4 Kasım 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

4 Kasım 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yl Türk (0) masonları ve masonluğu Türk genci veya ihtiyarı! Bu yazıyı dikkatle oku! Tek kelimeyle, Türkün ve bütün milletlerin ruh mayesını bozmaktan başka hiç- bir gayesi olmıyan Yahudi icadı Masonluk müessesesi etrafında, dün ve bugün, bak, hangi Türkler halkalanmıştır!!! M ASONLUK, içimize, Türkiye- de, sözümona Türk mabhfilleri açılmadan evvel, doğrudan doğru- ya ecnebi mahfilleri vasıtasiyle gir- “ miştir. Ecnebi mahfilleri, ilk defa, Selânik ve İstanbulda yerleşmiştir. Selânik; gerçek Türk birliğine ve İslim mukaddesatına karsı yapılan suikastların mes'um i- dare ve tertibat kulesi... Başımıza ne gelmişse Selânik yo- liyle gelmiştir. Bu, apayrı bir tet- kik mevzuudur. Selânikte, beş on ecnebi Mason mahfili varmış... En ileri gelenleri, İspanya, Yunan ve İtalya mahfil- leri... Selânikten sonra İzmir ve Bey- rut, vücudumuzun, aynı mikropla- rın yerleşmesine müsait zayıf na- hiyelerinden... İstanbula gelince, o, her tarafivle acık ve her cins insan ve zümreyi barındıran bir Bâbil âlemi... Eski Maliye Nazırlarından meşhur dönme Cavit Bey, Selâ- nikte İspanya mahfiline men- suptu, Aslı Yahudi olan Cavit Beyin, İspanya yoliyle içimize giren Ya- hudilerden sonra dönüp dolaşarak İspanya mahfiline intisap edişin- deki hikmete dikkat buyurun! İttihatcılardan Talât Paşa, Cemal Pasa, Canbolat Bey, Rah- mi Bey, Mithat Sükrü Bey de İtalya mahfiline mensup... Beşiği Selânikte sallanan /ttihat- çılığın topyekün bir Mason oyun- cağı olduğu; bazı temiz, fakat her şeyden habersiz İttihatçıların. da, farkına vardırılmadan Mason eliy- le ayranları kabartılmış ve arzula- nan istikamete yöneltilmiş birer kukla oldukları erbabınca malüm- dur. İttihatçıların büyüklerini Meşrutiyetten evvel «sırra agâ eden» meşhur Yahudi Karasu- ur, «$ırra agâh eden» tabirine de dikkat edelim!.. Şeytani bir tarikat ağziyle uydurulan bu tabir, Mason- luk manvetizmacıları karşısında 1t- 12 tihatçı medyomların iradesiz ve şahsiyetsiz halini ne güzel ifşa eder! Bu tabir ve ifade, aynen Ma- sonlarındır. Karasu da, İttihatçıla- rım Meclisinde Selânik mebusu... Masonluğu, doğrudan doğruya Türk locaları balinde millileştir- mek (1) istiyen hareket, ilk defa, bundan 85 wl kadar evvel başla- muş, fakat kısa bir devrayı takiben sönmüştü. Bu hareketin başında, İttihat- çgıların Sadmâzamlarından Sait Halim Paşanın babası Halim Pa- sa vardır. Türk (() Masonluğunun teşkili için ikinci teşebbüs, artık Masonlu- gun hâkim olduğu ve yegâne Ma- son düşmanı milliyetçi padişah İ- kinci Abdülhamidin tasfiye edildi- ği Meşrutiyet devrindedir. Bu iş için, mütehassıs sıfatiyle Mısırdan Sakakini, Belcikadan Kont d'Alvi- yellâ gelmiş ve en kısa zamanda teşkilât «Büvük Maşrık» derecesi- ne kadar tamamlanmıştır. Peşin- den, İzmir, Konya, Adana, Bursa, Şam, Beyrut ve gayet tabii olarak Selânik'te şubeler... Bu, güya mil- lileştirilmiş masonluğun Türk loca- ları açılmadan, biraz evvel belirtti- gimiz gibi, intisaplar ecnebi mah- fillerine oluyordu. Bu mahfillere giren Türkler, Tanzimattan beri şöyledir: Şinasi, Namık Kemal, Tanzi- mat devri nazırlarının, bilhassa Hariciye erkânının çoğu, Maarif Nazırı Münif Paşa; ve, ve, ve, ıstırapla kaydedelim, Türk Pa- dişahı ve İslâm Halifesi Sultan Murat... i Yalancı ve Mason tesiri altında- ki İttihat ve Terakki propaganda- sının Abdülhamide zıt olarak Meş- rutiyetçi ve hür fikirli bir padişah gösterdiği, bu melânkolik şahsın, , koskoca İslâm ve Türk bütünlüğü- nün reisi mevkiinde, bizzat ve bil- fiil Mason olmasına ne buyurulur? İsin belki bir derece daha ıstı- raplı safhası, İttihatçıların Şey- bülislâmı Musa Kâzım Efendi. nin de, Yahudi Karasu'nun eli- ni öpen bir mason oluşudur!!! Şehzadelerden bazıları, bilhassa Sultan Murat ruhunu temsil eden- ler, Mason olmuşlardır. Sultan Murad'ın oğlu Sehza- de Salâhaddin Efendi, masonla- rın tabiriyle, son teşkilâttan na- sip (0) alanlar içindedir, Bu teskilâttan sonra Masonluk Türk vatanının ve her sahada ikti- dar plânının hâkimi olmus, 4 üncü dereceden 33 üncü dereceye kadar da bütün basamaklarını kurmuştur. Cumhuriyetin kurulduğu tarihe te- sadüf eden Bevnelmilel Mason Teş- kilâtı Yüksek Şürasına Türk (!) Masonluğu da iştirak etmistir. Meşhur adliyeci Servet Yesa- ri ve mebus Edib Servet Bey- ler, bu devrin mason büyükle- Tİ 1929 da Paris'te, 1930da Brük- sel'de, 1933 te de' İstanbulda topla- nan Yüksek Şüra, Avrupa Mason- larının en büyüklerini bir araya getirmiştir. Milli Kurtuluş Hareketinin bir sembolii ve yeni bir İstanbul fatihi tavriyle, mukaddesatcı Mehmetçiğin İstanbulu kurtarı- şını temsil eden Refet Paşa, İs- tanbula girer girmez masonluğa da girmiş ve 33 üncü rütbeyi alıvermiştir. Haşmetlü Mason teşkilâtı, bir müddet sonra, Refet Paşanın göz- den düştüğünü görmüş olacak ki, onu tekaütlüğe sevketmiştir. Cumhuriyet devrinin Masonları: Seneler senesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisliğinde bulu- nan Kâzım (Özalp) Paşa... Düne Kadar Basbakan, meşhur Hasan Saka... Cumhuriyet devrinin Da- hiliye Vekâleti gediklisi Şükrü Kaya... Eski Hariciye Vekili Tevfik Rüştü... Devlet Şürası Reisi Reşat... Bunlardan, Hasan Sakâ müstes- na, hemen hepsi 33 üncü derece- dendir. Bir Mason muharririn ifa- desine göre 1934 yılının Türkiye Büyük Meclisinde, tam 92 mebus Masonluktan nasip (() almış bulu- nuyordu. (Devamı 16. da)

Bu sayıdan diğer sayfalar: