24 Mayıs 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4

24 Mayıs 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| HAKİKAT İLİM - İLİM İLİM Buyurunuz: 31 — Çinde bile olsa ilme istek gösteriniz; zira ilim her Müslim üzerine farzdır. Buyurunuz : 32 — Ya ilim vericisi ol, ya ilim alıcısı; ya- hut sadece dinleyici veya sevgi gösterici ol; beşincisi olma ki, helâke gidersin... Buyurunuz : 33 — Sadakanın en faziletlisi, bir müslimin bir ilmi alıp Mg bir müslim kardeşine: ver- mesidir. Buyurunuz: 34 — Allahım; fayda vermeyen ilimden, yükseltmeyen amelden, erişmeyen duadan sa- na sığınırım... Buyurunuz : 35 — Allahım; beni ilimle zenginleştir; hi- limle ziynetlendir, takvâ ile lâtuflandır, âfiyetle güzelleştir. Buyurunuz : 36 — Büyüklerle leriyle konuşunuz, kalkınız. oturunuz, ilim sahip- hikmet ehliyle düşüp Buyurunuz: 7 — Halkın şerirleri, halk içinde âlimlerin şerirleridir. Buyurunuz : 38 — ği sahipleri, halk üzerine Allahın eminleridir Buyurunuz : i 39 — Tamah, âlimlerin kalbinden hikmeti siler. Buyurunuz : 40 — İlmin âfeti sikinti, ehil olma- yanlara ilim vermek de onu «5 aaa Buyursun bütün dünya; ve imdi yanlış anla ham z kaba softa: o — Hikmet ve ha By müminin kay- Meli malıdır; nerede bulsa ulsa alır. ; ' i il a eee rim ami ğa aye yi Çi YUMUŞKLIK - SERTLİK - DÜŞMANLIK Ve işte bizim büyük cemiyet çatımız m kü- çük fert çatisinın içinde 'yuva kuracak ruh : 28 — İçinde ikram gören öksüzün bulun- duğu ev, Allahın en çok sevdiği çatıaltıdır. Rıfk, e tatlılık, yumuşaklık, başlıca huyumuz ve usulüm 29 — ek; her işte rıfkla davrananı sever. Rıfk ve merhamet ahlâkımizın aksidâvası olan sertlik ve haşinliğe düşmektense başımızı taştan taşa çarpalım: 30 — Allah, din kardeşlerinin yüzüne kâr- şı asık ve acı surat takınanlara buğzeder. Haklı olduğumuzu sandığımız yerde bileâşırı şid- detlere düşmeyelim; ahlâk helezonumuzun incecik kıv- rımlarından kayıp uçuruma yuvarlanabiliriz : 31 — Allahın en sevmediği adam, hasımlı- ğında şiddet gösterendir. Hele şunun bunun düşmanlık hirsini destekleyenler; hele onlar, hele onlar ; 32 — Haksız yere düşmanlık gösteren bir adamın yardımcısı, yardımı böyunca Allahın gazabına karşıdır. Biz darılamayız; aşk ve rahmet ateşiyle yanıp kül olmuş gönüllerimizde dargınlık merkezi yoktur : 33 — Bir mümin kardeşinden bir yıl uzak ve dargın durmak, onun kanını dökmeğe eştir. Dargınlık mevzuunda nefsimizle mücadele için izni- miz üç gündür: 34 — Üç günden fazla dargınlık yoktur. Bir ırk ve kavmin: kendi sınıfları arasındaki nefsani çekişme ise, sadece öldürücüdür. 35 — Hidayete ermiş bir kavim bir daha düşmez; tâ aralarında kötü bir cidal ve düşmanlık türeyinceye kadar... Ve nihayet biz, ahlâk deyince yalnız O'nun ahlâkını, hikmet deyince yalnız O'nun hikmetini anlayanlar, rıfk ve yumuşaklıkta, şu dereceye ulaşmayı gaye sayarız: 36 — Müminin yumuşaklığı o kadar ziyade olur ki, kendisini görünce ahmak sanırsın...

Bu sayıdan diğer sayfalar: