22 Kasım 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

22 Kasım 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j | CI SIN Tefrika No : 3 BAŞKURMAY Gerçekten bu bir şiirdir; fakat öyle bir şiir ki, tuttuğu, kiri patla- dığı ânda fikirlerin en üstüni Ve değeri, topye"ün bütün eş nd hayatı temin etmiş olmak... Bak, ne yapıyoruz? Bu şiiri güneiklözünüüü için seçtiğimiz beş adamdan her birine beşer milyon veriyoruz. Yirmi be; mil- yon Başyücelik devleti için nedir?.. Farzet ki, hiç biri muvaffak olamadı, çocuklar doğmadı, doğanlar büyümedi, büyüyenler istediğimiz vasıfları taşıya- madı, olmadı, olmadı, olmadı. Bu kadar misilsiz bir mefküre şiirini (ayağını hizla yere vurur.) bu toprakların baş- kurmaylığında yaşatmak için yirmi beş milyon, yirmi beş kibrit çöpünden daha ucuz değil midir? (Bir ân süküt... Yüzbaşı ve Başkur- may karşılıklı birbirlerine bakarlar.) BAŞKURMAY Kurmay yüzbaşı, ayağa kalkınız | (Yüzbaşı hemen ayağa kalkar ve dimdik durur.) BAŞKURMAY Yüzbaşı | Size bütün örgüsünü, lif lif, bütün bir gece anlattığım bu şiire inanıyor musunuz ? Bunun belirttiği iş mel kıymetine inanıyor musunuz ? Bu şiirin o billârlaştığı ruha, hatta hiç bir şey başaramasak ve sizi ve dört arkadaşınızı bir hayal uğrunda harca- sak bile, bu ruha inanıyor musunuz? YÜZBAŞI “ İnanıyorum! Birazdan güneşin doğu- çağına inandığım gibi kaskatı bir vakıa emniyeti içinde inanıyorum | BAŞKURMAY Yüzbaşı | Zevceniz, Allahın huzu- runda kendinize seçtiğiniz kadın, kızım, biricik: evlâdım sizi ölmüş bilecek... Belki de asıl o, kahrından, ölüp gide- cek... Üç yaşındaki çocuğunuz, benim neş'em, güzel torunum, bir daha kimseye hitap edemeyecek, öksüz yaşayacak... Ve ne anne, ne baba, ne dost, ne ev, ne hatıra, ne cemiyet, ne yurt, ne mâbedİ.. Bunların hepsi o mâbedin zaferi adına bu cemiyet için olacak... Yüzbaşı razı mısınız? MM ——. —.. — , baba kelimesiyle * İyi düşün! Sana «git, şu dâva uğ- runda, namsız ve nişansız, Öl ve bunu . ebediyyen Allahtan başka kimse bilme- sin İ» demiyorum. Orta bir kahraman için bile kolay bir fedakârlık olur bu... Sana diyorum ki:eGit, şu dâva uğrunda diri diri mezara girl Seni dışardan seyredenler, ismini, cismini, ruhunu ve dinini, yerinde bulamasın! Ve evlâdın- . dan vatanına kadar her şeyini feda et; böylece yaşa, vazifeni yerine getir, sonra bütün bu çileler içinde bir bar- dak su içmekten daha kolay olan ölüme gık demeden atıl; ve bütün bunları ebediyyen Allahtan başka kimse bil- mesin!» (Başkurmay, ortadaki camlı kapı: nın penceresinde başlayan şafak ışıltı- larına bakar ve bir ân susar.) BAŞKURMAY Ölmeyeceksin, çekeceksin! Hem de nasıl çekeceksin!.. Dışarıya tek çizgi vermeden ruhunun her zerresi üstünde cehennemi taşıyacaksın! Bu böyle, 20 sene, 30 sene devam edecek! Bir gün vazifen nihayete erince de artık mükâ- fata, istirahate kavuşturulmuş, affedil- miş gibi ölüvereceksin! Dikkat et! Başka kahramanlardan istenecek feda- kârlığın son mertebesi, sana ancak bir mükâfat, bir kazanç, bir ihsan diye gelecek... Bu insan üstü davranışı da Allahtan başka kimse bilmeyecek... Her şey ve namütenahi mahrem bir pilânda, e onun için, Allah “için olaeak... Böyle YÜZBAŞI (Yüzü müthiş bir tekallus ve irade hamlesi içinde) Siya Evet | € BAŞKURMAY Biliyorum; sırrımızın pilânını insan oğlunun gözleri önüne sersek her ağız- dan çıkacak lâf şudur: «Saçma, deli saçmasıl.. Olacak iş değil!.. Asker fikri değil bu, şâir hayali |.» (Başkurmay (dikilir, yeni bir eda içinde yüzbaşıya doğru bir adım atar.) US YÜZBAŞI Cevap vermekten âcizim! BAŞKURMAY Yâni fedakârlığınızın sarhoşluğu için- de o kadar mest ve o kadar 157:01 5; her cevap şeklini hakir görecek kadar... Şimdi size pılânın belki en küçük, fakat en ince bir tarafını, başlangıç noktasını haber vereyim! Lütfen oturunuz! Benim ayakta kalmamla alâkadar olmayınız! (Yüzbaşı yerine oturur. Başkurmay ayakta...) BAŞKURMAY Tam beş saat sonra büyük manevra başlıyor. Umumi karargâh emrindeki 41 nci Tayyare keşif gurupuna' memur- sunuz. Doğrudan doğruya hususi Şu beye bağlı, müstakil keşif hizmetinize ait emirleri umumi karargâhtan alırsınız. Tayyareniz. guruptan üç kilömetre uzak- ta (Mim)mevkiinde ve münferit vaziyette duracaktır. Emri telâkki ettikten sonra saat tam dokuzda Tayyareye binecek- siniz. Rasit mevkiinde sizi bekliye- cek olan arkadaşınız, o üniforması, (makiyaj)ı ve son derece canlı edası yerinde, bir ölüdür. Efendim? YÜZBAŞI Evet efendim! BAŞ KURMAY Havalandıktan ve vazifeniz istikame - -tinde yüz kilömetre uzaklaştıktan sonra, Tayyareyi, dört bin metre yükseklikte yakacak ve hemen 'kehdinizi atacaksı- niz. Tayyare toprağı bulduğu zaman, kavrulmuş bir insan ve bir tayyare is- keletinden başka birşey görülemiyecek... (Paraşüt) le atlayanın da, herhangi bir görülme ihtimaline karşı....... Tabii anlıyorsunuz! “ “Yüzsaşı Anlıyorum! BAŞ KURMAY Ve bütün memleket, Başkurmayın damadı, Kurmay Yüzbaşının tayyare- siyle beraber yanıp kül olduğunu bilecek... İ | | | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: