24 Mayıs 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

24 Mayıs 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iri lili İİ A) iş BIZI LİLİ Saffet Beyle Fazilet Hanım ECE... Gecenin geçkin bir ânı... Geceye rağmen haykırıcı renk- ler içinde bir sınıf kadın, iri kalça- lariyle kavisli bacaklarına yaslanmış, sekiyorlar. Yüzlerini, kalın boya taba- kaları örtmüş, cicibici iskarpinlerini esnete esnete yürüyorlâr. Bu kadın- lar eğlence faslının son devre kahra- manlarıdır. Yüksek pabuçlarınin sağa sola devrilişinden, dizlerinin vücut- larını di artık bıktığı anla- şılmakta.. Bu caddede «hava parası» ver- meden kadın kiralanır. o Vitrinlere çarpacak gibi yürüyen insanlar, ka- dın kiracılığı peşinde... Gözüme üç'adam ilişti. Ağızlarıni kulaklarına kadar açmışlar, gülüyor- lar. Bu-eğlence -gurupuna iyice ya- naştım. Farkına vwarmadılar bile... Ortadaki, .-önlerinde .yürüyen kadını göstererek — “Nasıl? diye arkadaşlarına sordu. Adımlarını sıklaştirıp, oavlarına yanaştılar. Bende beraber... Soldaki: — İş varımı? diye mırıldandı. Kâdın “başını ' çevirerek yorgun gözlerle, üç hövardaya bakıyor. :Ka- lıplarını"tartıyor. (X)şuamdan daha hassas gözleri, nüfüz ediyor. Tecrübeli. fahişe, meşin cüzdanlarin'içlide yatan parâcıkların miktarını anlamıştır. “Boyanın kızart- tiği, ağzınıaçlığı zaman iç kismin- dân'renksizliği' belli “olan 'dudaklarıni aralıyor. "Fısiltılâr... “Üç adam ve ka- din anlaştılar. Erkeklerde, (Dön. Juan) gururu... Memnü Ortalarında kâdin,hunigibirağızlı! bir yân soka- ga saptılar. Yalniz başına veya gürup gurup giden erkeklerin hemen hepsi rasla- dıkları kadına satılik mal göziyle bakıyorlar, Köşede bir topluluk gördüm. Bir sürünün koyunları gibi birbirine s0- kulmuş. insanlar... Acaba ne konuşu- yorlar? Yaklaştım. Kulak kabârtiyo- rum: Bir kadın... Dört yaninı, kas- ketli, poturlu, birkaç kişi sarmış: “Ne “ların hepsi yeşil... kalın: kumaşlardan” M. Turhan TAN konuşuyorlar biliyor musunuz? Pa- zarlık |. — Ablacığım sekize olmaz mı? — İş yokl. — Hatırımızı kırma be! — On beşten bir para aşağı ol- mazi O da:sizin için... Yalan :söylü- yorsam, . firengiden dudakların dö- külsün | Alışverişin neticesini beklemedim. Burada kasap dükkânlarında' et' satı- lir gibi, Tesmi ve usüllü tarafından kadin satılan çarşıya gideyim, eğlen- ce arayıcılarını göreyim; dedim. O meşhür sokak... Hemen bemen kapı- Gelenleri içerden kontrol edebilmek için, bu “kapılarda bir 'de ufak pencere var. Geniş cad- dede kibar fahişe bulamıyariların, son uğrağı burasıdır. Pencerelerden yarı bellerine kadar sarkmış kadınlar, ge- leni; geçeni: çağırıyor, Havanın serin olmasına rağmen kolları.omuzlarına, vücutları göbeklerine kadar açık... Çatlak. . sesleriyle . sokağı dolduran insanların » dikkatini çekmeye. çalışı- yorlar, — Hişt, -hişt, buraya:baksanal — Gözlüklü | Gözlüklü! — (Bobstil) ciğim biraz gelsenel — Canım, birşey :söyliyeceğim | O sırada bir itiraz... Biri, arka- daşına haykırdı : ; «Haydi canım, dönelim... Bura- da ne var ki? Bir “evin: üçüncü katında, 'simsi- yahyışıksız'bir'pencereden bir-fahişe, 'bu fikre cevap verdi: -—<Ne .mi var?.. Burada ne var, öyle mi?.. Ayol züppe, (Misuri) ge- misi gelmeden 'bir hafta evvel bura- ları temizlettiler, hazırlattılar, Ameri- kalılara hayat göstermek içinl,. Bura- da ne var,“ha Bu.müthiş meslek ve ocak gay- reti karşısında :donmuştum ki, .üçüncü kattan “gelen: ihtar her. pencereden âlâka ve tasvip'toplamaya başladı : — Yaşa be, Efe bel Adamsın bel —-Yaşa, Sümbüllü Efel.. Böylece, sesin meçhul sahibi adı- na sadece bir lâkap, Sümbüllü Efe... Dönüyorum... Pastahane... Mahut tünek... Zevk :peşinde gezen zevksiz- lik hastalariyle, meyus ve isimsiz dâhilerin heyecan ve ideolocya ko- guşu.. Burada daha müthiş bir vaka: Üç genç, bir sinema artistinin resmi üzerinde münakaşa ediyorlar : — Ne verirsin şu bacaklara? — Hayatımit!.. — Hayatın kaç para 'eder? — Ya sen ne verirsin? — Hayatim para etmediğine gö- re para edecek ne var? Garson bahsi kesti : — Tam 185 kuruş baylar | Resmi, “garsona satmaya kalkı- yorlar : — Ne verirsin bu resme? — Lütfen 185 kuruş baylar... Garsona işaret edip bu paraya resmi temin etmesini temin ediyorum. İşler yolunda... Hayatlarını verdikleri kadının resmi 2 liraya cebime gir- miştir. Siz de bakın; aslma muta- bıktır: Çikıyorüm... Caddede “rakı “kus- muklarından: adacıklar... Hatırıma. bir (Nat Pinkerton) vakası geldi : (Nat -Pinkerton), muavinine- (gittiği yeri belli etmek için, 'beş -on..adımda bir tebeşir 'parçası çıkarıp -yere atar ve eze eze'yürür. Ben de “buna “benzer “işaretlere baka bakaseğlence> 'adına gittiğimiz istikamet boyunca “ilerliyorum: Fakat korkarak... Çünkü gide “gide “şöyle bir levhanın “asılı olduğu “korkunç birseve çikmak”ihtimali' var: «Saffet“beyle “Faziletvhanım “işte bu evde»öldürüldüler |.» 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: