27 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

27 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bahife 8 AKŞAM Com&âdie - Française artistlerinin Istanbul - Ankara Turnesi Molicre ve “Le Misanthrope,, Moliğre ifrattan, ikiyüzlülükten, bilğiçlikten, ahlâksızlıktan, hissetten, dedikodudan, kötülükten, uçarılıktan, mübalâğadan nefret duyan insandır. Banan için bu huyları Mübalâğa ile sahnede canlandırmıştır. Misanthrope da mübalâğalı fazilet ve ahlâk öğütüdür. Jesn-Baptiste, Poguelin 1622'de Pir riste doğdu; Clermont kolejinde okur du; Fransaya epikürizmayı yayan filo- hakkında çek şey yazılmıştır; Ahmed pasa külliyatı mümasebetile hayatı oldukça didiklenmiştir. Bu iti- barla umum! ve hususi hayatının beli başlı safhalarını bir yana Diri kıp biz de bugüne kadar bilinmiyen bir #ki hadiseyi kaydedeceğiz. Moliâre «Kör Kadı» nevinden doğ- ruyu söylemiş olanı şairdir; fakat her doğruyu kömükleştirip söylemiştir. Sebebi? Fransız edebiyat tarihleri bunun sebebini şöyle izah ediyorlar: Minç bir şekle soktu, eseride bu su- retle öldürdü. O devirlerde «Tartufes rolünü oy- nâmış olan Croisy'nin Hozı Paul Poisson «Gençlik hataralarts eserinde Mâdiseden şöyle bahsediyor: *... Kabiliyet ve zekâ bakımından ona karşı cömerd davranmış olan hil kat, tiyatroda, bilhassa facia rolle. rinde elzem olan seyleri esirgemişti. Sesi boğuklu, tik nefesti, kelimeleri ağnnda yuvarlardı Bu bakımdan <Hötel de Bourgogne» aktörlerinin çek dununda idi. Bunu anladı ve ku- surlar hoş görülebilecek olan bir nevide karar kıldıs. Evet, Moliâre komikte kârar kıldı, fakat bir türlü kıskanç prensi Dom Gârrle'yi | umulamuyordu. Beş sene sonra, 1685 da Dom Garele'yi tekrar omnlandırdı. le Misanthrope'u yaz- © Bu eserdeki Alesste Garcie'nin tâ kendisidir. Ancak Dom Garcie gü- Winç olduğu için ölmüştü, Alceste gü- Mindüğü için yaştımaktadır. Alceste, trajikten kemiğe geçen bir Dom Garele olduğu içindir ki Moliöre sağ- ığında «Dom Gerele de Navarre İrajedisini bastırmamıştır. «Le Misanthrope — Mizantrop» ilk defn 4 haziran 1666 da temsil edildi. «Alöeste kibar muhitlerin riyasın- dan, iki yüzlülüğünden tiksinen bir adımdır. Her şeyi dosdoğru söytiyen arkndaşı Philinte'e hayrandır, kötü huylu, hafitmeşrep bir dul kadına Öelimöne'e de âşıktır. Mantık bakı- Mmuııdan Celimâne'nin kuzini Eliante'i #ermelidir: Hliante samimidir, Al- ©etee meyli de vardır; fakat aşk Mantık tanır mı? Biçare âşık fena vaziyettedir, Celimöne'nin uçarı hal. lerini, kötü yulunu hoş göremiyecek; Yüzan Selâmi İzzet SEDES bunu belli ederse kadını elinden ka gırâcak; kadının etrafında her dedik ğine peki diyen, her yaptığına alkış tutan Oronte, Acaste, Citandre Mar kileri var. Birdenbire (O Celimöne'in foyası meydana çılıyor. Bu üç Markiye yaz dığı mektupları Markiler ele geçir yorlar ve bir daha kadının yüzüne bakmıyorlar. Yalnız Aleeste kalıyor, o affetmeğe hazırdır: İnsanlardan kaçacak, çölde yaşıyacak, Celimina beraber gelebilir. Evlenmek ne'ise ne, fakat gurbet... Çöl kelimesi genç kadını iliklerine kadar ürpertir. Hayır, sürgün gibi yaşamağa razı değildir. Alceste bu- nun üzerine kadını yüzüstü bırakıp gider... Ellante, Philinte ile evlene çektir» G, Lanson «Edebiyat terihis nde: <Halk, Le Misanfhrope'un zevkine varamadığı için parlak bir muvaffa- kıyet. kazanamadı. Piyesi tutturabfi- mek için Moliâre aynı zamanda «Z0- raki Tabib» i oynamak mecburiye- tinde kaldı »diyor. G. Lanson ile P. Tuffrau'nın: «Fransız edebiyatı tar rTihinin resimli manüel inde de bu eserden şöyle bahsediliyor: «Vaka iç duyguları dayandığından kalabalık seyirci kitlesini biraz inkisarma uğ rettı. Fakat anlıyanlar derhal nasi resiz bir şaheser olduğunu söylediler. Michelet de: «Misanhrope'dan ne kral memnun kaldı, ne saray erkânis diyor Halbuki: eserin İlk temsillerinden BULMACAMIZ kralının ismidir. 2 — Blavcılık siyaseti, 3 — Tahsisat - Başına «A» gelime mek- tup tarafına, yazılır. 4 — Tömbeki içme âleti - Nefi edalı. 5 — Sığınma - Viâyet. & — Şekli idare, 7 — Sonuna «E. gelirse yıldız olur - Tersi temayül e$ demektir. 8 — Tersi sıfat odatıdır - Başıma «Mi ko- nurse İtalyada bir şehir oluk 9 — Biribirine md olan şeyler, 10 — Bir meyva - Tersi bir kutuşun içine sığan paradır. Yukarıdan aşağı: * "ağıla tötilinler. 5 — İM Kardeş zere - Kokmuş hayvan cesedi - 190 — Emsalsız. Geçen bulmacamıın halli Soldan sağa: 1 — Hareketiar, 2 — Avaregezma, 3 — Va» #0hl6. İş, 4 — As, Esire, 5 — Mühan, Mak, 4 — Ürkekçe, Le, 7 — Selmleryi,d — AH, Al, Aşı, 9 — İymeli, l4r. 10 — Ta, Küme, Yukardan aşağı; 1 — Havamüsait, $ — Avuatmiya,& — Rüz, Iklim, 4 — Eruches, Eş, 5 — Aki al, 4 — Eğlencelik, 7 — Tesa Br, 8 — İs, İn, Yalı, 9 — Amiralişin, 46 — Reçete, İra. sonra 1T haziran 1668 tarihli da Müse Dauphines mecmuasında dev rin münekkidi Subügny şöyle yazı- yor: «Çok güzel, çok muhteşem bir «ser. Bütün saray erkân: Moliöre'in bu eserini medhediyor, Misantiırope'- dan sonra başka bir şey görmesek de olur. Misanthrope naziresiz bir şahe- serdir.» Donneau de Vise de: - «Halk kadar saray erkânı da alkışlar rile komediyi beğendiklerini gös terdiler. diyor. Devrin meşhur gaeztecisi Robinet 'de Moliâre'in bu İ kadar güzel bir eserini görmediğini yazıyor. Misanthıope'un zamanımda da be- genildiğine en kuvvetli delil, Mo- ören ölümünden sonra tiyatro. sunun yeniden (Açılışı merasiminde Misanthrope'un oynanmış olmasıdır. Moliöre ifrattan, iki yüzlülükten, bilgiçlikten, ahlâksızlıktan, hissetten, dedikodudan, kötülükten, uçarılık- tan, mübalâğadan nefret eden bir insandı. Bunun için bu huyları mü- balâğa ile sahnede canlandırdı. Mi- santrop mübalâğalı fazilet ve ahâlk öğütüdür. Ahlâki duygu ve kaideleri- ni hiçe sayan bir muhite bu haslet- Yeri benimsetmek isteyen, muvaffak olamayınca, fikrini değiştirmeyip ye Tini değiştiren, insanlardan kaçan insanın macerasıdır. Selâmi İzzet SEDES Not — Comüâdie - Française sanat- kârlarının İstanbul ve Ankarada ve- recekleri temsiller münasebetile yaz- dığımız ilk yazi 23 mart, ikinci yazı 25 mart tarihli nüshalarımızda inti- #ür etti, 2 nci yazımızda, Musset'nin «Aşk ile oyun olmaz» komedisinin in- tişar tarihi 1334 olacakken yanlışlık- In 1934 olarak çıkmıştır, düzeltiriz. WeAOYO Türkiye Radyodifüzyon Postaları Dalza usunluğu Türkiye Radyosu 1648 m. 192 Ke./8, 120 Xw Ankara Radyosu T.A. P.317 m. 45 Ke/8 20 K. W. Türkiye saatile Ankara radyosu 317 metre kwa dalga postasile her gün yapılmakta olan ecnebi dillerde haberler neşriyatı programı: Birinci seryis (o İkinci şervis Saat 1200 (Sant 1730 1215 » Mas 1345 » 1.00 » “m ». ÇARŞAMBA 21/3/940 12,00 Proğram ve memleket sat ayan, 1235 Ajans ve meteoroloji haberleri, 1250 Müzik: Muhtelif şarkılar PL), 1330-14 Mü“ #ik: Kllçük orkestra (Şef: Neçip Aşkin), 1- Pranz Liszt: İkinci Macar rapsidisi, 2- Cari Röbert: Tezat (Potpuri). 18 Program ve memleket saat ayarı, 1805 sakow: Altın horoz aperasından güneş şar- kımı, 8- Mendelssohn: Bir yas gecesi rüya» MEŞRUTİYETTE SARAY we BABIALİ Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. 'Tetrika No. 167 Cemal beyin damad Salih paşaya seyahat tavsiyesi, paşanın cevabı İlk ihtilği teşebbüsleri sırasında İs- mitte köyüne giderek Çerkeslerden taraftar tedarikine çalışan Küzm efendi cihoti askeriyece vazifesi başı. na davet edildikçe tenilül ediyordu. Onun bu halleri Cemal beyin teşeğ- büsile divanı harpçe askerlikten tar- di Karannın verilmesini intaç eyle» mişti. Bu da Kâzım efendiyi çileden çıkarmıştı. O artık kendisini büsbütün İttihad ve Terakkiden intikam hislerine terk etmişti; eski arkadaşı bahriye yüz- başılığından müsta'fa Şevki efendide de tam kafasına denk ve hararetli bir İstanbula gelen Kâzım efendi Şevki efendi ile Beyoğlunda o Lüksemburg gasinosunda buluşarak İttihad ve Te- rakki aleyhine yapılacak hareket hakkında uzun, uzun konuşmuşlardı. İhtilâlin muvaffakıyeti için Kâzım efendinin bulduğu Çerkesleri İstan- bulda barındırmak, silâh tedarik et; mek lâzımdı. İttihad ve Terakkiyi düşürmek için para sarfından hiç çe- kinmiyen Kürd Şerif paşa bugünler- de kâtibi ve en malirem adamı Per- ter Tevfik beyi İstanbula gönder- mişti. Kâzım efendi Pertev Tevfik beyin Beyoğlunda Glavâni sokağında yer- le$tiğini haber alarak para bulmak maksadile onu müracaat etti. Şerif paşa Pertev Tevfik beyi İttihad ve Terakkiyi devirmek için tertibatta bulunmak üzere İstanbula gönder- miş olmasile bu uğurda elele verii- mek münasip görüldü. Bundan sonra Pertev Tevfik beyin ikametgâhı aynı gayeye hizmet edenler için bir içtima merkezi oldu. Kâzım ve Şevki efendi- lerden başka Kemal Mithat, Muhip, Riza paşazade Mehmed Ali, Gümülcü- neli İsmail beyler de buranın müda- vimleri idiler. Pertev Tevfik bey Şerif paşa namına ihtilâlcilere bin yedi yüz lira verdi. Bu para ile silâh, cephane tedarik olunacak ve İzmilten İstenbu- la getirilecek Çerkesler bu paradan iaşe ve ibate edilecekti. Fakat bu para kâfi değildi. Muhip beyis yüzbaşı Kâzım efendi hariçteki İttihad ve Terakki muhaliflerile an- Yaşmak, bir miktar daha para tedirik eylemek üzere Romanyaya gittiler. Muhip bey eski Dahiliye Nazırı Reşid beyle temas edecekti. Buna muvaffak olamadan İstanbula avdet etti: Kâzım efendi bir müddet daha Romanyada kaldı, Bu esnada İstanbulda Şevki efendi silâh ve cephane tedarik etmekte idi. Beyoğlu âlemlerinde kendisini tanıt- mış olan eski rüsumat memurlarından gözlüklü Emin ve Muhip beyler ta vassutile damad Salih paşa ile temas ve münasebet peyda edilmişti. Gene gözlüklü Emin ve Süleyman paşazade Adil beylerin delâletlerile er- kânı harbiye şube müdüf muavinle. rinden miralay Fuad bey de teşkilâta ithal edilmişti. Fuad bey İttihad ve Terakki aleyhinde beslediği siyasi fi- Kirlerle samimi olarak bu teşebbüse ve .teşkilâta iştirakin memlekete, millete hizmet olacağı kanaatinde idi. Sulkasderlar Vahideddinin kayınbi- raderi kaymakam Zeki beyi de ihti- Yilin en hararetli bir mürevvici bulk muşlardı. Teşebbüs muvaffak olunca Zeki beye merkez kumandanlığı va- dedilmişti. İllihad ve Terakki cemiyetinin ilk müessislerinden olup Romanyada ika- met etınekte olan Strugalı doktor İb- rahim Temo (İttihad ve Terakki) na- mile Romanyada neşrettiği eserde yüz- başı Kâzım efendinin Romanyadaki faaliyeti hakkında şu malümatı veri- yor: kuvvetini elde eden İttihad cemiyeti arasına kara ke di girerek azasından bir kısmı diğerle- Bunla vatan haricinde bazı plânlar kurmuş olmalıdır ki, haristiyan Arna- vutlardan Neolit efendi vasıtasile Ha» ım beyi Mahmud Şevket paşa ve Ta Iât bey gibi hükümet adamlarının Ar- navutlukta yaptırdıkları zalimane io raal doleyisile imha edilmesi lüzumu» ne ilma eylemişler ve buna karar vermişlerdi. Müzakere için Köslencede içlimalar yapıyorlardı. Bana itimadiarı vardı. Fikrimi anlamak üzere bir içtimaa be- ni de davet ettiler. Ben kendilerine şu sözleri söyledim: — Bana gösterdiğiniz itimaddan do- layı bu teşebbüsünüzü kimseye faşet- miyeceğim; fakat şimdiye kadar bu gibi işlere karışmadığımdan Talât bey | gibi vatana hizmet eden temiz yürek- li bir zatın — bazı hatalarda bulun- muş olsa bile — kasdınıza uğramasına gönlüm razı olmaz; Kemali hulüs ile sizi bundan menetmek isterdim. Bu sözlerime yüzbaşı Kâzım şu mu- kâbelede bulundu: Doktor! Sen masonluk kardeşli- ği saikasile Talâtın katline riza gös- termiyorsun. Fakat ben İttihad komi- tesine mensup iken Talât senin katli- ne beni teşvik etmişti. Senin bu sâfi- yeti kalbine şaşarım! Gülüşüp ayrıldık. Anlaşılan bunla- rın kati karam karşısında nasihatla- nmun tesiri olmamış, gizlice İstanbula girip kararlarını icra eylemişler.) Muhafız Cemal beyin hafi memur- Iarmdan bazıları müteşebbisler arası- na sokulmağa muvaffak olmuşlardı. Bir gün Cema! bey pek mühim delille- ri havi bir rapor aldı. Bu raporda işin başında Hayreddin paşazade Damad Salih paşanın bulunduğu ve Avrupa- | da olan esbak Dahiliye Nazırı Reşid beyin de kompioda methali olduğu zik- redilmişti, Cemni bey Damad paşanın böyle bir sulkasd işine iştirak edeceğine hem ih- ttmal veremiyordu, hem saltanat hane danına intisap etmiş bir zatın — vaki ise — kommploler ile uğraşmasına da mani olmak istiyardu Yaverlerinden birisini göndererek Salih paşadan mü- Bafızlık dairesine gelmesini rica etti; gelince kendisine halisane şu sözleri söyledi: — Zehâlinize açık bir lisan ile bazı maruzatta bulunacağım. Padişah dü- madi olmanız itibarile mevki ve aanıaın haiz olduğu ehemmiyet is- tifade etmek istediklerini sannettiğim bazı eşhas nam ve hesabınıza gizli bir takım teşebbüslerde bulunuyorlar. Gü- ya riyasetiniz altında bir gizli cemiyet teşekkül ettiğini ve pek yakın bir 2a- mand& hükümeti hazıra erkânından birçoklarını itlâf suretile bir inkılâp vücude getireceklerini ileri sürerek 20 bitlerden, sivillerden birçok taraftarlar tedarikine çalışıyorlar. Ben zannetmek istiyorum ki, zatıâliniz bundan tama. men bihsbersiniz. Fakat itimad ediniz ki, bu adamlar bu tarzda çalışarak si- zi müthiş bir mesuliyete doğru sürük- lüyorlar. Ben sizi siyanet etmeği mu- kaddes bir vazile telâkki ediyorum. Bunun için, rica ederim, bir müddet için İstanbuldan çıkınız. Avrupanın bir tarafına çekiliniz. T& ki bu adan- ların pek yakın bir âtide yapacakla- rı caniyane bir hareketin hükümetçe men ve tedibi sırasında sizin aleyhinize de ithamı mucip deliller elde edilmiş olmasın ve hakkınızda kanuni takibat yapılmasına ihtiyaç Kalmasın. O adam- Jar da muzır telkinleri için mühim bir vasıtadan mahrum birakılmış olsun. Salih paşanın canı sıkıldı. Nazikâne addedilemiyecek bir tavır ile: - Ben de size açık söyliyeyim. Ben sultan efendi hazretlerinin sayelerin- de gayet ferih, fahur, mükemmel bir hayat sürüyorum. Bu hayatı o kadar seviyorum ki, ondan bir dakikâ bile ayrılmak istemem. Bu sebeple Avru- paya gitmek hakkındaki teklifinizi ka» bul edemem. Bir de sizin bana söyle dikleriniz kâmilen masallardan ibaret- tir, (Arkası var) (0) Topal Tevtiğin komftte işleri için #o- mlanyayı gittiğine dair başka meşriyslda maldmata töradüf

Bu sayıdan diğer sayfalar: