1 Nisan 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

1 Nisan 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SÖZÜN GELİŞİ Kırmızı dudakların gizli sakinleri merikalı hekimler yine çok garip bir tecrübe yapmışlar: Büytik mağa- zalarda satıcılık eden kızlar arasından sihhatleri yerinde on sevimli bayan seçmişler. Ellerine kauçuk eldivenler giydirildikten sonra, bun lara, buhardan geçirilip tamamen mikropsuz hale getirilmiş birer tabak da Bıtalmış. Her kız kendi tabağım bir defn öptükten sonra on tabak derhal li boratuvara sevkedilmiş. Tabakları mikroskoplar altında derin tedkiklerden geçiren doktorların vardıkları netice şü olmuş: ler dudak, tabakların üzerine 20 Hâ 550 aded mikrop bırakmıştır; iki gün sonra mikropların dakikada yir- imi misli olmak üzere akla hayret verecek bir süratle çoğaldığı, yeni nesiller yetiştirdikleri görülmüştür. Ayni bekimlere göre (kadınların dudaklarına sürdükleri rujlar mikropların beslenip çoğalmaları için pek müsaid bir muhif teşkil ediyormuş. İşte seyri insana cidden hoş gelen kırmızı dudakların mikroskop altında arı- ettiği korkunç manzara! Amerikalı hekimler yaptıkları tecrübelle, şairlerin yalnız meyvalar ve çiçeklere benzetmeğe cesaret ettikleri dudakları hir anda geniş bir mikrop tarlası haline getirmişler, bu suretle bir güzellik unsurunu berbat etmeğe yeltenmişlerdir. Dudaklara ayrı bir renk ve güzellik veren rujları fse, mikropların üremesine elverişli olmak hususunda et suyundan farksız göstermeğe çalışıyorlar, Ne sırasız bir tecribe! Kırmızı dudaklar yalnız tabakları öpmeğe mahsus bir uzuv olsaydı ne ise, Fakat hiç şüphe etmeden söyliyebiliriz ki, on güzel Amerikalı kiz, hayatlarında ilk defa olarak, sırf bu garip tecrübeye kalkan doktorların zoruyla tabakları öpmüş bulunuyorlardı. Bu tecrübe yüz sene evvel yapılmış olsaydı yine neyse, Çünkü öpmek 6 zaman şimdiki kadar meb- zul değildi. Halbuki, konuşmak kadar beşeri bir hareket olan öpmek şayed konuşmaya teşbih edilecek olursa, Amerikalı sinema yıldısları (sayesinde bugünün insanları onu bir gevezelik haline getirmişlerdir. Fakat madam ki, kırmızı dudaklar sakinleri çıplak gözle görülmüyor, madam ki, kırmızı dudakların manzarası orada İkamet eden canl mahlükların mevcudiyetini akin getiremiyecek kadar güzeldir ve madam ki, insanlar ta- biaten güzelliğe meftundurlar, öyleyse Amerikalı hekimler bu teeriibeden ne ümid etmişler? Pervaneler alevin kendilerini yakacağını hesab ediyorlar mı? Bence yaptıkları, sırasız olduğu kadar faydasız ve bilhassa zevksiz bir tecri- Şevket Rado Cep telefonu Amerikalı milyonerlerden bizi oher- hansi telefon abonesi ile mükâlemeyi te- min edecek bir cep telefonu icad edecek adam, 50,000 dolar mükâfat vereceğini Amerikadaki gazeteler vamtasle Tün ot- miştir. Bu ilân Romada hasırlanmakla olan ci- ş rgi için tertip edilen (sürpriz)- lerden birini meydana çıkarmıştır. Çünkü İtalyada şimdiden böyie bir telefon keşfe- dilmiştir. Ceket cebine girerek kadar kü- Gök olan bu telefonun mucidi Mastini is- minde bir İtalyandır. (Otomatik r gi bu lendi rika memleketlerinde ihtira muştır. Pakat İtalyadaki muhteri dikası bu keşfi gizli tutmağa we sergi açıl dığı saman zairlere bütün dünya ile tele- Yor. We görüşebilmeleri “çin ceplerine bu telefon cihazımı sokuşturarak bir sörprim parmağa karar vermiş olduğundan ihti- ai İlân edilmemiştir. Amerikali milyonerin eli bin dolaslık bie | mükâfat vadeylemesi üzerine bu büyük | Parayı almak için mubteri cep telefonunu | ni verdim gizlemeğe lümum görmemiştir. Cep telefo- nu hakkında şu malümat ifşa edilmiştir; İsminden anlaşıldığı veçhile cep telefo- nu telefon İle radyodan mürekkep bir ci. hazdır. Bu üfacik Alet ayni zamanda hem ahize, hem de mürsüle vazifesini görliyon. Bu âletin en mahirane tarafı telefon nu- maralarını bulmağa mahsus dahiyane keş-| İedilmiş telsiz manzumesidir. Bu telefo- nu cebinde taşıyan adam evveloe karar- | laşlınıp anlaşlğı herhangi abonenin öbi- sesinin silini çalmakta ve mukabele edildi- ği zaman derhal mükâlameye başlarıak- tadır. Bu telefon muhaveresinin başkala- rı tarafından dinlenmesine de imkân bıra- kılmanııştar. Çlinkü cep telefonu sahibi kimle gizli muhavere yapmak İsterse ov- velee bununla muayyen meve tulünü ka- rarlaştarmaktadır. Cep telefonu 500 gram sıkletindedir. Fo- noğraf makinesi gibi bir deri mahfasaya kunulmaktadır. Bunun ile dünyanın her tarafı ile ve hattâ cenubt kutupta yeni keş- fiyat için yola çıkan oAmerikali amiral Byrd e mükâleme kabil olacaktir. Iki tedkik heyeti İngiltere ile Fransa gayet mühim ki wüşterek heyeti seferiya hasırlamışlardın. | Bunl see bedefleri şunlardır: 1 — Fransız Hindiçinisinde yetiştiği har ber verilen bir nevi yabani muzu aramak. Bildiğimiz muzlara (yaprak Deneği) ta- bir olunan bir hastalık Arz bağları tahrip eden filoksera gibi bu has- tahir da İngiliz ve Fransız müstemlekele- #indeki muz çifliklerini harap ediyor. Hin- içinide yetişen yabani muzun bu hasta Afyon Çocuk Esirgeme devam etmekted Cikten sonra ahmyorlar, Geç Büy Fuad teşkilâtı çok beğenm yakından alâkadar ol r de gönder sefsefes ıktan muaf olduğu sabit olmuştur. Bu yabani muz çoğaltılarak muz çifliklerinde- ki mevcud, ağaçlar bunlar ile tebdil odile- cektir. 2 — Mözremta her sene milyonlarca İn- gilis Itralık tahribak yapan çekirgelerin to- hum sahalarını keşfetmek. Her iki mak- adla hazırlanan 1k! heyete İngiliş ve Yran- ss Âlimleri ve mütehassısları iştirak ede- seklerdir. ŞA kurümunun çocuk pansiyonu Afyon (Akşam) — Şehrimiz Çocuk Esirgeme kurumu, gelir kaza ve köy“ akta, bunlar Hsenin muhtelif sınıf ir İulebeler sıkı bir imtihandan geçi- n kurum başkanı dok- iştir Ankara merkezinin bu pansiyonla da. ağı Ve gelecek sene bu pansiyona merkezce başka eği vadedilmiştir. Bugünün istihkâmları ve nehirler Modern tahkimatın ehemmiyeti Yeni harbin geçer akçesi istihkâm. | lardır. Garp cephesinde muazzam ordular, bunlar yüzünden oldukları | yerlerde sayıyor. Pinândiya bunlar sayesinde milyonluk Sovyet ordusu nu aylarca durdurabiri ve 1,500 Rus tankını yere serdi. Polonya modern istihkâma malik olmadığı için on beş günde Alman is- | tilâsı altında mahvoldu, Nihayet Bel çika, Hollanda, Romanya bunlara güvenerek (Osöz £ söyliyebiliyorlar. Hattâ Sovyet Rusya bile son günler âs hudutlarnda tahkimata başlar dı Tehdid altnda olsun olmasın, memlekette huzur ve sükün içinde kalmak istiyenlerin bugünden varmak istedikleri şey tahki, Yeni tahkimatın eskilerile farkları © Tahkimatın bu kadar revâçla ol masının başlıca sebebi bugünün mo- törlü taarruz vasıtalarına-yalnız sey- yar orduların elindeki vasıtalarla karşı koymanın kâfi ve emin bir yol olmayışıdır. Bunlar tamamen dur. durmak ve önlemek için mânfler ve müdafan tesisatı, yani modem istih- kâmlar lâzımdır. Ancak bu İstihkâmları da birçok bakımdan eskilerle karnşlürmimek icap eder. Eskiden istihkâmlar bun- ları müdafaa eden orduların ve ken- dilerine sarfolunan malzeme ve pi raların mahdudiyeti dolayısile bi günkü anlama göre çok küçük yapt- ır ve binaenaleyh düşman tarafın dan daima çevrilir ve muhasara olu. nurdu. Muhasara olunan bir İstih- 'kâm ise er geç düsmeğe mahküm de- mekti. Bu çeşld tahkimatta bir mem- Yeketi tamamen muhafaza altına al- mak kabiliyeti yoktu. 1914 de Belçi- ka istihkâmları böyle oldukları için dayanamamıslardı. Bizzat Fransız 1s- | tihkâmları da bugünkü gibi «delik six» ve «gediksiz» değildi. Bugünkü | tahkimat manzumeleri ise yanları deniz veya geçilmez nehir gibi sağ- lam yerlere dayanarak bütün memle- ket hudvdlarını kapamaktadırlar Yenilerin eskilerden diğer mühim | Beşiktaşta bir cina, ıyet İki genç, kendilerine kahve vermiyen kahveciyi öldürdüler Evvelki gece 19 Taddelerinde, Beşiktaşta ölüm le netlesienen cerh vakası olmuş- tur. Zabıtanın yaptığı tahkikata köre va- ku şöyle cereyan etmiştir; Yazan: M. Şevki Yazman farkları d& ötekiler eraziye hâkim olabilmek için yerin üstünde yüksel dikleri halde, bugünküler kendilerini gizliyebilmek için yerin içerisine ve aşağıya doğru kademelenmekte, gö- zetleme işini ise mütekâmli optik bünler ve periskoplar) Nehirlerin kazandıkları ehemmiyet Modern tahkimatın en büyük hiz- meti düşman motörlü ve zırhlı kıta- larının taarruzunu önlemek olduğu- na göre bu hususta en büyük hiz- meti gören nehirlerin de ehemmiyeti çok artmışlır. PFilhakika bu yeni taarruz silâhlarına en iyi karşı koyan nehirler ve göller gibi su mâniala. rığır, Yüksek dağ silsileleri gibi mânia- lar motörlü vasıtaları tamamen dur- duramıyor. Su miânileri ise bu hir susta gayet kati roller oynuyor. Va- Kia nehirleri ve genişliği az su mâni- lerini aşmak üzere Anfibi tanklar, yani hem karada yürüyen ve hem de suğa yüzerek ve pervanesini çalışlı- rarak bir motörbot gibi nehirleri ge- çen tanklar da yapılmış ve ordular. da kullamımakta bulunmuştu. Am cak şurası var ki, bu tanklar sebhi- yelerinin fazla olabilmesi için zırhla. rnim ince olması icap ettiğinden, halbuki âlğer taraftan pervanelerini de işletmek için ikinci bir tertibata, yani fazla ağırlığa ibtiyâç gösterdik- lerinden pek revaç bulamamışlardır. Hele yarma tanklarının bu şekilde ol masna hiç bir ordu yanaşamaz O halde nehirler ve su mânileri tankla» rı durdurmak hususunda esaslı rolü oynamakta devam etmektedirler ve edeceklerdir. Bu sebeptendir ki Fransiz tabiyesi mevzi intihabında şimdi esas olarak nehir ve su kenarlarını tavsiye etmek» te, eskiden olduğu gibi mevzlin bâki miyetine, dağlık ve yükseklik ollansı- na ehemmiyet vermemektir. Voj ânğ- ları hiç bir vakit Ren boyu gibi emin bir müdafaa vasıtası telfikki olunamaş Orduların ve tahkimatın bütün bir memleket hududunu baştanbaşa kap- uyamadığı zamanlar da nehirleri şü- radan ve ya buradan zorlayarak geç- mek kabil iken, şimdiki gibi seri ateş- H silâhiarla ve boydan boya müdafaa edilen büyük nehirlerin ve su salihla» rının geçilemez hale geldiği artık ta» hakkuk elmişlir. Bu sebepten hudud- ları böyle manilerle kapanmış memle- ketler müdafaa bakımından büyük ta- sarrul imkânlarına malik olaçaklar- dır. Yeni tahkimat karşısında taarruz vasıtalarının aczi Adedleri çoğaları seri ateşli sllâhlar karşısında canlı hedeflerin taarruzu nasıl müşkülleşmiş ise modem ve de- liksiz isthkâm karşısında tank da 4y- ni şekilde âciz kahyor. Ancak tahkima, tın da hücum ve topçu ile tahribi müm- kündür. Yalnız bu o kadar çok insan ve malzeme İstiyor ki, mutaarrız İle mü. dati arasında Sovyet-Fin orduları gibi pek büyük farklar yoksa birkaç taarru- zu müteakip ve belki bir iki hattın su- İ kutundan sonra taarruzun durması ve mütearrızın yıpranmış bulunması mu- kadderdir. Almanyanın garp cephesin- de taarruza geçmemesinin sebebi bu- dur, Bizzat küçük devletler de malf kudretleri müsaid olur ve tahkimat- larını çok müteaddid hatlar halinde yaparlarsa, o vakit mütearrız çok kuv- vetli olsa dahi birkaç hattın sukutun- dan sonra durmaya mahküm olur. Bu #ebepten küçük devletlerin kendi ka- ra hududlarını çok emniyetle müda- faları imkân dahiline girmiştir. Şu var ki, hududların üstünü, yani havaları tahkimat ile kapatmak mümkün gö- rünmüyor ve karalarda bu hududları deliksiz kapıyan istihkâmlar meydana geldikçe harbin da havaya intikal! ih- timali o kadar artıyor. Gelecek yazı bir hava harbinin kati neticeyi almaya müsaid olup olmadı- ını münakaşa edecektir. ÇAY Türkiyede çay fiatleri yükseldi. Çay kamelya cinsinden, daima yeşil ka- lan bir ağısın yapraklarıdır. Bu nobatın içilmesi, Çinde milâddan 800 sene evvel başlamıştır. Çinde ve Tibetie temiz su bu- lunmıyan yerlerde çay içmek âdet olmuş- tur. On dokuzuncu asrın ortalarına kada Hakkı ve Rasim adında fki kişi, evvelki gece Beşiktaş iskelesinde sandalcılar kâhya- liğı yapan Rizeli Mehmedin kahvesine gelerek e içmek istemişlerdir. Kahveci, müşte- rilerden birinin kendisine 200, diğerinin de 400 kuruş borçlu olduğunu ileri süserek kahve vermemiştir. Bunun üzerine müşte- rilerle kahveci arasında kavga çıkmış, iki 4. Mehmedin üzerine sal- hveci Mehmedin kardeşi Arif da bu vaziyet karşısında daha tazin seyirci kalamıyarak kavgaya müdahale etmiş, ne- ticede iki kardeş yaralanmıştır, Yaralılar, hadise mahaiine yetişen zabıta memurlar tarafından hastaneye kaldırılmışlardır. Bol omuzundan kalbine doğru büyük bir bıçak darbesi yiyen Mehmed, imdadı sıhhi oto- mobili ile Beyoğlu hastanesine kaldırılır- ken yolda ölmüştür, Cinayet işlenir işlenmez Rasim kaçmış, Hakkı yakalanmıştır. Zabıta, dün akşam Üzeri Rasimi de yakalamıştır. Her ikisi de suçlarını itiraf ettiğinden mesele, bü- gün adilyeye verilecektir. Bir yaralama vakası Bundan başka bir de yaralama vakası olmuştur: Sirkeelde bir sinemada tzampete çalan Salih oğlu Hayri evvelki petinin Mesud ismindeki şahıs tı yere düşürülmesinden muğber ol kavıasına tutuşmuştur. Kavga netlee: eğe b n Balâknddin işe mü- u kunduracı bışağile ralı hastaneye &; lanmıştır. K adıköy de 1 Nisan Baez sast 19 de yı bütün dünyanın çay ihtiyacını Çin temin ederdi, O zamandan sonr Hindisten e Seylin birinei mevkii aldı. Yabani surette yetişen çay ağaçları 8 - 10 metreye kadar yüksetebiliyoraa da yaprakları kullanılacak çay ağaçlarının, ziraatta, bir metreden faz- in yükselmesine müsande olunmaz. Çay iddetli soğuğa dayanır. Çok yağmu- acı vardır. Mürtefi yerlerde de ye- tişir. Bunlar en makbul ve kokuludur. Aşağıki cedvel, hangi memleketlerde ndam başına senede ne kadır çay içildiğini gös- teriyor; İngiltere Felemenk Rusya İsviçre 2000 Gram 800 » 500 » 0 » Almanya Amerika, Birleşik devletleri Fransada, İtalyada 5 » Dünyanın muhtelif yerlerinde çay baş- ka başka gekilde içilir. Meselâ Japonlar, çayı bizim kahvemiz gibi hazırlarlar. Tür. kistanda çok kuvvetli siyah çay kullanı- hır ve çaya silt veya kaymak kutılır. İran- da çay yaprakları su içinde kaynatılır ve bu suretle çok aci ve Koyu bir imayi elde edilir. Azerbaycanlılar, şekeri ağıza nlmak Suretile okıtlama» çay içerler. Ruslar s#- maverde yapılmış pek açık renk çay sever, Fasta çaya buzla otu lâve ederler. İsviçre- de, haşlamadan evvel çaya biraz tarçın katarlar. Dünyanın en çok çay yetiştiren memle- ketleri sırayla şunlardır: Çin (300000 ton) #onra Hindistan, Seylân, Rusya, Japonya, Cava, Sumstrs, Türkiyede de az mikdurda çay yetişürile mesine başlanmıştır. 60 50 30 2 e Zr m a m Gölcük Halkodası çalışmaları Gölcük (Akşam) Köza merkezinde açılan Halk odası mahali asker ve sivil kamların yardımları ve Parti idare he- inin bu hasus üzerinde temer- ıyesinde muhitimizde İçtimai saha- ân geniş adımlar atieğâ başlanmıştır. Halk odası günden güne münevverlerl Rençliğin hakiki ve il yuvası almağa başi ğim Oda dilik ni ha göre Odada | leri üzerinde # Pamuk tohumu tevzii Antalya (Hususi) — Hatayda pamuk zirsalinin kakişafı için ziraat müdüzlüğü tarafından getirtilen pamuk tohumlarının | tevzli işi devam (etmektedir. Antakya merkezi için getirilen 30 ton tohum bit toplanlıya Aâsanın ve Halkevi mensuplarının aniştir. Diğer kazalarda da bu tohumlara | ewni şekilde rağbet gösterilmiştir. EET TAP eve İngiltereye sipariş edilecek vapurlar Denizyolları umum müdürü B. Ibrahim Kemal, Ankaraya gitmiştir. İngiliz kredi- si ile İngilterede yaptırılncak 11 vapurun Svan Hanter şirketine bu hafta içinde ihale edileceği ânlaşılmaktadır. — © Eminönü Halkevinden: »e ald büyük zaferin ük

Bu sayıdan diğer sayfalar: