1 Nisan 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

1 Nisan 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"Ctımhurîyet 1 Nisan 1934 Meçhul Mehmetçik Numara: 8 1914 te Avrupayı ateşe veren kanlı bulutların Çanakkalede, Kafkas ve Pl Ilstin hudutlarında toplanmağa başladığl, Berlin, Paris, Londra gibi büyük sehlr lerde halkın gazeteleri kapış.tıgı, saray ve kablnenin politika cereyanlan ara mnda çalkandıgı zamanlarda, bu memleketln öz sahiplerl olan zavalb köylü ier herseyden blhaber lç Anadoluda saf Te mütevekkil ya$ıyorlardı. Meçhul Mehmetçik o zaman yanık ve çapkın seslne bütün köylünün vurgun oldugu çen ve fütursuz bir eobandı. San Ayse lte sevlsüklerlni bllmlyen yok gi biydt Artık dügünleri bile beklenlycrdu. Arasıra gözden uzak yamaçlarda otlıyan sürü lçlnde buluşurlar, nazlı bir gölge altında saf ve masum sevişirİprdL Bir geee Ayse blr ruya görmüştü. Bir baykus kendi damlan üstünde ötüyor, çok sev aigl köpegi batı tarafındakı yıldızlara bakarak uluyordu. Ne garip tesadüf U ertesi sabah Osmanlı devletl seıerberll ğinl llân eylemisti. Kara haberl atlı blr Jandarma lle kaza merkezinden köye gönderdiler. Zavallı köy basına geleceklerden blhaber, o sabah mahmur uykusundan gene şen ve şakrak uyanmıstı. Sabah guneşl buğday yıgınlarını yaldızlara boyamıştı. Mert köylü İer öküzlerl önlerinde üçer beşer şarkılar söyllyerek gakalasarak harman yerine gidiyorlardı. Pınarbaşlan testl omuzlannda cıvıldaşan kızlarla dolu idl. Aysenin bahçesini so kaktan ayıran tahta perdelerin tepesinden blr sürü tavuk bagıra çağıra ken dilerini aşagı atıyorlarken, oda kapısmı açmıştı. Gülüşlerinde yaptıgını beğenen blr çocuk hall vardı. H&lft ayaklannı yere vuruyor, zavallı tavuklan ağaçhklara dogru kanat çırpıstırarak kaçırtıyordu. Çobanın yanık tOrkuleri, karşı ya maçlardan bütün köyü çınlatıyordu. Ayşe otıa gördü. O da Ayşeyl görmüstü. Gİ decegl lstlkametl gösteriyor, onu davet edlyordu. Ayşe gulerek lçerl kactı. Ba bası bahçede an kovanlarlle uğrasıyor, kardeşi öküzlerini hazırlıyorda. İneklerinl sagmaga oturan Ayşe onlara rüyasını anlattı. Baba, ogul onun endişesine gül düler; sonra çıkıp tarlalanna glttller. Herkes neş'ell, çlft yeri kalabalıktı. Ayçenln babası yanıbaşındaki tarlada ça lısan genç bir delikanlı lle ökfizü icin bahse girisiyorlardı. Bu delikanlı muh tarın oğluydn. Mert blr uşaktı, adını Çetln Mehmet koymuşlardı. O da Ayşeyl severdl. Fakat çobanı sevdlğlnl bildlği lçin klmseye sır vermemiştl. Çobanla ve Ayşenin kardeşile de lyi sevlşirler, arada sırada avlanmaga çıkarlardı. O gün Ayşenln gelmediglnl gören Mehmet onla nn evlne arasıra bakmaktan kendlnl alamıyordu. Çapkın Ayşe kapıdan çıkmıştı. öte ağaçlıgın kenarına dogru arasıra arkasına bakarak durmadan koşuyordu. Zavallı delikanlı Içlnl çekerek çiftine devam etü. Esen yeller çobanın yanık se adnl harman yerine ulaştırıyor, ona yaşa Mehmet dlye bağıranlar duyuluyordu Ay#e Bflruyfi Mr dere kenannda bulmuştu. Alacalı bir buzagı dereden su içiyordu, bu kendl buzaguı idl Bir müddet onunla sakalastı. Buzagı onun hlç arkasını bı • rakmak Jstemiyor, avuçlannı yalıyor du. Çoban arkaüstü yatmış, yanık türküler okurken, Ayşe ona yaklaştı, sürü den aldığı blr kuzuyu onun flstfine attı, fakat bileginl genç çobandan kurtara madı. Koçtular, yoruldular, tam otura eaklan sırada bir gürültü duyar gibi oldular. Harman yerinden herkes köye dogru koşuyordu. Pınarbaşında blr ka labalık toplannuştı. Ralk bir müddet aptal aptal Jandarmanın suratına baka kaldılar, sonra herkes evine dogru kos maga başladı. Sokak başında devrilmlş, larılnuj blr testl yuvarlanıyor, meydanda kalan blr çocuk tarlada yalnızbasına ağüyor. Ayşe ilkönce sapsan kesilmisti. Sonra kendlslnin de anlamadıgı bir hisle çobanın boynuna «anldı. Onu asla bırakmak lstemiyordu. Sonra birdenbire kulaklarında düz san birer halka olan küpeleri çıkararak parmaklarına taktılar. Sonra kardeşinln adını seslenerek deli gibi evlne koşup kayboldu. Akşam günegl kı MDSABAKAMIZ zıl bir kanla tepelerin arkasına çekildiğl zaman bütün köy Pınarbaşında, askere giden 22 delikanhyı yola vurdular ve hemen oracıkta Ayşe lle Mehmedi üç defa ellert üstünde havaya kaldırarak düğünlerini yaptılar. Ne sade blr merasim!Kalanlar ihtlyarlar, kadınlar, çocuklardı. Blr kenarda yanan ateşln etrafmda bir ihtiyann okudugu gazeteyi dln lemeğe oturdular. Kimse konuşmuyordu. Ayşe alevlere dalmış gibiydl. Neden sonra beraber giden Ayşenin köpegi havlıyarak dönüp geldi. Şen ve şakrak köy ertesi sabah kimseslz ve tenha uyandığı zaman çlftlerl süren küçük çocuklardan ve tarlada hlç konuşmadan çahsan mahzun kadınlardan baska ortahkta hiç kimseler yoktu. Sürü de zavallı Ayşeye kalmıştı. Çlfteler köyünün vatan müdafaasına gönderdigi bu 22 delikanlı çok şen bir kafile Idi. İçlerinde her türlü Insan vardı. Hele bir Memiş vardı ki ömür bir adamdı. Hep ona takılarak güle güle menzile vardılar. Haydarpaşada mert kılıkh bir yüzbaşı onlan cephelere ayırm^tı. 19 u hemen o sabah hareket ettnler. Ayşenin kardeşl ve ikl Mehmetleri tesadüf ertesi güne bırakmıştı. Tren kalktıktan sonra üçü blrden baraklannın kenanna otur dular. Biri giydigi potinlerin bağmı düzeltiyor, blri boynuna taktıklan alay numarasının ipinl yeniliyor, biri dalgm dalgın slgarasını içiyordu. Nereye gide ceklerl sabah belli olaoaktı. Seneler geçtl. Çifteler köyünün bu 22 delikanlısmdan Aysenln kardeşinin Flllstinden ağır yaralı dönerken Araplar tarafından şehit edildigi haberi geldi. Bunu zavallı ihtlyardan sakladılar. İki Mehmetler narp sonuna kadar blr bö lükte kalmışlardı. Mütareke ortalannda Haydarpaşaya gelen blr trenden sefll ve perisan lndller. İstanbul türlü bayrak lar içlnde yabancı ordular askerlerinln blr eğlence yerl gibiydl. Günlerce so kaklarda aç dolaştıktan sonra bir aralık blr sandal sahibinln yanına gecelerl balık avlamak için glrdller. Bir gece sahil bcyunda düdük seslerl, tabancalar duyuldu. Blr gölge koşup saklandı. Arkadan tngiliz pollsleri takip edlyorkırdı. Bu gölgeyi glzledller. Bu Haydarpaşadaki mert kılıklı yüzbaşıdan başka klmse degildl. Anadoluya cepane kaçınyordu. HabeT verilmlstl. Ertesi sabah yüzbaşmın Bostancıdaki evinde buluşmuşlar, kaç maga hazırlanıyorlardı. Birden dışandan blr çığlık koptu, pencereden baktılar, yolda bir adam yatıyordu. Akan kan yerde halka olmuştu. Göğsündeki madalya yanıbasma düşmüştü. Zavallı tek kollu malul askeri çigniyen sarhoş neferlerle dolu otomobil dumanlar bırakarak gitmişti. Blr sürü halk bu mukaddes ölüyü alıp götürdüler. Oğlundan bütün harp haber alamıyan babası artık anlarının yanına uğramı yordu blle. Civar köylere son dönenler arasında da onu bulamayınca İzmirin işgallni duyduktan sonra bir gece Ayşenin dlzlnde ölüp gittl. Babasınm ölümflnden sonra duşmanın yaklastığmı duyanlarla beraber Ayşe de köyünü bırakıp daglara çıkmıstı. Arasıra geçen Türk süvariler onlara kuru ekmek ve üzüm bırakırlardı. Çifteler köyünün İki Mehmedi o za mandanberi mert kılıklı yüzbaşının bölugünde ldiler. Büyük taarruzun başlıyacağı gece mert kılıklı yüzbaşı onlan mühlm blr keşfe göndermlşti. Düşman devrlyelerlnln haberl olmadan Içerilere ka dar girmişlerdi. Dönerken yolun kena nnda blr gölge farkeder gibi oldular. Yaklastıklan zaman bunun kalbinden dört defa süngülenmis bir genç kız olduğunu gördüler. Kolunda patlamamış bir Türk mermisl yatıyor, öldüîcten sonra da onu bırakmıyordu. Boynunda bü* kurşun asılıydı. Bunu yaralı kolundan çıkaran Mehmet bir zamanlar ona göndermlşti. Ne zamandanberl blr kırmızı lple o Ayşenin boynunda asılıydı. Sol ellnde küpe iken yüzük olmuş san bir halka vardı. Ve bu ölü San Ayşe idi. Sapsan kesüen iki arkadaş karanlıkta birbirine bakakaldılar. Zavallı Mehmet Pınarbaşında ayrıldığı Ayşesine böyle ml kavuşacaktı? SanM SENARVO Adliyemiz, İnsul hakkmda bugün karar verecek (Birinci sahifeden mabat) kilâtına ait 5 motöre 25 nöbetçi memur ikame edilerek İnsul nezaret ve muhafaza altında bulundurul . maktadrr. Bu kordonu teskil eden gümriik ve zabıta memurları altı saatte bir değiştirilmektedir. tnsuliîn mahkemeye verilmesi için kendisi haklnndaki evrakın Müddeiumıntıiliğe gönderiltnesi beklenmek tedir. Bu meyanda, Amerrka sefaretinin müflis bankere ait dosyası da vardır. Muhakemeye esas teskil ede • cek olan bu evrak dün akşama kadar gelmedigtnden tnsul hakkmda kanunî muamelenin yapılmasi bugüne kalmış ve kendisi dün geceyi de Miotis şilebinde geçirmistir. Filrîr hareketleri Hüseyin Cahit Hüseyin Cahit Bey tarafmdan nesredilmekte olan «FUdr Hareketleri» mecmuasmın 2 3 üncü sayısı çıkmıstır. Bu sayıda Lehistanda diktatörlük, Irak hakkmda bazı yanlış düsünce ler, dünyayı düzeltecek ttalya, dünya bnhranının sebepleri, buyuk sa • nayidenberi isimli kıymetlj makale ler vardu. SATILIK HANE Fatih Kırkçesmede Kovacılar caddesinde 13 numaralı hane satıhkfar. Arkada 15 numaraya müracaat. (15244) İLAN Niğde vilâyetinin Aksaray kazası tüccarlanndan Mükayit zade Atıf Efendinin konkurdato teklifini müzakere için alacaklarını bildiren alacakhlann 16/4/934 pazarte«i günü Aksaraydaki komîserlik daire • sme toplanmalan ve toplanmağa tekaddüm eden on gün içinde vesikala*n tetkik edilebileceğini ilân ederiz Komiser: Perek zade tbrahim (15227) Mötisn snirieri bozuk! Sahil Sıhhiye müdürlüğünce Miotis muayeae edilmiş ve gemide hiçbir hasta mevcut olmadığı ve M. tnsullün sa dece başağnsından ve sinir bozuklu • ğundan muztarip bulunduğu anlaşd nuştır. Dün müflis banker bilhassa istiha • sızlıktan şikâyet etmiştir. Gemi kaptanına patenta alıp almı yacağı sorulmuştur. Kaptan henüz li manımızdan ne zaman aynlacağı belli olmadığı için simdilik patenta almağa lüzum görmed:ğini söylemiştir. Miotis, M. tnsullün ikametgâhı va ziyetinde bulunmaktadır. Miotism kaptan ve tayfalan, kendilerine verilen müsaadeden istifade ederek şehrimizde iki saat kadar dolaşmışlar ve sonra genıiye dönmüşlerdir. tnsulün iadesine karar verildiği takdirde kendisini Amerikaya gö tütrmek üzere Atinada bekliyen Amerika Adliyesine mensup iki me murun bugünlerde şehrimize gel mesi beklenmektedir. Balkanlard'aki bütün Amerikalı ve diğer ecnebi gazetecüer şehrimize gelmişlerdir. Fakat ne yerli ve ecnebi gazetecilerin, ne de dı'Şer meraklilarm Miotis şilebine yaklasmalarına dün de müsaade edilmemi«tir. tur. tnsnl rneselesi gibi memleketimizin hakkı kazasını alâkadar etmiyen işlerde, esasa hükmetmek salâhiyeti, yani kaza hakkımız yoktur. Mahkeme, bu meseleyi yalnız iade noktai nazanndan tetkik edebilir. Amerikalı müflis bankerin bu lunduğu geminin ecnebi bayrağı ta. sıması takibat yapılmasma mâni teşkil etmez. Çünkü gemi kara sularımızda bulunmaktadır ve kira ile tutulmus hu»utî bir gemi olmak itibarile bir ikanetgâh demektir. tn sulün çtmdiki vaziyeti, şehirde bir Yunanhnm evinde oturmaktan farkh değildir ki böyle bir vaziyet kanunî takibata mâni olamaz.» insul miidtfaaya hazırlandı M. İnsul, vaâyetin Türk mahkemesine intikal etmesi üzerine Atinada buluan hukuk mütavirini f«hrimize telsizle davet etmiş ve burada bazı maruf avukatlara da, vekâletmi deruhde etmeleri için, Motis kaptanı vasihasik müracaat etmiştir. M. tnsul simdilik sadece nezaret atmdadır. Fakat bugün mahkemece iacesine karar verildiği takdirde tevkif edilmesi muhtemeldir. Aldığmız mdumata göre, tnsulü Kmamııza getiren Miotis vapurumm transit suretile bunrian geçmesi lâznı gelirken kalması \nkarada bulunan Yunan sefirinin nızan dikkatini celbet mis ve tstanbu! konsolosluğundan izahat istemiştir. Mahkemeye çağırılmıyacak mı? Dün Istanbul Müddeiumutnüiği bu mesele île meşgul olmağa baş lamıstır. Fakat Müddeiumumiliğe henüz tebligat yapılmamıştır. Müddeîumumî Kenan Bey henüz istanbul adliyesinin meseleye vazıyet etmediğini söylemiştir. M. Insulün Müddeiumumiliğe davetine lüzum görülmeksizin sadece evrak üzerinde mahkemece tetki • kat yapılmak suretile suçun mahi yeti ile maznunun tabüyetinin tesbit edilmesi ve iade edilip edileım • yeceği hususunda karar ittihaz o • lunması ihtimali de vardır. Bu takdirde, mahkeme tetkikah iade kararile neticelemr ve hükumetimiz de »deye lüzum göriirse tnsulün doğrudan doğnıya gemiden ahnarak Amerika hSkumeti memurlanna teslim edileceği töylenmektedir. dilleri tutulmuştu. Fakat vakit çok nazlkti. Uzaklardan Türk topçusunun bü yük taarruzu haber veren seslerl işitil meğe başlamıştı. Karanlıkta cııa bir mezar kazdüar ve patlamamış mermiyl de basucuna abide diktiler. Ve gene hlç konusmadan karanlığa dalıp gitt'.ler. Bölügün taarruzuna yetlşmek İçin!.. Vatandaş!. Sonunu mu soruyorsun? Mehmet meçhul bir şehit. Karanlıkta arkadan gelenler kanlı yüzüne basarak geçtiler. Çetini mi soruyorsun? Onu da beş sene sonra tek bacağile Taşhandaki abi denin yanmda gördüler. Bu abidelere öyle bakıp geçme. Onlar bu topraklar lçin ölenlerin abidesidir. Sağ ellnde silâhı pençesile seni vatan müdafaasına çağıran lşte şu asker senin Çoban Mehme dindir. Mermiyi sırtında taşıyan o genç kız da kalbinden dört defa süngülenen Sarı Ayşendir. Nekadar benziyorlar değil mi? Mehmedin mezan yoktur. Onun kemik lerini telörgü lunklarile dolu iç Anado lunun meçhul topraklarında aramalısın. Ayşenin mezarını biliyorsun. Aradan seneler geçmiştir. Pakat o yassı bir tepe ciğin yamacında hâlâ bagdâş kurmuş gibldir. Bazan üstünde güvercinler uçuşur. Bazı aksamlar civarda dolaşan sürülerden ayrılmış olacak bir buzagı sıcak dllile paslı mermisini yalayıp durur. Dere kenannda Ayşenin buzağısına nekadar benzer değil mi? 3 üncü Kolordu ılânları 1. F. ihtiyacı için pazarlıklâ 150,000 kilo mutfak ve çamaşır odunu alınacaktır. Pazarlığı 4/ 4/934 çarsamba günü saat 14 tedir. Taliplerin şartnameyi görmeb üzere hergün ve pazarlığa işti rak için de o gün ve vaktinde Fındıklıda K. O. Satınalma Ko misyonuna müracaatleri. «724» «1421» lzmir Mst. Mv. Sa. AI. Ko. dan< Kapalı zarfla münakasaya konulan 653020 kilo ekmeklik una teklif edilen fiat pahalı göruldüğünden pazarlığa konmuştur. 1 • halesi 17 nisan 934 pazar günü saat 15 tedir. Taliplerin bildiri Ien vakitten evvel teminatlarile birlikte Izmirde Kıslada Mst Mv SA. AL. KO. na müracaatleri. 3496» (1422) Günrüşsuyu hastanesfs ihtryacî için rjaüarlıkla 36000 kilo ha • mam odunu alınacaktır. Pazarlı ğı 4/4/934 çarsamba günü saat 14,30 dadır. Taliplerin sartna • meyi görmek üzere hergün ve pazarlığa iştirak için de o gün ve vaktinde Fındıklıda K. O. SA. AL. KO. na müracaatlen*. «723» <1423) Pasaportsuz sevahat ediyor Anlaşıldığına göre, müflis ban • kerin elinde, Yunan hudutlarından serbestçe çıkabileceğine dair bir vesikadan başka evrak yoktur. Bu itL barla, limanımizdan gitmesine müsaade edilse bile Karadeniz hüku metlerinden hiçbirinin kendisini kabul etmiyeceği ve Karadenizde dolaşmaktan ba»ka bir i» yapamıya • cağı söylenmektedir. Salâhiyettar zevat, M. tnsul hakkmda yaoılacak muamele hususunda malumatlan olmadığım, ancak pasaportsuz olmasından dolayı kara • ya çıkmasına müsaade ed'ilmediğini söylemektedirler. Kaptann söyledikleri Bunun üzeriıe Miotis silepinin kaptanı, konsolosı ziyaret ederek hâdiseyi anlatnuş veezcümle şunlen söylemiştir: « tstanbd limanmda su almak içir kaldık. Çünkü Çanakkale Boğazmd^ su bulamamışkk. Buraya gelinciye kadar deniz stnu kullanmıstık. Istarabul limanmdan st aldıktan sonra Karadenize hareket tdecektic. Fakat Türk polisleri bizi hareketten menetfa'ler. Bu münutneatin femiye karşı değil, sadece M. tnsulün sahsına ait olduğunu, geminin, M. tnsulü bırakarak gitmekte serbest olduğvnu bildirdiler. Buna rağmen geminin burada kalması, Ameri kalı bankere 20 nisana kadar kiralan mıs bulunmaundan ileri gelmektedir. Ve kendi arzutnuzla kalmaktayız.]» *** Mahkeme evrakı bugün tetkik edecek öğrendiğimize göre, Yunan hü kumeti de M. tnsulün iadesine aleyhtar değildir. Ancak Yunan kanun ları, iadei mücrimin mukavelesi yapılmamış olan bir devlete, bir suçlunun iadesme müsait olmadığından Yunan hükumeti iade muamelesini yapmamış, yalnız M. tnsulü hudutlarından d'ışarı çıkarmakla iktifa etmiştir. Türk ceza kanununun dokuzuncu maddesi ise, dün de yazdığımız gibi, iadei mücrimin mukavelesi olmasa dahi mahkeme kararile cü • rümleri siyasî ve askerî olmıyan suçluların iadesine imkân vermek tedir. Asliye ceza mahkemesi bugün tnsulün evrakını tetkik ederek bu hususta kararmı ittihaz edecek ve müflis bankerin mukadderatı bu karar 1 a anlaşılacaktır. Mevzuatı kanuniyemize göre, M. tnsulün iad'esine hükumetimizin kanunî salâhiyeti vardır. Bununla beraber iade kararı heyeti hâkimenin telâkki ve kabulüne aittir. *** Servetini kime verecekmiş? M. insul, iade edilmekten kurtu Iursa bütün servetini kendisine ücamet hakkı vermeği kabul edecek memle kete tahsis ^tmek, bilhassa imar v hayır işlerile alâkadar olmak niyetm • de olduğunu, gemi kaptaruna söyle miftir. *** K. O. hayvan hastanesi ihtiyacı için pazarlıklâ 3 ton kok kömü rü satın alınacaktır. Pazarlığı 4/4/934 çarsamba günü saat 15 tedir. Taliplerin pazarlığa işti • rak icin o gün ve vaktinde Fm dıkhda K. O. SA. AL. KO. na müracaatleri. «722» (1424) Insuiün Omitleri Rumca Apoyevmatini gazetesi dünkü nüshasında tnsulün ümitleri serlevhası altında sunu yazmaktadır: «tnsul kedisinm Amerikadaki düs aaanlarmın kurbanı olduğundan şikâyei etmektedir. Amerikada dostlannız yok mu dor? Vardır. Hatta kuvvetli do'tlanıv da var. Fakat düşmanlanm onlardan daha kuvvetlidir. Bu hal daima ba suretle devam etmiyecektir. öyle ise istikbalden Smftvarsmz, demek. Yalnız ümitvar değil, mutlak surette ntkbinim. Amerikaya avdetim tehUkeK olmaktan çıkıncıya kadar kalacağim yerde çaltsocağım. Buluancağırr muhitte kendüni tamamen çahşmağa hasredeceğim ve eminim ki yeniden muazzam servet yapacak ve bulundu ğutn memlekete de faydalar temin e decek, ticaretinin kuvvetlenmesine *' bep olacağım.» saatten fazla vardı. Fakat beni kurtaran kadm onu hiç şüphesiz ben den daha iyi tanıyordu. Onun itiyatlannı benden fazla bih'yordu. Dokuzda gelirim diyip te sekizde gelmesi mümkündü. Şu halde buralardan hemen uzaklac • mak Iâzım geliyordu. Kapıda evine gitmek üzere hazırlanan baba Donovana rasladım. thtiyar kapıcı beni göriince şaşırdı: Ay sız burada mıydmız? dedi. Ben tizin çoktan gittiğrnizi zannediyordum. Neden baba Donovan? Ben size Iocanm anahtannı teslkn edeceğimd söylememiş miydim? Sonra dışan çJcmak için mutlak sizin önünüzden geçmem lâzun değil mi? Ben bir aralık bir iş için kapıyı terkettim. Bu işi görünce sizin btrşey keşfedip etmediğinizi merak ettrm. Locanın kapısını kapalı ve kilrtli bulunca aoahtarı cebinize koyarak gittiğinia Kenan ömer Bey n mutaîeası Sabık Adliye müsteşarı ve avu katlar kulübü reisi Kenan ömer Bey, bu hususta demiştir ki: « Vaziyeti hükumet tarafından tetkik edilmekte olan bir ecnebi suçlumm iadesme taraftar olup olmadığına dair bir mütalea ileri sürmek hiç doğru değildir. Bu is hükumetin haricî siyasetile alâkadar olduğun. dan söz söylemek yalnız hükumete aittir. tnsulün iade edilebileceği mahkeme kararile tesbit olunduk tan sonra iadesinde kanunî bir mahzur kalmaz. Vaziyet gayet sarihtir ve tereddüdü mucip bir nokta yokalışmağa başladı. Sağımda hayal meyal bir orman manzarası gördüm. Hayır hayır bu bir dekordu. Ben büyük tiyatronun sahnesinde bulunuyordum. lşte süflör del'ği, işte sıra stra koltuklar... Bu müşahede görünmiyen adamtn beni nereye götürdüğünü anlattı. Artık büyük tiyatro ile Benediktm evi ara smdaki gizli geçidi buldum demekt*. Onun mevcudiyeti muhakkaktı. Mesele yalnız kapısmı bulmakta idi. Kapı nerdeydi acaba? Betti Sarjenin locası aklonja geldi. Ayaklanmın ucıma basa basa o tarafa gittim. Tiyatroda uzun boylu kalmak istemiyordum. Henüz tehlikeden tamamen uzaklaşmış değildkn. Locantn kapuını kapalt bu'unca şaşıp kaldun. Peki gizli geçit Betti Sarjenin locasına a^ılnuyorsa başka nereye açüıyordu? Tiyatronım kapısına doğru yürüdürn, Bu sırada saatime bakmak aklıma geldi. Hayretle hem>s sekizi gösterdiğini gördüm. Demek görünzmyen «^f"TV\r gelmeoıne daha bir CUMHURIYE Senaryo Müsabakast Rey pusulas>'8 Reyimi «Meçhul Mehmetçik» başlıklı hulâsaya veriyorum. Adres: istanbul Mr. Kumandanlığl Satınalma kom. ilânları | Merkez Kumandanlığl kıt'a ve müesseseleri ihtiyacı için 55,500 kilo sığır eti kapalı zarfla alına caktır. Münakasası 12/4/934 per sembe günü saat 14 te yapıla • caktır. Şartnamesîni görecekle rin hergün ve taliplerin belli günde muayyen saatten evvel teklif mektuplannı Topanede Merkez Kumandanlığl Satınalma Komisyonuna vermeleri. «938» (1146) zannettim. Patron Benedüct te böyle birdenbire meydana çıkar ve birden bire kaybolurdu. Nerdeydiniz kuzum? thtiyar kapıcaun ba tualine cevap vermedim. Başmtdan geçenleri anlat mağa hiç te niyetim yoktu. Onun su • alme ben de bir sualle mukabele ettimf Betti Sarjenin kapısı kapalı de miştiniz. Dışardan mı kapaüydı? I Tabiî dışardan kapahydı? Bunu niçin sordunuz? Onu kapatan stz değil miydiniz? Şey, evet... Ben sizin geMiğmiz zamanı anlamak ıstiyorum. Bir ara locadan ayrılarak sahnenm arka tarafma gitmiştim. Mutlak o zaman gehnş o • iacaksmtz. O taraflara gittiniz mi? Hayır, buna lüzum labüdimz mi? Hayır, bicbirsey bulamadnn. (Mabadi var) görmedim. Ben sizi gftmiş sanıyordum. Birşey bu HAYALET Macera romanı: 36 Nakleden: ömer Fehmi demeyim diye beni bukmduğum yerde birkaç defa döndürdü. tste artık bitti, dedi. Serbestsmâ. O gelroeden evvel ben dönmeliyim. Onu durdurdum: Bir saniye, dedim. Demin kacacağmczı söylemistiniz. Eğer uzağa gidecekseniz elbet paraya ihtiyacmız olacaktır. Elimi cebune daldirdtm. Yanonda epey para buhınduğunu biliyordum. Tabancamı alan görünmiyen adam bun • lara dokunmannstı. tki tane ellijer dolarlık kâğıt çtkararak uzattım: Bunları almız, dedim. Yol masrafı içm size lizan olur. Bana büyük bir 1 Hele şükür açıldı. Kurtul dtmuz. Gözlerim bağh olduğu halde ayağa kalktım. Benim elimden tuttu •e toprak zemin Üstünde sürükle meğe basladı. Gözlerinizi açmıyacaksımz. Sözünüzü unutmayın. Unutnuyorum. Üzülmeyinlz! Yokuş yukan bir koridordan geçt3c Taş bir merdrvenden çıfehk. Bir demir k~*iğın bulunduğu yerden kaldırüma»; gibi bir gürültü işittim. Gözlerimi ör ten bağın btran evvel açılmasHU, etrafunı görebilmeyi istiyordum. Bir otuz metre kadar daha yürüdükten sonra rehberim geldiğim istikameb' tayia ^ iyilik ettiniz. Bunu hayatımın sonuna kadar unutmıyacağun. Meçhul kadm: Teşekkür ederim, dedi. Kaçmak ve gizlenmek içm paraya ihtiyacım yok. Lâzun olsaydı alırdun. Beş daki ka daha gözlerinizin bağım çıkatmya cafcsmız. Uunutmaynnz! Hayır, unutmuyorum. Allahaısmarladık. Talihiniz açık olsun. Sizin de... Allahaısmarladık. Elimi sıktı ve sonra ayaklarının ucuna basa basa uzaklaşh. Onun kim ol duğunu bir türlü öğrenememiştim. F' raz sonra gözleimi açmca karşuna çıksa tanıyamıyacaktım. Hiç şüphesiz delinin tahakkümü akmda ezilmiş bir z? vallı idi. Onun elinden kurtulmayı ne kadar da arzu ediyordu. Bulunduğum yere geleli 5 dakika olduğuna hükme dince gözlerimin bağını çözdiim. Kendkni evvelâ kesif bir karanlık içinde buldum. Sonra gözlerim yavaş yavaş

Bu sayıdan diğer sayfalar: