5 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

5 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Jıllfe . FHK[?A _'Hayat pahalılığı ilemücadele etmek kat'i bir zaruret halindedir Halk dediğimiz büyük —yığın ve daha doğrüsu momlâketin “efsndişi,, olan halk, hükümet kuvvet ve küdretini, yalmz fikir, mazariyo üzerinde “değil, cemiyetin yaşayışında ve hu camiyet içindeki hayat tezahürlerinde de Bu,uk ekseriyetlerin ea koyu endişelerine hâkim olan en mühim nokta — yaşama kavgasında kurvetli baluuabilmektir. Bunun başlıca şartları iso hayat — ucuzluğuna aail olmak, vergiyi tediye kabiliyeti dahilinde vermektir. Halk, ükümeti daima bu zaviye içinde mütalca eder. Ve bilir ki, buna başarma: muvaf fak olan bir hükümet, diğer sahalarda da muvaf faktır, tedbizlidir, — kuvvetlidir ve her şeydir.. Şefimizin, bütün millete hitab eden şu tarihi ve cihandeğernutku, bu yüksek mülâbaza ve Filezof inin şabeseri gibi karşımısda daruyor: Hayatı sacuzlatmaklığımız hususundaki zararote işarct — halk pisikolojisini ve halk vaziyetini yakinen bildikleri için üserinde darmaşlardır. Mahakkak ki, kalkırmamımın esası, vi eden Büyük Şef, mühim bokta adaşın türlü » derogât ve fedakürlıkları ilo mütenasib olacaktır. Fakat yükü mümkün olduğu — kadar hafif tutarak, halkı her saman — kuvvetli bulundarmak, yeni hamleler âçin enerji sahibi etmek te, işia -diğer cebhesinde durar kat'i bir icab ve — Yasiledir. Halka yecilecek refalh nisbetinde halkın ba kalkınmadaki maddi ve mânevi işliraki büsbütün artacaktır. he Bizim s#özümüze ne hacet; Şelimiz Bilhassa bazı mıntakalardaki halk hesabına, hayat — dele Jâzımdır. işaret buyurmuşlardır: pahalılığı ile müca: —— Öna kazanç getirmek,ona insan gibi yaşamak İmkânını vermek, Asatürk - Türkiyosinin münakaşa kabul etmez bir hedefidir. Hakikati itiraf etmekten — hiç korkunyan ba roalist görüş, uymi zamanda buna çaro bulmak kudretine %ııübüııhu Bvet, bayat pahalıdır. Halkın bir kısmı - sikinti. geçiriyor. ve bununla ücadlele etmek meebariyeti, kapımızı durmadan çalmaktadır. V_A NE _DLUYOR Yeni âsarıatika Imamın atıl! Bizde, eskiden ölenlere kinaye — olarak “İmamın arabasına bindi,, -— derlerdi? Yani tabutun bir adı da k 'İmu arabası, idi. Korada p — ölenlere"imamın arabası - değil fakat atı lâzimgeliyor, çünkü Kora kıt'asında ölen için tahta- -— dan bir ât yapilır ve mezarının bir köşesine konur. Fakat bu, yalnız hükümdar ailesi efradına nahsus bir usu dür. Bu at ile ölen adam cennet yolunu ko- layca bulurmuş! Avam da me- "zarlar na birer at korlarsa bittabi cennetteki mevkiler çabukça d>- |lar, prenslerin canı cehennemde “<yani en lâyik olduğu »yerde - 4 Çocuk unutulur mu? Milânoda garib ve oldukça emsalsiz bir vak'a olmuştur. — Göüç ve kibar birbayan 'Mi- âno istasyonuna inmiş ve bu- rada bir otomobile eşyasını yük- 'kllm ve çocuklarile kendisi de Tek adresi vermiştir. B .& Şoför bu bayanı ve çocuk- |İarile eşyasını verilen adrese gö- türmüş ve artık geç olduğu için / garajına dönmüş, otomobili bıra- — karak evine gitmiştir. — Biraz sonra garajdan şoförün “otomabilinde küçük bir çocuk bulunduğunu haber vermişlerdir. Şoför hemen garaja koşmuş, çocuğu - bereket ki bayanın ad- Tesini unutmamıştır - annesine götürüp teslim etmiştir. — Çaoçüğun otomobilde uyuduğu ve telâşla unutulduğu — anlaşıl- Miştır. K Hizmetçi derdi hafifliyor mu? — Büyük şehirlerde, bilhassa Avrupa paytahtlarında hizmetçi | derdi dertlerin en büyüğüdür. — Hizmetçi bulmak, bultman hiz- — metçilerin naz ve istiğnasına ta- Oıhdn Rahmi Gökçe hammül etmek mümkün değildir. Büyük şehirlerde büyük ma- gazalar bu derdi hafifletmek için bir teşkilât vücude getirmişler- dir. Bu teşkilât savesinde büyük ve hatta orta aileler her günkü alış verişleri kolayca ve otomatik olarak yapılmaktadır. Golf oyunu '€en ziyade sevdikleri oyunlardandır. Yapılan bir istatistiğe göre, ellide biri golf oyaamaktadır. Futbolu bütün İngilterede oym- yanlar et nihayet yüz binde bir- dir. Buna nazaran, golf, taam- müm etmiş ve umuma şamil bir spor demektir. Yepyeni bir talâk usulü Aşağıda tarif edeceğimiz ta- lâk usulünü, talâka en ziyade taraftar ve teşne olan kadınlar da istiyeceklerdir. Avusturalyada henüz medeni- yetin girmediği yerlerde bir ta- kım vahşi yerliler vardır. Eğer İngilizlerin bunlardan birisinin karısı, koca- | sının külübesinden birkaç defa- lar kaçarsa,ibu. “kadının ” telâk isted ği anlaşılırmış. Bunun üzerine zevç; — karısını bir ağaca bağlar ve yirmi adım uzaktan karısına on iki tane so- pa fırlatırmış. Eğer bu sopalarla kadın ölmez veya yaralanmazsa, kadını kocası serbest bırakmağa mecbur kalır - bu süretle — talâk vukua gelirm'ş. Vay haşımıza gelenler! Soğuklar başlıyor. Sıcak bir çayın da kıyıne i ve ehemmiyeti tabil artmaktadır. Fakat kaç türlü çay vardır, biliyor musunuz? Ârz üzerinde çaya en düşkün milletler “Avrupada — İngilizler, Asyada Çinliler ve Japonlardır. Bu üç millete nararan en aşağı 6.000 türlü çay var imiş! ANADOLU | Şehir dahili haberle; D e Ci YunanlıçiFtlikleri arazisi Dikilideki çiftliklerin kadastrosu Kış mevsimi geçtikten sonra tahrire başlanacak, haklar tesbit edilecek Dikili kazası dahilinde munan Yunanlı bazı kimselere ait arazi çok geniştir. Bu arazi, şimdiye kadar müteaddid !defalar satışa çıkarıldıkları halde talip çıkma- miş, bir İçsım fuzuli —şagiller elinde kalmışlır. Bir kısım da Yunanlı malı oldukları bilinme- yerek yerli halka tevzi edilmş- tir. Gayri mübatlillertakdir kıy- met komisyonu; bu araziyi biz- Zat idare etmek istemekte ve tamamından gayri mübadillerin istifadelerinin 'temini için çalış- maktadır. Yapılan teşebbüs üze- rine bu kaza dahilindeki Yu- nanlı çiftlikleri —ara: in | dastro yazılarının - hazırlanması | kararlaştırı!mıştır. K :dastro idaresi, defterdarlığa müracaat etmiş we kadastro tah- ririne başlamak üzere çalışacak heyete ver.lzce» esas malümat kayıtlır. hususunda - tafsilât istemiştir. Haber saltlığımıza göre, bura- daki çiftliklerin kadastro tahriri, kış mevsimi başlamak üzere ol duğu için önümüzdeki İlkbahar- da yapılacaktır. Bu suretle Yu- vanlı © ait çiftlik arazisin- deki bütün haklar, kadastro tah: ririle tamamamen meydana çıka- rılıcwklıl muzesı bınası Kültürpark ciyarı nda 32,000 metre murabbalık bir saha üzerinde olacak. İzmir Belediye reisi Dr. Bay Behçet Uz, âsarıatika müzesinin bugün bulunduğu gayri müsait şartlardan kurtarılarak, Kültür- patk civarında yeniden - yapıla- cak modern bir binaya nakle- dıhıınnı Kültür Bakanlığından Son zamanda şehrimize gelen ve müzelerde tetkikler Bakanlık müzeler U. müdürü Hamid Zübeyr Koşay, bu mesele üzerinde de meşgul olmuş, ya- nında müzeler müdürü B. Salâ- haddin Kantar bulunduğu halde belediyeye gelmiş, belediye reis muavini B. Suad Yurdkoru ile yeni müzenin inşa edileceği yere giderek arsayı gözden geçirmiş- tir. Yeni müzenin Kültürparkın Basmane tarafındaki kısınında 9 Eylül meydanında geniş bir arsa üzerinde inşa edilmesi mu- vafık — görülmüştür. — Arsanın heyeti umumiyesi 32,000 metre murabbardır. Müzenin burada, geniş ve gü- zel bir park içinde modem üsüllere göre ve paviyon tarzın. da kurulması mümkün olacaktır. Asarı başlanırken — belediye, Kültür- parkın o istikametteki duvarla- mnı kaldıracak ve bu müze de Kültürparka ilhak - edilecektir, bu suretle Kültürpark progra- mında mevcud Atatürk inkılâb müzesi, Ege ürünleri müzesi ve bu yıl yaptırılan sağlık müzesile beraber İzmir âsarı atika müzesi biribirine çok yakın mesafelerde bir kültür varlığı yaştacaklardır. Umum müzeler müdürü, Anka: raya dönünce bu iş üzerinde tetkiklerini ve belediyece hazır- lanan krokiyi Kültür Bakanlığına nin besisinec | 'Hastalık olmadan Köylere baytar çağırılmıyacak Köylerdeki bulaşık hastalıklar hakkında köy ihtiyar heyetleri ile zabıtanın alacakları iptidat tedbirler hakkında hayvan sağ- lık zabıtası kanun ve nizamna- mesine göre ' muamele- sedilmek üzere baytarların hastalık - ol- maksızın köylere beybude yere çağırılmamaları ve hazinenin za- rarına sebebiyet verilmemesi Zi raat Vekâletinden wilâyete bir tamim gelmiştir. Hastalık s-olma- dığı halde baytar çağıran köy- lerin muhtarları, baytarlara ve- rilmesi lâzım gelen masrafı, taz- min edeceklerdir. Foçada bir vak'a Muharremi döverek yaralamışlar Foça kazasında Bucak mev- künde bir vak'a olmuştur. Hü- seyin oğlu Muharrem, Foçanın Mehm:dler köyü muhtarı B. Alinin — merasına hayvanlarını sokmuş, otlatmıştır. Bunu gören Muhtar Ali ve kardeşi Ömer, Cemal ve Hasan yetişerek — s0- palarle Muharremi fena - halde dövmüşler ve yaralamışlardır. Muharremin sağ kolunda - bir yara açılmıştır. Vak'a — failleri yakalanmışlardır. Çocuklara yardım Gumhuriyet bayramı münase- betile Çocuk Esirgeme kurumu 699 fakir talebeyi gı'ydirmiı ve Vi ç mektaha (4 metinde eşya vermek yardımda bulunmuştur. Birinciteşrin ayı içinde Çocuk Bakım evimizde (283) hasta ço- cuk muayene ve tedavi edilmiş, ilâçları da parasız verilmiştir. werecektir. a Yaya ıumılc 3 ıunıvdğıl Bemmâ uygum Ramazan Ramazanı herkes kendi telâk: kisine göre karşılar. Tuhaftır; ben ramazanda sa- mimiyetle sahte vekarlığın yan- yana yaşayışını görünüm. Bir şeye inanmakta yüksek zevkler vardır. Ramazana haki- kâaten inanan adam, oruçta ma- nevi zevkini tatminini bulur. Bu tiplere hürmet etmek. lâzım- dir. — İnanmıştır, — saplanmıştır, tutuyor. Bir de #nanmamış adam dü- şününüz. Oruç — tutmuyor,rama- zana kiymet ve :!ıu.nu_ıı_v:t vere miyor. Bu tipe de hürmet et mek vazilemizdir. İnanmıyor ve, İn-mmış görünmüyor. Fakat inanmadan inanmış gö- rünenlere, yahud yarımyamalak inandığı için tereddüd içinde bulunanlara ne demeli? İşte akşam — üzerleri “oruç keyfi,, olanlar buplardır. Bunlar ellerinde tiya tesbihi, dillerinde engerek zebiri taşırlarr. Baştam aşağıya sahte vekardırlar. Yürü- yüşlerinde bile: — Haberiniz olsun, ben oruç- luyum. Demek istiyen bir eda vardır * .. Ramazan tıpkı hayat gibidir. Samimi, kallâş, dürüst, müfsid, doğrucu, — yalancı, açık kalpli, entrikacı, hulâsa yekdiğerlerine zıd tplerle mütemadiyen dolup boşalan hayat ne ise, küçük ve mahdud mikyasta, ramazan da odur. Yalanla adam aldatarak beş kurşlük malı yirmi beş 'ikuruşa kazıklıyan oruçlunun aç öküzden farkı nedir? kılardı. ı"a Senenin on bir ayını hırsız- hıkla, dolandırıcılıkla, ırz ve nas mus düşmanlığile, çoluğunu ço- <cuğunu çul üstünde aç bırakarak Aayyaşlıkla geçirdikten sonra râ- Ege ve İzmir için çok istifa- deli olan ve bir çok kıiymetli, tariht eserleri bakiki kıymetleri ile mütenasip bir şekilde gös- terecek bu müzenin bir an evel meydana getirilmesi çok yerinde bir hareket olur. Hergım kabak yiye yiye Arnavutlukta isyan hareketle- rinin geçtiği eski istibdad za manlarında, İzmir taburu da te- dib harekâtına iştirak ettirilmiş, Karargâh bizim eski Üsküp. Askerkerler bakıyorlar ki, ka- rTavanada her gün, Tanrının iher gübü kabak çıkıyor. Bugün kabak, yarın kabak, öbür güt kabak., Herkese gıma gelmiş amma, kimse ağzını açıp da şikâyetede- miyor. Galiba; sert, haşin bir furka kumandanı da varmış, on- dan çekiniyorlarmış. Eski açık- göz İzmir delikanlılarından biri arkadaşlarına: — Ben -demiş: bu işin hak- kından gelirim.. — Ne yapacaksın? — Şimdi görürsünüz. Pantalonunu çıkarmış. Tam oturulan kısımdaki dikişi hafifçe söküp oradan bir kabak çiçeği sokmuş ve pantalonu tekrar aya- ğına geçirmiş. Vakit de akşama yakın.. Arkadaşlarına: — Haydin -demiş- beraberce, zabitanın oturduğu kahvehanenin önünden geçelim. İzmirli delikanlılar, kışladan İ!ıılu bir ses... Cazib bir meuzu... Muasiki filimlerinin en güzeli... Artist ve Temsil âtibarile dünya filimlerine örnek bir harika... ıucoır TAYYARE SINEMASINDA SEVİMLİ ve DİLBER MACAR YILDIZI. MARTHA EGGERTH'in İlk defa Fransızca temsil ettiği Filiminde sonsuz zevk ve lı'?âcınlı - AYRICA : aS aaatleri 3 — 5 — 7 — 915 de, ŞARKISI 40 - SARAY KONSERİ görülecektir. Bu filimde MARTHA EĞGERTH taralından söylenmesi için hazırlanan muhterem müdavimlerimizde cbedi bir hatıra bırakacaktır. PARAMOUNT JURNAL . MİKİ ve ÖÖĞREDİCİ FİLİM Cumartesi - Pazar: 1 — 3 — 5 — 7 — 9,5 dedir. 0 Kuruştu! sökağa pılınışlar ve kehvühane- min önüne gelmişler.. Fuka ku- mandanı da orada alurmaktadır. Hepsi birden selâmı çakıyorlar. Kumandan: — Aleykümselâm! Diyor, diyor amma, gözleri, İzmirlinin pantalonunun arka ta- rafından çıkan kabak - çiçeğine takılıyor ve onu çağırıyor. — Nedir o arkandaki?. Delikanlı, sanki hiç bir şey- <den “haberdar — değilmiş — gibi, derhal başmı çevirip pantalonu- na bakar gibi oluyor. — İşte, onu — sorüyorum, ne- dir 06? — Bitmiyorum vallahi kuman- danım.. Galiba, ber gün kabak yemekten etrafımızda kabak çi- çekleri açmağa başladı.. Kumandan hiddetle kahkaha arasında soruyor: — Nerelisin be senl, — İzmirli.. — Allah kabretsin seni, defol. Ve, serkesi gün karayanaya sallanan — kepçeler, — kabaktan başka yemeklerle dolu olarak çıkmağa bıılıyor.w mazanda secdeye baş koyup ken- disini oruca verenleri, bilmem amma, Allah çok gülünç ve çok küstah bulacaktır. Bu gibilere *cennet, iiçin avuçlarını — yala- malarını ve şimdiden soyunarak “cehennem, ateşine hazır olma- larını tavsiye etmek hiç te ha- talıolmaz. Eğer, mutasavvufların dediği gibi, herkesin —Allahı ikendi vicdanı ise insan kendi kendisini nasıl aldatır? ** Ramazan, eski mistik hayatta, yaşayışımızın — seyrini değiştirdi. Şimdi, lâyi kimseye — karışmıyor. — Vicdan hürriyeti olance ibududsuzluğile mevcuddur. #manda ciddi ol, olma; aldıran yoktur. Artık; önbeş - yıldanberi, ne L | Çakıcı Mehmed Efe de adam " oldürdükten sonra nafile namazı lâyik bir devirde kimse » Oruç tut, tutma, * solta gilzetinin haydudca tekfi- rine, 'ne de materyalistlerin züp- — pece istihzalarına tesadüf edil miyor. Edilemez de.. Hüz Türkiyomin kanunları, di ğer hürriyetler arasında, vicdan hürriyetini de her türlü taarruz- dan masun bulundurmaktadır. Elde kitap, başta akıl var. Merkes okur; öğrenir, açviyesine ve kalasının wüsatine göre, kat'i bir netice ahr, Ondan sonma — ister inanır, ister Sinanmaz. Bu netice, her kesin kendi bileceği iştir. Vicdanlara, ne yeşilce, ne de kızılca, tabakküm edilemez. Kamâlist Türkiyede, - diğer memleketlere -nümune — olması cidden lâzımgelen, vicdan hür- — vardir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: