4 Kasım 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

4 Kasım 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başla B. Kâmil Öztürk, Konya — Ye- ni seneyi tebrik mektubunuzu al- dık. Gösterdiğiniz inceliği çok tak- dir ettik. Bu münasebetle izhar et- tiğimiz teşekkür duygusunda bü- tün Büyük Doğucuları müşterek kabul edebilirsiniz. Vazifemizi va- sıtanızla yapabildiğimiz icin de ay- rıca minnettarız. Selâm ve bağlı- B. İhsan Topak, Konya — Te- menninizi cok yerinde bulmakla beraber, nasıl olup da Radyo İda- resinden böyle bir şey ümit ede- bildiğinize hayret ettik. — Vaktile «Romanya Radyosunda bile mev- lut okunduğu halde bizim radyo- muzun bu kayıtsızlığı nedir?» tar- zında yazdığımız bir yaziya karşı Ankara muharrirleri ve en başta Falih Rıfkı Atay, bizi softalıkla it- ham etmiş, bu işin lâisizmaya uy- mıyacağını ilerive sürmüştü. Biz de, şu cevabı vermiştik: «Falih Rıf- kı anlayışına göre bile devletin rakı satması nasıl meyhanecilik yaptığı- na bir delil olarak gösterilemezse, mâküs bir misal halinde bu fiil de herhangi bir devlet prensibine mu- halif kabul edilemez. Lâiklik de- gil, ancak (gayri İslâmilik — İs- lâmlığa zıddiyet) resmi radyolarda herhangi bir din bahsine mânidir. Sizin gayretiniz de İslâmlığa düş- manlığınızdân geliyor!» Fakat, aziz dostumuz, iki dev- re arasında bazı değişiklikler bu- lunmasına rağmen külli ve esasi hangi fark tezahür etmiştir ki, sizi böyle bir ümide düşürüyor ve Rad- yo İdaresine karşı yazılacak bir yazının semere overilebileceğine inandıriyor? Heyhat, her şey aynı minval üzere sitmekte... Selâm ve muhabbet... Cavit Köken, Antalya — Cemi- yet bütün mevcudiyetiyle her hangi bir âzasının derdine “der- man olma gayesini beslemekle be- raber henüz plân ve teşkilâtını, di- lediğinizi derhal yerine getirebile- cel dereceye çıkarabilmiş değil- dir. İnşallah pek yakında bu gaye- niz de yerine gelecektir, Mamafih askerliğinizi ikmal etmiş bulunu- yorsanız tavsiyelerimizle bazı yer- lere kabul edilmeniz ihtimali var- dır. Buna şöre kararınızı bildiri- niz. Muhabbetler B. F. Remzi — Mektubunuzu ve ifade tarzınızı fevkalâde beğendi- gimiz halde bazı inceliklerin naza- rınızdan kasmış bulunmasından müteessiriz; I —«Peygamberler Peygamberi» ifadesi, Efendimizin öbür Peygam- berlere karşı bir nübüvvet: ve ri- salet, bir irşad ve davet vazifesi altında bulunduğuna değil, Pey- gamberler içinde en büyük - Pey- gamber olduğuna isarettir. Nİ- tekim «terzilerin terzisi» dendiği zaman, hatıra gelen, bu şahsın başka terzilere elbise diken bir adam olduğu değil, fakat terziler içinde en büyük terzi olduğudur. Kaldı ki, Hesap günü bütün Pey- gamberlerin onun livası altında toplanacağını bilen ve onun riatinin tek ve mutlak kli anlayan bir müslüman için, sizin mahzurlu gördüğünüz mânaya bile cevaz vardır. 2 — «Müceddid-i EMH-i Sani, Ah- med-i Faruki-i Serhindi, Elmaruf-ü Bil-İmam-ı Rabbani» Hazretlerinin Sahabeden sonra mmetin en yüksek ferdi olarak tavsif edilmesi, saydığınız büyüklerin küçültül mesi “ibi bir mânava hamlolu- namıyacağı bir tarafta dursun İkinci Binyılın yenileyicisi ifa tının ne demek olduğunu tâkdiri- nize terkederiz. Bu tesir, gençler üzerinde hatalı olmak yerine an- cak sevanlı olabilir. Silsileden her ferdin kendisini bir evvelkinden küçük sörmesi ise yine büyüklük icabındandır. Hakikatte kimin da- ha büvük olduğu ise Allaha ma- lümdur. Şu kadar ki, «Mektubat» ım, Allahın ve Peygamberinin Ki- tabından sonra dinin en büyük kis tabı olduğunda bütün gercek bü- yükler müttefiktir. Bu hüküm de, başka büvük eserlerin kü- çümsenmesi mânasına gelmez. Al- lah cümlemizi vanlış anlayışlar ve vehmedişlerden korusun... Selâm ve ihtiram... Me Rüyalarımdaydı sanki O alev alev özlenen b Sabahlara kadar anlat Anlat bana anki Ea al EskijBanhara Dair Ben de âşıktım bir zaman deni Göğe, bulutlara ve gö Ma silinen ize, bahar Şimdi ufuklar mı bitti, denizler » mi dindi, nedir bilmem; . Yepyeni safhalar girdi hikây Düşsün gönüllerin baş tacı yasi Beklenmesin orkideler, manolyalar Artık renk getirmez olsun, istemem, ar, Bir dehşet bestesiyle dolmuş hava, Karşımda, bütün heybetiyle, mâveri. Öyle bir kutbuna geldim ki, düşüncenin, Hangi zirvedeyim, bu hangi Va'dimi unuttum artık denizlere, Gökyüzü benden sorulmuyor! Simdi daha çok yaklaşmış gibiyim, Düşüncede kalan mesafelere. Saçlarının her telinde başka rüzgâr esmiş, Şafaksız gecelerde semadan. Ve nefes nefes, biten ufuklardan, manzara? A. Halim UĞURLU kr e 15 izlel». oka Mei eti aşil ni 2 Gİ lll ia

Bu sayıdan diğer sayfalar: