29 Ocak 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

29 Ocak 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“edirne HİTİ aBE TAP Trakyada kalkınma ve imar hareketleri Bir çok eski eserler tamir ediliyor ; (Şark şimen- i ei ve ötesindekilera de (Anadolu #imendiferleri) denirdi, İkisinin arasında yalnız Marmara değil, Gİ Sirkeciye gelip giden trenler & N Sülale 181 de © bey Allahim?... phensonun icad ettiğinin eşi, (o şoselere silindir geçen lokomebillerden £farkatz, k düdükleri gibi (düt, düt) öten, nk Gür pal elm mia bie ie motif, Arkasında küçücük küçücük, yan- dan böcre böcre, basık tavanlı 25, 30 vaon. 5 Banliyö istasyonlarının bugünle farkı (Çatladıkapı) ve Bez fabrika ilerisin- deki (Yeni mahalle) nin yokluğu; Zey- ği tinbumunda da memurlar için yalnız bir Ğİ İki postanın durduğu, Katarlar zevali saatle hareket ederler» di. Müşterilerin çoğunda yalnız Serkizof da bulunan bir tarafı alaturkaya, bir ta rafı alafrangaya ayar edilmiş saatler; ve mübarekler derd mi derd. Huyundan mı, suyundan mı bir türlü doğru gitmez İer, muttami aksarlar, sahiplerinde de heyheyler.., Yine o zamanki değişikliklerden biri Bekırköyünün avamca şimdiki isminde oluşu ve lâkin tarifelerde, istasyon İev- hasında, kibarların dilinde Makriköy © olarak bulunuşu. Gişedekilerin, kondüktörlerin, Okon- trollerin başlarında şapka, sırtlarında beyaz şeritli mavi ceketler... Bakırkö- yüne gidişin birinci mevki çeyrek, ikin ci mevki üçlük. Floryada ağaçlar altin- da hava almak, kemani Kirkorun sazı- mı dinlemek, kafes arkasındakilere de geşmiçerez niyetile Küçükçekmecey ka” dar boylanacaksan yandın. Birinci 9,20, ikinci 6,10 kuruş... Vagonlar hep birbirinin örneği idi. Yalnız dışlarındaki |, 2, 3 rakamları, içlerindeki soluk kadife, çatlak muşam- ba minderler ve tahtakurusu yuvası ke- #evet bozuntularile ayırd edilirdi. Kir, toz toprağa - müleme, yandan İn inmez camlara parmakla yazı yaz. © Kabak çekirdeği, fındık, fıstık, mısır koçanı, sardalye kafası, çiroz kılçığı, yumurta kabuğundan geçilmiyor. Taaf- fünden burun direklerinin hayrını gör. “Nihayet kalkma vakli gelir. o (Dan, ardından Malüm a kelime almanca ve (bitti tamam, hazır) manasına... Fertiği çekmek, fertiği kır- mak tabirleri buradan yadigârdır. Yol tutulup gidilirken garçadak yan kapı açılır, kondüktör dalardı. Kaşının “üstünde şapka; zülüfleri taşmış; du- daklarınm kenarında izmarit; bir omu- zu kalkık, öbürü inik; kuşağının ucu sarkık... Arkasında lüternası eksik bir palikarya, Elindeki zımbayı (Cark cark) ettire- rek. tpkı Galata pandomümalarının merdiven başlarındaki ağızla; letis!.. Biletisl.. * bir kurum, edalet ki burnundan çekiyor çekiyor alınıyor mu, pencereden dışarı fiskiye gibi bir tükürükle attıktan sonra hadi kulağının arkasındakini ağı- za ve gözüne ilk ülişen cıgaralıya yanaş- .. Pardon!... Signomil) fi- vakitler (Figaro) gazetesi mu- srizlerinden Jules Hüret'nin «Nevyork- tan Yeni Orleana> başlıklı bir seyahat- mamesini okumuştum. Amerika trenle- rindeki zenci kondüktörlerin lâübalilik. lerine, kompartımanda ayak ayak üstü- George Ste- £ Eski Tünelde şidiş Mahut zımbaları hafif hafif (şık, şk) | ettirerek, edebli edebli gelip bileti ke- | serler. Yükaek mevki sahibi saçlı sakal- hlara, müslüman kondüktörler, varak buyurtacak bir Amedi kalemi halifesi, | hristiyanlar ise eski Divanı hümayun ir dan Fenerli bilmem neyin ilikliyerek sokulup, yerle- re kadar kandilli temannahı müteakip ve çoklarına (şakkı şefe) etmeksizin ge- Ti geri çekilip dönerler, - ğil, Nafia Nazır paşadan, tut, hayli vekil vükelâ, mabeyinci beyfendi- ler, damadı şehriyariler hep © canible- rin mukimi, Nabizgirlerin şahı, kumpan- ya direktörü Hügnen cenapları alayının kulağım boyuna büküp durmada, Cuma, pazar ve çarşambanın gayreti bu trenlerin aşağı inenleri içinde öğle- den bir, bir buçuk saat evvel Haydar- paşaya varanları, akşamdan da bir, bu- çuk saat evvel yukarı döneleri kalbur üstüne gelen kişilerle dopdoluydu. Ni fin Nazırına tahsis edilip, hiçbir yere ramıyarak doğrudan doğruya Erenköyü tutanı da vardı, Hamburgun (Hovald) fabrikasından gelme, çiçeği burnunda üçüz beyaz va” purlar, yani( Halep, Bağdad, Basra) marti gibi uşmağa başlayıp Haydarpaşa- ya İZ dakikada yanaştıktan, merasim salonları kılıklı yağonlarda kudüm bu- yurduktan sonra tek silindirli (Ferah) « paşa, bey taşıyan Macar ve Rus kada- nalı konak arabaları ile Kadıköyüne taşınış tavsarıştı. Akümülâtör elektriklerile o donanmış vağonlar o derece hoşa gitmişti ki zev- kini çıkarmak için (şehri âyin seyrede- ceğim) diye geç vakit Pendiğe kadar gidip, inmeden dönenler mi ararsın? Bu tarafın o vakitki farkı da Söğüdlü eşme, Suadiye, Küçükyalı, Yunus du- rak Dereci; yokluğu , Baanbul “tüneli aşağı yukarı sittin se neliktir. 1873 yılnda açılmış. Dediğim tarihlerde rubu asırlığı çoktan geçmişti. Şimdikinden aykırı cihetleri Beyoğ- lundaki methali, vagonları, biraz daha yavaşca gidiş ve daha seyrekçe işleyiş... Turnikeler, fişler, mevkiler ayni aynına, duhuliye de 30 para, 20 para... Eski vağonları nazarlıktı. Tavanların- da kolzn yanan, yağı ekseriya tükenip gözgözü görmez bali veren iki kandil. | diye bir bağırtı kopmuş. Yaz gönleri ömür, püfür püfür rüzgâr- h; kışları da çivi kes... Köşeler muhad- derata mahsus ve perde ile ayrılmıştı. O perde hiç de adam akıllı kapanmaz, bir tarafı açık kalır, Derununda dilber engizler ve İâvantaları buram buram... Perde dışında, ense köklerinde de şık şık, aynagöz aynagöz beyler... lıklı bakışlar, ışmarlar, tebes bem sarı kapaklı üç buçuk frank- ık Fransizca romanından, hem de ara- lıktan göz ayırmıyan Şiık fesli, sünbül bıyıklı, aleretur yakalılar ve durmadan Vâf atanlar... Geçenlerde bir ahbap evinde tünelin © eski günlerine dair söz açılmıştı. O vakitler İstanbulda gözlerinin ahuluğu lığı ile maruf bir hatuna hi- Büğüğkmiğin alış veriş dönüşü tünele girmişler. Kapılar kapanırken (Dur!) Zendoatlığile meşhur bir sadrüzam paşazade sökün etmiş ve hanımlar perdesinin yanına di- iy. İki dakikacık yolda ne kâtip ağzı cümleler, Fransızca kelimeler. Tam ine- | çekleri sırada da aktrisi şehir Peruzun meghur kantosu, Ayıplaman beni dostlar, yare bend ” oldum. Yanık pervaneler gibi derde duş oldum. Tünele adimını atamıyanlar da çoktu. Meselâ Aksarayın den, vur- duğu vurduk, kestiği kestik Kavanoz Mehmed, Galatayı susa durdurmuşlar- dan, Beyoğlunda sekiz, on Kefalonyalı, Maltalı kabadayıları yalın saldırma ile önline katıp çil yavrusuna döndürmüş- lerden olduğu halde bu yer altından gi- dişe ödü koparmış. Sermed Muhtar Alus zaza CLAUDETTE COLBERT- HERBERT MARSHALL meydanlar açılıyor Havsada 30 bin lira sarfile tamir edilmekte olan Sinanın eseri Sokollu camisi Edirne (Akşam) — Asfalt yolu yap- tırmakta olan Nafia Vekileti, Havsa kasabasının içinden istimlâke başlamış ve biçtiği kıymetleri emlâk sahiplerine | bildirmiştir. Meydana getirilecek olan yeşillik için beş evin istimlâk muna- melesi de köylü tarafından yapılmıştır. Nafia Vekületi bu yeşillik hizasında ax- faltı 13 metre genişletecek ve böylelik- le güzel bir park da meydana gelmiş olacaktır. Şen ve mamur kasabalarımızdan olan İ ve gittikçe büyüyen ve güzelleşen Hav- | sanın bu sene içinde kaza merkezi ol- | i | ması kuvvetle unulmaktadır. Bura, 30,000 liraya tamir edilmekte olan kollu camiinin en çok iki haftalık işi kalmıştır. Kışın ve havaların tesirile ta- sz Janamıyan bu iş de artık bitmiş sayı- labi Öğrendiğime göre Sokollu Vezir ha- mamı da önümüzdeki sene içinde tamir | edilecektir. Lüleburgaz şehrinin namzed olduğu âti pek büyüktür. Seri halindeki arteri yenlerini, turist otel ve sinemasını bit ren ve şirâdi de ortaokul ile park ve ko- ruluğuna başlayan Lüleburgaz belediye- 8i gelecek sene stadyomuna da el ko- yacaktır. General Kâzım Dirikin dikkat ve alâka ile takip ettiği işler ourusında Lüleburgazın Mimar Sinan eseri olan harap, üstü açık Sokollu bamamını kur- tarmak da vardır. Lüleburgazlılar Edirme, Babaeski, Vi- ze belediyelerinin yaptığından geri kal. mıyarak en çok on bin Jira ile kurtarıla- cak olan bu haşmetli eseri muhakkak ki işlerinin başına alacak, O94İ ecnesi başında bu güzel hamamı eski halile halkın ihtiyacına açacak ve yüksek bir emmi ee il FRANSIZCA SÖZLÜ Be stp İosur İosur püro içişlerine dair aahifeler doldurmuştu. Dediğim seneler bir de Deraliyeye buyursaydı, muhak- kak ki bu hususa koca bir fasıl ayırırdı| O yandan kapılı, bölme bölme, Nuh yıllık vagonların başka bir baş belâsı da Bakırköy, Ayastafanos, o Küçükçek- mece ihi uzun yollarda, aceleye: gelip dar seğirtenler için, sıkışmak keyfiyeti, Hele yaşlılara, idrar zorlulara Allah im- dat eyliye... Bir kenarcıkta yüz numara, müz nu- marayı geç; koridora, basamak başına çıkmayı bile mumla ara... En yakın is tasyona inecek müşteri yoksa kapıyı ok da sözükmez oğlu gözükmezdi. Birinci mevki kapalı; ikincisinin de biri kapalı, bitişiğindeki açık. Pek yakında SARAY sinemasında # On binden fazla figüran ve milyonlarca dolar sarfile vücuda gelen Amerikallarla Kırmızı derililerin büyük maceran HİiNDLILER GELİYOR ,35 kum tekmili birden: Baş Rollerde; a. aile ami katıylarınn kat der kat üstünlüğüne diyecek yoktu. allavi kallavi, tok sesli, çekici lokome- tifler. Tektük seferler yapan, İzmit ve © Adapazarına giden bir ikisinde o kah- — volan vagonlar bulunursa da Haydar- > paşa ile Pendik arasında işliyenlerin — küffesi yüksek tavanlı, ön veya yan ko- © zidorlu, yepyeni ve gicir gıcır, hava ka- © yannca da elektriklerle pini pırıl... Pencereleri keenne ayna. Bir biçimine pi altındaki ergenlikleri sk; biçim- : kaçmış kravatını çözüp tekrar bağla; iğnesini tam yerine oturu... Kanapeler Şan Yerler süpürülmüş, silinmiş, Burada “la; mertik yok; boyuna (Tamam)1... Ya (personel) deki efendi okalıklılık kahıblı fes; setre- Jer, pantalonlar tertemiz; Okunduralar, ler boyalı... Sdnra, öyle de bir ter- ve nezaket ki, EM MM MATİNELERDEN itibaren ATI KEK AZAR, sinemasında başlıyor. TUCCAR HORN | Binlerce vahşi hayvan - Vahşi kabileler - Esrar dolu Afrika - Hayat pahasına filime çekilen sahneler * Dünyanın en meşhur avcıları TÜRKÇE SÖZLÜ zaemleketimize ne serecektir. bediayı Balkan yolile gelen turistlerin gözü ö Çelebi Mehmed devrinin ilk eserlerin- den sayılan Kadı camiinin de plân ve keşifleri geçen hafta umumi müfettişlik Nafia müşavir muavini Kemal Altan ta- rafından yapılmıştır. Maliye Vekâleti ile Vakıflar umum müdürlüğünün tamir ettirmekte olduğu Ali paşa çarşısı gittikçe güzelleşiyor. Ta- rihin bu eserini kurtarmak için çarşının ön ve arka tarafında damlalık sayılan koridorlara girmiş ve tecavüz etmiş bi- nalar bu vaziyetten çıkarılacak, geri ulı- nacaktır. Çarşının hava, ziya, temizlik ve elek- sik işlerine ayrıca dikkat edilecek ve döşemeler rutubete karşı koruyucu bir tedbir olarak ahşaptan inşa edilecektir. Edirnede bir hırsız yakalandı Evvelce haber verdiğim gibi Edirne- deki hirsizlik vakasının faili yakalan- mıştır. Adı İbrahim olan bu genç 3, 4 ay evvel şekerci Şerif Ezmenin yanına çırak olarak girmiş ve çalışmaya başlamıştır. Hrsızlık vakasından | gece evvel evine aldığı bir işkembeyi unuttuğunu söyliye- rek kapanmak üzere olan dükkünm içersine girip arka taraftaki kapıyı açık bırakmıştır. O gece saat yedide, hazırladığı yerden gekerci dükkünmü giren İlrahim, Şerefin 900 lirasını alarak kaçmıştı. Ertesi gü- nü, hiçbir şeyden haberdar değilmiş gi- bi işine gelen çırak İbrahim düne kadar vazifesine devam etmekte idi. Dün ar- kadaşlarile para mevzuu üzerinde gö- rüşürken şüpheyi devet eden bazı hare- ketler yapmış ve araştırlan oceketinde 40-50 firaya yakın para bulunması ya- kayı ele vermesine yardım etmiştir. 700 Tira kadar para bulunmuş ve hır- siz tevkif edilerek adliyeye teslim edil- miştir, a Taziyelere teşekkür Axile milletimizi sarsan zelzele flâketinin Errincanda mücip olduğu büyük zayiat arsamdâ aziz valide ve hemşiremle kızının bulunduklarını bilen ve haber alan kıymetli ve muhterem dost ve tamıdıklarımızla, sk- raba ve hemşerilerimizin insani ve &sjl bir hissi necabetle bu umulmaz büyük acı ve iztırablarımızı paylâşmak ve bizleri müş- fik teselli ve taziyetlerile taltif etmek hu- susuda muhtelif vasıta ve suretlerle izhar buyurdukları çok eandan samimi tohalük ve alâkadan pek mütehassis ve minnettar olan elem ve hicran yüklü kalbimizin âcil bir vazife telâkki ettiği derin şükranları- mum lütfen bu satırlarda kabul buyurma» Jarmı niyaz ederiz, Erzincan mebusu: ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA 10 ŞUBAT CUMARTESİ AKŞAMI Münir Kureddin Abdülhak Fırat ŞEHİR TİYATROSU İstiklâl cad, Komedi kısnd Gece saat 20,30 da Sözün kısası Zehir tiyatrosunun bütün basılâtını fe- İiketzedelere tahsis ettiği büyük müsa- imeresi 5 şubat pazartesi akşamı ilk defa olarak: PEMBE SOKAK 46 No, Yazan: M. Feridun

Bu sayıdan diğer sayfalar: