8 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11

8 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Mayıs 1935 Cumhuriyet Beyaz yeniden c Küçük Nikolu Kartalın hâlâ bulamadılar dirilişi İtalya hükumeti seferberlîk yaptı Poîonyanm en büyük istinatgâhı gencliktir Leh gencinin tarifi Gencler arasmda Yahudi düşmanlığı Genclik ve Mareşal Pilsudki Maznun Soklayden de Habeşistana karşı tedbir Alman profesörünün arkadaşı «Şimdi zehirli gaz bir netice çıkmadı alınıyor yapmıyoruz. Maamafi istendiği kadar gaz (Baştarafı 1 înei tahifede) Musolini Raven, Palenno, Kuneo ve yapmak on beş günlük iştir» diyor Forli faşistlerini seferber yapmış ve alb ay hizmetten sonra terhis edilmiş olan 1913 sınıfını geri çağırmışbr. Saloda sınıfınm seferberliğile, 1911, 1913, 1914 siyah gömleklıler sınıf lannın ilk iki fırkası seferber hale gelmiş bulunmaktadır. M. Musolini bu .edbirleri Habeşistana yapılan silâh sevkiyabna ve Habeş seferberliğine cevab olarak ittihaz etmiştir. Harekât müntazam bir şekilde cereyan ede • cekb'r. Roma 7 ( A . A . ) Saylavlar kurultayında M. Saverio, demiştir ki: «İtalya bugün Habeşistan meselesini ortaya atmamış olsaydı, bunu yann Avrupa yapmak mecburiyetinde ka lacakb. Çünkü Habeşistan, geniş topraklannda medeniyet işini kendi kendine başarmak gücünde değildir. Fransa ve îngiltere, îtalyanın, medenî acunu ve kendi ulusal şerefmi konımak hususunda Habeşistanda başarmak istediği işin büyüklüğünü anlamışlardır.» M. Saverio, Habeş îtalyan anlaşmamazlığma bir son vermek gerekli ğini ileri sürmüş, Habeşistan, işinin Afrikanın en ağır işi olduğunu söylemiştir. Zehirli gazleri ilk keşfeden âlim Nehirde aopa üe eeted artyorlar Paris 5 (Hususî) Esrarengiz surette kaçınlan Nikol ismindeki çocuk hâlâ bulunamamışbr. Hâdiseden sonra tevkif edilmiş olan Soklay ismindeki delikanlımn bu vak'adaki esran ayduılatacak yegâne şahıs olduğuna, tahkikat hâkimi kanaat getirmiştir. Şoman tahkikat hâkimliği birçok şahitler dinlemiş ve Soklay ile karşılaşbrmışbr. îlk dinlenen şahid, Soklayin, çocuğun kaçınldığı gün saat birle 3 buçuk arasında yemek yediğini iddia ettiği bar sahibinin oğludur. Fakat bu adam Soklayin o gün barde yemek yemediğini ısrarla söylemiştir. Ikinci şahid Peryest isminde bir garaj makinistidir. Bu adam Soklayı cuma günü saat 19 raddelerinde ormandan döndüğü sırada gördüğünü ve başmın açık bulunduğunu söylemiştir. Halbuki Soklay başında bir bere bulunduğum1 iddia etmektedir. Vak'a akşamı, Soklayı yakalamış olan jandarmalar da çağınlmış, ve bunlardan biri hakikaten suçlunun başında bir bere bulunduğunu söylemiştir. Soklayin ev sahibi Mada Metrye gene ilk ifadesinde ısrar etmiş, çocuğun kaçınldığı akşam Soklayin saat 20,30 da eve geldiğini ve bir daha dışan çıkmadığını tekrar etmiştir. Şahidlerle karşılaştınldıktan sonra tekrar hapishaneye gönderilen Soklay altı sahifelik bir muhbra yazmış, şahidlerin ifadelerinde birbirini tutmıyan noktalan tesbit etmiş ve kendi lehindeki ifadeleri de işaret etmeği unutmamıştır. Küçük Nikolün kaçınlmasmda alâkası olduğunu söyliyen, sonra bu ifadesinin doğru olmadığmı iddia eden Gislen ismindeki adam da sorguya çekilmisb'r. Şoman adliyesi lüzum gördüğü takdirde maznunun oraya gönderilmesi ihtimali vardır. Ktz ve erkek ttdebe bir geçid retmindâ Vaçovanm en büyük sinemalann • dan birinde bir gün, yerli bir filim seyretb'm. A d ı : «Mlody Las» « T a • ze Filizler» di. Geniş salonu Kınca runç dolduran seyirci kalabalığı, halkm mevzua atfettiği ehemmiycti gös teriyordu. Vak'a 1905 tarihinde, yani Çarlık Rusyasınm hakimiyeti el'an baki iken. Varşava liselerinden birinde geçiyordu. Gizli yerlerde toplanblar yapan genc talebe, Petersburgdan gönderil mif olan muallimlerine karşı isyan e diyorlar, ateşin nutuklar dinleyorlar, ihtilâl şarkılan söylüyorlar, zalimlerin boyunduruğunu silkip atmağa hazırlanıyorlardı. Bunlann aralannda, yurd ağurunda can vermeğe hazır kızlar nda vardı. Gün?;n birinde, bu gizlî teıtibat za'oıtaya aksediyor, talebeden baı d a n Sibirya yolunu tutuyorlar, fakat böyle iken, ihtilâl komitesi gene dağılmıyordu. Nihavet, büyük gün geliyor, Varşavada ihtilâl kopnyor, talebe, Leh millî şarkılanm söyleyerek sokakta halk ile kucaklaşıyorlardı... Bu basit mevzu, sinemayı dolduran halkı hevecandan çıldırtacak gibi ol muştu. Koca bina, kopan alkış tufa nından adeta sarsılıyordu. Zira, P o • lonyanın gencliğe karşı saygı, sevgi ve güvenci çok büyüktür. Nasıl olmasın ki, Polonya gibi, daha düne kadar yabancı hâkimiyet altında, ulusal hüvi yeti hemen hemen silinmiş olan bir ülkenin, yash ve olgun insanlannda kâfi derecede azim ve inanç bulmak gücdür. Kimi, Ruslann ezici zulmü, kimi Almanlann ha«in idaresi, kimi de A vusturyahlann iki yüzlü idare sivasası albnda ye bu üç devletin kendilerine zorla asılanan kültürlerile yetişmiş olan eski insanlarla, mütecanis bir millet nasıl teşkil edilebilirdi? Birbitine zıd üç tarz terbiye almış kimselerin ergeç nifaka düşmeleri ve müşterek gayeden uzaklaşmalan tabiî olacağı na göre, Polonya, muhtaç olduğu vahdeti ancak bundan sonra yetişecek nesillerle tamamen temin edecektir. Bu hakikati iyice anlıyan hükumet, bunun içindir ki, yannki Polonyayı yetiştirmek içb titiz bir itina ile çahş maktadır.. Varşava, Krakov, Vilno, Poznan Üniversitelerinde ok'iyan 50,000 den fazla talebe vardır. îki sene evveline gelinceye kadar bu Üniversiteler ta mamile müstakildL Gencler, hükume lin, memleket için zararlı gördüğü bazı taşkmhklar, coşkunluklarda bulundular. Üniversitelerin istik'âli, kısmen ellermden alındı. Fakat bu, genclığe karşı bir itimadsızlık manası tazammun etmez. Hükumet, bunu, vatanî bir maksadla yapmıştır. Istememiştir ki, gencliğin fevrî heyecanı yüzünden, yurddaşlar arasına zamanla kökleşe bilecek bir husumet girsin. Filvaki, bu inzibatî tedbirleri almak hususuna hükumeti icbar eden hâdiselerden biri ve belki de en mühimmi, talebe arasında başgösteren Yahudi düşmanlığı ol muştur. Yahudi gencleri. Üniversite lerdeki talebe mevcudunun yüzde seksenini teşkil ederler. Bilhassa Tıb ve Hukuk Fakültelerine devam edenle rin çogu Yahudidir. Öbür talebe buBU çekememektedir. Bahusus, Yahudi mezhebi, ölülerin teşrih masasmda parçalanmalanna izin vermcdiğinden, ölüleri hıristiyan talebe, Yahudi arkadaşla nnın, mütemadiyen hıristiyan üzerinde den görmelerine tahammül edemiyorlar. Sonra, iddialanna şunu da ilâve ediyorlar: Yahudiler, mademki umum Polonya nüfusuna nazaran sekizde bette devam etmelidirler! Fakat itiraf etmelidir ki, bu hususta, kabahat Yahudilerde değildir. Polonyahlar, kibirli, azametli insanlar • dır. Âmme hizmetlerine, uzun zaman tenezzül göstennemişlerdir. Hekimlık, avukatlık, eczacılık, kimyagerlik, dişçilik gibi serbest meslekleri hakir görmüşlerdir. Onlar, malikânelerinde tenbel bir hayat sürerken, yahud ki za bitlik, memurluk gibi meslekleri daha şerefli sayarken, ötede boş bıraktaklan yerlere hep Yahudiler heves etmiş, Yahudiler dolmuştur. Hâlâ men bütün Yahudidir. bugün, Polonyanın en sayılı profesörleri he » Şimdi akıllan başlanna gelen hıristiyan Polonyalılar, işte bu gayritabiî vaziyeti değişu'rmek istediklerinden, fakültelerde, yukanda bildirdiğim eereyan hasıl olmuştur. Ancak, hükumet, bütün yurddaş • lan kanun nazannda bir tanıdığı için, talebenin, hakka ve kanuna uymıyan şiddetli tedbirlerine meydan vermiyecek mukabil tedbirler almışbr. Polonya gencliği, heyecanlannda bazan ifrata varmakla beraber, va tanperverdir. Hepsi, «Mareşal» a karşı beslenilen, tapınma derecesindeki sevgide birleşirler. Ihtiyar asker, onlann nazannda dirilen yurdun bütün mukaddesatını temsil eder. Pilsudskinin şahsmda bütün medenî erdemler toplanmıştır. 3 mayıs bayramında, kızlı erkekli. binlerle gencin, Belveder sarayının önünden geçişlerini görmelL O binlerce gözün içinde, saraym hi zas'na geldikleri vakit, sezilen duygu, sözle, kalemle ifade edilemez. Bu, isbkbalin, kendisine varl'k temin eden maziye karşı, itimad, minnet, saygı ve severi duvgusudur. Genclik, kendinden önceki nesille rin mensublan gibi değil, yüzde yüz Polonyalıdır. Emperyalist emeller beslemez. Yurdunun hududlannı kendisine kâfi görür. Lâkin, ulusal varlığını, ulusal hüviyetini son derece kıskanır. Evinde, eski esaret devrinden arta kalmıs bir ahskanlıkla, rusça veya almanca konusulmasma tahammül edemez. Bununla beraber, yurdunda misah'r bulunan yabancılara karşı da müsamahakârdır. O da bir şartla: Polonyaya ve Polonyalılara hürmet göstermek! Polonya gencleri kanaatkârdırlar. bir talebe, ayda 4 0 zloti (bizim para ile 9 8 0 kuruş) ile geçinir. Bunun 24 zlotisi yemek parasıdır. 13 zlotiye de, döşeli bir oda bulur. Ekserisi saati bir veya iki zlotiye ( 2 4 veya 4 8 kuruşa) hususi den verirler; yahud ki sabah • bir nisbetindedirler, Universiteye de o nis Saylav, Habeşistanm bir devlet değil, esir kullanan ve yakın müstemleke devletlerine düşman bir kabile mec • muası olduğunu söylemiştir. Napoli 7 ( A . A . ) Merano va puru dün akşam, Gavinyana fırkasma mensub subay ve 5 0 0 erle bir miktar da harb levazımı alarak, şarkî Afrikaya haj^ket etmiştir. Profetör Haber, Profesor Freandlih ve içinde îlk defa zehirli gaz yapılan enstitü Pariste münteşir gazetesinden: «Intrensigeant» mişti. Bu iki hususî müessese, Amerikayu fennî tetkikat bakımından dünyanın başta gelen memleketlerinden biri haline gebrmişlerdir. Muhtelif ihbsas sahibi âlimleri smesine toplıyan bu müesseseler, evvelce üniversitelerde yüksek tahsil ile bir arada yapılan bu tetkikabn, münferid yapıldıği takdirde çok daha istifadeli olduğunu, ilim dünyasına isbat ebnişlerdir. Araşbncmm evsafı ekseriya bir muallimde bulunan evsafın taban tahnna zıddıdır. «*• tki milyarderin Amerikada yaratb ğı çcyi, Almanyada vücude gebnnok üzere, başlannda Von Harnackm bulunduğu bir takım münevverler, büyük sanayi adamlan, bankerler, imparatorluğun yüksek memurlan birleşbler. lmparator 3 8 azası bulunan bir Se nat tarafından idare edilen şirkete mühim tahsisat verdirdi. Kaiser Wilhelm enstitüsünü profesor Haber ile birlikte idare eden ve müesseseyi bana gez » diren büyük âlim profesör Freundlich» o tarihte Almanyada 2 9 enstitü mevcud olduğunu ve bu enstitülerde, 5 0 0 kişinin en mükemmel tetkikat malze • mesile çalışbğını söyledi. Bundan yirmi beş sene evvel, Daklemde kumdan başka birşey yoktu, bugün burası en harikulâde fen şehridir. Münhasıran taharriyata tahsis edilmiş olan enstitü iki kısma aynlır. Birisi profesör Haberin diğeri profesör Freundlichin kısımlan. Haberin dairesini gezdirirken, profesör Freundlich bana dedi ki: « Enstitüyü baştan aşağı gezdiniz. Burada, Umumî Harbde bogucu gazler imal ettiğimiz doğrudur. Fakat siz de kendi gözünüzle gördünüz ki artak bu imalâtla meşgul 1911 de tesis değiliz •« miktan ne olursa olsun gaz imal et meğe de niyetimiz yok. Bütün failivetimiz sadece ilim sahasma çevrilmifbr. Enstitümüz herkese açıkbr. Yeni tet kikab takib ebnek üzere bizimle beraber çalısmak istiyen değerli ecnebi talebeye kapılanmız daima açıkhr. Bugün benim idarem albnda çalı • şan yirmi üç talebe arasmda üç Amerikah, bir îngiliz, bir Japon, bir Y u goslav, bir de Rus vardır. Profesör Haberin yanında da ayni nisbette ecnebi talebe mevcuddur. Profesörden aynhrken tekrar bo « ğucu gazlerden bahsetbm. « Boğucu gaz yapmağa ihbya cımız yok, dedi. Yalnız size şu kadar söyliyebilirim ki boğucu gaz formül lerinin hepsi mevcuddur ve her gün de artmaktadır. îcab ettği kadar boğucu gaz imal ebnek için on beş gün kâfidir.» *** Enstitüyü ziyarebm ve bu sozlerin teatisi, Hitler rejiminden evvel olmuştur. Acaba bugün dahi Dahlendeki âBenim yapbğım adaptasyondan Kısmi seferberlik hakkmda mütemmim malumat Roma 7 ( A . A . ) hangi fabri kalar olduğu iyice anlaşümış olan bazı Avrupa fabrikalannın Adisababa ya çok miktarda silâh sevkiyatmda bulunmalan, Habeş hükumetinin se ferberlik tedbirleri ittihaz ebnesi ve Habeş împaratorunun son zamanlar da söylemiş olduğu nutuk Îtalyanın tarkî Afrikadaki müstemlekelerinin emniyetini zamân altına almak için bazı ihbyatî tedbirler ittihazını zaruri kılmışbr. Bu sebebten dolayı Duçe Sabaudia de Cagliali fırkasile siyah gömleklilerin iki fırkasmm seferber e dılmesini emrebnişbr. Palermo, Gü » ena, Ravenne ve Porli siyah gömlekli taburlan da seferber edilmiştir. Ana vatanm diğer cüzü tamlannı da harb halinde bulundurmak maksadile yal nız alb ay askerlik yapmış olan 1912 esnan erbabı da silâh albna çağınl • ımşbr. Bu tedbir dolayısile 1913 es nan erbabile 1 9 1 ! ve 1914 esnan erbabı tamamen silâh albna alınmış bulunmaktadır. Eritrede âli komiser ikinci yerli hrkayı seferber etmiştir. Halihazırda i kinci Sabaubia ismini alacak olan yeni bir fırkanm teşkiline ve siyah gömlekliler taburlan vücude getirilmesine tevessül edilmiştir. Bütün bu icraat mutlak bir mtizam ve ıtbrad içinde cereyan etmektedir. «1915 nisamnda boğucu gazler ilk defa olarak Almanlar tarafmdan kullamldığı zaman, rüzgârlann tesirile tekrar Alman siperlerine dönmüş ve orada binlerce kurban verdirmişti. Boğucu gazlann mucidi olan pro^esör Haberin kansı, bu hâdise üzerine yesinden ölmüş ve Dahlemdeki mezarlığa gömülmüştür. Kendi icad ettiği silâhla gene Almanlan öldüren ve kansınm ölümünden sonra bir türlü teselli bulamıyan doktor, buna rağmen mesaisine devam ermiş ve öldürücü maddenin inceliklerini arayıp bulmak için çalışmağa ba§lamışbr. **• Bu kadar insanın ölümüne sebeb olan zehirli gaz, Berlin civannda Dahlemde keşfedilmiştir. Dahlem bahçeler içinde yapılmış şık villâlarla doludur. Asfaltlı yol üzerinden geçen nakil vasıtalanmn sarsıntılanndan uzak bir parkın ortasında Kaiser Wilhelm Enstitüsü görünür. Bu enstitiinün salonlannda işliyen galvanometrelerin sarsılmaması sartbr. İşte profesor Fritz Haber, amonyakm sun'i sentezini ilk bulan bu adam, Imparatorun kendisbden beklediği şeytanî icadı, insana rahatlık ve neşe telkin eden bu dekor içinde tahakkuk ettirmiştir. Profesor mahviyetle: ibaret Bazı gazlerin zararlı hassalan olduğu herkesçe malumdu, diyor. Evet amma bu zaran tatbik edişe ne diyelim? İkinci Guillaumeun edilen Kaiser Wilhelm Gesellschafb himayesine alması acaba bu gizli emelle değil mi idi> O tarihte, Amerikada Karneci Ensbtüsü ile Rokfeller Enstitüsü tesis edil Ispanya yumurtalanmızı kabul ediyor Ankara 7 ( A . A . ) ıspanya nukumeti nezdinde yapılan teşebbüsler neticesinde, bedelleri bloke edilmek şartile Türk yumurtalannın îspanya gümrüklerinden geçirilmesine müsaade edilmiştir. Yeni ticaret anlasması müzakereleri Madridde devam ediyor. îngiltere uhdesine düşen vazifeyi yapacakmış Londra 7 ( A . A . ) Avam Ka marasında bir saylav Versay Andlaşmasile yad süel bir hale getirilmiş olan mıntakada Almanya değişiklik yaptığı takdirde Ingilterenin Lokarno Andlaşmasına göre bütün silâhlı kuvvetlerile Fransaya yardım edip etmi yeceğini sormuş ve Sir Con Saymen şu karşılığı vermiştir: « Lokarno Andlaşması îngiliz teminatmın ne gibi ahvalde yerine geti rileceğini bildırmektedir. Stresa konferansından sonra neşredilen îngiliz Italyan beyannemesinde izah edilecegi veçhile îngiltere hükumeb' Lokarno Andlaşmasmda kendisine düşen yü • kümleri sadıkane bir surette yapmak niyetirfdedir.» lan ötede beride çalışırlar. Zira fa kültelerde dersler öğleden sonradır. Fukara talebe için yardım sandıklaıt vardır. Bunlar para ve yahud ki yemek biletleri dağıtırlar. Sporculuk, gencler arasmda pek zîyade revac bulmuştur. Müteaddid kulübler vardır. Buralarda, sağlam, gürbüz yetişmek için ne lâzımsa, ihmal edilmez. Senenin dokuz ayı kış, üç ayı da sonbahar olarak geçen, kışın soğuğun derecesi vasatî nakıs 3 0 a men, öğleden sonra saat üç bucukta gece olan bu memlekette, sporla jimnastik verem vak'alannı ehemmiyetsiz bir raddeye indi'Tnistir.. îngiliz dominiyonlannın telâşı Londra 7 ( A . A . ) Dominiyonlar Bakanlığım işgal eden başlıca meseleler, Îngiliz Japon münasebabdır. îngiltere, mensucat rakabetine ve Japon filosunun inkişafı tehlikesine rağmen Japonya üe dostluğuna etmektedir. devam Boluda giydirilen yoksul yavrular Ercümend Ehrem TALU Bolu «Hususî» Çocuk haftası münaeebetile burada birçok yoksul yavrular, Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından giydirilmiştir. Gönderdiğim resim sevindiriUn yavrulan bir arada göstermektedir. limlerin hedefi, sadece ilim sahasmda çalışarak ilme ve fenne mekten ibaret mi?» hizmet et

Bu sayıdan diğer sayfalar: