28 Temmuz 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

28 Temmuz 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S A D I R A Z A M NASIL TALÂT PAŞA muharririnin müşahedeleri Facia esnasmda yanında bulunan OLDURULDU? » H A F T Aff Bu çarşatnba HAFTA mecmuasında Sene.'NO. 3 6 7 3 umhurıyet Telgraf n mektup adresl: Cumhuriyet, Istanbul Posta kutusu: tstanbul, No. 246 CumarİBSİ 2 8 TemfîlUZ 1 9 3 4 ve matbaa taamile Matbaacılık ye Neşrlyat Şirketâ, 34299 Hayat Ansiklopedisi ıncı cüzü çıkmıştır 60 Telefon: Başmuharrir ve evi: 24290. Taürir heyeU: 24298, îdare Hükumet Mes'uliyetinin Hakikî manası Cenup sahillerimizde Taklibi hükumet işinde memurların da rol aldığı yeni bir hâdise oldu ltalyan bandıralı anlaşıldı, polis müdürü ve müfettişi tevkif edildi etti gemicilerdeniki yelkenli sahillerimize iltica birinin öldüğü iddia ediliyor Hükumetî ele alan Prens Starhemberg ((Dollfussün başladığmı bitirecegim)) dı yor Italya hududa aşker yıgnmakta de vam ediliyorVon Fapen Almanyanm Viyana mümessilli^ine tayîn edildi ? Avusturyada vaziyet düzeliyor ^^^ ^^^ ~^^^^~ ~^^^^~ ^^^^ ^^ ^^^ izde manasının yanlış anlaşıl • ması bazan genişlenvkte ve köklesmekte olduğuna zaman zaman dikkat ettigmriz bir nokta üze • rine başta idared alâkadarlar olmak üzere büton efkân umumiyenm dikkatini çekmeğe ve durdurmrğa Hizum görfiyoraz: Hükumet mes'nliyeti, ida re mes'uliyeb*. Devlet idaresinin bas lıca müspet amil ve müdiri olmak lâznn gelen bu çok mühirn esasın mün • hasıran korkutucu bir ukubet tehdidi gibi telâkkisî onun elleri koDan kıs knrrak bağhyan menfi bir atalet un surn gibi tesir etmesine sebep olabüir. Hakikatte mes'uliyet icrada missiabve sah.pl>" demek olduğu halde tatbi katta onu bir ayakbagı haline koya • biV*ek yanbs zihniyci her idarenii en büyük felâketi sayılmağa lâyiktır. Bi • rer klişe halinde donmuş ters ve yan hş manalı kelimeler her cemiyet ha • yah için korkunç ve moztr müsteha selerdir. Mes'uliyetin bizde gittikçe daha riyade yerleşen lâgat manası filhakika ceza mukabtli gîbi birseydir. Buna na • zaran mes'uiiyetten korkan nrmur dümen neferinden Vekile kadar hepsi hareketlerinde ihtiyath olmak lâ • zım gelir gibi görünör. Eger iş böyle kuyruğundan tutulursa kendi hesabma mes'uliyetten fena akıbetten • korkan menrar ıhtiyatlı hareketi müteşebbis ve faal olmaktan sakmmak itiyadma ka • dar götürebilir. tdarede felâket de • diğimiz keyfiyet işte mes'uliyetm bu menfi te'âkkisile onun âtıl ve miskin neticeleridir. Söyle veya böyle yapılsa bflri va ziyetin daha iyi olacağma memurun kanaati vardır. Fakat ne öyle ne böyle yapmıyarak tas gibi yerinde sayan memnrlara tesadüf edebiiirtiniz ki, ?ğer vicdanlarma nufuz edebilseniz, ora • da şu esbabı mucibenin menkuş oldu ğunu göriirsünüz: Neme lâzım, iyi yapacağım diye teşebbüslere girişerek ne diye mes'u liyet tehlikeierini göze almts olayım? Akıllıcası üstünköru yürüyüp gifanek • tir! Ustünkörü idareyi mazur göstermek içra onlann size bin izah vermekri mumkundiir. Bu yola dökülmüş bir memur herkesten evvel kendi vicdan ve kanaatini aldabnak için yalancı bir manhkla bin dereden su getirmege a lifrnak* mecburiyetinde kalıyor. Mes'uüyet korkusile fazla iş yap maktan çekinen memur bilâkis mes'u liyrt korkusile fazla iş yapmak vazi fesinde olan bir adamdı. Mes'uliyet iş görmek demektir. Yersiz bir korku • mm ve en fenası şahsî endiselerin te siri altında âtıl ve bahl kalmak d'ğil. İd?rede mes'uliyet tamamile müsDet bir maksadm ifadesidir. Onun menfi ma na ve hareketfcrle hiçbir elâka ve mü nasebeti yoktur. Daha umumî bir ifade üe mes'uliyeti manası tamamile anlasılmış karar ve kanaat dairesinde hareket diye alabiliriz. Bu tarzdaki dü sünüş vp yürüyüşte şahsî endişenin zerresi yoktur. Bu izaha göre iş gören menrar de • ğil, şahsî endişelerle çalısmalan dairesmi daraltan memur mes'ul olmak i cap eder. Filhakika vazifesinin ms'uliyetini omuzlanuyan kimse zaten memur olmak Hyakatmi haiz olmıyan a • dam demektir. Mes'uliyet her ne pahasma olursa olsun vazifenm en hakiki icaplarnu ycrine getirroektir. Şahsî endiselerle vazifenin icaplanm yerine getirmiyen kimse devletin hayatlı ni 2amına kansmıa kemirici bir kurt te • «:ri yapsr. Bir cemiyet ."çin bundan Haha nrazır bir vaziyet tasavvuru kabil değiıdir. Muasır millet idaresinde hâkim olan , kanaatler ve kanaatli karar ve hareketlerdir. Bu ruhu bir tarafa bırakıp Avatttzryada ifba ftna geçen Pren» Starhemberg Viyana muhabirimizin son dakikada verdiği matumat Viyana 27 M. Dollfussün ölümile neticelenen taklibi hükumet teşbbüsünde hükumet memurlarından mühim bir kısmının rol aldığı anlaşılrmştır. Viyana Polis Müdürü ve Polis Müfettişi U mumisi tevkif edildiler. Idarei Örfiye devam etmektedir. Daha bazı büyük memurların tevkifine intizar edilmektedir * NAD1R NADt Ankara 27 (A.A.) Bu ayın yirmi birinci günii akşam üstii Fethiyenin takriben 30 killometro ce • nubunda Kalkan veyahut Kala • makya lîmamndan 15 kilometro mesafede Çayağzı denen mınta kada Zeytinburnu önirnde iki isa • retsiz motörlü yelken gemisinin gelip durdup'unu göre sahil muhafızlarından iki nefer, derhal burna kosarak düdük öttürmek suretîle gemilerin kaptanlannı sahile çağır • mıslardır. Bu işaret üzerine giivertelerde duran mürettebatın ambarlara gittikleri mü<ahede edilmis ve neferlerden biri tehdit ve ihafe maksa ^^F^^ı^^ ^ ^ ^ ^ ^^^^^ ^^^^r ^^^^^ d:le bes el silâh atınca gemüerden bir kayık indirilmiş ve iiç kişi sahile doğru gelmeye baslamış ve gemiler ltalyan bandırasmı çek • mişlerdir. Neferler sahile gelenlari görmek üzere yanlarına gitmisler ve gemi uğragı ve liman olmayan bu yere niçin geldiklerini sormuslardrr. Sahile gelenler içinde bulunan gemilerd'en birinin kaptanı havanın mahalefetinden dolayı ilticaya mecbur olduklannı ifade etmis ve ellermdeki bahkçı vesikalartnı KÖsiermişlerdir. Bunun üzerine neferler kaptana civarda bulunan Fethiye limanma gitmelerini tav (Mabadi üçuncu aahifeâe) ^^^^^ ^^^^^ ^^r^^^^r^^^v Nafıa Vekîlinin seyahati i M. Dollfussün cenazesi bugün kaldırılacak Avusturyada sö kunet teessüs etmekle beraber huzur ve asa • yiş tamamile istikrar peyda etmi» değildir. M. Dollfussün kat li ve <!ahilî v.k". alann teakubü Avusturya m* • selesîni bilhas • sa haricî noktai Viyana fevkalâde nazardan tehli olan M. Mtuolini ve hadada gönde~ Avattarya meselelerile çok : mümessiüiğine ta keli akîbetlere rilen ltalyan aakerleri.., yin edtten Alman gider bir yol ürüklemiştir. Avusturyaıun yeni bir bütün mes'uliyetin Almanyaya yükyanın BaşvekU mu zerinde bulun Avrupa harbi badiresine kundak avinl von Papen duruyor. Hele Ilenilmek istenilmesi hâdiseyi, bü • talyanm, Avaısturva hudutlannda e tün Avrupayı bilfül harekete geti • vazifesi göreceğmi tahmin etmek hemmivetli kuvvetler tahsit etmesi ve rebilir bir vehamet cereyanına sü • (Mabadi beşinci tahitede) Ali B. Izmirde demiryolu işlerini tetkik etti Vekil, Bandırma hattını da teftiş ettikten sonra Balıkesir yolile Eskisehire gidecektir Hata üstüne hata! Bir vatandaşın beş sene evvel ödedigi vergiyi tekrar kalkışmak, üstelik haksız tahsilât yapıp bu parayı da iade etmemek ne demektir? Dostluk lâfta kalırsa böyle olur! Ali Beyin Ankaradan tzmir 27 (A.A.) Nafıa Vekili AH Bey şehrimize vünrtiarmı mütea kıp Kasaba tzmir yollaruun Halkapı • nardaki atölyelermde tetkikatta bu lunmuslar ve Bornovaya giderek istas yon binasını gezdikten sonra Bornova Ziraat mektebini de ziyaret etmişler dir. Nafıa Vekili Ali Bey bu sabah hükumeti, kumandanlığı, Belediyeyi ve Cumhuriyet Halk Fırkasmı sırasile zi hareketinde almmtş bir resîm yaret etmişlerdır. Bu ziyaretlerden sonra Vekil Bey Aydm hath tesisahnı görmek için Akancağa gitmisler ve bundan sonra nhtımın vaziyetini tetkikle nvş • gul olmuşlardır. Ali Bey tzmirdeki tetkikatmı ikmal ettikten sonra Izmir • Bandırma hat tını da tetkik ederek Baldcesir tariki • le Eskişehre geçecek ve oradaki ima lâthaneyi teftiş edeceklerdir. Istanbul Tahsîl mü. tstanbul Tahakkuk dürü Ali Rıza Bey müdürü Taîât Bey Şehremininde oturan soför Ah met Efendi isminde bir vatanda • şın basmdan geçen vak'a hayli garip, ond'an yeni maliye teskilâ • tımız hesabma aldığımız intıba ise hazindir. Hâdisenin hikâyesi şu: Ah met Efendi için 929 senesinde 62 lira 48 kurus vergi tahakkuk ettirilIIIIIIIHK'I II '••IHIIIIIIt.llIIII isi sekilkrin ve âdellerin bir nevi usu lüne tevfik etmek, devlet idarcsini cansu bir makine sanmakhr. Halbuki dünyanın en canh makinesi devlet ve millet makinesidir. Onu terkip eden msan «•lemanı esasen çok canh ve çok hare • ketl'dir de onun içm. Bir ordunun idares:nde inissiatîve ise devlet idaresinde mes'uliyet o de mek'ir. Durmak lâzım gelen yerde durmak, yürüm'k ve hücum etmek icap edince ise hiç tereddüt etmemek inissi ative sahibi küçük büyük her kuman danın başlıca şiandır. Adama sonra neye hareket ettin diye değil, wye ha reketsiz kaldm diye sor~rlar. Hem hareket etmek, hem icabı veçhile hare • ket etmek lâzımdır. Böyle yapabilen msan mes'uliyrtini hem anlamış, hem omuzlamıs imandır. Artık onun için mes'uliyetin fena akıbet tarzındaki neticesinden korkuya mahal kalmamıstır. >inMIIII!l!ll!'IM!MIIII!ll!Mllllini1!llllllll||ni||||||lilllllllllllinillHmmmillMIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIHIIIIIlllllllllinin O algaristan Türhleri bir eehen • nem hayatt yafiyorlar. Hâlâ Trak~ yadan bahaeden harîdye memmHe mis. Borç odenmiş. Eline Feriköy subesie*eri de acaba bu dottluh lâzime' nin 127432 nnmaralı, bes kânunuevvel tinden mi? 929 tarihli ve seyyar tahsil ntemuru \ > Bürhanettin imzalı bir de makbuz veSofya «Hususî muhabirimizden» rilmiş. Âlâ. diyeceksiniz, ama acele etYeni Bulgar kabinesi mevkıi iktidara meyin... Meğer bu para tehsil olunmak geleli ki ay oluyor. Bu kabinenin ilk ve ke^fiyet devlet kayitlerııe geçzrü tesekkUu zamanlannda Avrupa tnat • mekle, elinize de paranın alınd.ğ.r a dabuabnda bu kabine ve Bulgaristan a • it resmî makbuz verilmekle iş bitmi • leyhmde öyle yazılar çüayor ki Bul • yormus ki... gar matbuat müdiriyeti hergün onlan Geçenlerde Ahmet Efendinin Sehretekzibe mecbur kalıyordu. Türk mat minindeki evine tahsil memurlan gelbuah ise bilâkis taklibi hükumete ve misler «sizin 929 dan Feriköy şubesi • yeni kabineye karşı daha ilk gününden ne 62 lira 48 kurus vergi borcunuz var itibaren lehte bir vaziyet alarak Buldır, verin bakalım!» demişler. Ahmet garistanın dahilen kuvvetlenmesini Efendi evde yokmuş. Karısı «efendim candan arzu ettiğini açıkça söyledi. biz bu parayı o zaman verdik. Lâkin Bunu Haridye Vekili Tevfik Rüştü zevcün evde değil, ça1<nv»da Makbuz Bey dahi Sofya istasyonunda bir defa da yanında olacaktır. Yarına kadar mü daha Bulgar matbuatma karşı teyit et(Mabadi dördüncii sahifede) ti. Bir komşu devlet sıfaitle Türk'ye • den bundan fazla bir şey bkelenemezdi Türkiye, Bulgaristanm hakikî bir dostu olduğunu bu suretle çok açık bir tarzda gösterdi. Türkiye tarafından çok açık ve sa • mimî bir tarzda gösterilen bu dostlu ğa acaba Bulgaristan nasıl mukabele etti? Bulgar Başvekilinin ve Bulgar Haridye Nazırmın her vesile ile Türk' dostluğuna çok kıymet verdiklerine dair olan beyanatlarma rağmen bu • gün Bulgaristanda bir Türk düşmanlığı mevcuttur ve bu düsmanlık gündengüne kuvvetlenmekte ve her tarafa kök salmaktadır. tşte tezahürab: 1 Son zamanlarda Şumnu civa • nnda kesif bir kütle halmde yaşıyan Türklere silâh aramak bahanesile çok büyük tazyikler yapümaktadır. Birkaç kisi kaybolmus ve birçok Türkler de ağır surette dövülmüslerdir. Köylerin (Mabadi üçüncu sahifede) nıımiMinıınııııııııuıııııııııımMiııınııııııuiMiııııınııııımıııııııııııımıınııııtıtıııiMiMiıııımııınııııııiMiıııııııınııııifiıııııııtııııiMinıiMiınıım Dün çok mütenevvi bir spor faaliyeti vardı Boğazda kayık yarışları, Veliefendide at koşulart, Stadyomda atletizm müsabakaları yapıldı Sağda: Yariflan takip eden meraklı »eyircfler, tolda Meelii Retmmht Kâzım Paşa Hazretleri yartşlart takip ederken ne epey seyirci vardı. Büyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Pasa Hazretlerile diğer birçok zevat seyirciler meyanmda bulunuyorlardı. Birinci koşu satış kosusu idi. 3 yaşmdaki Türkiyede yetisen An glo Arap taylanna mahsusto. (Mabadi beşinci MahifedeJ Mes'uliy<iin müspet ve menfi şekilleri harp halindeki bir ordunun bütün ec zasmda çabuk göze çarpar. Cemiyet i se daimî cidal halmde bir varlıktır. Devlet idaresinde hakikî mes'uU yet, hiçbir ceza t'hdidi düşünmeksizin vazifeyi hakkile yapmanm mukabili drr. Adarhlar vaz>feyi yaptıklanndan dolavı değil. en fenası şa'ısî kaygılar olmak üzere mubtelif düsirrce'erle yapmdıklarmdan dolayı mes'ul ola • caklardır. Ms'ulivet derubde etmek demek, vicdan ve kanaat dairesinde azamî çalışmanm en ileri sahalannda yürümek demektir. Ne mutlu o devlet adamma ki hareketlrrinde mes'uliye t?n bu yüksek manasmı tamamen kavr&mış yürüdüğü için herkese her zaman açık hesap verebileceğınden evvdâ ktndi vîcdanma karşı kani ve binaen aleyh bütün dünya önünde pervasızdır. YUNUS NADl Altı hafta devam edecek olan Istanbul at koşularınm ilk haftası düa Veliefendi çayınnda icra edilmiştir. Sabahtan yağmur gösteren si • yah bulutlar ve sîddetli rüzgâr se • yfrci adedinm azlığma sebebiyet vermi**'. Maamafih buna ragmen ge • Bir çifte fata yançlarmdan guzel bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: