kırmak için elle- rinden geleni yapmakta olduklarını görünce o da tahriklerine şiddet ver- mişti. Bu yolda tahrikler semeresile Yakovanın şimaligarbisinde, İşkod- raya yakın yerlerde bazı kabileler ki- yam ettiler. Bu sırada (Şala) kabile- sinden İpekli Mahmud Zaim de orta- ya atıldı. Arnavutluk vekaylinin müzmin saf. hası böyle başladı. Bugünlerde şimali Amnavutlukta bu harekelleri idare eden müslüman rüesada Arnavutluğun muhteriyeti, istiklâli davası ve bu da- vaya hizmet maksadı yoktu. Cenubi Arnavutlukta da İsmail Kemal gibi bu fikri terviç edenler çok değildi. İf- tirak fikri ancak hükümetle ihtilâflar kuvvetlendikçe, kıyamlar üzerine as- ker sevkedilerek kanlar döküldükçe, harici telkinler tesirlerini arttırdıkça intişar eylemiştir. Priştineli Hasan beyin evvelce Arna- vutlukta bir nüfuzu yoktu. Mebusan meclisinde İttihad ve Terakkiye mu- halefet erkânı arasında görünerek na- mı etrafında yaptığı reklâmla mem- leketinde öz sâhibi olduğunun, ken- disine büyük paye ve kıymet verilmek lâzım geleceğinin hükümetçe takdir edilmesini istiyordu. (1328) kıyamında kendisine âdeta bir serdar süsü vermişti. Halbuki na- mi ağızlarda © kadar dolaşmamasına rağmen Necip Draga bu hususta on- dan çok ziyade müessir olmuştu. Bu vekayie karışan rüesa ara- smda Hasan beyin akrabasından Volçıtrinli Zeynullah, Priştineli Cemal, Yakovalı Ahmed beyleri, Prizrinli Yah. ya ağayı, Üsküplü Said hocayı, Priştis ne müftüsü Hamdi efendiyi, Prizrinli Şerif efendiyi, Kalkandelerli Mehmed paşa Delâranın oğlu Halim beyi de zikretmek icap eder. Zeynullah ve Cemal beylerle Yah- ya ağa okuyup yazma bilmezlerdi, Bütün bu rüesa meşruti hükümetin nihayet vermek istediği derebeylik usulünü muhafaza etmek istiyorlar- dı. Arnâvutlukta bunlardan ziyade sö- zü geçen ve arkalarında adam toplayıp ihtilâl çıkarabilecek reisler vardı: İsa Bolâtin, Keylânlı İdris Safer, Yakovalı Bayram Sür, Yakovalı Riza bey gibi, Bunlardan bir derece aşağıda Zas- koklu Ramazan, Blatalı Emin, Lumalı Mustafa Lita, Yekovalı Şaban Binak (Adam olunmuştur.) İslâm Sipahi, Bayram Kâna dahi kıyamlarda iş gö-. İdris Safer meşrutiyet ilânından ev- vel hayli iyi hizmetlerde bulunmuş- tu; 1910 kıyamını kendi mıntakasın. da idare eden o olmuştu; ancâk ecnebi emellerinin başlı bir hasmı idi. Yakovalı Bayram Sür ile Riza bey Abdülhamid devrinin tanınmış şahsi- yetlerinden idiler. Riza bey her yerde, her vakıt baş ol- mâk istediği, saraydada teferrüd emelleri gösterdiği için 31 Martta mas 1üp tüfekçi Halil beyin hışmına uğrı- yarak Halebe nefyedilmiş, Meşruti- yetten sonra memleketine avdet eyle. mişti. Bayram Sür'un babası Şakir Sür (Krasnik) Malisorlarının reisi ve Ar- navutlukta maktul Müşir Mehmed Ali paşayı müdafaa edenlerden birisi idi. Bayram Sür Abdülhamid tarafın. dan Rumeli müfettişliği maiyetine hu- susi yaver tayin olunmuştu. İttihad ve Terakki muhalifleri na- zarında Arnavutluktaki kıyam rüesası birer vatan kahraman ve fedayisi gi- bi telâkki ediliyordu; öyle alkışlanı- yorlardı. Diğer taraftan İttihad ve Terakki gazeteleri de boş durmuyor, bu rüesayı da bunları alkışlıyanları da vatana hi- yanetle ilham ediyorlardı. (Türkdili) 27 ağustos 1328 tarihli nüshasında Ali Kemal beye şöyle ça- tayordu: (Ali Kemal «Arnavutlar ve Arna- vutluk» makalesinde İsa Bolâtinlere, Bayram Sürlara medhiye, kaside ya- zıyor. Hamiyet erbâbının kanların içmekten zevk alan canileri: Bir gaza ellin, ki memnun eyledin peygamberi! Diye alkışlıyor, Ali Kemal munevi- yeti yosun bağlamış, vicdanı taş kesi)- miş bir siyaset sanatkârıdır. Ona pa- ralı adam lâzım!) Bu yolda hücumlardan İttihad ve Terakkiye muhalefet rüesasından Mu- rad beye de pay çıkarılıyordu. Ancak bu iki taraflı hücumlar efkâr ve hissiyatı boş yere kabartmaktan başka şeye yaramıyordu. Hükümet Malisor isyanını teskinde düştüğü âciz vaziyetlen çıkmak arzu. sile ve bu meselenin büyük siyasi ih- tilâllara meydan açmasının önüne geçmek mülâhazasile Malisorlarla an- laşmak mecburiyetini hissetmişti. On- lara mektep ve dil hususlaıda serbes. tiyi mutazammın bazı imtiyazlar ta- nınmış, bu hal bütün Arnavutlarda büyük ümidler uyandırmıştı. Şimdi onlar bu imtiyazları az görüyor, muh- tariyet kazanmak emellerine düşüyor. lardı. Manastırdan bazı Arnavud xabitler Resneli Niyazi beyin hareketine imti- salen dağa çıkmışlardı. Hükümetçe buna karşı kati bir tedbir alınamı- yor, mebusan meclisinde ve gazeteler- de iş hafif gösteriliyor, hakikat anla- şılmazsa halka herşey gül pembesi, her yer cennet görünecek imiş gibi dav- ranmak bir siyaset marifeti addeliyor- du! İttihad ve Terakki hükümeti her ta- raftan uğradığı hücumlarla âdeta şaş- kına dönmüştü. Bay Ahmed Bedevinin bana gönder- miş olduğu hususi notlarda bu hü- cumlara ve Manastırdaki harekete da» ir şu izahat verilmektedir: (31 Martta askeri hapishaneden kaç. tıktan sonra Ahmed Bedevi Mısıra gilmiş, orada doktor Şerafeddin Mag. mumi (1) doktor Arapkirli Abdullah Cevdet, doktor Necmeddin Arif beyler- le ve Mevlânzade Rifat beyle (2) buluş- muştu. Bunlar kendisine Mahmud Muhtar paşanın haremi prenses Nimetin çif- liklerinde kâhıyası eski Jön Türklerden Manastırlı Bahaeddin beyin bir iş bu- lacağını temin ederek Bahaeddin bey- le görüştürmüşlerdi. Fakat Bahaed. din bey: — Mahmud Muhtar paşa İtlihadck dır. Muhaliflere çifliklerinde iş ver. mez! diyerek reddetmişti, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: