4 Kasım 1949 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 9

4 Kasım 1949 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Wuhasebesi yade mâha yakın» tavırlar takınarak, güya din taraf- tarı olduğunu vehmettire- cek lâflar etti, durdu. Bur- K Jar WOŞGELDİNİ | sada, daha dün, sanki Şe- riatin muhafızı C.H.P, imiş gibi, iktidarı ellerine alın- ca Şeriati kaldıracağından bahseden Celâl Bayarın bu gayretlerinden daha doku- naklı bir hal tasavvur edi- lemez. İşte size, Celâl Bayar'ın din mevzuunda bütün iç- yüzünü gösterecek olan, kimsenin bilmediği bir levhal.. Öğrenin, öğretin ve Celâl Bayar ile D.P. nin bu mevzuda ruhi ukdesini artık merak etmeyin: Başvekilliği zamanında, Celâl Bayar'ı, bir zaman- lar İs Bankasında maiye- tinde çalışmış ve kendisiy- le yakından temas etmiş olan Necip Fazıl, evinde ziyaret etmişti. Necip Fa- zıl'ı yemeğe alıkoydular. Sofrada Celâl Bayar, muh- terem refikası, Necip Fazıl ve yaver Deniz Binbaşıla- rından Baki... Lâf arasın- da Necip Fazıl, nihai me- rakını halletmek için Baş- vekile sordu: -—- Allaha ve Peygam- berine itikat edip etmedi- ğinizi lütfen söyler misi- niz? Celâl Bayar başını kal- dırdı ve en sakin toniyle cevap verdi — Hayır, hayır! © zaman sarsılan ve &- lindeki çatalı düşürecek kadar inkisara uğrayan Necip Fazıl, nazarında bu itikattan başka hiçbir şey yaşamadığını o söylerken bir ses işitildi: : -— Aşkolsun Necip Fa- zıl Bey, ie ederim! Bu hararetli iman sesi, maatteessüf heyhat ki, Celâl Bayar'dan değil, kocasına rağmen i- manını haykırmak ihtiya» cındaki muhterem refika- sından geliyor, Celâl Ba- yar susuyor ve eh sakin edasiyle rahat rahat yeme- ğini yiyordu. Her şey bu kadar, sev- gili Müslümanlar! 4 Orak-Çekic: Kimsenin haberi olma» dı ama, biz bildirelim, O- kullardaki orak-çekic ma- rifeti vine baş kaldırma vaziyetinde... Son günler- de İzmir Lisesinin helâla- rında yine mahut marifet- ten izler bulunmuş... Me- sele ustaca kapatılmış, du- varlar kazınmış ve fâiller Paçavraların paçayrasına! C.H.P, gazetelerinden, tek nüsha satmıyan, zamanı kokutmaya memur «Zaman» isimli bir pacavra var- dır. Halk, onun tek nüshasına el sürmiyecek derece- de nefretini göstermiş olsun; ne cıkar, C.H.P. nin ke- mikleriyle geçinmektedir ya... İşte, bu gazete böyle bir nesnedir! Bu gazete, gecen sayımızdaki Atsız'a ait yazıyı ve röportajımızı eline dolamış, bizi, otellerde abdestsiz namaz kılan bir din simsarı diye gösteriyor, Atatür- ke sarhoş, müstebit ve kızlarımıza orospu demiş ol- makla ithama kalkıyor! Bu tahrikçi erzele verilecek cevap pek kısadır: —- Biz Atamza sarhoş ve müstebit demedik; bil- hassa kızlarımızı randevu evi sermayesi diye göster- medik. Atsız'ın bir eserinden bir iktibas yaptık; ve fuhşun Üniversite muhitine kadar sokulabilecek de- receye cıkartıldığını kaydettik ve maalesef böyle genç kız örnekleri bulunduğunu belirttik. Ey suratı muarsıktan daha kara paçavra! İstersen ve kalbini sıkı tutarsan, böylelerini isbata hazırız! Fakat bizim ta esasından tenzih ettiğimiz Türk kızlarını kasdettiği- mizi ileriye sürecek derecede alçaklık ve casusluğun- da yükselme! tızkını iftira ve av'aveden bekleyenlere lânet olsun! .,. İslâmistan mümessili Türkiyeye Geliyor AKİSTAN dünyasının en mühim şahsi- yetlerinden Halikuzzaman, pek yakındağ Türkiyeye gelmek üzeredir. Bu zat, Pa- kistanda (Müslim-Lig * İslâm Birliği) te- şekkülünün reisidir. Pakistanın istiklâli- ni temin eden ve oranın en mühim siyasi be wv teşekkülü olan (Müslüm: Lig) in re- birliğiniğ idealidir. » Halikuzzaman, Arabistan ve Simali Afrikada- #ki bütün İslâm ülkelerini gezmiş ve şimdi # Türkiyeye gelmek üzere bulunmuştur. Bir iki &haftaya kadar memleketimize gelecektir. Ba- & kalım, kendisine nasıl bir tavır ve eda gös- > terilecek? MANULAARA ; 5 1? # olduğu gibi bırakılmış... Bu ne İştir yahu; en si- kı bir takibe geçmek için, bir sabah uyandığımız Z8- Akra o; , Konümi27 OL. man, alnımıza'katranla ya- zılmış birer Orak-Çekiç mi bekliyorluz voksa?.. * Ziya Gökalp: Yıldönümünü kutladı- lar; ve hakkında yanlış yunnuş lâflar ettiler. He- nüz diyarımızda, tam bir ilim ve fikir haysiyetiyle eşya ve hâdiselerin yerli yerine oturtulacağı gün- den hicbir ışık görünme- mektedir, Ziya Gökalp, (Dür- kaym) dan kopya ettiği iç- timai fikirlerini, gerçek ruh muhtevası dışı, posa Türkçülüğüne tatbik et- miş bir fikircidir; ve tam mânasiyle bir Allahsızdır Ona, inanmadığı ve cant nı teslim ederken -çok iyi bilerek konuşuyoruz- sö- ve söve gittiği Allahtan rahmet dileyemiyeceğiz! * Musa€C : Musa Cârullah vefat et- miş... 75 yaşlarında bir zat... Kazanlı... Musa Câ- rullah İslâmda röforma (!) taraftarlarındandı; ve her- halde böyle taraftarlar 2- rasında olsa gerek, pek büyük bir İslâm âlimi ta- nınıyordu. Kur'an'a dair bir eşerini ithaf ediş tar- zına bakacak olursak, ken- disi hakkında İslâmi ince- liklerden hiçbirine nüfuz edemediği hükmünü ver- mekte mazur oluruz. Be. De, 9 p—

Bu sayıdan diğer sayfalar: