27 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkinci GRETA GARBO Zarah Leander'in hayatı Filimlerinde mağmum, esrarengiz görünen Zarah hakiki hayatında çok neşeli bir kadındır senelerde Almanyada yeni bir ldızı çok şöhret. kazanmıştır. Bu yıldız İsveçli Zarah Leander'dir. İstanbulda da bir kaç filimini gördü- ğü Zarah'ın kendisine mahsus bir tipi vardır, Hali, tavn esrarengiz Bundan dolayı kendisine ikinci Greta, Garbo İsmini verenler vardır. Zarah yen tarafları var. kikatte Zarah Greta Huttâ Gretadan ziyade benzemektedir. İsveçte Karistad aş Bu şehir derin i bucaksız ormanla; in babası âdi de hep Papastıle ardan beri kilisey vardı. Bunlar i bitir. m üç ve orta ir. Zarah büyüdükçe evindeki an sıkılmağa başlamıştı. Bu- 1 sık sık büyük annesine gi- n #imalin: oturan bü- bitmek bilmiyen hayat derd yük al gecelerini onun arilattığı hikâye- leri dinliyerek geçirirdi. Zarah d dersi air başlamıştı. iken musiki 6 yaşında ı doğumunun yıldönü- yin bir valsini heyret cede duyarak çalmış, bu, uştu. Bir d- kilisede şarkı iken baba z olmağa başladığı bir tiyatfo kumpanyası Karis. nt'ü oyna. »silde bulunmuş- siki genç kızın üze- büyük tesir yapmıştır ist olmağa karar vermiş- dan geçmiş ve Pe u söyleyince > tabii aile ında müdhiş bir fırtına kopmuş- tur. Nesillerden beri opapaslık eden bir ailenin kızı nasıl sahneye çıkabi. lirdi?..: Zarah bütün aile erkânmna karsı muıyacağını anlayınca “fik- d miş, bu defa Leander bir aktörle nişanlanmıştır. kendisi bu aktöre vermek istememisse de Zarah ısrar ederek nihâyet arzusuna nail olmuştur. Zarah evlendikten sonra Karistad Bir gün meş Pavlova İle karşı ah'nın güzelliği- an olmuştur. Bu ne dansöz veya tavsiyelerde bu- duz şehrinden ayrılmıştır hur dansöz laşmış, Pavlova, ne, zarafetine hay münasebetle kendi artist olması için Zi PK Zarah Leander lunmuştur, Bu sözler Zarah'ya yeni» den ümid vermiştir. Bir gece Iskandinavyanın Ziegfield'i denilen Ernest Ralf ile kaşılaşmıştır. Zarah, meşhur direktörü görebilmek için yağmur altında sokakta 'saatler- ce beklemiş nihayet artistin yanma yaklaşabilmiştir. Zarah artist ve dan- söz olmak istediğini, bunun için yar- dımını rica ettiğini söylemiştir. Ralf, genç kadına şöyle bir bakmıştır. İpti- da ehemmiyet vermiyerek başını çe- virmek üzere iken Zarah'nın saçları- na dikkat etmiş — Saçlarınızın rengi tabii midir? diye sormuştur. Zarah mağrurane: — Evet tabildir... cevabını vermiş tir, Bunun üzemnle direktör kadını er- tesi günü için davet etmiştir. Kadm angaje edilmiş ve önünde talih ka- pıları açılmıştır, Zarah pek az dansözlük etmiştir. Bir akşam Lehar'ın «Şen dul kadını opereti oynanırken baş yıldız hasta- lanmıştır. Zarah bu rolü yapmağa talib olmuş ve sahneye çıkmış! ha ilk akşam büyük bi yet kazanmıştır. Bunun üzerine, bes. tekârın muvafakatile, Şen dul kadın- da baş kadın rolünün söylediği sar. kıların notası hafifçe değiştirilm tir. Zarah tamam bir sene bu ro ve İsveçin en büyük artis ur. Bir akşam Stokholmde çı- kan Dapblad gazetesi muhatrirlerin- den Fred Farsell artistle mülâkala gelmiştir, Fred Stokholmün donjuanı diye maruftu. Zarah ke i epeyce bekletmiş ve ekşi bi ile kabul etmiştir. Fakat görüşmeğe başlayın- ca aralarındaki buzlar çözülmüş, bu nun yerine bir sevgi kaim olmuştur. Nihayet Zarah, kocasından ayrılmış ve Fred Farsell ile evlenmiştir O gündenberi çok mesud yaşamakta dırlar, Zarah 936 da Viyanada bir operet kumpanyasında çalışmı ve büyük muvaffakiyetler kazanmıştır. İşte bu sırada kendisine filim çevirmesi için teklifler yapılmıştır. Zarah bu teklif. leri kabul etmiş ve daha ilk filminde yıldızlar sırasına girmiştir. Zarah Leander filimde görüldüğün- den büsbütün başka bir kadındır. Filiminde mağmum göründüğü halde hususi haytında çok neşelidir. Man- mafih bü neşenin arkasında esraren- giz fırtınalar saklıdır. Zarah şimdi Berlinde yeni bir filim çeviriyor. Yakında Parise gidecektir. git iii | Vücude ahenk, güzellik ve sıhhat verir Yazan: Selim Sırrı Tarcan Türk ilinin topraklarının mühim bir kısmı denizlerle çevrilmiştir. Ana- doluda ve Rumelide nehirler, göller, âkar sular boldur. Ne yazık ki yüzme bilenlerin adedi Avrupaya nisbetle çok azdır. Hele iyi yüzücüler parmak- la gösterilecek K ır nadirdir. Yaz mevsiminde yüzme bilmemek yüzün- den birçok boğulanlar oluyor. İngiliz- ler dünyanın en İyi yüzme bilen bir r. Halbuki İ ter her yıl kaza meticesi olarak denizde gulanların Bizde ne ki yalmız spot günden güne ileri gittiği için su spor larma da rağbet artmıştır. Bu v ile sahll şehirlerin denize dâha çok girilmeğe başlanmıştır. Gâzete lerde okuduğumu: rın da adedi artır mille memleketimizde göre be Afrika ve cenubi Asy de an iptidai kavimlerin çocuklari meyi bi e öğreni- yorlar. Yüzmek ot için ar tabiidir. yürümek Roma ve eski Yunan vekt meyi tabii ve zaruri bilmiştir. O de virde bir adamın cehlinden bahse- derken (Ne okuma, ne yüzme bili yor!) derlermiş. Eski terbiyeziler ara 7 enin tini ilk dikkate alan (Rabelais) dir. (Gar gantuanın hayatı) adlı eserinde, «Guargantua derin sularda yüz, sırt ve yanüstü el ve ayakla yüz kollarımı işletmeden yalnız ayakla; le yüzer veyahud elinde bir kitab tu- tarak'bir yaprağını ıslatmadan Sen nehrinin bir yanından öbür yanına geçer suya atlar, dip- ten yüzer, oldukça derin sulara dalıp taş, kum alıp çıkar» nin bu dalma yasiy dört yüz sene evvel çıkmıştı Bu büyük terbiy s 1580 de gene maruf Prünsiz pedagok- larından (Montaigne) gençlerin ter- biyesinde Sparsiyatları örnek aliyor ve beden terbiyesinde yüzmeyi en esaslı bir te dediyor. e yüz ehemm veya tepesi i ye vasıtası olarak kay- Ondan sonra on sekizinci asrın hayetlerinde (J. J, Rousseau) (Emile) adlı eserinde çlerin terbiyesinde yüzmenin mühim rolünü anlatıyor Alman; pedagok - (Basedow) terbiye inkilâbını (J. J. Roussenu) nun prensipleri dahilinde 1930 da Prusy verdiği raporda beden terbiyesi prog- ramında y mümareselerine him “bir yer aym; Alma 1474 te erkek ve 1880-den de kadın beden terb için yüzme mecburi dersler gö On dokuzuncu asrın danberi İsveçte N kada, İngiltere ve Alma çikada yüzme teplerde beden terbiyesinin bir şübe den uz; irlerde betinde yüzme havuzları iyor ve me mü sırasına başlı eçte yapılmıştır yani âsâbı terbiyesi Cimnastik bakımından, muharrike merkezlerinin adalelerin inkişafı ve ci vet ve mukavemeti noktasından “ mek en tabii, en faydalı ve en zevkli bir beden faaliyetld Suyun, açık hayvanın, ziyanın hareketin vücudün sıhhatini temin arıyan bu dört mühim kuvvetin hayırlı tes cak yüzmekte bulabiliriz. hem eğlenceli bir cirn k, hem he- yecan veren, çok cehd . sarfını icab ettiren bir mücadele sporudur, Muay- yen kısa bir mesafeye teknik kaide- lere riayet edilerek muhtelif tarzda itidal ile yapıları yüzme talimleri bir cimnastiktir. Gerek yüz ve gerek ar. kaüstü yüzmeler ve gerekse dipten gitmeler sayesinde vücudün hemen bütün mafsal ve adaleleri hareket ettiği gibi teneffüs fiili de bir disip Une tâbi. olarak, wiğerlerin iokişalına rini an- Yüzmek hâdim olur. Vücud hem işlek, hh biçimli olur. Suyun yüzünden veya di yupılan yarış ve müsabakalar sekten atlamalarda ise gı ek rekor kırmak e olduğundan yüzme üz cehdi ve heyecanı ci geli icab ettirir ki zaman spor olur. cimnastik İste meler sa kadınlara en tabii bir be Tabii cimnastik say iŞ ma, tırmanma, atma, kaldır ketlerinin hiç biri kadının b yüzme kadar uygun değil le, itinâ e usul tah vüzme talim) dın v ve estetik itibarile tli vasıflarından yatını ve başk yda kurtarmak a net de insan denize yüzme €zse y boğulur, Filhakika bâzan, € zücülerin bile denizde boğu vakidir amına, bunlar nadir vakalardır. Hemi minde gazetelerde y vakalar oku irek parça oruz: Yüzme bilmedi- ğinden on yedi yaşında bir gen ğulmuştur... Muhakkakdır bir hayat sigortö Yalnız iyi bir bu sporda ileri gider bakılırsa her hafta y şartile en az beş senelik bir cehd lâ. zını İmiş, Biraz kurbağalamayı, biraz prkaüstüyü, haltâ biraz da dipten gitmeyi öğrenmek yüzmek zme usulü En basit ve en tabii inde yüzmedir. İlk defa ir insanın yüsüstü veya arka- üstü batmadan satıhta durabilmesi imkânsızdır. Halbuk caklarını işletirse ve itidalini mezse batmaz. Ancak bu harek rasgele olursa süratle ilerlemek 1 kün olmadığı gibi, bu intizamsız calama çabuk soluğu keser, adaleler yorar. O halde yüzmeyi usul ta - da öğrenmek lâzımdır Gariptir, yüzme denizde değ rada öğreni İntizam tam bir inbisat halindi ları işletmesini öğrendikte yüzme hi zunda vi sunda bir muallimin areketler gene da talim edilir. Yüzüstü ve yüzme tabir edilir, Bur biraz kol ve ba- aybet- tahin bir arkaöstü yü ın zaman suda cehd sarfederek çabuk kat muhtelif şekillerde yüzme nız ko) az yorucudur. Sürat adalelerin daha çabuk kbâzını mucib olduğundan soluğu çabuk keser. Mukavemet yüzmelerinin iki vardır: 1 — Yanüstü 2 — (Brasse - indienne) Yanüstü yüzmelerde vücud sağ ve- ya sol taraf üzerine suya nr. Bu vaziyette su daha kolay ya ve dâ- ha az mukavezset gösterdiğinden yü- cud süratle ileri gider. Yüzüstü yüz meler daha çok yorar, Bilhassa ense ve omuz adaleleri yorulur. Y tün. de bu adaleler fazla cehd sarfetmez. Kolların müdafaa adaleleri ise navebe ile işlediğinden nisbeten az olur. Yan yüzmelerde bazan soğ basan (Devamı 13 ncü sahifede) nevi yorgunlu

Bu sayıdan diğer sayfalar: