8 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Japon - Sovyet müzakeresi neticesiz kaldı Japonya e Sovyet Rusyası arasındaki münasebatta dış Mogolistanın Şark hududundaki müuharebelere nihâyet veren bir mütarekenin akdi ile mey- dana gelen salâh devamlı bir uzlaşmaya yaramadı. Bu muharebeler Sovyet- lerin müttefiği namı altında mahmisi bulunan dış Mogolistan ile Mançu- riye arasındaki hududların vaktile her ikisi de Çin hakanlığnın birer eyaleti olması itibarile sarahat üzere tayin edilmemiş olmasından İleri gel- mişti, Rusların hudud hattı iddin ettikleri Halka nehri havzası ve civarında- ki dağlar Mançuriyenin Garp eihetinden müdafaa hattımı teşkil etmekte ol- duğu gibi dış da Şark müdafaa hattı bulunuyor. Hududun ta- yini için Japon ve Rus zabitleri -ve Mogol ve Mançu memurları İştirakile Harbinde toplanan konferans on altı içtima yaptığı halde bir türlü bir an. laşma meydana gelememiştir. Nihayet konferans anlaşmaya imkân olmadı. İanı bir zabıt ile tesbit ederek resmen dağılmıştır. Konferansta uzlaşmaktan imtina eden tarafın Japonya olduğu İngiliz menabilinden gelen haberlerde bildirilmektedir. Japonya Halka havzasının ta- mamile Mançuriyeye bırakılmasında ve Rus hattının Orhun nehrine çekil mesinde israr etmiştir. Japonyanın Sovyetlere uzlaşmaktarı vazgeçmiş olması o Finlândaya harbinin bir neticesi sayılmaktadır. Çünkü iki buçuk aya yakın bir zaman devam eden Finlândiya harbinde Kıxılordunun maruz kaldığı vaziyet yalnız Avrupada değil Asyada dahi Rusyanın askeri nüfuz ve itibarmı kırmıştır. F.K, Yeni Istanbul kumandanı geldi Xeni İstanbul kumandanı karşılyanlar arasında İstanbul komutanlığına tayin edilen tüm komutanlarından, Tümgeneral İs hak Avni Akdağ, dün akşam saat 17,3 da Edirne trenile şehrimize gelmiş ve Sir- keci istasyonunda general Osman Tufan, general doktor Süreyya Hidayet, komutanlık erkânı, vali muavinleri B. Hüdai Karataban ve B. Halük Nihad Pepei, belediye reis muavini B. Lâtfi Aksoy, emniyet müdürü B. Muzaffer Ak- alın vesair zevat tarafından karşılanmıştır. Felâketzedeler için ingiltereden eşya geldi Eşyanın tevziine nezaret edecek İngiliz Profesör Ankaraya gitti felâketzdeleri Türk - İngiliz Yardım heyetinin Ikinci mümessili Liver- pool üniversitesi» profesörlerinden John Oarstang, İngiliz bandıralı Kavak vapuri- le şehrimize gelmiştir. Profesör ile birlik- ie, Yardım komitesinin hazırladığı 14000 parça muhtelif yardım eşyası da ayn! va- purla ilmanımıza gelmiş, doğruca Haydar- paşaya nakledilmiştir. Bu eşya arasında $00 İngiliz İlralık eczayı tbbiye de vardır. Gümrük remiinden muaf olan bu eşya dün Haydarpaşada Kızılays teslim edilmiştir. Tevziata profesör nezaret edecektir. Zelzele Dün akşam refikasile birlikte Ankaraya | giden profesör Garstang, bir muharririmi- #e şunları söylemiştir: Türkiyeye Ük defa gelmiyorum. Mem- leketinizde müddet bulundum ve Anadolu telif hafriyatta çalıştım, Türkiyeyi ç İngiltereye ne zaman döneceğimi bilmiyorum. Burada yardım Yazlfesine devam edeceğim. Anka- rada Başvekil Dr. Refik Baydamı ziyaret edeceğim Benden evvel gelen general &ir Deeds, zelzele mıntakasındaki vazifesini bitirmiş gibidir. Ankarada birlikte bir ra- por ve çalışma programı hazırlıyacağız. O, yakında Londraya dönecektir.» Kalay ve teneke gelecek Bugünlerde şehrimize üç aylık ihtiyaç karşılığı olarak 20 ton kalay gelecektir. Mart sonunda da 250 ten teneke beklen- mektedir. Bu eşya, İngiltere ve Amerika- den gelecektir. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Felâketzedelere teberri Kral Zogu da 500 İngiliz lirası teberrü etti Ankara T (AA) — Relsicüimhur İnöntiye Reunlon adası Saint Denis Müslüman ce- maati relsi tarafından gönderilen bir tel- grafta Müslüman cemaatinin hareketlarz felhketzedelerine bir yardım olmak üzere 100,000 frank teberrü edilmiş olduğu bildi- rilmiştir. Ankara 7 — Haber verildiğine göre, Tal- lin'de İngiliz tebaasından bayan N. Lotham tarafından beş İngiliz lirası ve bayan Mee | Kibbur tarafından da 1ki İngiliz lirası ile iki dolar teberrü edilmiştir. Lahor İslâm encümeni 500 rupi, Kalküte- dan Rahimlddin Abdülkerim'den gelen bir telgrafta bürtketierz felâketzedeleri için 300 Ingiliz lira, haşmeti! kral birinci Zogu 500 İngiliz lirası teberrü etmiştir. Gömülcünedeki ırkdaşlarımızdan Hafız | Mustefe oğlu Mustafanın 1000, Hacı Meh- med oğlu Müminin 1000 ve İsmin! vermiyen hayırsever diğer bir Türkün de 2500 drah- mi teberrü eylediği bildirilmektedir. Atina 7 — Yunan İş Kazın B, Dimliratos bankaları, anonim şirketlere, fabrikalara, Henri müesseselere bir tamlm göndezerek Yunanistan amelesi milli federasyonunun Anadolu #felâzetzedelerine karşı Yunan mil- letinin gösterdiği teveccüh ve #lâkaya işti- Tak ederek Teliketsedelerin ihtiyaçlarını temin için işçi ile memurlar için husus) bir Jane ve teberrü günü tahsis etmesini talep etmiştir. İşçi ile müstahdem ve imemurların dane vermeleri için 10 şubat cumartesi günü tes- bit edilmiştir. İş nezareti, keyfiyeti, bütün fabrikalara ve müesseselere bildirerek ame- lenin ve müstahdemlerin © gün bir dreh- mdien yukarı olmak üzere istedikleri kadar nakdi teberrülerde bulunabileceklerini bij- dirmiştir. Yunan gazetelerinin tahminleri- ne göre önümüzdeki cumartesi günü yal- nis Asinada 200,000 küsür drahmi fane top- lanacaktır. Karacaahmed kimdir? Üsküdardaki meşhur Karacaahmed me- zarlığı islah edilecekmiş. Istanbul şehrinin tam karşısında, Boğa- mn Asya yakasında, korkunç servilerile azametli bir dekor teşkil eden mezarlık, Ka- rucanhmed ismini, or dördüncü asrın ba- ında yaşsınış bir sermişee medyundur. Osmanlılar yeni zuhür elanişlerdi. Ana- dolunun şimaligerbisinde, Bizanalıların karşısında, Orhangazi hüküm sürüyordu. Bekilaşiliğin banisi Hacı Bektaşı Veli ha- yattaydı. Bu sıralarda, İranda hükümdar soyundan olduğu söylenen Karacaahmed, rivayete nazaran cezbeye tulularak, mem- Ieketini ve hükümdarlık hakkını birakmış Anadoluya gelmiş, Akşehire yerleşmişti. Bimok yerlerde. bu meyanda Bergamada ve bulda makarm vardır. Karacasbmed mezarlığı, Türkiyenin en büyük kabristanlarındandır. Eyüple ayni göhrettedir. Finlândiyada bir tek mücevherci dükkânı yoktur Fin kadınları mücevher takmazlar. Süs ihtiyacını çiçeklerle tatmin ederler Fin kadınları her târlü sporu bilirler. Yemek pişirmeği, bulaşık yıkamağı, biçip dikmeği, hastaya bakmağı öğrenirler. vü Harp zamanında bütün geri hizmetlerini kadınlar görürler Fin ordusunun kendisinden âdet- çe ve vesaitçe pek çok faik Sovyet kuvvetlerine karşı gösterdiği kahra- manca mukavemet, bütün dünyanın hayret ve takdirini celbediyor. Fin ordusunun bu muvaffakıyetli muka- vemetinde, askerleri derecesinde Fin * kadınlarının ve bilhassa Lotta Svard denilen kadın teşkilâtının büyük bir iştirâk hissesi vardır, * Lotta Svard kadın teşkilâtının v&- xifesi sulh ve harp zamanlarında sıh- hiye, levazım, iaşe ve sivil polis hiz- | metlerini üzerine almaktır. Lotta teş- kilâtına mensup bulunan Fin genç kız ve kadınları gri renkte bir ünl #orma, kısa eteklik ve kasket giyerler, Lotte ismi Charlotta'dan gelir. Charlotta 1808 Finlândiya İstiklâl harbinde büyük Kahramanlık göste- ren bir kızdır. Onun adını ebedileş- tirmek için kadın teşkilâlına Lotta adı verilmiştir. Bugünkü Lottalar kahramnlıkta Charlotta'dan hiç bir veçhile geri kalmıyorlar. Bunlar ars sında çok tehlikeli vazifeler deruhde edenler, tâ ilk hatlara kadar gidenler ve vatan uğrunda ölenler çoktur. Lottalar sefer ve harp zamanların- da, ordunun peşinden giderler, Sey- yar hastaneleri, seyyar mutfakları idare ederler ve erkeklerin cephe ge- risi hizmetlerine ald bütün vazifeleri- ni görürler. Sebzelerini ayıklayıp te- mizlerler, askerlerin yemeklerini pi- şirirler, çamaşırları, bulaşıkları yı karlar, bizzat biçip diktikleri elbise- leri Lamir ederler, askerlere bakarlar, yaralıları tedavi ederler, 17 yaşına basmış her Fin kadını iki şahsiyetin takdim etmesi şartile Lotta teşkilâtına girer. Zabitlerin, tüccarların, lise profesörlerinin ka nları, kız talebeler, işçi kız ve kadın- lar, tam bir müsavat ve kardeşlik çerçevesi dahilinde bu teşkilâtta yan- yana hizmet ederier. Hepsi de sada katle hizmete ve Lotta Svard teşkilâ- tanın nizamlarına riayet edeceklerine and içerler. Genç kızlar kürslar ve pratik staj- | lar sayesinde bu teşkilâtın hizmet- lerine alıştırılır ve yetiştirilirler. Da- ha küçük yaştan beri vücud hare. ketlerini, patinajı, sky ile kaymağı, yüzmeği, uzun ve yorucu yürüyüşleri öğrenen ve bunlara alışan TLotta'lar müşkül zamanlarda hertürlü ağır hizmetlerin hakkından gelebilecek bir kabiliyet ve mukavemet iktisap ederler, Staj müddeti bitince bu teşkilâta dahil her genç kız ve kadın, akşam. ları ve cumartesi günleri bütün gün daireletden, fabrikalardan, Uselerden Solda Lottalar, ertesi gün görecekleri işler hakkında okunan raporları dinliyorlar, bir tayyare taarruzunda onbaşıları ep Bir Lolta karlar ortasında yalnız başına sky ile vazifeye gidiyor çıkınca hastane hizmetlerinde iş gö- rürler. Orada yemek pişirmeği, çama- şir yıkamağı, askerler için elbise bi- çip dikmeği ve hastabakıcılığı öğre- nirler, Lotta'ların diğer bir vazifesi de teş- kilâtın muhasebe hizmetlerini ve $i- vil polis vazifesini görmektir. Lotta- lar, pazarlar, hayır işleri için satış | yerleri, tombalalar tertip ederler, | konserler verirler, biçerler, örerler, işlerler, kâğıd ve bez üzerine resim yaparlar, bütün bu yaptıklarını hayır cemiyetleri menfaatine satarlar ve iane toplarlar, Finlândiyada kadınlar, mücevher takmazlar, Finlândiyanın biç bir şeh- rinde kuyumcu ve mücevherci dük- 'kânları yoktur. Kendi milli paraları. m korumak, Finlândiyalh kadınlar için kollarını ve gerdânlarını elmas. Lottalara aceleiş veriyor — | ia z : üzeri ge Jar, inciler ile süslemekten daha kıys metlidir. Süse ve güzelliğe olan m&- ? yillerini, çiçeklerle tatmin ederler Böyle yorucu birçok işlerler dolgun bir faaliyet, Lotta teşkilâtına dahil kadın ve kızların zannedildiği gibi z aile ve içlimal hayatlarını katiyen felce uğratmaz. Bütün işler, genç kız ve kadınlara boş zamanlar bitüm kacak bir tarzda tanzim edilmiştir. Bürolarda, fabrikalarda, liselerde | toplıyarak vazife sabahın sast sekizinden öğ- leden sonra saat üçte kadar devam eder. Akşam yemekleri saat beşte yenir. Zira kış mevsiminde, saat beşte kar ranlık çoktan basmıştır. Akşam ve meği saat beşte yendikten sonra ki gn uzun gecelerinde aile hayatı başlar. Yaz mevsimlerinde ise; günler, bi- «zim memlekette, hiç görülmemiş bir şekilde uzar, Akşamları, gecenin saab onuna ve on birine kadar ortalık ay- dınlıktır. İşte bu mevsimde gençlerin sevdikleri sporları yapmak için uzuü bir zamanları vardır. Yortular, bü- tün seneye taksim edilmiştir. 1 Ma- yıs gençlik, 24 haziran yaz bayrami dir, Haziran ayı, Finlândiyann en güzel mevsimidir. Gökyüzü parlaktır, yıldızlar ile , doludur. Firlândiyanın istiklâl bayramı, bu ayda kutlanır. Sanra herkesin diğer yortulardan fax )a sevdiği yortu Noel bayramı gelir. Bütün Fin &ileleri, Noel gecesini, aile sofralarının etrafında toplanarak şef ve şalır kutlarlar. İşte bu yortuda Tottalar fakir ve yoksulları düşünü” ler. Kimsesiz, öksüz çocukları kür- dukları Noel ağaçlarının etrafında onları sevindirirler. İKİ senede bir Lotta teşkilâtının kongr€- | leri toplanır. Lottalar bu kongrelere gri üniformalarile gelirler ye şımal kızlarının memleketlerine hizmet ete mek hususundaki sonsuz ve sönlme$ arzularım getirirler. İzmirde eski eserler araştırması İzmir 7 (AA) — İzmirde yapılmakin Olan eski eserler araştırmaları bazı eti” celer vermiştir. Rski İzmirde Ağoranın (” nüp've şimal taraflarına doğru uzanan yö” raltı tonuzlarındaki topraklar çıkarılmış v6 mllldın ikinci asri İyon medeniyetine â$ eserlerden Poseldon ve Demeterin heykele” ri bulunmuştur. Bunlardan başka Agora şimalinde de bir“ çok eserler arasında meşhur bir atlet beYs keli ele geçmiştir. Bergamadaki meşhui Eskülüp sağlık yurdunun restorasyon İği0“ rine devam edilmektedir. İzmir süresi mü” dürü yakında oraya gidecektir. Diğer taraftan İzmirde Yıkık Minsr© mevklinde Vakıflar idartsine alt bir bazı eski eserlere tesadüf edilmiş ve bunu üzerine yapılan sondaj neticesinde boğk mimari parçalar bulunmuştur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: