16 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

16 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Maywl935 Aht = And, pakt Birge = Müşterek. Özgen, erkin kalmak, birge andı mızdır. = Hür ve" müstakil kalmak, müşterek ahdimizdir. Balkan paktı, yalnız arsıbalkanik düzen için değil, bütün Avrupa barışı Yazan: ŞĞkufe Nİhal için de esaslı ektelerden biridir. = Bu baş yazı altında bilgince bir da hemen bir bağ bulurum. Bunlar; Balkan paktı, yalnız Balkanlararası terbiye biliminden söz söylüyecek bu muhteşem salonlann yaldızlı ma nizamı için değil, bütün Avrupa suldeğilim. Ta Aristodan, Eflâtundan halle çpcuklan; işte hep o kirli so • hu için de esaslı âmillerden biridir. Bundan başka osmanlıca aht bir de (Con Dovey) e kadar bu sorum üze kak aralannda, cami avlulannda birdevir anlamma geUr: cYalvaç dev rine neler söylendiğini; hangisini be birlerile dövüşe dövüşe büyüyen; evrinde = ahtı peygamb'eride.» ğenmek gerek olduğunu bu işin bil de ananın, babanın çirkin hallerini *** ginlerine bırakıyorum. Benim bura gören; dayak yiyen, sayılmıyan; bin Hal (T. Kö.). da yapmak istediğim şey, arkadaşlar türlü dedikodu işiten; hiçbir mukadAhval = 1 Hal, haller, (circons la bir derdleşme, bir konuşmadır. Bu dese, hiçbir güzelliğe tapmmayı öğ tances). derdleşme, bu konuşma birçokian i renemiyen; çirkinliğe, bayağılığa 2 îşler (situation, les choses). çin belki bir dedikodu sırasında görü karşı tiksinmeyi anlıyamıyan o ço 3 Durum (vaziyet, anlama). lebilir; bence öyle değü! Bu da: «Fa cuklardır... Evet, ben o evlerin, güAhvalü şerait = îşler, haller [halü ziletlerinizi, büyükluklerinizi sakla nün birinde kaderin yardımile bu evyınız; onlarla öğünmeyiniz; fakat ek lere göçeden tiplerini pek iyi tanırım. vaziyet, zaruf ve ahval anlammaJ. siklerinizi, suçlarınızı ortaya koyu Bunlar, zekâlannın, paralannın yarOsmanlıca «ahval kesbi vehamet nuz!» aer. Ne güzel öğüd... Eksikle dımile çabucak sıraya kanşırlar. Tek etti» yerine «işler kötüleşti» diyoruz. rini, suçlarını bilen insanlar, onlan istekleri asil, görgülü ve medenî gö îhtimal, «işler sarpa sardı» sözüe, aduzeltmeğe uğraşırlar. Yoksa, herşe rünmektir. îşte, o zaman ortaya filân şağı yukarı, ayni şeyi söylüyoruz. yi ört, bas ederek birbirimize iyi, hoş bay, falân bayan çıkar. Onlarda herAhval kelimesini bir de vaziyet yegörünmeğe çalışırsak kendimizi al kesin tepesinden bakmak için son rinde kullanıyoruz: «Ahvali şahsi datmaktaiı başka birşey yapmış olma suz bir üzüntü vardır. Eski yuvalan ye = Soysallık durumu». Burada niyız, nı çoktan unutmuşlardır. Herşeyi kü çin «şahsiye» kelimesi yerine «soysalBugün, yurdumuzda demokrat bir çük, herşeyi bayağı görürler. Bu yal lık» sözü kullanüdığını anlamak isulusa yakışır biçimde, her alanda bir dızlı salon medenileri ayni yoldan tiyorsunuz. Çünkü doğrusu budur. lik yapmağa ulaştık. Bugün ulusun gelmişlerse ne âlâ... O zaman alışıl Burada «şahsi» yi fransızca bir de hepsi; zengin, yoksul, kadın, erkek mış âdetler tekrarlanır; ahşılmış gün «civü» keUmesile çeviriyoruz. *Ah bir tek hakka sahibdir. Kanun, her ler sokak arasında olduğu kadar sa vali sıhhiye» için de hal böyledir: kese bir türlü hak verir. En yüksek londa da tekrar yaşanır... Bunda ya «Ahvali sıhhiye = Sağlık durumu». Osmanhca «bu ahval ve şerait yerlerde, budunun her tabakasından bancı gelecek birşey yoktur. Ama... içinde..» yerine türkçe, kısaca «bu insan yanyana oturur; yanyana çalı Ya bunlardan biri evlenmekte de pek şır; yanyana söz söyler. Bunun gibi, demokrat düşünen yurdumuzda ger hallerde..» diyebileceğınıiz gibi, gene bügi, okuma alanında da her yurd çekten iyi terbiye almış bir eşle kar türkçe «işler elverirse..» sözünü osdaş, birdir. Yurdumuzun her köşesin şılaşırsa o zaman ne yapmah? İlk manlıca «ahval ve şerait müsaid o lursa..» yerine kullanmaktayız. de, köylerimize kadar mektebler a günlerin yaldızı sıynldıîctan, artık ••• çılmış ve açılmaktadır. Ayrıca Millet rol yapmıyarak karşısmdakine mü mektebleri de mekteb çağı geçmiş o kemmel görünmeğe ihtiyac kalma Aid, raci, dair, müteallik =r üzerilanlara okumayı öğretti. Her yurddaş dıktan sonra ortaya çıkan kalayla ne, için, dolayı, ilişik, ilişikli, ilişkin. için ışıklanma yollan açıldı. Bilgi yö karşı karşıya kalana yazık değil mi? Hemen hatınnıza «dairei aide» sönünden hepüniz bir olduk. T^IHn, bu Bu sosyal yarayı kim anlar? Bu yara zü gelecektir. Daire şu şekilde türk nun yanında beni pek çok üzen bir kime gösterilir? Vaktile çocuk de çedir: Dayre! Şu halde bu klişeyi koeksiğüniz var. Birçok sorumlarda bir nebilecek bir yaşta bir Türk baya • layhkla karşılıyabiliriz: «îh'şkin olleşmiş olan Turk ulusu terbiye soru nının bir yazısını okumuştum; o ka duğu dayre». Yahud daha kısa ola munda asla ve asla bir değildir. Bu dar kuvvetli idi ki, bu uzun yıllar rak: «İlişkin dayre!» terbiye ayrılığı evde, sokakta, mek Bu ev kime 'aiddir? tebde gözü hırpalıyacak, ruha ıstırab dan sonra hâlâ kafamın içinde yaşıCümlesindeki «aid», türkçemizde, verecek kadar büyüktür ve bu ter yor: karşılanmak bile istemez: «Bu ev ki«Ateş etrafındaki külü ıatıncaya biye aynhğının aile aralannda, yurd mindir?» işlerinde ortaya getirdiği ziyanlar on kadar kendisi soğur, kül olur!» di • Eğer size: «Halk Partisi Genel Sekdan daha büyüktür. yordu. reteri Receb Peker, yeni program değişkeleri üzerine radyoda bir söylev Büyüdükten sonra kimse kimseyi îşter mekteb sıralannda gördüğü • terbiye edemez. Türklerin: «Ağsc verdi.'» diyecek olursam, .buradajtd müz şu 6turmasını, komişmainnı, tfjyyaşken iğüirf» &5zü nekad&r doğru «üzerine» sozünun «daîr» karşılığı ollemeaüıi, yürünıesinr TC y«mek yc duğunu anlârşınız. ' 1 mesini Mfrniyen; birbirile koibaşör • dta. ÇfecuğtfBfiîk" görgüsü.ük duygö" Ha* «Ekrk^e o^ü|fek'gWe^nâ*gMken son derece teklifsiz olan, kolay su onun bütün varhğını yoğuran bir da klişesi de işimizi pek kolaylaştı ca, arkadaşına bir çirkin söz söyleyi kuvvettir. Bu kuvvetin önüne artık racaktır. veren; herhangi bir ihtardan öyle hiçbir büyük kuvvet geçip onu kö «Türkiye hakkmda bir yazı», «Türkolayhkla üzüntü duymıyan; şimdi künden sökemez. kiye üzerine bir yazı», ikisi de «dair» söz verip şimdi unutan; bakışlan şuin bir başka türlü karşılığıdır. Bazı da o tozlu, kirli sokaklarda ursuz; yüzü kızarmaz; kirli, bakım büyüyen; o çirkin, düzensiz evde yeKılavuzun bu kelimeler hakkmdasız, sevimsiz çocuk... Bu çocuğu gö tişen çocuğu iş başmda, görürüm. O ki misalleri burada yenilerine lüzum rünce, ben geriye ve ileriye doğru zaman tip* daha korkunc olur. tşte bırakmıyacak kadar iyi ve açıktır b!r tedaî yapanm. önce, gözlerimin şu, kendisi saygı görmediği için baş lar. . . . . . . . . önüne, onun süprüntülü, kirli bir kasmı saymayı bümiyen; işinde hak, sokak içindeki evinin önünde, yürü temizlik, doğruluk tanımıyan; müvaSosyete. meğe başladığı gündenberi, kendisi zenesiz, saçmasapan iş adamlarının Cemiyet gibi kirli, bakımsız komşu çocuklarile çoğu hep o çocuklardır. Sosyete kelımesinin en eski bir itişe kakışa oynıyan, yumruklaşan? Mekteb, bu terbiye işini yapabilir Türk köküne dayanmış olmasmdan tozlar, süprüntüler içinde burnunu mi? Hayır! Terbiye tedristen başka değeri büyüktür. Biz şimdi bu keli çeke çeke yuvarlanan, ağlıyan arsız birşeydir. Mekteb, çocuğun kafasma meyi «insan cemiyetleri» ndeki «cehayali gelir... Akşam karanlığından bazı bilgiler koyar. Hatta, bazan ruh miyet» anlamile «anonim şirketler» sonra onu evinin, odasının içinde bu larına da büyük şeyler aşılıyabilir; deki «şirket» anlamma kullanacağız: lurum. Orada, birbirlerüe bütün bağ ama daha fazlasını yapamaz. Nekadar «Türkiye İş Bankası bir anonim soslan bir çatı altında ot&hnaktan ve büyük insanlann içyüzleri nekadar yetedir!» dünyaya birkaç çocuk getirmekten bayağı, kötü olabileceğini bilip görenŞu halde «içtimaî» teriminin türkdaha yükseğe çıkamıyan bir kadınla ler az değildir. Sonra, mekteb bu işi çesi sosyaldir. bir erkek vardır. Bu kadınla bu erke başarabilse bile, aile onu bozar. ÇoCemiyet keUmesinin kendisinden ğin; bu ana, babanın hayat, çocuk, cuğun akşanu, gecesi, sabahı, tatil de türkçe oluşu, bizi «Hilâliahmer Ceyurd üzerine bilgileri, düşünceleri sı günleri ailesinin yanmda geçiyor. miyeti», «Dil Cemiyeti», «Himayei fırdır. Birbirlerile geçinmeleri bir Şimdi mektebin yapamadığını aUe de etfal Cemiyeti» sözlerindeki cemiyet hırgürden ibarettir. Ruhlannda «mu yapamazsa, yahud bozarsa, ne yapma sözüne karşüık aramaktan kurtan kaddes» tanıdıklan, saydıklan tek lı? Büyük devrim yapan memleketlor yor: Kızüay Cemiyeti, Dil Cemiyeti, şey yoktur. Hayatlannda düzen, ku de küçük müesseselerın yapamadığını Çocuk Esirgeme Cemiyeti! ral olarak ahşılmış bir şey yoktur. devlet yapar. Demek ki, bu da bir dev**• Kirli, karmakarışık bir sofrada ye * let işi olmalıdır. Budunun çocuk] anHeyet = 1 Kurul [Meclis anla mek yerler. Baba, yorgun, sarhoş na, hangi sınıftan olursa olsun, ctek sunaj. tur. Anne sinirli, manasızdır. En kü terbiye» vermek gerektir. Ona iyi 2 Salgıt [misyon anlamma]. ömekler gösterecek; yüksek duygu çük sebeble birbirlerine atüırlar; en 3 Salkur [heyeti murahhasa ağır sözleri söylerler; hatta dövüşür lar aşılıyacak, saygı, onur öğretecek karşılığı [. ler. Ayni hakaretleri, çocuğa da ya bir terbiye! Bu, nasıl, nerede olur? 4 Şekil parlar; onu da döverler. Sinirlerini Burada bazı fikirler söylemek belki 5 Kur, ttrtebümek için " en küçük bir irade bir hayal olur. Lâkin yapılması şimHeyetile = Olduğu gibi, hep bir terbiyeleri yoktur. Okumazlar; yük diye kadar geç kahnlş başka şeyler den, takımile. sek birşey düşünmezler; hiçbir çir olsun yapılamaz mı? Meselâ, neden Heyeti umumiye = Genkurul [gemahallede birer çocuk yuvamız, çokinlikten kırümazlar... nel kurul]. cuk bahçemiz yok? Çocuk kötü, çirMurahhas = Delege [dilege]. kin muhitlerde gününü geçireceğine Bundan sonra, gözlerim daha te onun hayata yeni açılan gözlerine güİşte size türkçeleri pek açık ve komiz, daha S^niş caddelerin etrafmda zel, temiz, iyi şeyler gösterecek bah lay, osmanlıcalan karmakarışık ke sıralanan büyük evlere, apartıman çelerde; ağac altlarında; zekâsını iş lime ve khşeler! Şimdi yeni kelime lara döner. Buralarda, muhteşem sa letecek, insan içinde yaşamayı öğre lerimizi mîsallere vuralım: lonlar içinde giyinmesini, temiz sof tecek örnekler görerek büyürse zaHeyeti Vekile dün Başvekil Ismet rada yemek yemesini, konuşmasuu bi rann yansmdan kurtulmuş oluruz. Inönünün nyasetinde içtima etmişlen; terbiyeli, nazik; hatta fazla ter Bu bahçelere, bu ana sınıflanna bü tir = Bakanlar Kurulu dün, Başbakan biyeli, fazla nazik insanlar görürüm. tün çocuklar mecburî olarak gitme îsmet înönünün başkanlığmda top Karşüarmda herkesi hayran ederler. lidirler. lanmıştır. En yüksek terbiyeli bir aileden gel Her şirketin bir meclisi idaresi Sonra bu bilgisiz, ülküsüz ailelere, vardır = Her sosyetenîn bir yönetim diklerine inanılır. Ne yazık ki, herhangi bir'tesadüfle birçoklanmız bu kendi mahallelerinde sık sık kon kurulu vardır. ince, bu nazik insanlann içyüzlerini feranslar verilerek biraz olsun bir İş Bankası heyeti umumiyesi yann öğrendiğimiz gün tepeden inme bir şeyler öğretilemez mi? Radyoda içitma edecektir îş Bankası Genyıldınmla vuruluruz. Bu nazh, bu verilen konferanslar ne temin eder? kurulu yarın toplanacaktu. Son günlerde Rusya ve AJmanyaya kibar insanlann biraz samimî olduk Bu yerlerde kaç kişinin evinde rad ları kimseler yanında, biraz şuur yo vardır? Yurdumun her çocuğu ü iki ^azeteciler iıöyetî gitti = Son suz kaldıklan bir anda yaldızlan dö zerine titriyen gözlerim, onlan böy günlerde Rusya ve Almanyaya iki külüvermiş; kızıl bir kalaya benzi le çirkin, sevimsiz, yurd için zararlı gazetecıler salgıtı gitti. Fransadan Asyayâ bir heyeti ilmiyen varlıklan kendini göstermiştir. görmek istemiyor, budunu ihmal eîşte^ birbirlerini çirkin çirkin tahkir den eski, karanlık çağlanmızın bize ye gidecektir =s Fransadan Asyaya bir üim salgıtı gidecektir. eden kan kocalar.^. îşte, çocuklan kötü bir miras olarak bıraktığı bu Delege türkçe olduğuna göre he na en ağır kelimelerle küfrçden ba çirkinlik ve geriliklere çare araştır yeti murahhasa için, ^delegasyon dibalar... Ve sonra, bu medenî yaldız; malarını salâhiyetli ellere bırakarak yebiliriz. Fakat salkur da, pek asü bu medenî maske... Ben bu tipleri de söîümü kesiyorum. bir Türk sözüdür'. «Cemiyeti AkvaŞÜKÜFE NİHAL gördükten sonra birincisile aralann Tek terbiye Terbiye bahisleri Cumhuriyet üzerinde çalışma SAĞLIK BAHİSLERİ Kredî ve satış kooperatifleri Evvelâ Izmirde kurularak ihracatı idare edecek Memleketin muhtelif yerlerinde kurulacak olan kredi ve satı» kooperatiflerine dair hazırlanan kanun lâyiha5i, Kamutay iknsad encümenmdedir. Lâyîha kanun haline geldikten sonra evvelâ, istihsal kabiliyeti fazla ve nüfusunun kısmı azamı mustahsil olan Izmirde satış kooperatifleri kurulacakbr. Bu mıntakanm başlıca mahsulle rinden olan üzüm ve incir mahsulünün memleketten dışan gönderilmesi işi bir kooperatif tarafmdan yapılacakhr. Izmir ve civannda kunılacak olan bu kooperatife girmenin. o civar müstahsilleri için mecburî olacağı söyleniyorsa da, bu doğru r' |ildir. Alâkadarlar bu şayiayı tekzib etmektedir • ler. Budunun çocuklarına, hangi sınıftan o lursa olsun «tek terbiye» vermek gerektir 44 ulus k a n s e r e karşı harb açtı Bugünkü kanser mücadelesinden alınan neticeler nelerdir, yarın neler ümid ediliyor? bazı hususlarda, radyoaktif usullere Parisle münieşir Pelil Parisien gamüracaat ediliyor. zetesinden: Yapbğımız şey, göze görünmiyen, Dünya hâdiselerinin bolluğu kar köküne erişmek imkânı olmıyan bir aşısında, lâyık olduğu ehemmiyetle karğacın, korkunç meyvasını kesmekten işüanamıyan büyük ve çok ehemmiyetbarettir. Fakat, bu göze görünmiyen li bir hâdise var. kuvvet, şiddeüni ve faaliyetini, hiçbir Bir yandan Avrupa sulhunu koruzaman bugünkü kadar açık açık ve mağa yarayan andlaşmalar hazırlanırmüstehzi bir şekilde göstermemiştir. Eln ken, 1933 yılında hazırlanan ve geçcn sabırlı araştırmalarla, en asil fedakâryıl akdolunan tecavüzî ve tedafüî arlıklarla alay ediyor ve Verneuili: sıulusal bir birlik te, bu senenin ma «Kanser, fen için bir hicabdır» diye yıs ayında Pariste faaliyete geçmiştir. feryad ettirecek derecede insan zekâBu birliği teşkil eden kırk dört sına meydan okuyor. memlekct arasında, Cenevrede bulunmıyan Almanya, Japonya ve Birleşik Her memlekette, enstitülerin ve e Hükumctlcr de dahil. serlcrin sayısı artn. Öğrenmek, anlaBu surctle toplanan bütün uluslar, mak için fenni, tedavi etmek için soysal teşkilât kuruldu. derhal bütün cephelerde' harb ilân ettiler. Neticesi, uzun yıllardan sonra Yapılan tecrübeler, bazı defa hasancak anlaşılabilecck olan bu harb, talığın müşahede edilmesine, hastalığa müşterek bir düşmana, binlerce sene karşı tedbir almmasına ve afetin te denberi bütün beşeriyeti tehdid eden davisine yaradı. El yordamile yürii ve isminin anılması zavallı insanlan nüyor, karanlıkta, rasgele vurulan darkorkudan dondurmağa kâfi gelen en bcler bazan hedefe ulaşabiliyor.... kuvvetli, en insafsız düşmana karşı aBöyle bir işi başarmak için, münferid çıldı. Bu menfur düşman kanserdir. çalışmak doğru olamazdı. Her dev Dünyayı kemiren bu mikrob bu letin, en küçük neticeleri bihe dığer devletlerin istifadesine arzetmesi, bügün hâlâ göze görünmiyen bir fena • tün tecrübelerin, bütün gayretlerin inlık İlâhı gibi, fennin karşısında, bütün tizam albna ahnması lâzımdı. esrannı gizlemckte dcvam ediyor. Medenî dünyamn bütün uluslannı, (Seretan) yıldız olup göke çıkmadan ısorabm karşısmda, bütün ırk, din ve evvel Hcrkülün ayağını ısırdı. siyasa kavgalannın fevkine çıkanp bir1935 yılının mayıs ayında burada leştiren bu büyük beşeri gaye Madrid toplanan ufacık arzunızın bu brk kongresini intaç etti. Ispanya payitahdört devlcti, kırk dört yıldıza karşı atmda, 1933 senesi birinciteşrin aymın kıbeti meçhul bir mücadeleye girişmi25 inden 30 una kadar bütün dünyaşe bcnziyorlar. oın ilim havvarileri toplandı. Bunlann Hakikat te böyledir. Karşımızdaki düşman hakkmda bildiklerimiz ne içinde, Iaboratuar adamlanndan başka, dispanser adamlan da vardı; fen den ibaret? O düşmanla çarpışabil ve şefkat birleşmiş, hayatlannı, illetin mek için «limizde hangi vasıtalar var? menjeinj âramağâ vakfedenlerle, hasBu düçman Bcrede? Ve kimdir? Bu düşmanı göremezsek onunla çarpışa talann ısnrabmı dindiren, onlan ölümden kürtaranlar elele vermişterdi. ~" bilir miyiz? Sayısız esran aydınlatan, cüzzam Ayni zamanda âlim ve sosyolog. omîkrobunu bile mikroskopun adesesi lan Justin Godart isminde bir Fran alüna koyan ve muaycne eden fen, sız fahrî reisliğe seçildi. Bu kor.gre bu canavarın karşısmda hâlâ şaşkın den, yeni bir Uluslar Kurumu, Kan • lığa uğrayor ve onun vücudünü ancak sere Karşı Arsıulusal Mücadele Ku yaptığı sayısız fenalıklarla anlıyabi rumu doğdu. Bu kurumun toplanacaliyor. ğı yeni Cenevre, fahrî reisin milliyeti itibarile, Paris olarak intihab edildi. Kanser, en sıhhatli, en sağlam yaFransa Sıhhiye Nezaretinde 22 mayıs pılı insanlara musallat olmaktan ade934 te toplanan ihzarî bir konferans ta vahşi bir zevk duyar. Kanser, çocuesnasında verilen bu karardan sonra ğun sağlam bir erkek, yahud inkişaf bir direksiyon meclisi seçildi ve daimî etmiî bir kadın haline gelmesini bek komiteyi intihab etmek vazifesi de bu ler ve gendiklerinde öteki hastalıkla meclise verildi. rın elinden kurtulup olgun bir yaşa geldikten sonra onlan yere vurur. Şu veya bu afetin menşelerinin nisbeten yeni olduğunu, bazılarının Av rupaya On beşinci asırda sokulduğu • nu, bir kısmımn da bizim yaşadığunız devirden evvelki zamanlarda hiçbir iz bırakmadıklannı biliyoruz. Bu afctlere galebe çalmağa teşebbüs euneden evvel, bunlan inkişaf ettirmek ve son ra tahlil etmek mecburiyeti hasıl ol muştur. Fakat kanser böyle değildir. Kan ser her devirde, Romadan ve Atina»dan evvelki zamanlarda bile görül müşrür. Hindistanda, Milâddan iki bin sene evvel yazılmış tıb kitablarında, kanser iltihablannın yanlmasına aid bir metoda tesadüf edilmişn'r. Şarkta olsun, garbde olsun, en eski zamanlardan, Ambruaz Pareye, ve Jansenin 1901 senesindeki mesaisine vanncıya kadar, tarih, bu acıklı meselcnin esran üzerine iğilmiş âlimlerin ıleri sürdükleri nazariyelerin uzun sil silelerile doludur. Halbuki, Yansenden. ve onu takib eden diğer birçok meşhur âlimlerin mesaisinden sonra bile, bugünkü fen hemen hemen başlangıcdaki kadar büyük olan cehlini ve aczini itiraf mec buriyetinde kalmıştır. Bu Yirminci asırda, bundan yinni asır evvelki gibi, hâlâ cerrahî usullerle kanser tedavisine yelteniyoruz. Sade ma giden heyeti murahhasamız = Uluslar sosyetesine giden salkuru muz.» Heyet anlamma kur kelimesini erkânıharbiyenin türkçesınde kullan dık. Bu kelime fransızca corps ve cour kelimelerini karşılamaktadır: Onun için Divanı Muhasebata Cours des Comptes karşılığı sağışkur denmiştir. Yeni arsıulusal teşekkülü idare e den bu komitenin reisi Fransız M. Justin Godart, reis vekilleri Alman pro fesör Borst ve Ingiliz profesör Rowntrecdir. Italyan Fichera ile Declaman, Felemenği ve Skandinavyayı temsil ediyorlar. Komite azası (Arjantin) namma profesör Roffo, (Belçika) namma Maisin, (Japonya) namma Mataro Nagoyo, (Isviçre) namına Jung, (Sovyet Rusya) namma Petroff, (Yunanistan) namına Minopulos, '(Lâtin Amerika) namma Aaenz (Ispanya) namına del Rio Ortegadır. Daimî büronun müdürlüğü, kuru mun umumî kâtibi doktor Jak Ban daline tevdi edılmistir. Adliye Müsteşarhğı Adliye Bakanlığı Ceza îşleri Müdürü Hasan Afyettin Adliye Müs teşarlığına tayin edilmiştir. ini, tedavi usullerini keşfebneeg çalı şıyor. Gene bir taraftan, teşekküller ve eserler, halb ve hatta hekimleri, şu ferah verici hakikatle aydınlatryor: «Kanser, vaktinde teşhis edilmek şartile tedavi edilebilir bir hastalıkbr.» Tedavisi kabil hastalar için, bu teşekküller; hastaneler, klinikler, ve dis • panserler açıyor, tedavi edilemiyecekler için de melceler! Araşurmalan kolaylaşhrmak sure • tile, belki de dünyaya büyük bir kurtuluş getirecek olan yeni bir Pastörün meydana gelmesini hazırlıyoruz. Hastalann, tam zamanmda, cerra hî, radyoterapi ve küriterapi osullerile tedavisini temin edecek olan teşhis metodlannı mükemmelleştinnek suretile, hayatlar kurtanyoruz. Hastahk hakkmda ne mi biliyo ruz> Evvelâ şunu biliyoruz ki kenser ne inidir, ne saridir. Kanserin asil tebe • bi henüz malum değildir. Fakat pro fesyonel kanserler, deri kanserlerini teşhis ve bunlara karşı faydalı bir çekilde mücadele etmemizi kolaylaştınyor. Parazitlere karşı ne gibi tedbirler almak lâzun geldiğini biliyoruz. Gerçi diğer ahvalde körkörüne gidıyoruz. Fakat reaksyonlan mütalea ediyoruz ve reaktifleri arayoruz. Kanserlilerin kanında, izafî bir reaksyon keşfedildiği gün, kanser tedavi ilmi en büyük zaferlerinden birini kaydedecektir. Kanser höcresinin âmilini, tecrübe yolile araşbnyoruz. Temas, teneffus ve yutma suretile tesmim eden kanser müvellidi bir takım cisimler bulundu. Alınacak tedbirleri tesbit etmek suretile bunlardan korunmak şimdiden kabildir. Bunlara maden amelesinde göru » len ciğer kanseri, füşin ve paftilomin yapan amelede tesadüf edilen mesane kanseri, X şuaile çalışan doktorlar • da husule gelen kanser, katrandan, maden kömüründen, parafinden gelen kanser, ocakçılarda olan kanser ne vinden afetlerde tesadüf edilmiştir. Belki de, bu illet, yollann katran • lanmasında kullanılacak bir nevi u sul sayesinde, yahud bazı yağlama yağlarinı menetmek, kömürün, benzi nin, kalın yağlann yanmasile husule gelen idrokarbürü filitreden geçirmek, bazı gıda mahsullerinin renk verici maddelerinin sabşmı yeni esaslar dahilinde tanzim etmek suretile önüne geçilebilecektir. Profesör Lorand, kanserin, zejrtJnyağ ve sarmısak yiyen milletlerde daha az olduğunu söylüyor ve üzüm tedavisini, ishal verici madensulan iç meği tavsiye ediyor.» Doktor Bandelin izahatı Bu kırk dört ulusluk kurumun ne yapacağmı, teşebbüs ettiği mücadeleyi nasd idare edeceğini, ne gibi silâhlarla çarpışacağını kendisine sorduğum doktor Bandalin, mücadelenin fennî ve içtimaî olmak üzere iki baştan yapüacağmı söyledikten sonra şu iza hatı verdi: « Dünya yuvarlağı üzerinde, binlerce âlim, varlıklannı, kanserin sırnnı aydınlatmağa, Kanser sfenksi nin ağzından lâkırdı almağa hasret mişlerdir. Diğer taraftan gene binlerce fedakâr insan, bedbaht hastalann te davisine, acılarmı dindirmeğe çabalı yor. Bıkmaz ve usanmaz ve amansız bir mücadele zaten başlamışbr. Bir yandan, kanserle mücadele enstitüleri, münferid çalışanlann mesaisini bir araya topluyor, onlara ıs tikamet veriyor ve biyolojistlerin, kimyagerlerin, fizikçilerin klinikcilerın gayretlerini tevhid ederek illetin menşe 1936 toplantın Kongrenin, 20 eylul 1936 da Brükselde yapılacak olan gelecek toplann sının tarihî bir celse olacağı anlaşılı • yor. Bütün dünya mütehassıslan orada buluşacâk, tetkiklerini, müşahede lerini ve aldıklan neticeleri karşılaştı racaklar. Muammayı halletmek, afeti yenmek için bütün laboratuarlar, bütün klinikler faaliyete geçmiştir. Kanserle Mücadele Ulusal Birliği, müşterek düşmanla çarpışmak için her memleketten, her ırktan, her dinden âlimlen sinesine toplamak suretile, arsıulusal bir tesanüd eserı vücude ge tirmiş ve sulh yolunda çalışmakta bulunmuştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: