18 Temmuz 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i ^ »ea. iı uı TELGDAF MABERLERIBİL Deniz konferansı IGUN DE Yazin zevkleri BUJ DENİZIN SIHHATE HARİKULÂDE TES1RLERÎ: Müzakerelerîn teşrinievvele kaldığı tahakkuk etti, Japonya bütün eski gemilerini yeniliyor Londra 17 (A.A.) Hariciye Ne zareti, deniz cilâhlan hakkındaki ipti daî görüşmelerin tesrinievvele tehir edildiğini teyit eden bir tebliğ neşret • miştir. Bu tebliğde, Londrada tngiliz Nazırlarile Japon sefiri arasında ve Japon sefirile Amerika mümessflleri a rasrada usul meseleleri hakkntda mu nakaşalar olduğu da bildirilmektedir. Japon hükâmeti, Londraya müte • hassıslar göndermeden ve tesrinievvelden evvel görüsmeier olmıyacaktir. Vaşington 17 (A.A ) Hariciye Nezaretine göre M. Norman Daviıin bu hafta zarfmda avdeti beklenilmek tedir. Deniz konferansma aît mütekaddira müzakereler, hali haztrdaki vaziyetin müsaadesi nisbetinde ilerlemiştir. Fa kat tnusah zamaa hulul eder etmez bunlfra tekrar başlanacaktnr. Hariciye Nezareti, Japonlann ne sebepten dolayı deniz konferansı ihzarî mfizakerabna iştirake hazır olmadık Asurî meselesi ava sıcak.. Ortalık ftrm.. Şebrin kızgın kaldınmlan, üze • rinde yaya yüriiyen betbabtla • nn yüzüne, kapağı açık bnakılmış bir makine kazam gibi, kavurucu bir ne lan hakkında bir guna malumat ver • fes hohluyor. Belediyenin, bakun en memektedir. disesinden ziyade, aklâmına mahrukat Japonyada Askeri Şuranın temini için fazla budayıp güdük bırakkararlart hğı cınarlann gölğesine sığmmıs dilenTokyo 17 (A.A.) Deniz Yük ciler, ıztırabm birer tunçtan beykeli gisek Şurası, çfirüğe çıkanlmış olan eski 'bi kıpırdamadan duruyorlar. Sokak harp gemflermm yerine yenİlermin mlardan, açık pencerelere dogru agufast hakkmdaki programm tatbik mevkokular yükseliyor. Odantn içinde, taIritne komnası için hükumetten hemen vandan sarkan elektrik avizesinin al • tahsisat almmasma karar vermiştir. trat kendfleri için en münasip bir pist Yüksek Şura, Vaşington muahede • olarak mtihap eden sinekler orada be«ile tayin olunan nisbetin ilgasını, mildiî dans talimleri yapıyorlar. Agır, kurli müdafaaya tealluk eden her türlü şun gibi havanm tazyiki altaıda, tabi • meselelerde istiklâlinm muhafazasmı, Ja at sizinle inbik oynıyor: Habire su a • ponyamn menfaatlerine uymıyan mulıp, ter taktir ediyorsunuz. ahedderden sıyrdmak suretile millî em Of!. Aman Yarabbi! Hele bir komyetin ntOcrarnn Te bazı bahri dev • ye gidebilsem de, azıcık nefes alsamf. letlerin pek fazla olan deniz kuvvet Bu temenni agzmızdan çıkar çık • lerinm manbkî bir tarzda azalhlarak maz, talih, sia, seneierdenberi görm«herhangi bir devletin diğer devletlere diğmiz bir dostunuzla karsı karşıya gemeydan okuyamıyacak bir hale ko liriyor. nulmasmı istibdaf eden siyasetmi te • Yîhu! Ne alemdesin?. Nereler yit etmiştir. desin?. Haftaya, cumaya bize gelsene! [iımmniffliıımni""""'""""""''" 1 " Neredesin ki?! Profesör Dr. Saim Ali Beyin mühim beyanatı «Yaşı ilerilemiş bile olsa suya bu derece alışmış adam, muhakk^k en sağlam însandır!» u sene bazı meraklıları arasmdeniz banyolarnun hararetli bahisleri var. Ezcümle bu banyolann hayat ve sıhhat üzerinde çok iyilik veriei tesirleri hakkında... Kendim de denize girmeği pek seve • rim. Fakat eğer deniz banyolannın hemen her derde deva denilecek samil ve çok müessir faydaları varsa bun • larm tamimine hizmet etmek vazife olacaguu düşünerek tahkikatımı uzatmağa lüzum gördüm, ve bilhassa «Cumhuriyet» okuyucularına arzetmegi de düşünerek ezcümle denîz tiryak'lerin den hocam Adlî Tıp Profesörü Dok • tor Saim Ali Beyin Mkirlerini öğren mek istedim. Hocanın yaşı flerledi, buna ragmen sekiz on senedenberi, hatta suda hiç kimse olmadığı zamanlarda bile, ken disini denize girerken görürüm. Boyle yapmak için yaşı ilerlemis bu eski he kim elbette bîrşeyler biliyordur. Ho cayı dün deniz banyosunu bitirmiş çı* karken el ; me geçen harap bir sandala aldım. Meseleyi suyun ortasmda ko • nuştuk. Konuştuklanmızı buraya ko • vuyorom: Hocama ne vakittenberi denize r;irdiğini, küçükiüğündenberi mi deniz banyolarile meluf oldugunu sordura. cevap verdi: Denize girisim çocukluğumdan • ben değüdir. O zaman ve gençliğim • de beni denize sokmadılar. Bu suretle bana çok büyük fenalık etmif olduk • laruu maatteessüf çok geç ve fakat çok iyi anlamif bulunuyorum. Bendeki deniz aşkı on seneük bir iftir. Şimdi eUi beş yasmdayım» Demek ki lark bey yaşmda bu iptilâya tutulmuşum. Ondan evvel otuz beş senedenberi, yani do • kuz yaşnndan itibaren romatizma hastalıgüe mücadele yapardun. Hamdol* sun on senedir romatizmadan eser bile kahnadı. Hocam, romatizmanız deniz banyolarile mi geçti demek istiyorsunuz? Anlatayun da dinleyin. Romatizma yı yenmek için yutmadığun ilâç kalmadı. Okkalarla salisilat yuttunv Vaktile hekimlik ederdim. Hem başka larma bol bol yazardım, hem de kendim yutardım. Nihayet karaciğerim bozuidu. Atıt ürik çıkardım, ürat çıkar • dim, oksalat çıkardmv glikoz çıkar • dun. Ne eıkarmadım ki! Vakitsiz diş • lerhn dSküldO. Nihayet son yeis içinde hkilerek ya adam gibi yaşamaga ve yahut öhneğe karar verdinv Bakımz nssılt Bundan on sene evveldi ki bu şeyIerm bfiyük bir aks&Iamelle tenuzle • necegine kanaat hasıl ettîm. Aksüiâ • mel beni iyi edebileceği gibi belki suratle oburdünyaya da götarârdu. Oralon düşünmedim, mektep çocu^u gibi atiadım denize; sabsh ve aksam balık ; gibi daldrm çıktım. B r de kohne sandal tedarik eth'm. Kırk sekiz yasında mükemmel bir yüzgeç oldum. Yeminibillâh ederhn ki ilk yaz yetmis banvo yaptıro ve h ; ç brrseyim kalmadı. Mi (•MB, yüregim, idranm ve herseyim düzeldi. O gün bugün her yaz hiç ol • mazsa elli banyo yapanm. Lodos, DOV raz dinlemem, hatta düşünmem bile. Yaşa hocam! Hoca, (devamla) Fakat dur, bu îşte hep keramet bende değildir. Be • nim phim Büyükadadaki kimyager Sükrü Paşadn. Yaşını saklar, Serhal de benden yirmi yaş büyüktür. Hâlâ denize dalar çıkar, ve beni gorddkce (sen yeni hekim oMun) der, onun da piri, zannedersem. üsküdarda bir LehB eezaeı vardı, odur. Bu adam 85 yasmda denize srîrer • d». Şemsipaşada kayalar üzerinde soyunurdu. Hocam, denizdeki kerametî neye atfediyorsunuz ? Ben bu tşm hakikf mutehassısı değilim. Fakat faydası meydandadır. Galiba damarlarda bîr nevi eksersîz o* luyor, hayat zehirlenmek oldugu için înce damarlarda olan aksülâmeiler ensice içerisindeki zehirlerht yanmasım ve vücutten tarhedilmesmi nvcip oluyor. Kabataslak izahı budur. Burada en büyük ?s gören asabı sempati olman ikhza eder. Ben on senedenberi denirde insan menkuu (haşlama!) oldum. Kendi ayarımda birçok arkadaşım da vardn*. Onlar da benimle başladılar. Shndi toptan gireriz, ve girmiyene de şaşanz. Bu zatlarm hepsi de ellî yaşutdan yukandır. Akşamüzeri işimî^den çıkanz Bursa meyvaları Kırağı afetinden çok hasara uğradılar Bursa (Hususî) Birkaç gün evvel Bursa ve havalisine kırağı düşmüş olduğundan bu sene Bursa meyvacılığı büyük zarar görmüş hatta yanyanya mahvobnuştur. Kiraz, elma, erik, ar mut gibi meyvalardan başka bilhassa kırağıdan ençok müteessir olan şefta • lidir. Her sene pek ucuz bir fiatle satdan şeftali fidanlarmm fiatleri de bu sebeple birdenbire yükselmiştir. Ge çen sene ağaç üzerinde şeftali sahşlanna nrsanda başlandığı halde bu se • ne satışlara ancak şimdi başlanabil miştir. Şeftali fîatlerinin yükselîşi bağcmra gördüğü zaran telâfi edecek nisbette değildir. Ayni zamanda bazı bağcılar nisbeten az zarar gördükleri halde diğer bir kısım da mahsulden Ins men veya tamamen mahrum kalmışlardır. Bu suretle elinde mahsul bulu • nup ta yüksek fiate satabilen bağcı nihayet ancak zararını kurtarabildiği halde diğer taraftan birçok bağcdar büs» bütün emeklerinden olmuşlardır. Hava* lann kararsızlığı dolu yağmak ihtimalini de henüz kaybetmemiştir. Bu gibi tabiî afetlerin tahribatına karşı müs • tahsilimiz maalesef henüz fennî vesa itle mücehhez olmadıktan başka ihti» yatî tedbirler alarak bunlara karşı mukabele etmeyi de hatınna gebrmemektedir. Bunun için tabiî afetler ber sene meyvacıhğımızı tehdit etmektedir. Esasen fennî sartlar ve yeni esaslara göre iyi mahsul ahnmak lâzım geldiği bir zamanda böyle afetlerin mahsuOeri mizi kasıp kavurması alâkadarlan ad an düşündürmektedir. Bu sene Bur sanm meyva mahsulü geçen seneye nazaran çok az olacakhr. Sr dohtor Saim Ali Bey Şark misakı Irak hükumeti bu hususta Almanları Cenevreye döndürebilecek mi? taahhütlerde bulundu Londra 17 (A.A.) Bir suale cevap veren Sir Jon Simon, Irak hükumetinin Asurilere yapılacak muavenet ve emniyetlerinden mes'ul olmakta devam ettiğmi bildirtniş tir. Irak hükumeti, Milletler Cemiyeti Asuriler komitetini bu vadid* alınan tedbirlerden haberdar etmeği taahhüt etmiştir. Irakta bulunan Asuriler için, Milletler Cemiyeti A•uriler komitesi, birçok ecnebi hUkumetlere müracaat ederek, rauha* cir kabul edip edemiyeeeklerini tormuştur. Bu tneyanda îngiltere hükumetine de müracaat edildifinden Ingiltere hükuraeti bu işl« alaka dar olmağa karar vermiştir. Berltn 17 (A.A.) Berlmer Bo • ersen Zeitung, bir takım nrisaklar ak • ti suretile Almanyanın tekrar Cenev • reye dSnmesinj temîn etmek fikrinin csafdilâne» oldugunu yazmaktadır. Londra 17 (A.A.) Deyli Tel graf gazetesi yazıyor: Şark Lokarnosu adı verilen mi • »ak projesinin M. Musolmi tarafından tasvip edilmesi, asıl Lokarno itilâfı mudbmce Fransa ile Almanyanm em niyetmî müştereken tekefful etmiş o • lan ttalya ile tngilterenin, bu suretle bütün Avrupaî devletler arasmda ha • kikî hakemlik mevkiini ihraz edecek • Ieri kanaatine müstenittir. Bmaberin, Sovyetlerle Almanya arasmda bilfarz hâdis olacak herhangi bir ihb'lâfta Fransanm müdahalesi icap edip etmedi • ğini ve icap ettiği takdirde bu müda • halenin hangi taraf lehine olması lâ • zım geleceğini tayin etmek hakkı t • talyaya ait olacakhr. M. Musolini, silâhlan azaltma işînin halli için bundan daha iyi bir yol ru • hmmıyacağı kanaatmde olduğu hal de, tngfltere mehafili, el'an bedbinli • ğnri muhafaza etmektedir. M. Musolmi, yeni misakm evveice mevzuu bahsolan dörtler misakımn goreceği işi kolaylaştıraeağı kanaatinde • dir. Ben evlendim.. Çoluk çocuk sabibi oldum.. Göztepede bir ev yaptiTdım. Orada oturuyorum. Ama, cuma • ya mutlaka beklerim. Gelmemezlik etme, ha!. Felekten bir gün çalanz. Biraz da temiz, serin hava alırsın. Bizim evi, kime sorsan, gösterirler.. Cuma günü, siz, erkenden Görte • peye. Bittabi evi bilen, ahbabınızı ta • nıyan yok. Guneştn alnında üç çeyrek saat süren bir araşhrm'dan sonra, ni • hayet buiuyor, kapıdan içeriye kendinizi abyorsunuz. Safa geldin.. Hos bulduk! / Terlemişsin. Yorgun gibi göru nüyorsun. Biraz dolaştım da.. Şiradi dinlenirsin. Fakat, gel de önce sana bahçeyi gezdireyim. Bak, şurada modern bir tavuk kümesim var. Taze yumurtaya para verdiğimiz yok, çbk şükür! Giineş semti reiste. F.vin bulundugn yer çukur. Hava imbat.. Fakat çare yok: Ev sahibinin davetini reddetmek nezakete uymaz. Bir saat öylece, keskin çakmak çakıllannın üzerinde, büyücek birer maydanoz demeti gibi duran yeni dildlmis ağaçlann üzenti gölğelik • lerine arsız arsız bakarak dolaşmuuz. Şu manulyayı yeni diktim.. Güzel! Bu karramfiHerm fidanüanm... Bahçesmden getirttim. Daha açmadı ama, eli kulağında. ÂU! Sırtmızdaki gSmlek moşambaya donmüs tskarpinleriniz birer cendere. Ah, bir bardak su olsa! •^ Buraya kuyu kazdınyonım. Pa • zara başlıyacaklar. Iiikin yorgunsan, söyle! Yok, değflim! Ah, bu nezaket!. tnsanlardaki fitrt riya!.. Haydi, yemek yiyelim! Sana, bak neler yaptırdun. Bu sntıda evin hanımı müdahale e • der. Yemek hazir degil. Beye, evi de gezdirsene! Gerçek! Bak sana, yazı odanu göstereyim!.. ve terli terli soyunuruz, kendimizi denize atarız. Bizce malumdur ki terli ol • mak prensibi değiştiremez. Çünkü can alacak nokta aksülâmeldedir. Denizde olacak aksülâmel, insan terli imis, değilmiş, ona bağlı değildir. Zaten aksülâmel olmazsa en fena şeydir.. Aksülâmel olunca ister terli ol, ister nezleli ol, ister ufak bronşitin olsun hiç hiik mü yoktur. Hatta ufaktefek ishallerin bile ehemmiyeti yoktur. Hepsi derhal geçer. Yalnız ak;|ülâmeU duymah, o hasıl olunca onu suiistimal etmemeli, hüsnü istimal etmesini bilmeli, yani derhal çıkmah ve kurulanmalı. Eğer zamanla suya çok ahşacak olursanu bu lâflann ve tedbirlerin de ehemmi • yeti yoktur. Zaten o vakit insan başka adam olmuş demektir. Yani bu kadar alıskan insanlarda bu gibi fennî mü • lâhazalar mevzuubahs değildir. Yaşı Uerlemts bile olsa suya bu kadar alışmış adam muhakkak en sağlam insandır. Bilhassa gençlere tavsiyem yüzücülüktür. Çünkü insan gıdaları suiistimal eder. Bu suiistimaKn fenalıklannı de • nizle en kestirme yoldan bertaraf edebüiriz. Gençlere az yemek yiyin demek para etmez. Yemek suüstimalinin ya pacagı bünye hastalıklanmn denizde neşvünema bulamıyacağına kaniim. Mîsal: En çok yaşıyan hayvanlar de nizdedir. Bunlar birbirini yutarlar. Yumurtlama zamanı müstesna olmnk üzere denizden bir zayıf balık çıktığnn gör dünüz mü? Balıklar bulduklarmı yu tarlar ve benim abıhayat diyece^'m bir su içinde keyif ve neşe ile yüzerler, yürfirler. Malumunuz olsun ki balıklar toksin taşımaz! Buna fennen imkân yoktur. Bir parça düşünmek bunu anlamaga kâfidir. O halde mümkün olduğu kadar balığı taklit ile denizden w tifade etmek lâzımdır. BHirsiniz k< vücutte zehir kaimazsa smir hastalığı da kalmaz. Fakat bu mesele bizi çok uzaklara götürür. Hulâsa olarak den>zîn şifalı tesiri pek büyüktür. Bumm hakkında Cumhuriyetin sütunlan kâfi gel mez. c'ltler dolusu kitapiar yazılabiiir. Harbî Umumide Kutüiâmarede esir düşerek Büyük?dada ikamet ettirilen tngfliz jeneralı Tavsent Adalann ara smı yuzerek geçerdi, çocuklarla yanş ederdi. Bu adam, asgarî hesapla altmıs yasmda yok muydu ? Galiba bundan evvelki lâskal elli beslik Yunan sefiri de muttasıl Boğazı yüzerek gecivorda. Doktor Manara hen<nvzden daha yashdır, sudan çıkmaz. Denizi hâlâ terketmenıiş yetmiş beslik daha birçok zevah sa • yabilirim. 1 7 1 8 tansiyonlu adamJarm usulile hareket etmek şartile den : zden isb'fade edeceklerine ve alelıtlak de niz banyolartnm tansiyonu düsürmek için amil olduğuna kaniim. Denizdeki radyo aktivite ve sair hormona b«n • ziyen maddeler nasıl tesir yapıyor, bunlan henüz pek iyi bilmiyoruz. Bunu zaman halledecektir.» Hocaıra kâfi derecede söyletmiştim. Sahile yanaştık. Hürmetle ellerini o • perek teşekkürlerle kendîsinden ayrıldim. Doktor Kuşadası Sah illerindeki Hâdise (Birinci sahifeden mabat) çıkmış ve sandala uzaklaşması için isaret etmişlerdir. Sandal yoluna devam ettiğinden askerler ateş ederek mülâzim Rominsonu öldürmüşlerdir. Hâdiseyi öğrenir öğrenmez Türkiye büyük elçisini davet ederek hâdisenin veha meti üzerine nazan dikkatini celbettim Türkiye büyük elçisi hükumetme hemen bîr telgraf çekmeyi vadetmiş ve Ingilterenm Türkiyedeki büyük elçisi de Tiirk hükumetile görüşmek için talimat alnuşhr.» Sir Con Simon, Türkiye büyük elçisinin tafsilât aldığmı ve sabahle • yin Hariciye Nezaretine bildirdiği • ni ve fakat bunlan şîmdilik arzedemiyeceğinî ilâve etmis ve kazaze delerin ailelerine muhabbet izhar etmek suretile hâdise hakkındaki kendi teessürlerine Avam kamara smm da iştirak eyliyecegini soyli • yerek sözlerinl bitirmiştir. Sir Con Simon mütemmim bir suale verdiği cevapta sandal m mem • nu mıntakada bulunmadıgı hakkında kat'î birşey soyliyemiyeceğini ve doğruluğu kabili itiraz olabilecek beyanatta bulunmamn şayani arzu bulunmad'ığını ifade etmiştir. Bursa hapishanesnde bir c;nayet Bursa 17 (Telefonla) Dön geee hap'sanede bir dnayet olmuş, şeka • vetten mahkum iki arkadaş, O»man pehlivan isminde birini bldürm&şler • dir. Ankara barosundaki gUrültUlU içtima Ankara 17 (Telefonla) Ankara Barosu bugün güriiltülü bir içtima yapmtştır. Bu içtimada yeni idar* heyeti inb'habı yapılacak v» bazı tnesleki meseleler münakaşa edilecektir. Fakat ie • timadaki giirültüler o kadar şiddetli olmuştur ki, eski idare heyeti azalan salonu terketmişler ve yeni intîhap yapmak kabil olamamıştır. tspartada zelzele tsparta 17 (A.A.) Bugün saat 17/53 te cenuptan şimale dogru ol dukça şiddetli ve çok gürültülü bir zelzele dimuştur. Nüfus ve sairece zayiat yoktur. Sürt 17 (A.A.) Beşiri civann • da yer altmdan su fışkirmakta ve ara sıra hafif sallantılar husule gelmektedh. Hâdisenin tetkiki için vilâyetten mühendisler gönderilmişür. Kontenjan harici memlekete girecek eşya Ankara 17 (Telefonla) Dev • Iet daireleri ve bazı müesseseler için Avnıpadan getirtilen muhtelif eş • yanın kontenjan harici memlekete girmesi Vekiller Heyetince kabul edilmistir. Sisam Valisinin rapora Atina 17 (Hususî) Gazeteler Kuşadası sahilerindeki hâdiseyi bugünkü nüshalannda haber vermektedirler. Sisam valisi ile Sisam Liman re isi hükumete hâdise hakkında mufassal raporlar göndermişlerdir. Yeni Posta ve Telgraf başmUdürU Ankara 17 (Telefonla) Yeni teşkil olunan Posta ve Telgraf başmüdürlüğüne 55 lira maaşla Bursa başmüdür muavini Yusuf Beyin tayini âli tasdika iktıran etmiştir. Talim ve Terbiye heyetinin içtimaı Ankara 17 (Telefonla) Maarif Vekili Zeynelâbidm Beyin riyase • tinde bugün talim ve terbiye heyetile müdiri umumilerden mürekkep bh* komisyon toplanmış, mutat meseleler konusulmuştur. Peki! Sonra bir tavla atanz.. Ona da peki! Peki.. Peki!. Hepsine peki!.. Aksam olmuş. Siz, hâlâ ne umdu • gunuz nefesi alabîlmi», ne serinkımş, ne de dinlenmişsraizdîr. Sizi şehire tekrardan ulaşhraeak o • lan trenin içinde, heder olan cumamza melul melul aayıp dururken. ahbabmız size büyük bir lâtfettiğine, size haki k»ten felekten bir gün çaldırdıgma kani ve müftehhrdir. Ah, yazm zevkleri! ERCÜMENT EKREM HAMİŞ: Istanbul Evkaf Müdürii Beyefendiden aldığımız bİT tezkerede, geçenlerde bu sütunlaıda intiçar eden (Şişlide cami) başljklı yazım münasebetile, mutasavver caminin Şislide değil, Şilede ve tamiren yapıîacagı tas • rih ediliyor. Ben çislide camı yapıla • cağını bir aksam gazetesind<! okumus, mütaleamı ona göre yürütmüştüm. Bi naenaleyh tekzip ne bana, ne de (Cumhuriyet) e racidir. Evkaf Müdiriyetinin asıl ehemmiyetli tebifiri. Mahmut Paşa camisinin tamirine tevessüi olunduğu dur. Bunu da memnunıyetle kayde tngiliz sefiri Ankaraya gitli Şehrimizde bulunmakta olan tngiliz sefiri Mr. Persi Loren dün Hariciye Vekilimizle telefonla görüştnüş ve Akşam trenile de Ankaraya hareket etmiştir. Merkeze nakledilen hariciye memurları Ankara 17 (Telefonla) Lon dra büyük elçiliği evrak memuru trfan Niyazi, Varşova büyük elçi • ligi üçüncü kâtibi Firuzan, Bükreşbüyük elçiliği üçüncü kâtibi Arif Hikmet ve Londra konsolosluğu kançıları Abdülâhat Beyler derecele • rile merkeze naklolunmuslardır. Kredi Fonsiye ikramiyeleri Kahİre 17 (A.A.) Yüzde 3 fa izli ikramiyeli MISIT kredi fonsiye tah vfllermm dünkü çekilişmde: 1886 senesi tahvillerinden 55,596 numaralı tahvil 50,000, 1903 senesi tahvillerinden 727,593 numaralı tah vil 50,000, 1911 senesi tahvillerinden 324,358 numaralı tahvil 100,000 frank ikramiye kazanmıslardır. Devonshire kruvazöra Mürettebatmdan birkaç zabitm kara sulanmızda bir hâdiseye sebebiyet verdikleri Devonshire kruva zorü, tngilterenin on bin tonluk London senelerinde gemilerinden brridir. Bunlara sınıfı denilir. 192729 DI Kurultayı Almanyada neler oluyor? Berlin 17 (A.A.) Almanya po Jis reisi Jeneral Dalneze, Mittel De • utscben gazetesine verdiği beyanatta, lıücum kıt'aları reislerinm malî vazi « yetleri ve yaşayış tanlan ( Berlin 17 (A.A.) bakkkında (ahkikat yapacağmı söylemiştir. Millî sosya • olen üst fırkasuun Rayştağ grupu riyaseti, 00 haziran hâdiseleri esnasında zedi tesbit etmiştir. meb'uslann yerine 12 meb'us nam • Ankara 17 (A.A.) T. D. T. C. Umum kâtipliğinden: Kurultay hazıriıklarile uğraşmak üzere umumî k&tiplik bürosu tstanbula nakledi lecektir. Kurultaya ait olan işler hakkında yazılacak yazılar 21 temmuz 1934 sabahından îtibaren ts tanbulda Dolmabahçe sarayında T. D. T. C. umumî kâtipliğine gön • derilmelidir. Diğer işler hakkındaki muhabereler ve bilhassa dergi hakkındaki mütalealar gene Ankarada T. D. T. C. umumî kâtlpliği vekâle • tine hitap edilecektir yapılmıştır. Sürati 3 2 buçuk mil • dir. 8 tane 20, 3lük top, 4 tane 10,2 j lik hava topu ve 4 tane 4,7 lik küçük topla 16 tane tayyarelere karşı makineli tüfekle, 8 tane 533 milimetrelik torpito kovanile mücehhezdir. M. HULÛSt Viyana j mnas'ik mektep'eri mlidürU şehrimizde Viyana jimnastik ve beden ter • biyesi mektepleri müessis ve mü • dürü M. Peoal Edi şehrimize gel • miştir. M. Peoal, yannki perşembe günü saat 15 te Moda su sporlan kulübünde bir konferans verecek, müteakiben yüzme havuzlarmda ku • lüp azasma tatbikat yaptıracaktır. AFYUNKÂRAHıSAR MADENSUYU En sıhhi sofra suyudur deriz, E.E.

Bu sayıdan diğer sayfalar: