10 Temmuz 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

10 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lOTemmuz 1934 Şehinşah Hz. nin heyeti Elem verici bir bahis Izmir denizcileri yelken yarışlarına hazırlanıyor mize beyanat ve iltifatları (Birinei tahifeden mabat) roimî iltifatlarda bulunmuşlardır. Şehinşah Hazretleri memleketimi • zi ziyaretlerine ait tahassüslerini bilhassa şu cümlelerle ifade etmişlerdir: < tstanbuldan buraya yorul madan ferah ferah geldik. Biz bugüne kadar bu geçtiğicniz yolun bu kadar kısa olduğunu bilmiyorduk. Bu bizîm için yeni bir keşif oldu. Türkiyeye beşuş olarak gittim, befuş olarak geldim. Bundan çok mesrurum. Türkiyede gördüğüm ve işittiğim herşey beni memnun et miştir. Siz Türkler, çok bahtiyar • sınız. Zira, başta büyük müncinîz Gazi olduğu halde tsm«t ve Fevzi Paşalarla Tevfik Rüştü Bey ve diğer rical ve kumandanlara malik • sinlz. Bütün dünya irtibat ve mu • vasalelerle münasebah siyasîye, iktisadiye ve içtimaiyelerile tanışn*. Biz îki millet şimdiye kadar birbiriraizi tanım&nııştık. Bundan sonra temas ve münasebetlerknizi o de • receye getirmeliyiz ki, her hususta birbirimizi tamamlıyalım. Sizleri Tebrize kadar da götürmek ve hiç olmazsa tranın bir kısmını göstermek Uterdim. Bu suretle yolu uzattnak isteyi çim sizlerden hiç aynlmak isteme yişimdendir. Yarın yolculuğumuz olmasaydı sabaha kadar sizleri bırakmıyacak idim. Türkiyede gezişim esnasında beni, Gazi ile yan yana gören kadın erkek birçok insanlarm heyecanlanndan gözyaş lan döktüklerini gördüm. Bana karşı olan muhabbete delâlet eden bu tezahürden bilhassa memnunum.» •••ıu * ttfft fttMTt Şehinşah Hz. nin telgraf ve Gazi Hz. nin cevaplar (Birinei sahifeden mabat) ruro, fırsatı ganimet bildim. O büyük biraderimin muhabbet ve samimî sh • sasah benim kalbimde unutulmıyacak hatıralar icat edecektir. Bir defa daha teşekkürlerimi arzile nihayetsiz bür metlerimi takdim ediyorura. Orada misaffretim esnasında tran ve Türkiye mflletlerinin kalp ve ruh birliğ'ni gözîhnle gördüm. Zaman, bu rabıtalarm mesut neticesini gösterecektir. Büyük kar • desinve selâmet, uzun ömürler ve Türk milletine saadetler dilerim. Rıza Şah Pehlevi Reisicumhur Hazretleri muşarünOeyh Hazretlerine şu cevabî tel yazısını göndermişlerdir: Büyük lran devletinin muhterem ve büyük Şehinşahı Alâhazreti hümayun Rıza Şah Pehlevi Hazretleri Tahran Türkiyeden kardes memleket top • rağına avdet ederken göndermek Iut funda bulunduğunuz yürekten gelme yüksek hislerle dolu telgrafnamei hümayunlaruu sevinçle aldım. Zatı Şehinşahüerile birlikte geçirdiğim günler ve kudret ve fazüetinize bir kere daha sahit olduğum muhavereler habram da silinmez surette menkuş kalacakhr. MilleÜerimizin birbirine karşı pek tabiî olan kuvvetli rabıtalan ziyareli Şehmşahilerfle tebarüz etmiş ve büsbütfin kökleşmistir. Bu kardeşlik hissiyatmı Türk milleti namtna ve kendi namtma arzederken kardes milletin büyük hükümdan dostum ve kardeşime selâ metler, uzun ve mes'ut ömürler ve tran m ;n«»; ne temadii refah ve saadetler dilerim Gazi Mustafa Kemal Türkiye Reisicumhuru ...•«" Heyetimiz Makudan ayrıldı Maku 9 (A.A.) tran Şehinşahı Pehlevi Hazretleri dün sabah se kizde Makudan hareket etmişlerdir. Alâhazreti Hümayun Makudan aynlırlarken tran kıtaatı tarafından selâmlanmış ve Maku halkı büyük hükümdarlarına karşı sonsuz bağ • lılıklannın parlak misali olan te zahüratta bulunmuştur. Şehinşah Hazretleri Makudan ayrılmak üzere ikantet ^ttikleri BahçfcUfköf • kikıden çıkarak resmi tazîmi ifa etmekte olan lran kıtaatını teftiş buyurmuşlar ve müteakıben tnüsa • ade almak üzere başta Ali Sait Pasa olduğu halde yer almış olan heyetimizi selâmlamış ve bütün he • yet azalannın birer birer ellerini sıkarak vedalaşmışlardır. Ali Sait Paşa Şehinşah Hazretlerinden müsaade alırken Alâhazreti Hümayundan ve Maku askerî ve mülkî teş • kilâtlarından gördüğü saaıimî hüsnü kabul ve tezahürattan son derece minnettar olduğunu soylemiş ve arzı veda eylemiştir. Şehinşah Hazretleri de Büyük Gaziye hürmet ve selâmlarmm iblağını beyan ve Türkiyede hakkında gösterilen muhabbet, samimiyet ve misafirperverlikten mahzuziyetlerini teyiden ifade buyurmuşlardır. Alâhazreti Hümayun hareket buyurduktan sonra Ali Sait Pasa ile buraya gelmiş olan zevatm Sehin şahın maiyet ve refakatlerinde bu lunan Hariciye Nazifi ve jeneraller ile ayrılışları çok samimi olmuştur. Bundan sonra Ali Sait Pasa garbî Azerbaycan kuvvetleri kumandanı Şahbahti ve diğer jeneraller olduğu halde resmi ihtiramı ifa eden kıtaatını selâmlamış ve kıtaat zin (Birinei tahifeden mabat) intikal etti. Yur.an milletinin millî vicdan ve şuurunu Türklerin sayesin • de muhafaza edebildiğini, Türkler olmasaydılar asırlarca evvel inkıraza yüztutmuş Elenizmin Venedikliler in veya diğer ecnebi bir milletin mahkumu kalacağını, Yunanhların dinlerini, mekteplerini, millî ben liklerini belki de tamamile muha • faza edememiş bulunacaklarmı işaret ettim. Muhataplarım sözlerime hak verdiler; çünkü tarihî bir hakikatten bahsediyordum. Ssrgüzeştlerden fayda bekliyenler uzun zamanlar Yunan milletini haksız olarak Türklük aleyhine tahrik ettiler. Türke reva görme dikleri küçüklük kalmamıştı. Fakat Tanrınm tecellisine bakın ki son Anadolu macerası vesilesile Ana doluya gitmiş ve orada Türk ahali arasma kanşmış bulunanlar Tür • kün yüksek meziyetlerini, msanlık hislerini kendi gözlerile gordüler. Ne yazık ki frrsat düşkünleri gene eski tezvhlerine devam etmekte menfaat görüyorlar. Hayalle uğraşmaktan uzak ka • larak bilhassa Yakmşarkta bturan diğer milletlerle hakikî dost ğibi sulh ve selâmet ve emniyet içinde yaşamak, dünya sulhuna hizmet et mek Türk milletinin başlıca hedefi olmuştur. Bu hedefe varmak için yürek sızlatan yakın hatıralarmı bile zihninden silmiş, yeni yetiş • mekte olan nesle husumet yerine milletler ve bilhassa komşular arasmdaki vifak hissitıi telkin eylemistir. Büyük şeflerimiz, huanlık bahsinde şeref veren realist bir siya • setle dünkü müstevlilere bile dostluk ellerini azattnakta tereddüt etmediler. Karşi tarafta da ayni siyasetin tervici millî menfaatleri ica • bmdan olduğunu idrak edenler görüldüğü için uzun senelerin kanşık hesaplan dSrt sene evvel tasfiye edilmiş bulundu. Fakat şimdi esefle gorülüyor ki komşu memlekette bn tasfiyeyi nihaî addetmiyenler vardır. Bunlar dillerile, kalemlerile muhiti eskisi gibi zehirlemek sevdasîndadrrlar. Bunlann gözünde Türk hükumetinin umuma şamil herhangi bir tedbiri Yunan milletine tevcih edil • fniştir. Kücük san'at erbabi haktında her hükumetin ittihazinda haklı bulunduğu tedbh* dolayısile yapılan neşrîyat buna deliidir. Bu neşriyat sirasında Garbî Trakyada yaşayan Türk unsurundan da sık sık bahsediliyor ve bu unsur hakkında teh ditler de savruluyor. Halbuki ecnebi san'at^ârlan hakkındakî tedbirIerinin Türkiye Cumhuriyeti tebaasi Rumlara asla şümulü yoktur. En ciddî Yıman gazeteleri, sık sık, hissivati Türkler aleyhine imaIe edecek neşriyat yaparak. kendi mazlumiyetlerinden bahsederken, yüz sene evve^ine ait hikâyelerde fi'ân yerde, filân kövde su kadar Türk boŞarlandi demeVte beis jrormüyorlar. Bövlece mazlum vazîyetinden zalim mevkiine erectiklerînîn f?Vında bile olmtrvorlar. N;mre$mî saviinn oek ciddî Proiyanm *t«taflbultın yaSma edilisi» umvanlı yazısinda Türk kahramanlarına reva görülmemiş küçüklüV kalmami'tır. mız, medenî faziletkârlığunız belki de «zayıflık» telâkki edilecketir. Karşı tarafm bazı saygısızca hareketleri üzerine nazarı dikkati celbetmek bunun için vazifedir. Yunan askerlerinin yolda giderken ve talim yaparken kışlalarmda ve mekteplerde öğrenmiş olduklan eski Ayasofya sarkısmı eskisi gibi yüksek sesle terennüm etmelerinde hiç mahzur görülmüyor. Harbiye Naznı tarafından bu şarkılarm soylenmesi menedilmişse de henüz emrin tatbik edildiği göriil memektedir. Ikinci hazırlık müsabakasında bir şarpi devrildi, içindekiler hâkem motörii tarafından kurtarıldılar Adaletin tecelligâhı olan mahkeme lerinde bile zehirli dillerin faaliyete geldiği hayretle gorülüyor. tstanbulda Türkün sırtmdan zengin olmuş kömurcü bir Rumun mülga tdarei Mahsusadan alacağını iddia eylediği meblâğdan dolayı Pire mahkemesinde Ege vapuru muza hadz koydurmak istediği malumdur. Bundan birkaç ay evvel bu işe ait dava görülürken hem de Yunan Mebusan Medisinde aza olan avukatlaruı ağzmdan neler işitilmemiştir. Avukat efendiler, sanki milletlerinin ezelî hu • kukunu madafaaya koyulmuş bir tavırla hâkimlerin millî hislerini tahrik edecek şeylerden, yakuı mazide Yunan miHetinin mazlumiyetinden bahsetrrMşlerdir. Millî hislerin makesi olan millet mecIislerinde bazı kimselerin mahiyetleri nin ortaya dökülmesi için fırsatlar eksik olrouyor. Geçen hafta Yunan millî MSdafaası meselesi Âyan Meclisinde hararetle görüşülüyor, sır addedüen şeyler muhalifler tarafmdan bütün teferrnatöe izah ediliyordu. Düne kadar Türk Yunan dostluğundan dem vuran mohalif nrkanm Âyan azası, ister samimî bir maksatla oUun, ister bugünkü hukumete muhalefet için olsun nutuklannda Türkiyeyi rakip ve muhasun bir memleket imiş gibi soze kanşhrmaktan zevk duydular. Gazetelerin sütunlanna geçmiyen epey şeyler söylediler. Misaklann hükmü ve ehemmiyeti olmadığından dem vurdular. tmzirin meş'um işgali nrasında erkâmharbiyede bulun • muş olan Sakelaropulos, Yunan leva • zmn harbiyesinin pek noksan olduğunu rakamlar zikretmek »uretile kaydet tikten sonra tzmirin işgalinde çepçevre tahkimat yapılmanuş olduğu için büyük bir hata îşlendiğini, tzmirle Erdek ha • valisi mustahkem bir hale gelmiş ol saydı vaziyetin başka türlü olacağım izah etmiştir. Meşhur Zaviçyanos ce napları da komşulann teslihatı için yaptıklan masrafı ve fedakârlığı saydıktan sonra 1930 da aktedilen mukaveleyi tenkitkâr bir ağızla mevzuu bahseyle miş ve Türkiyenin bahrî tefevvukunu bir türlü hazmetmek istememiştir. Tayyarecilik işleri pek fena giden Yuna nistanın yirmi beş tayyaresin» karşı Türkiyenin 370 tayyaresi olduğunu elemli bir lisanla tekrar tekrar ifade etmiştir. Bu sözleri dmliyenler on, yirmi sene evvelki zamanlarda kullanılan lisan tarzmı habrladılar ki bunda hiç te haksız değildiler. tste Türk • Yunan dostluğu bu • rada boyle tecellilere mazhar oluynr. Biz, dostluğu millî şiar ve secivemiz itibarile baska türlü anlanz, baskala • rmın da öyle anlamasmı ısteriz. Dündar birinciliklerine hazırlık olmak üzere tefüik mahiyetinde yapılan yartflardan iki intiba Izmir 6 (Hususî) Bugün Izmir bulunan Kaçar, şamandırayı dönerken birinciliklerine hazırlık olmak üzere yelken aksi tarafa geçti ve bu sıradc teşvik mahiyetinde ikinci defa olarak gelen bir sağnakla alabura oldu. tki şarpi yarışlan yapıldı. Yanşa, 4 şarpi iş genç devrilen şarpinin üstüne bindi tirak etti. ler ve yetişen hakem motörünün yar • dımile kurtarıldılar. Sahilde yüzlerce meraklı, ellerinde Zühtü Beyin Geçerfle Emin Beyin dürbünler bu heyecanlı müsabakayı seySülünü, riizgânn şiddetinden dönemi • re gelmişlerdi. Hava, hemen hemen yorlar ve Reşadiye istikametine doğru evvelki haftanın ayni, sert bir yıldız ilerliyorlardı. Hakem motörii, bu iki poyraz esiyor. Ssat 15.30 da başla şarpinin yanlarına giderek dönmelerinii ması mukarrer olan yarışlar, fırbna • temin etti. Bittabi yanşı terke roecbur dan dolayı bir müddet tehir edildi. oldular ve Karşıyakaya avdet ettiler. Saat 16,20 de, bir araya gelen şarAcar II, Refîk Beyin idaresinde ya piler, hakem motöründen verilen işaret nşa muntazaman devam etti. Naldökanj üzerine, hep birden harekete geldiler, dağlaruun üstünden gelen sağnakları, fakat şarpilerden ikisi, kend'ierinı rüzgâra kaphrarak, bedef olan şamandıra büyük bir meharetle atlatarak müiabakayı bitirdi ve kend'sini takip ec'ea nın büsbütün aksi istikametine gidiyorbaşka şarpi olmadığı için birinei geldi. lardı. Birkaç hafta sonra tznvr yelken biAcar ile Kaçar, rüzgân vyalarına alrmcilikleri yapılacaktır. Bu yanşta kamışlar, ilk şamandıraya doğru akıyor zanan, tstanbulda yapılacak olan Türlardı. kiye yelken birinciliklerine tznvr r>a Acar II, şamandırayı henüz dönmüşmına iştirak edecektir. tü ki, içinde Suphi ve Muzaffer Beyler Izmir Almanya Fransa ile anlaşmak istiyor (Birinei tahifeden mabat) tesadüf eseri değildir. Keza, Venedikte sabık muharip Hitler ve Musolini ara • smda samimî şahsî münasebat tees siis etmesi de bir tesadüf eseri değil • dir. Lehli komşularunızia sulha müsait ahdî bir vaziyet tesis ettik ve gene Le histanda da bir asker, Mareşal Pilsu • diski, siyaseti idare etmektedir. Esasen Fransa da eski muharipler arasında M Hitlerin garp komşularınuzla anlaş» mak için yapbğı gayretlere müsail bir cereyan müşahede ettik. Biz sabık muharipler, kifayets:z bir diplomasinin bizi bir kere daha kurban gideceğirriı b\r felâket içinde tahrip etmesini istemi • yoruz. Her tarafta, asker son harpten mes'ul obnadığını hissetmektedir. Fakat bu suretle söz söylemek îç;n neden bugünü beklediğimi soracakiara şn avabı verir'm: «Bundan evvelki seneler zarfmda susmaklığımm sebebi cephe askerinin masum olduğunu bir taraftan ilân e derken ayni askeri diğer taraftan tahkir eden Alman ha'nlerile bhUememek ve vicdan'annda Versay muahedesi » nin mes'uliyetini taşıyanlarla birlik olmamak içind*. Bugün yükselen ses dünyaya, sulh Almanyasile roüsalemet Almanyasmı birbirine karıştırmamasını ihtar ediyor. Şurası malum oUon ki, Aîmanvada askerî bir tenezzüh yapmak ist:yenler bir duvara çarpacaklardır.» M. Hess burada, bilhassa Fransaya hitap ederek demiştir ki: « Harp esnasında Fransa, arazi sinin en küçük bir parçasını en son e nerjisile müdafaa etti ve edecektir. îîunun için hâlâ, bir harp fikrile oymyan lara: «Hele bir hücum etn>sğe, Almanyaya girmeğe cesaret etsinler», diye bağırdığımız zaman Fransız sabık mubaribi bizi anlıyacakhr. Dünya yeni Almanyayı anlamasmı oğrenecektir. Fransız milleti bizzat kendi toprağmm nasıl müdafaa edildiğfni bilir ve eski Alman muharibi de Fransız eski muharibine hürmetten geri kalamaz, zira mütte fikler davası uğrunda en çok kan döken Fransamn resmî mümessilerin:n bu anlaşma Rkrine pek te uymıyan sözler sarfettiklerini işitmekle beraber, Fransa hükumetinin de sulhu istediği hakkındaki ümidimizi muhafaza ediyoruz. Salâhiyettar Fransız mümessillerinin /e eski muhariplerinin lisanile konuşmamalan münhasıran parlâmentoculuğun kusurudur.» M. Hess, bundan sonra M. Barluyu pek ziyade hararetle medih ve sena etm;ş ve demiftir ki: « Bütün Fransız ve Almanlann Fransa • Almanya anlaşmasında men • faatleri vardır. M. Hitler Almanyanın, teslihatı meselesi de dahil olduğu haV Hikmet Bey Maarif V < kilüginden istifa etti (Birinei sahifeden mabatJ Zeynelâbidin Bey bugün bir müd • det Başvekil Paşa ile göriişmüş, sonra Başvekâlet Müsteşan Kemal Beyle bir likte Maarif Vekâletine gelercfr yeni vazifesine başlamıştır. Vekil Bey ev velâ Vekâlet memurlannı kabul etmiş, mesailerine devam etmelerini, kendilerinden azamî gayret beklediğini söylemiştir. Yeni Maarif Vekilini gördüm. Bana şunları söyledi: « Bugün geldim. tşe basladım. Fn kanın ve hükumetin çizdiği maarif programını tahakkuk ettirmeğe çalışacağım.» debad diye karşılıkta bulunmuştur. Bu merasimi takiben heyetimiz Makudan aynlmış ve Emirleşker Şahbahti heyete hududa kadar refa • kat etmiş ve sınır üzerinde heyeti • miz selâmlaınmıştr.. Erzurum 9 (A.A.) tran Şe • hinşahı Hazretlerile Makuya gidem heyetimiz dün akşam saat 20,20 de buraya gelmiştir. tranın Ankara büyük elçisi Sadık Han ile sefaret başkâtibi Asaf Han da heyetimizle beraberdir. Ali Sait Paşa bugün Er • zincana ve heyetin diğer azasi da Trabzona hareket edecektir. Orta tedrisat müdürii Ankaraya gitti Birkaç gün evvel şehrimize ge • len orta tedrisat umumî müdîri Hasan Ali Bey dün Ankaraya hareket etmiştir. Şehrimizde bulunan Vekâlet u • mumî müfettişleri de bugünlerdej Ankaraya gideceklerdir. Maarif erkânı arasında bazı mi him değişiklikler olacağı söylen mektedir. Şehinşah Hazretlerinin ziyareti hakkında Londrada bir tebliğ Londradaki tran sefareti, Şehin şahm Türkiye seyahatinin bugün kendileri Türk • tran hududunu geçAikleri anda hitam bulacağını teb • liğ etmektedir. Sefaretin tebliğinde âeniliyor ki: «Şehinşah Hazretlerinin ziya • retleri, tavsifi mümkiht olamıyacak derecede muvaffakivetle netice Ienmiştir. Her tarafta gösterilen harikulâde hüsnü kabul ve yol üzerindeki bütün Türkler tarafından izhar olunan heyecanh meserretin misli gctrülmemistir. Bütün bu tezahüratta pek büyük bir samimiyet eö'terilmistir. Her iki memleketi alâkadar eden mesailde o!du?u gibi beynelmilel meselelerd'' dahi tarafeyn noktai nazarlarram tamamile tetabuk ettiği anlaşılmıştır.» ÜNİVERSİTEDE Beynelmilel parlamento lar konferansına hazırhl 24 eylulde Yıldız sarayında toplanacak olan beynelmilel parlâmentolar kongresi hazırhklan bitirilmet üzeredir. Necip Ali ve Zeki Mes'ut Beylerle Naci Paşadan mürekkep olan kongre kotnitesi, kongreye iştirak edecek murahhaslarla mu habereye başlamışlardır. Kongreye tahsis edilen Yıldız sarayının merasim salonunun tamiratı tamamlanmışhr. Şimdi tefrişatı yapılmaktadır. Kongre hazırhklarına Belediye de alâkadar olarak yardım etroe ğe karar vermiştir. POLÎSTE Bir ame'e yara'andı Dün sabah saat dokuzda Fmdıklı tramvay caddesinde kanaliz*syon «r • ketinde çahşan amele Mehtan şirketin vagonunu iterek göHirmekte iken kendisine şirkete ait tbrahimin idaresin deki kamyon çarpmıshr. Kamyonla vagon arasında sıkışan Mehtan yarala narak Beyoğlu hastanesine kaldınlmışhr. konferansına beynelmilel birliğ e dahil kırk grupla henüz birliğe dahil bulun • mıyan 23 parlamento heyeti davet ettik. Bütün bu grupiardan memleketi mize memnuniyetle geleceklerine dair peyderpey cevaplar a'maktayız. Ezcümle evvelki sene birlikten ayrılmış olan ttalyanlar ve şimdiye kadar konferansa hiç iştirak etmemiş olan tranlılar geleceklerini bildirmişlerdir. Amerika, tsveç, Yugoslavya, Mısır, Hicaz, tspanyol gruplanndan geleceklerine dair malumat aldık.> Necip Ali Beyin beyanatı Ankara 9 (A.A.) Parlâmentolar Birliği Türk grupu reisi Necip Ali Bey bu sene tstanbulda toplanacak otu zuncu beynelmilel parlâmentolar konferansı hakkmda Anadolu Ajansına şu beyanatta bulunmuştur: * Bn sene memleketimizde 24 eylulde toplanacak oLvı parlâmentolar Gene en ciddilerinden Etnos ta geçenlerde üniversitenin maruf profesörlerinden birinin yazısi çıkmıştı. Profesor cenapian, Atmanm eski pazar yerinde Türklerin e*eri olan Fethiye camisinden bahseder ken kin, gayiz ve nefretle dolu bir lisan kullanmış, medenî bir adamın ağzına asla yakışmıyacak sözler söylemişth*. Gene burada «Kemal ellerinde» unvanlı öyle türrühataameler çıkıyor ki bunlarla takip olunan gaye iki memleketm siyasî ufuklaruu karartmakhr. Bunda önayak olanlar ise münevver geçinenlerdir. Millî tarihlerinde yer tutmuş vak'alarm hatırası bundan yirmi sene evvel nasıl merasimle tes'it ediliyordise bugün dahi ayni merasim tekrar olunuyor. Ankaranuza yeni gidip gelmiş büyük Yunan ricalinden biri, bura Ermenilerinin yaptıklan millî merasinıde Yunan Ermeni muhadeneti reisi sıfatile ispatı vücut ediyor ve müşterek Yunan Ermeni hürriyet cidalinden bahsediliyor. Millî menkıbeleri ve tarihi unutmamak zarureti ileri »ürülerek bu gibi merasimi tekrarlamakta cevaz olabi • lir. Fakat keyfiyet, millî hislerimize, iki milletin mânasebetlerine ve iyi komşuluk icaplanna dokunacak bir mahi • yet alırsa sükutumuz, soğukkanlılığı • Dahiliye Vekili dün Geliboluya gitti (Birinei tahifeden mabat) tedir. Gonderdiği ilk rapor Başvekâlete gelmiştir. Müîga Darül.ünun mllderrsierinin maasları Üniversiteye almmıyan mülga Da rülfünun raüderrislerine bir sene tam maas verilmiş ve sonra aylıklan kesil mişti. Aldığımız malumata gSre, yeni bi vazifeye taym edilmiyen eski müder risler hakkında memurin kanunu ah • kâmı tatbik edilerek kendilerine ya • nm maaş verilecektir. Bu hususta hazırlıklara başlanmış • tır. Yarrm maaslar, geçen haziran iptidasından itibaren işliyecektir. 2S0 kişi Trakyaya döndü Edirne ve Kırklarelind'en şehci • mize gelen Musevi vatandaşlarımız yavaş yavaş yurtlarına avdet etmeğe başlamışlardır. Şimdiye kadar tstanbula gelen Yahudilerin 1800 kisi olduğu anlaştlmıştır. Dün de birçok Musevi aileleri tstanbul ile Krklareli arasında işliyen otobüsler ve trenler Trakyaya dönmüşlerdir. Dün gidenlerle beraber şehrimize gelen Musevilerden 250 kişi yurtlanna dönmü? olmaktad*ır!ar. Geri kalanlar henüz memleketlerine dönüp dönmemek te mütereddit vaziyettedirler. Bunlardan bir kısmı getirdikleri ticarî esyayı burada satmışlardır. Trak yalı Musevüerden çoğu Balat ve Hasköyt'eki milletta^lar'nm evlerinde misafir edflmiîlerdir. Çok fakir ve kimsesiz olanlar da Balattaki Ha hamhaneye ait binada iskân edîl mişlerdir. Hahambaşılık tarafmdan muhtaç olan Musevuere yardun edilmekte, ekmek, yemek verilmektedir. Hahambaşı Efendi dün de kendile > rini görmüş, vaziyetlerile alâkadar olmuş, memleketlerine dönmeleri, bükunetin ve kanunun kuvvetinden emin olmalan yolunda nasihatte bulunmuştur. Yeni sene bütçes'nde tekalitlük ikramiyesi yok Butçe darlığı dolayısile üniversite yeni sene bütçesine tekaüt olacaklara verilecek ikramiye için tahsisat konu lamamıştır. Bu sene içinde tekaütlük istiyeceklerin muameleleri gelecck sene yapılacaktır. de, bütün sahalarda yalnız müsavi bir muamele istediğini teyit etmektedir. Almanyanın şark hududunda, makul misaklar iki büyük komşu milletin sulhunu tekeffül ediyor. Diğer hemrtudut memleket hükumetlerinin de, karşılıkh anlayış esasına müstenit müsalemetperverane muahedelerin bu memleketlere lwrp malzemesi biriktirmekten daha büyük bir emniyet temin edeceğini pek yakmda anlamalaraa tym*nw' ed*« riz.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: