25 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

25 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Mayısl935 Cumhuriyvt İstanbul halkı nerelerde otururlar: 1 Mağara kovuklarından bozma bir odada yaşıyan 6 çocuklu ana «Burası güneş almazmı hiç?» diye sordum «Hayır» cevabını verdi. «Ya rutubet?» 1 diyecek oldum acı acı güldü Tabiatin yarattığı garib mahluklar Sakallı kadın, iki kafalı adam, ve yapışık kardeşler «rayritabiilikleri yüzünden zengin oldular |L Dil üzerinde çalışmalar Kdavuz için dersler 14 Tereddüt etmek = Duruksamak, ikircinmek Tereddüt = Duruksa, duruksama, ikircinme Mütereddit = Duruksun, ikircin Son dersimizi tereddüt etmek keli • mesinde bırakmıştık. Kılavuz eski dergiden iki kelimeyi buna karşılık ola rak koymuştur. Belki duruksamak daha güzel; fakat ikircinmek de bütün Anadoluda bilinen bir kelimedir. Tehlike karşısında duruksamak, yenilmektir. Harb, duruksaya gelmez. Duruksun adamlar, siyasada hiçbir zaman ön safa geçemezler. Ayni miselleri ikinci kelimemizle tekrar edelim: Tehlike karşısında ikircinmek, ye nilmektir. Harb, ikircinmeye gelmez. İkircin adamlar, siyasada, hiçbir zaman ön safa geçemezler. • ••* Müzakere = Görüşme, görüşü Münakaşa = Aytışma Teatii efkâr = Oylaşma Efkân umumiye = Kamoy (Ka muğoydan) Habeş meselesi hakkında ilk görüşmeler dün olmuştur. Son görüşüden sonra, danışma yolu ile bu meselenin içinden çıkamıyacağımızı anladık. Bizde ayhşmalann çoğu, kahve abşmalarına benzer. Aytışmak bir kavga değil, bir oylaşmadır. Ingilterede kamoy birkaç günden beri yeniden işçi partisine eğgindir. Bu misallerde geçen yeni kelime ler: Kanışma = Rızai tarafeyjı Eğgin s = Mütemayil Güneş batarken, Üsküdar, bir yalkırılar rüyasına döndü. »•* • Altı çocuklu ana ile karşı karşıya Dar ve kaldmmları bozuk bir sokak, beceriksiz bir çocuk eli ile ya pılmış bir çizgi gibi kıvrıla, kıvrıla u zanıyor. Havanın çok güneşli olmasına rağmen, bir türlü kuruyamıyan bir çirkef birikintisi önünde yalm ayaklı, yırtık ve kirli elbiseli çocuklar toplanmış. Kim bilir, belki onlara içinde kır mızı balıklar yüzen mermer bir havuz kadar cazib gelen bu suya ellerini sokmuşlar, karıştınp duruyorlar. V e arada bir geriye çekilerek bu suyun içine kocaman taşlar atıyorlar ve hangisi çarnurlan daha yukarı çıkarabilecek diye aralannda yanşıyorlar. Spor merakının, rökor yapmak aşkının bu pek iptidaî şeklini gülümsiyerek seyrederek oradan geçiyorum. Şimdi eski bir hanın son dükkânının önündeyim. Buraya dükkân demek bilmem doğru olur mu?.. Buraya orta devirden kalma bir cîuvann içine oyulmus bir hapishane höcresi demek bence daha münasib düsüyor. Senelerin kararttığı kocaman taşları ruha kasvet veren bir cephede nisbeten yeni tahtadan bir kapı; eski bir esvaba sonradan konulmuş bir yama gibi göze batıyor. ' "Ve' bu kapının önünde slyah yeldî*yüzlü r,rqçli,,.vc,siyah başörtülü, solgun bir kadın küçük bir iskemlenin üstün de oturmuş. Kucağında yüzünde bir iki sıynk ve berenin izini taşıyan san saçlı, üzüm gibi kara gözlü bir yavru var. Kapının önii pek kalabalık, etrafta narikulâde zamanlarda göriilen bir he,fecan görülüyor. Biraz evvel bir adam şu köşebaşında bir kadının kalbini bıçaklamış, şa hid olarak götürülen bir kadın siyah çarşafının pelerinini sokakta dar giyiyordu. Kcndisi dışarlıklı olacak. Aman ben polise ne söylorim diye dövünüyor. Yanına yaklaşan îstanbullu bir amele: Görmedim dersin a kardes! diye ona akıl öğretirken orada hazır bulunan bir memur: Akıl öğret bakayım sen de, sözJerile çıkışıyor. Yok bay ağabey.. Kendisi görmedim diyordu. Görmüşse gördüm desin elbette... Sen gördün mü? Ben mi?.. Yoo... Vallahİ, billâhi, tallahi ben bir şey görmedim. Köşebaşmda olan cinayeti hiç kimse görmemis. Hatta şu kapının önünde oturan solgun çehreli kadıncağız da, hepsi hâdiseden sonra buraya gelmis/lermiş!.. çıkıyor... îleride modern apartımanlara gıpta verdirecek (!..) bir kerevet bütün duvarın boyunca uzanıyor... Koca man bir duvarın içine oyulmuş, sözde bir pencere buraya gündüz saat ikide gecikmiş bir kış akşamının rengini ve nyor. Burası güneş almaz mı hiç?... Hayır... Ya! Rutubet yok mu burada? Çok rutubet var amma... Allah razı olsun bana bu yeri veren iyi kalbli adamdan, yoksa altı çocuğumla ben nereye bannırdım? Altı çocuğunuz mu var sizin?.. Allah hepsini bağışlasm bana bayanım... Evet altı çocuğum var... Altı çocuğunuzla burada mı oturuyorsunuz?.. Altısile birlikte... tçinde hava almaktan zahmet çektigim bu odaya bir kere daha bakıyo rum. Ya nerede oturalım?.. Peki bu havasızlık, bu rutubet, bu güneşsizlık sizi hasta etmez mi?.. Ben kendim hastayım, onun için çalışamıyorum. Daha iyi yerde oturacak ta kudretimiz yok. Çocuklarınm hepsi küçük mü, onlar JL» çalışaraıyorlar mı).. Çalışıyorlar. Büyuk oğlum Mansur on yedi yaşındadır. Abudefendi hanında eldiven fabrikasmda ameledir. Kaç para yevmiye alır? Ü ç lira... Günde mi?.. Maşallah..* Gülmesini hiç bilmez zannettiğim bu ciddî yüzde peyda olan garib bir kınşıklık bana romanlarda yazılan «acı, acı güldü» sözünün bütün manasını öğretti. Nerede o bolluk dedi, haftada... Haftada üç lira alıyor. Peki öteki çocuklann çalışmıyor mu?.. Çalışıyorlar. Ayşe on dört yaşındadır. O da şurada çorab fabrikasmda çaluıyor... îki lira alır. Bu defa: Haftada mı diye korkarak sordum. Çünkü bu sefer de ayda cevabı nı alacağımı zannediyordum. Halbuki kadın tasdik etti: Evet haftada. Öteki çocuklannız?.. dedim. Ötekilerden Leylâm ile Esmam mektebdedirler. Onlan bari cahil bırakmıyahm, dedik. Altı yaşındaki Ya kubum odacı Bay Azizin yanında oturuyor. Önürdeşmek = Rekabet etmek Önürdeşme = Rekabet Önürdeş = Rakib Bu iki arkadaş, siyasa hayatında eskidenb^ri önürdeşen, fakat bu yüz den hiçbir zaman aralan bozulmıyan kültür ve ahlâk sahibi adamlardır. Güdümlü ekonomi başladığından beri eski önürdeşme özgürlüğünden bahsedilmez olmuştur. Dinle beni, sevgili önürdeşim! İş baska, dostluk başkadır. Manzara * = 1 Görey (paysage) 2 Görünüm, görünüş (aspect) Bizde görey resimlerini en iyi ya pan artist, ... dir. Üsküdarın karşıdan göreyini nasıl bulursunuz? Bu meselenin sosyal görünümü büsbütün başkadır. Devrim davamızın yeni görünleri karsısmdayız. Eski evın denize olan göriisü daha güzeldi. Hergün 5 kelime Onuncu liste Tahlil etmek = Çözelemek. Tahlıl = Çöze. Tahlilî = Çözel. Örnekler: 1 Bu yazryı dikkatle çözelemek lâzımdır. 2 Bu mesele hakkındaki çözenizi akla yakın bulmuyo rum. İnkılâb = Devrim. Örnek: Biz henüz devrim içindeyiz. 3 Tecrübe = Deneç. 4 Tecrübe etmek = Denemek. ÇYukartda solda) t ettboyt dedikleri şişko ve itkelet adam yanyana, (aşağıda rağda) dünyantn en küçük cüceri alelâde bir adamın elindeki tepsinin içinde, (aşağıda molda) Si» yamlt yapışık ktz kardeşler, (ytıharvda $ağda) zenci yapışık kız kardeşler Tiyatrolar, sinemalar, at cambaz haneleri; insanları hep şaşkınlığa ve heyecana düşürecek mevzulan veya mahluklajı bularak müşteri çekmek gayesini takib ederler. Bu iş, senelerdenberi böyle olduğu gibi zamanımızda da değişmemiştir. Hele at cambazhaneleri ve varyete numaraları gösteren müessese ler nerede bir hilkat garibesi varsa onlan ele geçirip memleket memleket gezdirir, kendileri ile beraber onlan da zengin ederler. Oyle ya, söz temsili çifte kafalı adamı, jı?hud altı bacaklı kadını, sekiz gözlü çocuğu kim görmek istemez. Zengin fakir, ihtıyar genc, kadın erkek herkesin oraya koşacağında şüphe var mı dır? Işte bazılarının dünya üzerindeki saadetleri de bu suretle temin edilir. Eciş bücüş, cirkin, berbad bir sekilde doğmuş bir hı'kat garibesi o halde dünya ya gelmesi yüzünden, nice sapasağlam adamlar issiz güçsüz, sefil bir halde dolaşırlarken, milvonerler gibi evreni gezer dolasır, lordlar gibi yaşarlar. rîne büyükemkte ve oynamaktadırlar. Laloyu muayene eden doktorlar onun kızkardeşi Lala ile birlikte annesinin karnında ikiz olacak vücude geldikleri, fakat kızkardeşinin büyüyemediği, ka fasının da ağabeysinin kamında kaldığı teşhisini koymuşlardır. İnsanları şaşırtacak diğer bir garibe de lâstik yüzlü adamdır. Bu adamm çehresinin ve burnunun derisi tıpkı bir kauçuk safhası gibidir. Çekildiği zaman istendiği kadar uzar ve bırakıldığı za man tabiî halini alır. Halk böyle bir şeyi duyar da gör mekten, muayene etmekten geri kalır mı? Bılet epeyce pahah da olsa gene parasına kıyıp muhakkak içerı girer. înkisan hayal = Umusa Inkisan hayale uğramak = Umu sanmak înkisan ziya = Yalkın O kadar güvendiğim bu adam, beni, çahşmıya başladığının daha ertesi günü umusaya uğrattı. •.Hayal peşinde koşmak, sık sık, umusanmak demektir. Hiçbir şey umusa acısına mez. benze »5 Anlam = Mâna. örnek: Bu kelimenin ne anlama geldiğini bana söyler mi siniz? Not: Gazetemize gönderilecek yaı ztlarda bu kelimelerin osmanlıca ları kullanılmamasını rica ederiz. Tayyare gemisi sanmayın! Yaratıhş garibelerinden ikisi de «Fetboys» dedikleri şişko ile iskelet adamdır. At cambazhanelerinde ve var yete salonlarında tam tezad teşkil ederek halkı büsbütün şaşırtmak için bu iki yaratık sahneye beraber çıkarlar. Şişko bir küp bibi yuvarlak, küçük ve kısı bacaklıdır. îskelet adam ise hem çiroz giKucaçındakini göstererek ilâve etti: Meselâ, bunlardan biri bıyıklı ve sa bi zayıf, hem de minare gibi upuzun Kadriyem de kucağımda... Dakallı kadın Julianedır. Üst dudağınm dur. ha üç yaşındadır. üzerinde kocaman bir bıyık mevcud ol Demek ayda yirmi liradan baş duğu gibi alt dudağı ve çenesinde sü Cüceler de varyete ve at cambaz. Kalabalık biraz dağildıktan sonra ka geliriniz yok. hanelerinin en mühim numaralarını teşDÜrge kadar uzun bir sakalı vardır. Bu kapının yanında oturan siyah yeldinne Hayır, bu virmi lira ile yedi bo kadın aslen Macardır. Bu çeşid tabiat kil ederler. Cücel«rin alelâde bir ada li kadına yaklaşıyorum. gaz besliyoruz. Ayrıca ev kirasına yer garibesi arıyan menegerlerden biri bu mın elindeki tepsiye koyup bir elile kal Merhaba abla.., kalır mı?.. Allah merhametli adamlan kadını kesfeder etmez, ikisi birden müt dırabileceği kadar küçüklerı de vardır. Merhaba bayanım.. Işin en garib cıheti bu cüceler ya keneksik etmesin. Eğer bu hanın sahibi bi his para kazanmaya başlamışlardır. Burası bir ev mi?.. Dükkân mı?. ze burasını da vermeseydi boğazdan, dihklerinden evlendikleri, yahud da Bundan epeyce evvel Amerikada Depo mu?.. tecrübe icin evlendirildikleri zaman dünbir de ev kirası kesecektik... böyle bir kadın mevcuddu. Yalnız o Ev bayanım... Yani benim o Başka bir yerden yardımınız yok nun yüzündeki kıllar pek bıyık ve sa yaya gelen çocukları çok defa kendi dam... mu?.. leri gibi cüce olmazlar, tabıî şekilde bükal denecek şekilde değildi. Saçlannm Odanız mı?.. Burada başka ki yürler ve alelâde birer adam olurlar. Yok hanımım. altı çocuklu ka gayritabiî bir tarzda büyüdüğü ve yüzüralık odalar var mı? dmlara yardım yapılacak diye söylen nün büyük bir kısmını kapladığı açık Daima «Siyamlı kardeşler» unva . Hayır yok... Ben burada kira ile di, söylendi amma biz mi yolunu bilminını alan kardesler de dünyada beş on gönilüyordu. oturmuyorum ki... Allah razı olsun yoruz da alamıyoruz, yoksa bu yardım Son asnn en zengin ve ayni zamanda senede bir zuhur eden hilkat garibele han sahibi acıdı da bana burasını ver yaoılmıyor mu bilmivorum. en ziyade dikkate değer bir hilkat ga rinden biridir. Bu çeşid kardeşler ilk 'di... Açık bir oyuktu burası.. Bu ka Nefessİ7İikten orada daha fazla du ribesi de «cifte adam» Lalodur. La defa Siyamda dünyaya geldıği için büpılan filân ben yaptırdım. Bedava oturamadım. Sıhhî hiçbir şartı haiz olmı lonun vücudünde ikinci bir insan da tün o tarzda yapışık olan çocuklara «Siruyorum şimdi. yan ve'medenî bir memlekette bir hay ha mevcuddur. Bunun kafası Lalonun yamlı kardeşler» denmektedır. Bugün Görebilir miyim burasını?.. vanın bile barındınlmıyacağı kadar ber kanvnda, üyelerinin diğer kısımları dı dünya üzerinde hakikaten Siyamda dün Hay, hay buyurunuz'efendim. bad olan bu yerden dar dışarı fırla şarıdadır. yaya gelmiş birbirine yapışık iki kızkar^ Hakikî bir zindana giriyorum. Bu dım. Lalonun vücudündeki ikinci insa deş mevcud olduğu gibi diğer bir zenci zîndan, dışından tarunin ettiğim kadar •*• nm^ elleri ayakları Lalonun iradesine yapışık kardeşler de vardır. küçük değil. Fakat tavanlan çarpık, alBütün dünya memleketleri nüfusla kat'ivyen tâbi olmadan kendi kendile insanlar kendilerinin tabiate uygun olçak ve rutubetli... Yanm metroluk bir nnı artırmak için adeta birbirlerile ya mıyarak doğmuş olmalarını tabiidir ki jaralıktan sonra, yerden otuz santim rış ederlerken, altı evlâd meydana geması düsünülürken şehrin ta ortasında temenni etmezler. Fakat bu şekildeki Jcadar yükseklikte yapılmış bir tahta dö tirmiş olan bir annenin bu kadar yar Mahmudpaşa yokuşundan beş metro mahluklan görmek için büyük fedakâr[şeme, taş veya toprak zeminden dımsız kalması ve altı çocuğun bu gü ileride altı çocuklu bir ailenin böyle izlıklardan çekinmezler. O zavalhlar için bu odanın içinde oturanlan ayın nessiz ve havasız yerde muhakkak bir belerde bannmasına müsaade edilişidir. de topladıklan paralar hiç şüphesiz bir yor. ölüme terkedilmesi doğru mudur? Şehrin sıhhatıle meşgul olanlar, işbaşı teselli teşkil eder. Gayritabiılıklerinden \ Siyah yeldirmeli kadın ayakkabla Beni alâkadar eden cihet zamanı na! ve çirkinliklerinden dolayı duydukları kıot cıkaıaıak evinin ıkinci kabna (\\..\ mızda hayvan ahırlannın bile sıhhî olSUAD DERVİS teessürü bu suretle azaltnuş olurlar. Cenub, Kalıfornıya «ularında doîaşan «Tango» isminclek bu gemı «jyyar bir kaz.no ve kumarhanedir. Amerika zenginlerinin bu F? farkı da denız üzerinde olusudur!. l* î8*?™? 7™*": Muaz «™ ve muhtefem bir otelden Holivud açıklarında bir canavar Resimde gördüğünüz şu baiina yavrusunu yakahyabilmek için üç gemi, Holivud açıklarında yedi saat mücadele etmeğe mecbur ol • muştur. Mücadelede anaıı yavrusunu »iddetli surettc müdafaa et • miş, sonunda canavar vurulup yakalanmıstur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: