22 Kasım 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16

22 Kasım 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Edebiyat Mahkemesi BayN Zabıt kâtibi birkâç kere ök- sürdükten in iddianameyi mele de olti: daha nra işbü sanık Nurilllek a a me? 9: sinde birtakını EA lâfla azdı. Maarif âletinin Er a el ie noçilğine karıştı. Bir usi e) ii meydana öt imdi de Aukarada (Ulus) ceri- Vi feridesinde değişmeyen kabak çekirde; ei üzlübu ve Ho- e diliyle «söyleşi, eyleşi, bey diye, kik yıllık balikçi j aa nin vü yıllık: midye dol- ması gibi hep ayni mutfak mâri- fetini ea makta ve mukavva kılıcına tevdi edilen bir vazife halinde (Büyük Poğulk ll bamleler (!) etmektedir. Zabıt kâtibi bir ân sustu ve kapıdaki mübaşire işaret elli. Mübaşir koskoca lusu gazele, zabıt kâtibinin “yanına bıraktı. Zabıt kâtibi devam ediyor : <İşte muhtetem hâkim, bu ii ait gr e etmişse 1epsi bu alın içinde: edir | İçlerinde, een suya tirit ğe melerden ibaret olan bir eserden baska, kitaplık, ie broşürlük çapta hiç bir şey Muhterem RA bü- atagonya hangi mü- nekkit vardır ki, dünya görüşü- nü ve san'at ölçülerini billür- mahrumluğunu teşem bir tezat w bu fikirsiz e fikirsizliğine rağmen iman su- ait her münteşir yazıyı, bir zamanlar merkum özentileri gösterirken, larda şifahen ağ Süküna bürünüp mezcet ey e Zevkin elemini, elem zevkin Tarzındaki . pestenkeraniliklere kadar, yüksek takdirinize arzel- miş < bulunuyoruz. Merkumu müşarünileyhin münekkit fiki da, eğri veya doğru, «iki birden bir fazla ve dört kırkın onda birlik ve nun temsil makamı, iddisimzin. baştanbaca yüksek tesbit makamınızca haklı hiç bir tarafımn itibara alınmâmasını -istiyoruz! Yâni biz mahterem hâkim, iddiamı- kabulünden cüz'ün bile fedasına razı me ket Ba id Ende başka bir şeyi reddini ve ve miyo Bu a insanlar vardır ki, nasip olan istidat- dilklin- kl fakat Moğieaeibi işinde bir harikadır ve evine oymalı eşya- lar yapar. Bakarsınız, papagan- vari bir Üniversite Profesörü- dür; fakat (bezik)le çıkan boş kâğıtları bile sayacak kadar BIİRLİR: 4 ocukluğumd da şöyle bir Si kâyecik okumuştum: eki yaşh, kırda milin hi- e gen Yy rübeli iki öküz nuzlarımızla kendim rus yalim. Yoksa ÖĞLEN gündür» demiş. Öylece de yap- mışlar. kendini dört korkunç boynuz karşısında gö- Arslan ök aa lı ök a niyetin anlamış, gencine: «Sakın aldan- ma; bu hile bizi uakirağ ia sonra ikimizi dea tatlı diller dökmeğe tese getirip de bana böyle iştiha müthiş ve menfi bir irfan sahi- bidir. Sabık setirdir, fakat lâhik ve tüccarı olmak hünerini hiç bir ân kaybelme- #ektir. Daha neler, daha ne- ler?.. Fakat mevzumuz Nurul- lah Ataç, nasibin dabu başka nasible yolundan şaşırttığı ara lâzımgeldigiyle olduğu veya ol- muş samıldığı arasındaki tezat bakımından, görülmemiş bir tip hazinesidir! O olsa ol-a, iyi bir mizah muhharriri, t karii, son de aşağı bir felsefe Sa zengin bir sinir hasta pas- yone) bir kumarbaz, Bilik çok kuvvelili bir nükledan, fakat her zaman ve hiç değişmez tarzda bir mesleksiz ve NZOZBUpE siz olabilir. İşte bu son leş simiz Nurullah ında, olması mecmuası orla bir edebi Ataç'ı çerçeve- belirtecek ye- Herân hakikatine hin ilgi bir mes- leksiz ve mezhepsiz... Bu Pay'ın güne ifadedir. âsdık ve aslâ hayatında gün sniiştik ki, işin fikir tarafında zerre kâdar çile zekmeksizin, o merkum, (komü- nizan) Jaşmıştır. Akşama yata- ğına bu sıfatla giren müşarün- ileyh, sabahleyin, bu işi beğen- mediğini ve ondan döndüğünü artımcı ot sunar m? Haydı oradan bunak sen de!» Cevabım vermi ars uzattığı otu pi çin, arkadaşından aymi- mış. Si söylemeğe hacet varinı? Memleketimiz, yeryüzünün öy le bir yerinde bulunuyor ki, iş- tihası 'kabarmış dünya büyük- lerinin ağızlarının suyunu akıt- tehli- lanın bizi ugün ensemizde başka bir da bd meri bulunuyor. Tarticiliği bir yana bıraka- lim; çünkü karşılıklı iki parti- nin de, memleket bakımından; milli birliğini bozma yolundan yürümediklerine, yürümiyecek- lerine inanlyorum. Hayır... Bu çalışanlar, dgrüüdn deyi imanlı particiler arasında bulun- muyor; bunlar, partileri baha- şahsi ihtirasları- nı teskin ” isteyenleri miz arasında görünüyorlar. Kâzım Nami Duru Nurullah Ataç > tutan: Celâl Sılay yazmak için uyanmı; FHahat olurken de, döverken de, Tikir- sizlik, mesleksizlik, mezhepsiz- lik, kendisinde esastır ve daima ei en gym çatıyı onunla kar- şılaştıralını Münekii . Bütün bir tarih cemiy çilesi 'çe aha bir Mi varmış, ve fikir muztaribi. . Münekkit!, Tâ başlangıcından bugüne Kay bâşh illiyellere bağlayan ve o zincire ilişik yepyeni bir halka- anışın gmühas ebesini e) yaradılış... nekkit!.. ninesi ei müsli bir bilgi, - ei yir nayyül, müstesna bir terkip, mta bir tecrit, e dir teşhis, , müstesna bir zevk, slip müstesna bir du Yi bir a sahibi insa Ev efendim! ag Park Nurullah Ataç ei camiinin kırık bir sardalya Bütün sanat ibarettir ; kuran bir müstesna hir ç, Süley- bitişiğinde kulusudur. kıstası da şundan — «İyi! Çünkü İyi!.. Kötü, aman me kötül Canım, eee işle, zira kölü!.. Öf, genmedim! Aman ne gi gü ayağı, adi, iğre Harika, enies, mük Aksaraylı 28 yaşında, ten): romani (K lark Keybl) kdircisi baya Jale'nin kiymet bükün mleri de böyledir!Ve işin faciası şüdür ki, Bayan Jale, tekbaşına ve olduğu b (Ay- «Tü münekkidi» bilinmektedir. Artık söylenecek her sözü lüzumsuz sayıyor ve takdirinize arzedilen bir I kabak kirdeği çöpüne lütfen bi atmanız isteğiyle, sani münasip cezanın tâyinini istiyoruz!...» Hâkim, müdafaa ve kârar için celsenin bir hafta sonraya talik edildiğini bildirdi. Sahibi ve Yazı işleri Müdürü : Necib Fazıl KISAKÜREK, İdare yı CE e yeri: Cağaloğlu, Yıllık abone: 12 lira, Altı aylık: 6 lira. , Bürhaneddin Erenler Matbaası : Acımusluk Sokak No. 15 « İlân almaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: