May 22, 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

May 22, 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Majısl935 CumfıurİTst İzmirde bîr Bestekârlarımızın konseri ve Viyana gazeteleri Eserjer çok takdir edildi Geçenlerde Viyanada konser veren ve konşerleri Viyana radyosile nak ledilen değerli bestekârlaranu Ce mal Reşid ve Hasan Ferid hakkında Viyana matbuatında çıkan tenkidlerden bazüarını neşrediyoruz. kuvvetli bir tesir bıraktı. Jozef Marksın kürsüsünde yetişen genc san'at kâr şimdi yurdunun ulusal temlerile beslenen bir san'at ufku içinde iler liyor. aile faciası Bîr adam, karısını balta ile yaraladı {Dil üzerînde çalışmalar Kılavuz için dersler 11 Yadigâr, bergüzar = Andaç, an maç Muhtıra = Andıç Hatıra = Anı Bu ev baba andaçı'dır. Onun için bir türlü kıyıp da satamıyorum. Bu armağanı birlikte geçirdiğimiz günlerin aomacı olarak kabul eder mi siniz? Fransa hükumeü, son silâhlanma meselesi üzerine, Almanya hükumetine yeni bir andıç daha verdi. Bu yolculuktan güzel anılarla dö neceksiniz. Gazetelerde Kayserin anılaruu okuyor musunuz? Beşerî = lnsel Insaniğ = ( T . Kö.) Bu kadar gurur belki insel'dir; fakat insaniğ değildir. **» Bidat = Türeç Osmanh tarihinin îyi ve kötü tü reçler kavgasını haürlar mısmız? = (Bidatı hasene, bidatı seyyie) Her türeç yeni olduğu kadar fay dalı olmak lâzım gelmez. •** Bilâvasıta = Araçsız, doğrudan doğruya Bilvasıta = Araçlı, araçla Araçlı, araçsız vergiler = Bilvasıta ve bilâvasıta vergiler. Ben araçla iş görmeği sevmem *»* Ittifak = Bağlasma Irtifakı âra = Oy birliği Bilittifak = 1 Oy birliği ile, 2 Elbirliği ile Müttefik = Bağlaşık Osmanh lmparatorluğu hangi tarihte ve kime karşı Almanya ile bağlaşn? Sürsal bağlaşma'larının önüne nasıl gececeğiz? Dünkü kanun Kamutayda oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu fşte elbirliği ile yürüydim. Büyük harbde bağlaşık devletler hangileri idi? Bu örneklerde geçen yeni kelime: [Taarruz = Sürsal Temyiz = Ayırd Temyiz etmek = Ayırd etoek Bahceleri yüksek duvarla ayırmak doğru değildir. Almanyada bunun tam tersıne gözle güç görülür tellerden başka bir şey koymazlar. Onun için ev «xkaları genis bir park göreyi alır. İkinizin fikirleriniz arasında büyük bir ayrım görmüyorum. Aşk tatlı olurdu, aynlık olmasay dı.. Kanun yurddaşlar arasında ayra tanımaz. Bu işte sizi ayramak istedim. Bu sabah yüzünün ayram bir giizelliği var. lyiyi kötüden ayırd edemez. Tehlike karşısmda ayırd tnelekesini kaybetmiyenlere ne kadar az rastlanır? Bu örneklerde geçen kelimeler Görey = Manzara Meleke = (T. Kö.) Öngörii = Basiret Normandinm îîk seferi şüpheli Havrda gemicî grevi devam ediyor Paris (Hususî) Havr limanında gemi amelesinin yapügı grev hâlâ de vam ediyor. Deniz Ticaret Bakanı, Bakanlar heyetinde grev hakkında verdiği izahat taıı 9onra, grevcil«rin delegesme: «Gemilerinizdcki vazifenize dönü nüz. Karanmı size ondan sonra bil • direceğhn» demiştir. Deniz ticareti işJeri bakanı, kura * panyalarla amele arasındaki aniaşamamazlığı bir an evvel halletmek iste tlıği için, deniz sindikalan ulusal federasyonu idare kâtibi Alkiyenin talebi üzerine, munvaileyhin de dahil bulunduğu bir delegasyonu kabul etmiştir. Bir saatten fazla süren müzakerenin bekl«n«ı neticeyi vermediği söyleniyor. Deniz Tîcaret İsleri Bakanlığı, neşrertiği Tesmî bir tebliğde, ihtilâfm asıl sebeblermfn, bakanlıkca verilecek hüküm karannm gecikmesi olmayıp, Transadantik kumpanyası vapurlannda sefer yapan amelenin vazifelerine dair olarak bu karara bir madde îlâ • vesi olduğunu bildiriliyor. Deniz amelesi federasyonu, bu amelenin vazifelerinin daimî olmasmı, yani sefer haricinde dahi amelenin vazife başında addedilmesini isü'yor. Halbuki kumpanva bu talebi reddetmekte ve bu reddîn her türlü kanun ve nizamlara uygun olduğunu söylemektedir. Bakanlık, amelenin vazifeleri başına avdeune kadar kararuıı tehir etmiş tir. İ 6/4/935 Wiener Zeitungdan: «Şimdiye kadar uluslar arasında karşilıklı verümekte olan konserler bizi musiki sahasındaki tarzlannı esasen bildiğimiz uluslarla tanıştırmıştı. Bu «mübadele konserleri» bizde yeni intıbalar uyandırmaktan ziyade konserlerin progranuna giren mületlerdeki yeni faaliyet unsurlaroıı ta nıtıyordu. Bu sefer, bir orkestra konseri yeni Türk musikisini karşunıza çıkardı. Yeni Türk mukisini dinle mek hususunda hemen hemen hiçbir fırsata malik olmamış olan birçoklarımız için bu tam bir yenilik idi. İstanbul Konservatuarını Viyana A kademisi usullerine göre tanzime memur olan profesör Marksın izah edici bir konferansından sonra Cemal Re şid ve Hasan Ferid Alnann eserleri çalmmıya başlandL Cemal Reşid pi yano ve orkestra için yazdığı konsertokromatiğini bizzat piyanoda sohst olarak parlak ve cesur bir teknikle çaldı. Bu eserde kullanılan temler ulusal hususiyettedir. Bilhassa konsertonun son kısmının temi musiki ile alâkası olmıyan dinleyiciler için bile derhal Türk karakterini tebaruz et tiren bir kuvvette idi. Cemal Reşid Armoni duygusunun tarzmdan da anlaşıldığı gibi Pariste tahsil elmiş ve empresyonist cerayan unsurlarmdan birçok şeyler almıştır. Orkestra par tisinin şeffafiyeti ve nadir görülen aydmlatıcı kudreti Debussy ve Ra velin tesirlerini ifşa etmekle beraber bestekâr bir an bile vatanının ulusal melodilerinin zemininden ayrılma mak suretile kendi hususiyetlerini tamamen muhafaza etmiş bulunuyor. Bu hal Hasan Ferid Alnarda başka şekilde tezahur etmiştir. Ferid Ce malden daha ziyade halk melodileri içinde kalmıştır. Bu halk melodile rinin kendisine mahsus âlemine da » larak ve bizim musiki kaidelerimıze göre hemen hemen izahı kabil olmı » yan armoniler tatbik ederek kendisine mahsus bir armoni yolunda gitmeyi tecrübe ediyor. Buna rağmen her noktada nafiz ve ısrarlı bir mantık tan ayrılmıyor ve bir dakika bile sahte bir atonalite tesiri belirmiyor. Hulâsa birçok bestekârları taklide teş vik edici mahiyette tamamen yeni bir musiki dinletiyordu ki bu Feri din bestekârlığımn en kuvvetli taraf ıdır. Alnar, iki Turk dansında kuv • vetini bize yabancı bir ritm ve ha lis bir kuvvet membaından alan bir coşkunluk hamlesi ve bir dans cez besi ifade ediyor. Konserin üçüncu kısmmı Cemal Reşidin «İntıbalar» ı teşkil ediyordu. «Balıkçıların şarkı sı» yapayalnız devam eden baslarile, sonra hemen parıldamıya başlıyan balıklarla, tuzlu su köpüklerüe, dal • galanan sesler ile tamamen orijinal dir! cÂma dilenci kadın» isimli parçada dilenci kadımn müşteki bir fa gote verilen ve gittikçe uzaklarda kaybolan monoton terennümü dahi yane bir sadeliktedir. Kabastanın idaresindeki müzipyenler bu güç musikiyi büyük bir sevgi ve anlayışla benimsediler. 8/4/935 Da» Echo Ne sihirkâr, ne hayaL Türkiye üe Avusturya arasında bir musiki mü badelesi var. Dün ve evvelki gün biri Avusturya Bestekârlan cemiyeti nin konser serisinden olan ve diğeri radyo ile verilen iki Türk musikisi konseri dinledik. Bu konserlere kar şüık olarak Avusturyalılar da Türkiyeyi «iyaret edeceklerdir. Türkiyede büyük bir harartle inkişaf eden Av rupa musikisi kültüru hiç şüphesiz biz Avusturyalılar arasında ilk akis lerini bulacak ve daima beraber yü rüyecektir. Yeni Türk musikisinde hal ve is tikbalini temin eden genc Türk mu sikişinaslannm başlıca bir kısnu bilgilerini Viyana musiki mehafiline ve Marksa müteşekkirdir. Fakat memnun olacak cihet şudur ki genc Türkler öğrendiklerini aynen kopya etmekle kalmıyorlar, kendi yurdlarınm melodilerini garb san'atüe birleştirerek yeni bir musiki yapıyorlar. Böylece şark ve garb tses» te birleşiyor. Ve Türkiyede «Belabartok» ve «Korali» nin Macaristanda yaptığı gibi modern bir Türk san'at musikisi doğuyor. Cemal Reşid, dinlediğimiz beste kârlardan en kuvvetli şahsiyeti ta » şıyandır. Arzu edilen (sentez) onda en mükemmel, en derunî bir şekilde muvaffak oluyor. Bayan Vahdet Nurinin donuk ışıklı ve alev gizli sesile okuduğu «Lied» ler bütün raman ve mekân mesafelerinde zevkle ve alfika ile duyulan eserlerdir. Bayram Meryem îzmir (Hususî) Karşıyakanın Hacıhüseyinler köyünde, feci bir aile faciası olmuş, Bayram isminde kıs kanc bir koca, kansı Meryemi balta ile başından ağır surette yaralamışür. Kadın ölmek üzeredir. Bayramla konuştum. Bana dedi ki: « Benim karım, Kâzım namında birile sevişiyordu. Yolsuzluğa başla mıştı. Ona: «Meryem, yapma, dedim, bu fena hareketlerin başımıza bir felâket çıkaracak!» Fakat hiç dinlemedi. Işi azıtü» Bu aralık Kâzımı da yakaladım; yalvar dım; dinletemedim.. Onlar bildikle rini yapıyorlardı. Cuma günii akşam kanm eve geç geldi. Sokakta karşılaşhk. Gene bu meseleden aüşmağa başlad.k: Bire kadın, dedim. Ben buna tahammül edemiyorum. Yazık değil mi yuvamıza, sokaklara düşeceksin! Bana öyle sözler söyledi ki, dayanamadım, balta ile vurdum.. İşte mesele.. Hatta daha evvel Kâzımla dövüşmüştük. Gözüme vurmuştu ve hâdise polis tarafından tahkık edıliyordu. Ne yapalım, namus belâsı, bu iş ba şıma geldi.» *** Hergün beş ke j lime karşılığı Yedinci liste 1 Emri v»kî = Olut İ Örnek: Almanya, silâhlan Amele, delekelerinin avdetinden sonmakla, Avrupayı yeni bir o § ra yapacaklan umumî bir toplantıda, lut karşısmda bıraktı. bakanlığm kararını öğrendikten sonra 2 Tayin etmek = 1. Belitmek, greve devam edip etmiyeceklerini ka 2. Atamak. Tayin = 1. Belit, 2. Atama. Örnekler: 1. Türkçe yazıMrda, yeni kelimelerin kulla nış yerini iyi belitmek lâ ıımdır. 2. Koiisolosluğuna Bay atanmıştır. Garetelerde yeni »tam*lar listesi bugün çıktı. 3 tstihsal etmek = Üretmek Müstahsil = Üretmen Mahsul (genel olarak) = Ürüt, Ürün. 4 İstihlâk etmek = Yogaltmak. Müstehlik = Yoğaltman. 5 Arz ve taleb = Sunum ve istem. Örnekler: Güdümlü ekonomi sunum ve istem kanunlarıru altüst etti. Bu yü dokuma piyasasında sunum az, istem çoktur. Türkiyede yoğaltmanlarla üretmenler arasında asığ (men| faat) kavgası yoktur. Buhran yüzünden Avrupada yalnız maddiğ sıkıntı artmış değildir; yüksek fıkir ve sanat ürütlerinin de gittikçe a zaldığını görüyoruz. Bu yü endüstri ürünlerimiz iç pazarda, tarım (ziraat) ü rünlerimiz dış piyasalarda çok istek (rağbet) görmüş tür. rarlastıracaklardır. Maahaza grevin, «Normandi» nin yapacağı ilk Amerika seferine mâni olmıyacağı söylenmektedir. Beyoğlu Halkevi üyelerînîn yürüyüşleri Dinî kıyafet 7/4/935 Arbeiter Sonntagdan: Avusturya Bestekârlar Birliğinin bir konseri bizde şimdiye kadar hiç tanınmamış olan Türk musikisi eserlerine tahsis edilmişti. Bu konserden anlaşüdı ki Türkiyede birçok genc bestekârlar sistem, tonal itibarile bizimkine benziyen fakat ifade ve eda itibarile yeni bir hususiyet gösteren eserler yazıyorlar. Dinlediğimiz e • serlerin hepsi, (Lied) ler, oda musi kisi eserleri, piyano eserlerL Hep yukarıdan a>»ğı gayet teshir edici idiler. Türkiyede en kuvvetli bestekâr şah siyetinin Cemal Reşid olduğu anlaşılıyor. Ayni zamanda " Cemal Reşid kendi eserini çalarken gördüğümüz ve tanıdığımız gibi mükemmel bir piHalkevî spor kısmı üyeleri ilkbahar yanisttir de. Kezalik Hasan Ferid Al yürüyüşlerine devam etmektedirler. Şimnar bu kuvvetli bestekârlardan birisi diye kadar Aydoz dağına, Kemerburolarak tanındı. gaza ve Belgrad ormanlanndan Kil Türk musikisi hayatmm inkişafını yosa olmak üzere yürüyüş yapmışlar takib ve bu gibi yeni eserleri tanımak dır. Bu cuma da 4 üncü yürüyüşü çok arzu edilen birşey olacaktır. Polonez köyüne yapacaklardır. Resim *** Itilâf = Anlaşma Mütelif = Anlaşık Balkan anlaşma'sının ruhu, Balkanlarda banş ve eşitlik düzenini koru maktır. Büyük harbde anlaşık devletlerin hangileri olduğunu söyler misiniz? Ittihad = Birleşme Müttehid = Birleşik Vahdet, ittihad = Birlik Şimdiye kadar aramızda hiç bir fikir birlemesi olmamıştır. Buhranın ilk büyük fırhnaları Amerika Birleşik Cumuriyetlerinde kopmuştur. Bizde halk birliği esastır. Yeni kanunlar talebe birliklerinin siyasa ile uğraşmasını yasak edecektir. *#* Tefrik etmek = Ayırmak Fark = Aynm Iftirak, firkat = Aynlık • lstisna = Ayra ı lstisna etmek = Ayramak Müstesna = Ayram (Baştarafı 1 inci sahifede) nî vazifesi olan şahıslardan mühim bir kısmı bu kanuna riayeten kisvelerini değiştirmeye ve dinî elbiselerini yalnız vazifeleri başlarında giymeğe başlamışlardır. Bühassa İstanbul Müftüliğile İstanbul Evkaf Müdürlüğü camilerde mu vazzaf memurlara bu şekilde tebligat yaptıkları gibi Rum Patrikhanesi de rahibler için siyah elbise sipariş etmiştir. Bazı papazlar sakallarını da kısaltmışlardır. Aldığımız malumata nazaran Diyanet İşleri Riyaseti de camirlerde va zife yapan memurları için elbise sipariş edecektir. 13/4/935 Radio Wocheden: Çarşamba günkü modern Türk musikisi konseri birçok bakımlardan yüksek bir alâkaya değdi. Dinlediği miz Türk musikisi garbî Avrupa ar moni mefhumunun tesir ve nüfuzlarını bariz bir şekilde taşıyordu. Çok şükür radyomuzdan dinlediğimiz yeni eserler arasında bu sefer yenilik na mına falsolu sesler dinlemek akıbe tinden bu sefer kurtulduk, zevkli bir yenilik dinledik. gencleri Bendlerde göstennektedir. 165 kuruşa Londradan Parise seyahat! Lise ve ortamekteblerde imtihan 10/4/935 DU Stundeden: Bu mevsimdeki Avusturya Beste 11/4/935 Neues Wicner Joar kârlar Biriliğinin (arsıulusal müba naldan: dele konserleri) bizi bir Türk akşa Son günlerde Viyanayı ziyaret e mile karşılaştırdı. Bu konsere bilhasden musikişinas mısafirlerimiz dun • sa ekzotik bir tesir yapmaktan kaçı yanın birçok kıt'alanna mensub milnan iki hakikî Türk bestekân iştirak letlerdendi. Bu arada şarkın kapısı ettL En yeni çağlarda Türkiye Avruolan Türkiyenin yeni musikisi hak pa musikisinin etüdile inceden inceye kında yeni fikirler edinmemize ya ehemmiyet ve hararetle çalışıyor. Birıyan iki konser dinledik. Ve yeni lindiği gibi, Türkiye, yurddaşımız JoTürk musikisi ile aramızda umduğu zef Marksı Konservatuarlanna mualmuzdan fazla yakınlık bulduk. Dın lim olarak davet etmiştir. Bu seferki lediğimiz iki genc Türk bestekân bu konseri temin eden Marksa konser nun delili oldu. Bunlardan Cemal Re lerin her iki davetlisi de müteşekkir şid Avrupa ve bilhassa Fransız kül olmak gerektir. tki bestekârdan biritürünü tamamen benimsemiştir ki si, Hasan Ferid Alnar daha yumuşak kompozisyon kudretini piyano kon • ve Avrupa tesiri altmda kalmış bir sertosunda, bir kuvartetinde ve gayet mizacdadır. Hususî bir itidad sahibi müessir ve tatlı «Lied» lerinde gös » olan Cemal Reşid gerek piyano için terdi. Bu liedleri söyliyen Türk san'at yazdığı Anadolu danslarında, gerek kârı Vahdet Nuri Mitağ çok muvaf ayni derecede yeni ve sırf istidad ışıkları yayan koartetinde, daha kuvfak olduğu gibi Oskar Kabastanın i • vetli bir sima gösteriyordu. daresindeki senfonik orkestranın da Her iki bestekânn koartetlerini çaldığı eserden yüksek bir zek duy duğu görülüyordu. Hasan Ferid ko • (galimir) ler virtöözcasına çaldılar ve vartetinden maada dans parçalann • misafirler hararetli alkışlarla karşi dan mürekkeb orkestra eserlerile landılar. . Ermeni Patrikhanesinin kararlan Ermeni Patrikhanesi Cismanî meclisi dün sabah Patrik Naroyamn başkanlığı altmda toplanarak 13 hatiranda tatbik edilecek olan kıyafet ka nunu hakkında konuşmalarda bulunmuştur. Meclis 13 haziram bekleme den Ermeni papazlannın sivil kıya fetle gezmelerine karır vermiş ve bu karar dün bütün kiliselere tamim edilmiştir. { Bu karara göre haziranın birinden î itibaren Ermeni papazlar sivil kıya fetle gezeceklerdir. KUise kendilerine Kız Lisesinde imtihanlar elbise ısmarlamıştır. Lise ve orta mekteblerde bitirme imBeş hazirandan itibaren de olgunluk Dığer taraftan Vılâyet, kıyafet katihanlarına devam edilmektedir. Tat imtihanlanna başlanacakhr. nunu ahkâmma göre Ermenilerden bik edilmekte olan imtihan talimatnaTarih, coğrafva, yurdbilsisi ve riyakimin ruhanî kıyafet giyebileceğini mesine nazaran lise ve orta mektebi biziye derslerine aid sualler, Kültür Ba ikametgâh adresi ve nüfus kaydinin tirme imtihanlarının 25 mayıs cumartekanlığı tarafından kapah zarflar içinde suretile bildirilmesini istediğinden, sine kadar bitmis olması lâzım gelmek bütün lise ve orta mekteblere gönde Meclisi Cismanî Ermeni papazları atedir. Halbuki Istanbulda, imtihan korilmiştir. rasında yalnız Patrik Naroyamn Hinî misyonlannı teskil edecek muallim az Geçen yıl, orta mekteblerin baka olduğundan cumartesioe kadar imti lorym imtihanlannı kazanamıyan tale • kıyafetle gezebileceğini bildirmistir. hanlar bitirilemiyecek, mayıs sonuna Rumlardan yalnız Patrik Fotyoa benin imtihanlan, eski talimatnameye kadar devam edecektir. uygun olarak yapılacaktır. dinî elbise ile gezebilecektir. Her Crufled ve tayyaresı Herr Gronfeld isminde bir Avus turyalı motörsüz tayyare ile Londra dan Parise kadar uçmuştur. Bu seyahat dünyanın hiç bir vasıtasında görülmemiş bir ucuzluktadır. Seyahat için bizim paramızla 165 kuruş sarfedilmiştir. Parise vardığı zaman tayyarenin deposunda daha Cenevreye gidebilecek kadar da benzin vardı. Bu tayyareyi vapurla Londradan Parise nakletmek için 19 İngiliz lira sı lâzımdır. Tavyareci Burge tayyare istasyonundan Parise gitmek için, Londradan buraya kadar sarfettiği paranın iki mislini vermiştir. Bu tayyare nin fiati 150 İngiliz lirasıdır. Ve tay « yarecinin ailesi bunu kullanmasını bir haftada öğrenmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: