26 Aralık 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Aralık 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Böyle paldır küldür kültür olur mu? Bir muharrir arkadaşımız: — «Grek - Lâtin» kültürüne tâbi milletlerin ıstılahlarını kabul edelim. Bunları almak beş dakikalık iştir! - deği. Biz de bir çok milletlerin, meselâ Almanların, Arapların, Çinlilerin ilh, kendi köklerinden ve eklerinden ıstı- lah yapabildiklerini; Alalürkün de bizi bu milli pmarlara doğru sevket- tiğini söyledik. Devâmlı karilerimiz bu neşriyatı hatırlıyacaklardır. Yu- karıya naklettiğim iddianın tam metnini de o sırada yazmıştım. Şimdi münakaşaya devam etmek arzusunu (gösteren omesleklaşımız şöyle diyor: I. Terimlerin p nasıl şart olabilir ki, ninde teknik mekteblere i edilmezler. meselâ doktorlarımızın vaziyeti midir? 3. nca ve lâtince öğrenmek şart- sn, meteoro- loji, konser fiziyoloji, paru ilâh... »l de baştan atma” miz iâzım gelmez mi? Bu üç noktanın hepsine birden şu cevabı vermek kabildir sanıyorum; Gerçi Grek - Lâtin kültürüne tâbi milletler gibi olmanın pek büyük muhassenatı var: Ecnebi dil bilenler ilmi ve fenni tabirlerin muadillerini vazıh olarak kavrar; lügütlardan, ansiklopedilerden istifade eder; ve Salı€.. Fakat ecnebi dil bilmiyen ekseriye- tin önünde, kendilerine . hiç birşey ifade etmiyen bir ellaz âlemi açıla- caktır. - Kelimcişebadet getirerek dine giri- lir amma, arkasından bir takım mü- kelletiyetler, o namazlar, niyazlar, oruçlar. gelir. Onun gibi; «Beş dakikas da; egirdim!i diye koskoca bir kültür dünyasına dahil olmak is- tiyenler de elbette bir takım şarta, kayde tâbidirler. * Arızasız bir sistem halinde beynelmilel ıstılahlari türk- çeye maletmek için külliyetli miktar- da piştar Türk münevverlerinin Grek ve Lâtin kültürile yetişmesini temin eden kurullara ihtiyaç vardır. Meslektaşımız «Teknik mekteple- rine gidenlerin» grekçe ve lâtine oku- madıklarını Söylüyor; fakat buna mukabil © dünyada bütün mânevi ilimlere kendilerini verenler bu iki dili bizim eskiden arabi ve farisi okü- duğumuz gibi öğrenir. Niçin «alaca- cağına şahin, vereceğine karga» tar- zında, öğrenmeyenleri taklid, öğre- nenleri tecahül cihetine gitmeli? Bir milletin filânca kültüre girme- $i için lâakal bir münevver ekalliye- tin o kültürü bellemiş, benimsemiş, yutmuş olması asgari bir farzıkifaye- dir. Ve nihayet, bütün Grek - Lâtin milletleri münevverlerine ne nisbet- lerde grekçe ve lâtinceyi — keza, efsanelerile, tarihiyle Grek - Lâtin dünyasını — öğretiyorlarsa bizim de öyle yapmamız lâzım gelmez mi? Aksi takdirde «kulaktan dolma» bir derekeye katlanıyor sayılmaz miyiz? Böyle bir seviye alçaklığına Türk milletini lâyık göremeyiz! Lâubalilik etmiyelim: «Olmuyor!s diye Arap kültüründen beş sene evvel çık... İki sene milli pınarları yokla; maymun İştihalıkla ve haksızca; (Vâ - Nü) (Devamı 4 üncü sahifede) — Hey gidi hey!... Geçen sene Av- rupada ne medeni vaidler işitilir, ne Gmidlere düşülürdü bay amca... | Ithalât şirketi nizamnamesi hazırlandı Demircilerle dericiler ihtikârla mücadele hareketine cephe alır tarzda itirazlarda bulunuyorlar Ticaret Vekâleti dış ticeret müdürü B. Bervek Berkin, şehrimizde kalarak kurula- cak ithaldi limitet şirketlerinin nizamna- mesini — hazırlamıştır. Nizamname, dün, şirket kurucak ticaret ve sanayi erbabına tebliğ edilmiştir, Öğleden sonra demir it- halâtçıları mili sanayi birliğinde, derici- ler de ticaret odası salonlarında toplanarak şirket tesisi işini müzakere etmişlerdir. Müzakereler, gece geç vakte kadar devam etmiştir. Hükümet, ihtikâra mâni olmak üzere it- balâti teşkilâtlandırmak için Limitet şir- ket kurulmasına karar vermiştir. Demircilerle dericiler esas itibarile şir- ketin kurulmasını kabul etmekle beraber bir çok noktalara itiraz etmişlerdir. İti- Tazları şöyle hülâsa edilebilir; 4Cemiyetler kanunundaki bir maddeye göre bir şirket kurulunca, reisliğine âza- dan biri seçilir. Halbuki Ticaret Vekâleti, kurulacak şirketlere bizzat müdür seçmek istemektedir. Bu müdür, meslekten yetiş- miş olmalıdır ki mesleğin bütün inceli Ekmek satışı Bakkallar ekmeği narhtan fazlaya satamıyacaklar Belediye ekmek narhıni tesbit ederken ekmeğin gerek fırında; gerek diğer satici dükkânlarında aynı flatle satılmasını da ka” rar altina almaktadır. Halbuki bakkallarla, diğer bazı dükkânların harhtan yirmi, hattâ kırk para fâzlarile ekmek satkları tesbit edilmiştir. Belediye, evlere, apartı- mianlafa kadar ekmek götürenlerin ekmek narhtan fazla bir ücret almalarını doğru yor, Yakın zamanları kadar fırınlar, kallara ondalık veriyorlardı. Son zaman- larda fırınlar bü ondalığı kestikleri için bakkallar ekmek başına, yirmi, hattâ kırk para bir fark alıyorlar. Belediye, narhten fazlaya ekmek satıi- mami$ini temi elmek üzere dün alâka- darlara bir tamlm yapmıştır. Bu tamime bakkullar ve ekmekçi dükkânları parhtan fazla ekmek sattıkları takdirde şiddetle ceza göreceklerdir. Esasen ekmek- r niğamnamesins göre fırınlar mahalle ârulârında satıcı dükkânları tozis ederek Grnda olduğu gibi narh fiatine ekmek satmağa mecbur olduklarından bakkallar narha göre ekmek salmağa razi olmasalar bile fırınlar mahalle aralarında dükkân Açarak ekmek satışını temin etmeğe meo- bur olacaklardır. İstimlâk davaları Hukuk mahkemelerinde bini mütecaviz dava var Nafia ve Belediye tarafından son En- manlarda muhtelif semtlerde yapılan is- timlükler üzerine İstanbul hukuk mahke- melerinde istimlâk davaları çoğalmıştır. Bilhassa Koska caddesi, Beyazıd meydanı civarı, Sultanahmedde eski hapishane ci- van, Yerebatan sarayının etrafı ve daha bazı wmtlerde İstimlâklerine karar veri- len emiâkin sahipleri, bemen kâmilen mülklerine konulan kıymetlere itiraz ve hukuk mahkemelerine müracaat etmiş- lerdir, Hukuk mahkemeleri bu davaları bir eh- Ilvukuf heyetine havale etmekte ve kıy- metler bu heyetler tarafından tedkik edilmektedir. Birinci, ikinci, dördüncü, yedinci ve sekizinci adliye hukuk mahke- meleri dün bu şekilde açılmış on beş da- vaya bakmışlardır. Hâlen muhtelif hukuk mahkemelerinde böyle kiymete itiraz yollle açalıp görül“ mekte bulunan dört yüz küsür dava mev- cud olduğu gibi mülk sahipleri tarafından açılmış ve henüz mahkemelerce rüyetine başlanmamış davaların yekünuda bini mütecavizdir. lerini bilsin. Vekâletin tayin edeceği mü- dür mütehassıs olmazsa yüz binlerce lira tutan sermayemizi nasıl onun idaresine tevdi edebiliriz? İdarede yapacağı küçük bir yanlışlık, bizi iflâs ettirir. Müdürü biz kendi aramızdan seçmek istiyoruz.» Hükümetin buraya ehliyetsiz bir müdür taylan edocoği kabul edilemiyeceğinden alâkadar makamlar, demircilerin halki hareketini, ihtikârin mücadele hususun- da atılan adımlara karşı alınmış bir cep- he şeklinde tefsir etmektedir. Demirciler, kurulacak ithalât şirketinin sermayesini ancak 10 bin lira olarak kabul etmişlerdir ki bu da, işi küçültmeklen başka bir gey değildir. Senede milyonlarca liralık demir ithal edilirken bu işi 10 bin liralik bir it- hulüt şirketi şüphesiz idare edemiyecektir. Şirkete 50 üza iştirak edecektir. İştirak bedeli 200 liradır. Bazı demir tacirleri, yakında Karabük fabrikalarının demir çi- karacağını nazarı dikkate alarak bu ser- mayenin kâfi olduğunu, bazıları ise ser» mayeyi 20 bin liraya çıkarmak icap etti- Karilerimizin mektupları Yünlü kumaş, Halıdan daha pahalı? bazı makamların bizde. hâlâ ihtikâr yoktur, deyişlerine şaşıyorum. Mühendis Naci KÜÇÜK HABERLER: A B. Prost şehrin imarına âid tafsilât plânımı yaparken şehirde tesla ve inşa edilecek sinema, tiyatro gibi umumi yer- lerin gerek bedii, gerek mimari ve gerek- se teknik bakımından vasıflarını da tayin edecektir. Bu suretle bu gibi binaların Gi- ger binalardan farklı bir uslüp'a ve gü- zellikte olmaları temin edilecektir. Belediye, geçen sene Taksim bahçe- sini tanzim etmişti. Gülhane parkının da bu sene wlah ve tanzimine teşebbüs edi- lecektir. *# Beyoğlunda Asmalımescidde oturan on yaşlarında Mehmed isminde bir çocuk dün Tepebaşında Halk bahçesinde oynar- ken düşmüş, muhtelif yerlerinden yara- landığı cihede Etfal hastanesine kaldırıls muştır. X Anadolukavağında oturan üç yâşla- rında Mustafa isminde bir çotuk Karyola üzerinde elinde bir makasla oynarken ma- kas karnına batarak yaralanmış, polis ta- rafından tedavi edilmek üzere Etfal has- taresine Kaldırılmıştır. Şişlide oluran madam Vasiliki; Pan- galtıda Silâhşor caddesinden geçmekte iken bir apartıman önüne döşenmekle olan çinilere basmış; buna muğber olan David isminde bir usta da kadını ittiği gi- bi düşüp yaralanmasına sebep olmuştur. Polis; Davidi yakalıyarak mahkemeye ver- miştir. # Heybeliada sanatoryomunda işçilerin elbise ve eşyasını çalıp kaçan Sultan dün yakalanmış, Sultanahmed birinci sulh cs- ya mahkemesinde sorgusu yapılarak tey- kif edilmiştir. Dün Boğaziçinde iki erkek cesedi bu- Yunmuştur. Bu eesedlerin, son fırtma es- nasında Kazalarda boğulan iki kişiye aid olması ihilmal dahilindedir. Hüviyetleri etrafında tahkikat yapılmaktadır. s. Otomobiller ucuzlayacak... | ... Ve öyle pratikleşecek ki, der. | derdi, ğini söylemektedirler, Aynı iddiayı, deri tasirleri de ileri sürmüşlerdir. Deri fatle- rinin indirileceğini gümrük resimlerinin yakında kaldırılacağını işiten alıcılar ev- velce yaptıkları siparişleri şimdilik dur- durmuşlardır. Bu yüzden, deri piyasasında tam bir sükünet yardır. Fiatler ucuzlamadı Diğer taraftan perakende manifatura #latlerinde hiç bir tenzilât yapılmadığı gö- rülmektedir. Tacirler, Alman bankasında- ki Ersak fiatleri, ecza fiatleri aynı yüksek- diği muhafaza etmektedir. Erzak piyasasın- da alış veriş devam etmekte ise de pera- kende manifatura piyasası durkundur. Halk, fiatlerin indirileceği günü, bekle- mektedir. Tamamen yerli malı olduğu halde tahan ve tahan helvası fiatlerinde yükseklik kaydedilmiştir. 'Tahanın kilosu 40 kuruştan 50 ye, tahan helvasının İse 40 dan 60 a kadar Taksi seferleri Dünden itibaren otobüsler gibi yolcu nakline başladılar Taksiler de dünden itibaren, otobüsler gibi Eminönü ile Şişli arasında yolcu ta- #ımağa başladılar. Bir refikimiz, yolların pek dar ve kışık olduğundan bahisle bu usulün talbikine itiraz ettiği gibi bir oto- mobil dört kişiden farla yolcu raklede. miyeceğinden Şişliye kadar altmış kuruş alacağına göre taksi fiatlerinin indirilme- 8i lüzumunu Weri sürüyordu. Vali ve Bele- diye Relsi Dr. LâtfI Kırdarın yesaiti hak- izdihamın mamak kabil değildir. : Diğer taraflan piyasada altı kişi alan ve büyük taksi saati kullanan battal oto- moblllerle modası geçtiği için müşteri bu- lamıyan taksiler vardır. Belediye, bu ka- rarı verirken bu otomobillerden istifade edileceğini düşünmüştür. Taksi ücretlerine gelince, Belediye ron- bafilinde deniliyor ki: Bir olomabilin mese Ji Büyükdereye götüreceği bir müşteriden alacağı ücret, yalnız gidiş içindir. Bu oto- mobilin avdelie müşteri bulacağı muhak- kak olmadığına göre taksi fiatleri, otomo- hesap edilmiş- . adam başına 125 kuruş ücret alarak yolcu taşıyan otomobillerin vaziyeti ile saatle ücret alan otomobillerin taksi ücretleri kıyas edilemez. Belediye, Şişliden başka Eminönü ile Maçka arasında da bu seferleri ihdas ede- cektir, Dolmabahçe hadisesi Dün de bazı şahidler dinlendi Dolmabahçe İzdiham hadisesi münase- betile ikinci ağır cezada dün de Wstinabe yolile şahidler dinlenmiştir. Dün dinlenen poliz ve komiserler ziya- Teb esasında alınan tertibat ve tedbirleri anlatmışlardır. Gene şahid olarak dinle- nen Romanya öeyrisefain idaresi İstanbul baş acentesi B. Dimitri de ziyaret esna- sında izdihamın fazlalığın; anlatmış, MAZ- nunlardan B. Salih Kılıç tarafından sor- durulan bir suale karşıda vaktile Ro- manyada bir kralın, bir merasimden dö- müşü esasında bözle bir izdiham hadise- si olduğunu ve otuz kişi ölüp birçok kim- #elerin de yaralandıklarını söylemiştir. Mahkeme, yeniden şahld olarak dinlen- meleri Kararlaştırılan 6ski İstanbul valisi B. Muhiddin Üstündağ, mülkiye müfettişi B. Aziz, hadise esnasındaki Beşiktaş kay- makamı B. Razi, Beyoğlu kaymakamı B, Daniş, Mili saraylar müdürü B. Sezai ve Eminönü kaymakamı B, Agâhın çağırılma- larına, gelmiyen diğer şahidlerin de ihza- ren getirilmelerine karar vererek :siuhake- meyi başka güne bırakmıştır. ... Herkesin bir otomobili olacak, Sokaklarda yayalar kalmıyacak... Semiha Berksoyun sesi me yazık ki, tahsilini bitirmeğe vakit kalmadan dönmek zorunda kalan Semiha Cenab Berksoyu dinledik ve beşerin en meşru telâkki ettiğimiz zaafına kapılarak, kendi payımıza da gurur duyduk. «Akşam» m tiyatro münekkidi sı- fatile, Semihayı Şehir tiyatrosunun balesinde yer aldığı zaman kalabalık arasında - sesini kavramış, Türkiye hududları içinde mevcud bulunmı- yan bir sesin duyulmağa başladığını yazmış; operetlerde yer uldığı zaman sanat kabiliyetini derhal takdir et- miş, Per Günt temsilinden sonra Se- mihaya ehemmiyet vermek lâzımgel diğini alenen söylemiş ve «Yarasa» yı dinleyince müstakbel Türk operası nın nüvesini Semihanın sesinde bul müş: «Semiha bizde sözün tam mâ- nasile ilk operet sanatkârıdır. Onu muhakkak Avrupaya tahsile gönder memiz şarttır» demiştik. O zamanlar bazı iirazlarla karşılaşan bu iddia- mızın doğru olduğu meydana çıktı, - Pazar gecesi - radyodaki resitalini dinledikten sonra yedi sekiz sene ©v- velki şözlerimizin ne derece haklı ol. duğunu görmkle gurur duyduk ve memleketin, Semihayı Avrupaya tah- sile göndermekle müstakbel Türk operasının ilk temel taşını atmış ol. duğuna kanaat getirdik. Biz nihayet musikinin tekniğinden anlamıyan hayranıyız. Brahms ve Hugo Wolf yabancısıyız. Ancak Sehubert'in dinlerken, Se mihanm yüksek ses kabiliyeti ile be- raber, yüksek teknik kabiliyete de eriştikini anladık, Dört senelik bir tahsil Semiha Berksoyu tam bir ope- ra sanatkârı vasıflarma kavuştur. muştar, Radyomuzun bozuk emisiyonuna ve Semihanın mikrofona uymuyan sesine rağmen, resital muvaffak olmuştur. Semihanm büyük değerini muhakkak ki resitali konser salonunda dinlemiş olanlar radyodan dinlemiş olanlardan fazla takdir etmişlerdir. Perşembe gecesi radyomuzun bir de opera gecesi tertip ettiğini memnuni- yetle haber aldık, Semiha Hasan Fe. rid'in idaresindeki radyo orki SAYAN refakatinde Weber, Wagner, Mascagni ve Puccini'den parçalar söyliyecektir. Semihanın Soprano dramatik bir sesle bu konserdede muvaffak olacağına şüphemiz yoktur. Semihanın bir kiymet olduğu mu- hakkaktır, onun tahsilini yarıda bi- raktırmamak için ne lâzımsa yapıl malıdır. Tahsilini ikmüle bir senesi kalmıştı. Kendisini Berline gönder-- mek mümkün değilse, dost ve mütte- fik memleketlerden birine gönderme- Tiyiz ve derhal göndermeliyiz. Dört Senelik emeği heba etmiyelim, Selârl İzzet Sedes B. A. — Otomobili bilmem amma bu gidişle herkesin bir tankı olaca- ğa benziyori...

Bu sayıdan diğer sayfalar: