24 Mayıs 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11

24 Mayıs 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İlk devredeki ahlâk zaafımızın kâynağinı anla- dın; vecd ve aşk zâafı, böylece meydanın ham ve kaba-softaya açı- lışı,. Artık. başsız ve.rehbersiz kalan Türk cemiyeti, içinden bir türlü büyük ve hâlis mütefekkirini fışkırdatamadan, iç ve dış müessirlerin tokatları altında şaşkın ve her türlü .nefs muhasebesi imkânından mahrum, Tanzimata kadar sürüklenir. — Ya ikinci merhale?.. Tanzimatı takip eğik li — Bu merhalede, büsbütün yılmış ve apışmış, yi irade ve benliğimizi. kaybetmiş. olarak, ni hiç bir tes kevvün' sırtına en; yalnız dış cepheden körükörüne akli hen- eriz. kiymeti bu tel CAĞ MİR dey deresi ahlâkından ne beklersin? Artık devlet ve idare mafizümesindeki ahlâk bozukluğu; tam bir ruh zelzelesinin reticesi hâlinde; mutlaktır.. Şair Ziya.Paşa ve Namık Kemal, bu devlet ve idare ahlâkının, tam: bir ve ve'nefs muhasebesine bâğlayâ ie çekerler. İrtikâp, rüşvet; esi hafiyel iltimas, fizâm ve ölçü nefreti, Kendini küçük ve mâliküm görme ukdösi, hile ve ya dehası, tatlı - ca- ninı ve aziz men- faatini (o koruma insiyakı; olarina bağlama, <telifi beyh> ve «idarei maslahat» mizacı halinde billârla- şan bu ahlâk, Tafizimât efendisinin evi ve dâiresi ve daha binbir şey arasında tâm bir tezat ifadesiyle het âh biraz'daha kabararak oy Kâdâr emekliye emekliye — Ya ane sönrası?.. iyetten sonrası felâket... Artık anlak ki düşüklüğü, Türk ferd ve aile pilânında, benliğimizin en mahrem maktalarina kâdar yol aramaya koyu- lut. Bu salına âhlâk: dü düyüklliğümüz, südece hükümet ve idare manzume- , sinde Zümrevi “bir daire teşkil etmek- teh çıkar; bütün milleti içine alan umumi ve içtimai bir hâcim kazan- maya döğtu gider. Devlet ve idâre ölçüsü bakımından rehbersiz ve baş- sız Türk ailesi, kendi içinde itiyadi olarak körükörüne devam eden İslâm ahlâkının artık aile kadrosunda da harap olmaya başladığına şahittir. Zira Tanzimattanberi satıh -taklitçiliği artık mer şahsiyetsiz ve köksüz nesillerini fiş, hayata atmış; bu nesiller de ürk ailesi “içinde, büyük baba, oğul. ârasinda “müthiş bir tezat manzarası heykelleştirmeğe başlamış- tir, Artık Türk-ailesiiçinde, zincirleme olarak elden ele teslim edilecek hiçbir ruh ve anane mirası kalmamıştır. Bir VE'TARIHÇE Necip Fazıl KISAKÜREK aile içinde herkes birbirine yabancı ve küskündür. Herkesin tahlil edeme- den sezdiği şey, imanı ve ahlâkıyle bütün bir dünyanın battığı, yerine hiçbir dünyanın. getirilemediği, satıh ve deri-üstünde-binbir cünbüşe rağ- men her şeyin kuru bir teselliden iba» ret olduğudur; Ortada, inkılâp adına, inkilip kelimesinden başka hiçbir şey yoktur. Daha ok kof kelime ve tam bir iş ve hakikat yabancılığı... Ahlâk: sukutumuzun artık bir felâket istidadını kazanmaya başladığı . bu merhalede başlıca müessir ve mesul. Avrupaya en kötü ve kokmuş mii lariyle ela takli yi M.N onun sabun ğünden. e yarı ve (Hareket önle) nun arkasından İstanbulu. istilâ eden 've Şişli muhit- lerini kuran Selânik: kibarlarıdır. — Birinci Dünya Harbine ne bü- yurulur? — Birinci. Dünya, Harbi, bütün düriya iman ve'ahlâkının, bütün dünya muvazenesinin iye De bir müessir oldu rada, daima olduğu gibi hâlis mötefekktelle kavu- şâmadan, : belki saf ve temiz, fakat son derece bön ve sathi birkaç hare- ket mefkürecisinin elinde bu ateşe atılan Türk cemiyeti, iç ve dış muha- sebe bakımlarından o türlü bir har- mana geldi ki; emt hâdiselerin bir * vermeğe mecbur kaldı : ânda. hesabını Maddi ve ruhi iflâs tehlikesil.. Top- yekün mekân ve zaman pi- lânından tas- fiye edilmek zoru!.. Bu kor- kunun çAren devresini yâ- şadığımız Mü- tareke (yılla- tinda İstanbu- a akın* eden Beyaz Ruslar, bugünkü kor- lee fuhuş kasırgamızın ilk İN körükledi. — Derken mm Savaşımız baş- ayl değil'mi — Evet! ii Savaşımız, ger- çekten birkaç asırlık bir hesabın ye- künu halinde, mekân pilânından tasfiye edilmemiz için üzerimize yürüyen cellât hamlesine karşı ir şahlanma- dır. Bu şahlanmanın mücerret mâna- sında, her şeyini kaybettikten sonra, fezada mekân işgal etme hakkını da kaybeden bir milin hem de dünya- nın en Düya tarihine ve bir milletin, ruhunu .V desini kuşatıcı binbir hastalığa e ölmemek, yaşamak, sağ kalmak ve — Bu irade, Sa : Türk milletinin, ge- çirdiği ölüm buh- ranlarına rağmen, ruhunun köşesin- denasıl bir kudret ve miras sakladı- gına işarettir. İs- tiklâl Savaşımızda, ölmemek iradesiy- şahlandık; bizden esirgenen mekân hakkını geriye aldık ; savaş içinde, bir ân için, böyle bir hamlenin gerektirdiği aşk, fedakârlık, vazife ve nizam ahlâ- kından örnekler gösterdik; fakat me- kân hakkı zaptedilip de iş bu mekânı zamanla, yani fikirle doldurmaya ge- lince, iş, tepesi taklak gitmeğe başladı. İşte Cumhuriyet devresi, dördüncü mer- hale, budur | İş, tepesi taklak gitmeğe başladı; zira yara eski ve tedbir aksi- nedir. Cumhuriyet devresi, öbür relere nisbetle çok daha ileri, daha ce- sur. islahçılık ohamlelerine girişmiş olmasına rağmen, nihayet Garbın daha ileri, daha kat'i, fakat daima satıh üstü kopyacısı kalmak ananesini değiştire- memiştir ; ve İstiklâl Mücadelesinin şahsiyetiyle eş; yepyeni bir ideolocya ve ahlâk telâkkisinden mahrumdur. Cumhuriyetin, ham. ve kaba softayı, bütün iş ve söz hakkiyle birlikte tasti- ye'etmesi gibi ancak din adına olmak şartiyle en aziz ve faydalı bir teşeb- büsüne karşılık; varam rreder onun. saf iman ve ahlâk ren Ae manialar, ruh ve ahlâk üst zirveleştirmiş ÖRN, Artık Türk ailesini ve Türk cemiyet proto le sula- yamaz hale gelen ahlâk k az büsbütün, kurumaya, yüz tuttu; mukabil yeni bir ahlâk bina edilemedi ; Türk inkılâbı, yeni bir ahlâk telâkkisi gi bir borçtan nefsini —— saydı, ksine, inkılâbın 'müdir rosunda bazı unsurlar, şahsi ah- lâklariyle, iyi misal teş- kil etmekten uzak kal- dılar. İçki, kumar, fuhuş, menfaat hırsı, dalka- vukluk, samimiyetsizlik, adamını kayırmak gibi menfi haller modalaştı, Üç katlı Türk evi, üst . katta 80 yaşındaki büyük hanımın ağ- laya ağlaya namâz kıldığı, orta katta ındaki hanımefendinin arı ve ahbaplariyle (poker) oynadığı, alt katta 18 yaşındaki küçük beyin (Sving) âhengiyle * tepindiği garip bir tezat ve uygunsuzluk sergisi haline geldi. Başıboşluk, mektep ve terbiye saha- larından sokak ve meydanlara kadar hiçbir: m irine çarpmadan elişti, gelişti Ahlâk sukutu, büyük şehi Hiürdin Büçük halas ve ör lardan köylere kadar dağılarak, sa fet ve ulviyet ml Anadolu kaylü. sünün de ruh ne başladı. Ve niha vb ni Dü nya Har- binin korkunç iktisadi ve m şartları a erine kâbus ve efsane çapına a 222 in emmeli sonraga — Sonrası, sonralli

Bu sayıdan diğer sayfalar: